Takip et

Oscar 2012

Oscar Sohbetleri: “I’m the king of the world”

tarihinde yayınlandı.

Leonardo DiCaprio, J. Edgar

Bundan 14 sene önce Titanic adında devasa bir yapım hayatımıza girdi. Oscar tarihinin en önemli rekorlarından birine şahit olmamıza olanak sağladığı gibi aynı zamanda Kate Winslet ve Leonardo DiCaprio gibi iki önemli yeteneği de dünya çapında ünlü yıldızlar haline getirdi. James Cameron‘ın filmi kimilerince sadece ticari kaygıyla dolu bir film olarak değerlendirildi. Kimileri ise filme aşık oldu, Rose ve Jack’in aşkını diline doladı. Celine Dion‘un My Heart will Go On‘unu her duyduğumuzda tüylerimiz ürperdi. Şimdi Kate Oscar’ını kavuşmuş bir şekilde hayatını devam ettiriyor. Ama Titanic ile aday olmayınca Akademi’ye trip atıp davetlerini geri çeviren Leonardo DiCaprio özellikle kariyerinde son yıllarda çok başarılı işler sergilemiş olsa da Oscarsız bir aktör olarak sırasını bekliyor.

Leo için söylenecek çok söz yok aslında. Çok iyi filmlerini de izledik, çok kötülerini de. En büyük sorunu hep muhteşem yönetmenlerin filmlerinde rol alıp hiç risk almamasıydı. Ki bu durumda değişen bir şey de yok. Leo‘nun kariyeri Martin Scorsese, Christopher Nolan, Clint Eastwood, James Cameron, Edward Zwick, Sam Mendes, Ridley Scott gibi kendini çoktan ispat etmiş yönetmenlerle dolu. Yeni projelerinde bile Baz Luhrmann ve Quentin Tarantino gibi isimleri görüyorsunuz.

Şimdi gelelim asıl konumuza… Leonardo DiCaprio‘nun bu seneki Oscar yolculuğu zirveden başladı, sonra bir anda yükselişini kaybetti. Derken geçen hafta AFI’ın düzenlediği festivalde gösterimini yapan J. Edgar her ne kadar film konusunda izleyicinin ikiye bölünmesine sebep olsa da Leonardo DiCaprio için “Bu yıl Oscar’ı alacak.” tarzında yorumlarla karşılandı. Hatta film için söylenen şey Leo‘nun ve Armie Hammer‘ın fazlasıyla iyi olduğu, bu ikili haricinde bir de teknik olarak makyajın Oscar’a aday olabileceği. Ben de sonunda hep alt sıralarda beklettiğim Leonardo DiCaprio‘yu bugün güncellediğim Tahminler sayfamda zirveye yerleştirdim. Peki durum hakikaten de netliğe kavuştu mu? İşte orası biraz karışık.

George Clooney, The Descendants

Leonardo DiCaprio, Brad Pitt, George Clooney ve Jean Dujardin adayların açıklanmasına 2,5 ay kala artık yerlerini kesinleştirdiler. Yalnız her ne kadar Leo ödülü alacak gibi bir değişiklik yapmış olsak da hala kesinlik yok. Brad Pitt‘in iddiası son sürat devam ediyor. Tıpkı Leonardo DiCaprio gibi onun da ilk Oscar’ına kavuşması olası. Ve tabi bir de Weinstein’ın bu seneki bombası The Artist var. Filmin rüzgarı Jean Dujardin‘i zirveye taşıyabilir. Tanınmamış bir isim olsa da hala Roberto Benigni‘nin aldığı Oscar’ı unutabilmiş değiliz. George Clooney ise söylenene göre The Descendants‘da kariyerinin en olgun performansını sergilemiş. Akademi tıpkı Sean Penn‘e yaptığı gibi kısa bir arayla Clooney‘ye de ikinci Oscar’ını verebilir. İlk Oscar’ının En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu kategorisinde olması da ihtimallerini artırıyor. Sonuçta son yıllarda Michael Clayton, Up in the Air, The Descendants derken Clooney inanılmaz bir aktöre dönüştü. Bu yıl “lead actor” olarak verecekleri bir ödül kariyerini ödüllendirmeye yönelik de olabilir.

Tabi tüm bu yoğunluğun arasında beşinci sıraya kimin dolduracağı da merak konusu. Michael Fassbender, Woody Harrelson ya da Gary Oldman olacak gibi bu beşinci kişi. Ben aralarında Fassbender ve Harrelson‘ın şanslarını daha yüksek görmekteyim. Hatta seçimimi Harrelson‘dan yana kullanıyorum. The Messenger‘dan sonra bir başka Oren Moverman filminde karşımıza çıkan Harrelson geçtiğimiz hafta gösterimi yapılan Rampart‘da harikaymış. Hatta aday olursa en az diğer 4 aktör kadar onun da ödüle yakın olacağını söyleyebilirim. Gary Oldman‘a ise hiç şans tanımıyorum. Tinker Tailor Soldier Spy‘ı seveceğime emin olsam da bu kalabalıkta Oldman‘ın kendine yer bulabileceğine ihtimal vermiyorum. Tabi Michael Fassbender‘ın filminin NC-17 engeliyle karşı karşıya olması onun oylarını da etkileyebilir. Lakin ben bu NC-17 sansürünün provakatif bir destek haline dönüşebileceğini düşünüyorum. Steve McQueen‘in bir başka filmine daha göz yumacaklarına inanmak istemiyorum tabi, bir de o var.

En İyi Erkek Oyuncu kategorisi belirsizliğini korumaya devam ediyor anlayacağınız üzere. Adayların kim olacağını aşağı yukarı kestirebilsek de ödülün kime gideceği konusunda hala net bir şey söyleyemiyoruz. Ve Aralık’ın sonlarına kadar da bu belirsizlik devam edecek gibi. Bu arada Akademi ile son yıllarda hep ortak kararlar alan SAG’in daha önce George Clooney‘yi hiç ödüllendirmemiş olduğu gerçeğini de es geçemiyoruz. Ki SAG’in özellikle veteran aktörlere karşı inanılmaz bir sempatisi var. Gary Oldman‘ın sezon boyunca aday olabileceği ciddi ödüllerden biri SAG bence. Hatta şöyle diyelim… Altın Küre Leonardo DiCaprio‘ya, BAFTA Gary Oldman‘a, SAG George Clooney‘ye giderse Oscar’ı kim alır?

Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II

Gelelim başka bir konuya… Okuyucularımızdan biri Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II‘nun Oscar şansı üzerine bir şeyler yazmamı istedi. Hemen konuşalım. Eğer ki En İyi Film kategorisi hala 10 adaydan oluşuyor olsaydı, yani bu 5 ile 10 arasında değişen yeni kural olmasaydı, bence Harry Potter En İyi Film kategorisine aday olabilirdi. Ama yeni kurallar gereği ilk oylamada bir filmin üyelerin %5’inin oyunu alması gerekiyor. Ve bu ilk oylama dediğim Akademi üyelerinin seçtiği ilk üç. Ben bu kadar kompleks bir sistem içerisinden The Help‘in bile çıkacağından şüpheliyken Harry Potter‘ın kendine büyük kategoride yer bulabileceine inanmıyorum. Bu bir hayal.

Lakin tüm bunların yanında Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II‘nun BAFTA’da En İyi Film ya da En İyi İngiliz Filmi ödüllerinden birini alacağına adım gibi eminim. Orada gösterecekleri başarıyı şimdiden hayal edebiliyorum. Oscar’a gelirsek… En İyi Sanat Yönetimi dalına 4 kere aday olup hiç ödül almadan döndüler. Büyük ihtimalle bu yıl kesin alacakları tek ödül sanat yönetimi. Ve eğer Akademi Harry‘yi hor görüp sırt çevirmezse En İyi Görsel Efekt ödülünün de serinin son filmine gittiğini görebiliriz. Ve bir de görüntü yönetimi ödülü var ama ona aday olsa bile alabileceklerini zannetmiyorum. Kostüm tasarımı, ses gibi kategoriler ise hayal. Filmin yardımcı oyuncuları için de birkaç yerde büyük destek gördüm. Özellikle Alan Rickman‘a olan destek çok fazla. Bence sırf Düşünseli sahnesindeki performansı için bile aday edilebilir. Ki bu sene yardımcı erkek oyuncu kategorisi çok vasat bir yarışa tanıklık ediyor. Doğru kampanya yapılırsa neden olmasın? Yalnız bu sırf kampanyayla olacak iş değil. Diğer kritik gruplarının ve birliklerin de desteği çok önemli.

Şimdi… Soru 1: Altın Küre-Leo, BAFTA-Gary Oldman, SAG-Clooney tezime göre ödül kime gidecek? Soru 2: Harry Potter‘ın size göre Oscar şansı ne? En İyi Film kategorisinde iddiası olduğuna inanıyor musunuz? Cevaplarınızı bekliyorum.

Devamını oku
8 Comments

8 Comments

  1. Muhammed Ali

    9 Kasım 2011 at 16:29

    Cevap 1- Leo, Pitt, Oldman, Clooney, Fassbender aday..Oscar Leo’ya gidecek.Pitt’e de The Tree of Life ile yardımcı ödülünü verecekler.

    Cevap 2- En İyi Film 10 aday olsaydı çok yüksek ihtimal aday olurdu.Ancak bu durumda çok zor..Bunu da farkında olan akademi üyeleri teknik dalları dayacaklardır..
    Kazanır: Sanat Yönetmenliği, Görsel Efekt
    Aday Olma İhtimali Yüksek: Makyaj, Sinematografi
    Düşük de Olsa Bir İhtimal: Yardımcı Erkek Oyuncu ( Alan Rickman )
    Orjinal Müzik ( Alexandre Desplat )
    Bu seneki Yardımcı kategorisini gördükçe Rickman’ın adaylığı hakettiğini düşünüyorum.8 filmdir sapmayan derin bir karakter var ortada..

  2. Müge Dörtok

    10 Kasım 2011 at 08:00

    Cevap 1: Oscar Ödülü bence Brad Pitt’e gidecek. Moneyball fragmanlarını izledim ve çok etkilendim. Film, 9 Aralıkta vizyona giriyormuş, bu da çok güzel.

    Cevap2: Harry Potter Sanat Yönetmenliği ödülünü alacak.

  3. Özgür

    10 Kasım 2011 at 11:11

    Dicaprio’nun Oscar alma vakti bence çoktan geldi.. Bu zamana kadar almaması zaten en büyük oscar ayıplarından biri.. Akademi üyelerinin artık o at gözlüklerini çıkarıp gerçekleri görmesi herkesi sevindirecektir.

  4. Özgür

    10 Kasım 2011 at 11:24

    SAG ve BAFTA kime gider bilmiyorum ama Altın Küre’nin Leo’yu çok benimsediği belli. Titanik, Sıkıysa Yakala, Kanlı Elmas ile adaylık, Göklerin Hakimi ile bu ödülü kazanması unun göstergesidir. Bu sene de adaylık garanti, hatta ödülün de en büyük favorisi. Harry Potter e gelecek olursak BAFTA’da bişeyler yapacaktır ama Oscar’da çok zor. Belki teknik dallarda birkaç adaylık alır. İnception için o kadar konuştuk da ne çıktı? Akademi, son yıllardaki saçmalığına devam etti umarım burada biter.

    • umurtas

      10 Kasım 2011 at 12:43

      Ben Inception ile Harry Potter’ı ayrı tutmaktan yanayım. Inception’a, daha doğrusu Christopher Nolan’a En İyi Yönetmen adaylığı verilmemesi büyük bir ayıptı. Ne zaman bu laneti bozar bilemiyorum. Ama Harry Potter sadece teknik dallarda adaylık olsa hiç rahatsız olmam. Alan Rickman’ı çok çok beğensem de sahnesi o kadar az ki fark edilmesi için çok çok büyük bir desteğe ihtiyacı var. Leo için ise umutlarımız büyük. Sadece Brad Pitt ve George Clooney gibi yine çok sevdiğim iki isimle karşı karşıya olması beni düşündürüyor. İzledikten sonra karar vereceğim ama şu an için kim kazansa üzülmem.

    • Özgür

      11 Kasım 2011 at 12:59

      İnception ı tabiki Harry Potter, Karayip Korsanları, Yüzüklerin Efendisi ve hatta Matrix’ten bile ayrı bir kategoride incelemek gerekir.. Zira çok farklı ve orjinal bir konuya değiniyor.. Böyle bir bilim-kurgu filmi yok. Star Wars serisi bu alanda öncü ama İnception bu seriden bile farklıbir yapıda.. Filmin çoğu rüyalarda geçtiği için her türlü fantastik ögenin yer alması gayet normal.. Bu büyük deha Nolan gerçekten harcanıyor.. Nolan’ın en iyi yönetmen kategorisine aday bile gösterilmemesi ve Leo’nun Zindan Adası ile en iyi erkek oyuncu dalına aday bile gösterilmemesi ve de bana göre 2010un en iyi filmlerinden biri olan Zindan Adası’nın aday bile olamaması 2010 da Akademinin en büyük ayıpları olarak tarihe geçmiştir. Zindan Adası yerine Dövüşçü, İki Kadın Bir Erkek, Winter’s Bone gibi filmlerin tercih edilmesini hangi mantık açıklayabilir??

  5. meridyen

    10 Kasım 2011 at 21:11

    Vay, çok teşekkürler zahmet edip yazmışsınız o kadar 🙂

    Harry kitaplarının sadık bi okuyucusu olarak filmleri hiçbir zaman başyapıt bulmadım, arada Azkaban gibi gayet iyi filmler çıksa da serinin kapasitesini tam olarak kullanamadıklarını düşünmüşümdür hep. Fakat her ne kadar bi LOTR uyarlamaları olamasalar da, filmlerin 2000’ler sinemasına ve bir jenerasyona olan katkısı göz ardı edilemez. Ne yazık ki Akademi filmleri hiçbir zaman birkaç teknik kategori dışında ciddiye almadı.

    Ve geldik finale.. Ben Part II’yi çok beğenmesem de nihayetinde 10 yıllık bir serüvenin son filmi ve anladığım kadarıyla yurtdışında çok sevilmiş. Bir “En İyi Film” adaylığı veya Alan Rickman’a bi adaylık bizim gönlümüzü almaya yeter, bakalım Akademi şaşırtacak mı 🙂

    Yazı için teşekkürler tekrar.

  6. abdullah

    12 Kasım 2011 at 17:20

    leonardo dicaprio yakın bir aday almasını da isterim.ama harry potter bırakın en iyi filmi bu kategoriye girmeyi hak etmiyor.evet serinin en iyisi belki ama abartılacak kadar iyi değil.görntü yönetmenliği dalında melancolia görsel efektlerde ise ten ten yada maymunlar cehennemi ödülü alır doğrusu da bu olur.potter da ağzımızı bir karış açık bırakacak bir görsel efekt yoktu.ama maymunlar cehennemin deki görsellik harikuladeydi.potter iyi bir oscar kampanyası yaparsa bir şansı var.

Yorum yazın...

Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin