Eleştiri
Graduation
| B+ |
Durulmayan Yeni Romen dalgasının son neferlerinden Graduation. Cannes fetihleriyle nam salmış, festivali ödülsüz terk etmeme yarışında Dardenneler ve Nuri Bilge Ceylan’la kıran kırana mücadele eden Cristian Mungiu’nun imzasını taşıyor. Bir üçüncü dünya ülkesinde doğmuş olmanın getirisiyle Mungiu da efkarla pişmiş, etrafında ne olup bittiğini iyi bilen bir vizyoner. Graduation, birkaç sene evvel Andrey Zvyagintsev’in Leviathan isimli filmine yaptığımız yorumla özetlenebilir: İsimleri ve lokasyonları değiştir, gerisi aynı primitif ülke hezeyanları. Halkı dizine kadar bokun içine batmış bir gerçeklikte terk edip gitmeyi kurtuluş olarak gören tanıdık simalar izliyoruz. Bürokrasinin, erkek hegemonyasının, eğitim sisteminin yozlaşmayı marifet sanmasından doğan tüm sıkıntılar çökmüş hikayenin merkezindeki ebeveynin üzerine. Özel hayatındaki problemlerle sınırlı değil mihneti. Zaten içine düştüğü olmamışlıklar diyarı başlı başına kederine yetiyor. Belki daha evvel söylenmemiş bir sözü yok, her yumruğu tekerrür gibi. Ama o kadar bizden, içimizden bir öykü ki bu. Dört tarafı açık 81 illi cezaevimizde Graduation senin, benim hikayem aslında. Aptalca bir sınav sistemiyle geleceğine karar verilenlerin, aydın nesiller yetiştiren eğitim yuvalarında bile güvenliği sağlanamayanların, pasaportundaki uyruk ibaresi yüzünden uluslararası kabul edilebilirliği olan yerlerden mezun olmak adına canını dişine takanların ve bu sefillikte üreyip evladını kendi düştüğü hatalardan uzak tutmak isteyenlerin hikayesi. Bir dokundu bana sanırım Graduation, toparlarım elbet.