Haberler
Ve NBR, Hugo’yu seçti
Öncelikle NBR (National Board of Review) Ödülleri’nin aslında yarın açıklanacağını yazdığım için özür dilerim. Nasıl bir karmaşa oldu, neden 2 Aralık olarak not ettim bilmiyorum. Ama neyse ne. Önemli olan şu an kazananların karşımızda olması. Evet NBR beklenmedik bir şekilde Hugo‘yu yılın filmi seçti. Üç önemli eleştirmen ödülünden biri olması sebebiyle bu Hugo zaferi büyük bir anlam ifade ediyor. Yalnız ben şoka uğramadım. Eleştirmenlerin filmi ne kadar çok sevdiğini sürekli okuyoruz son bir haftadır. Yarın izleyince kendi fikrimi de anlatırım size.
Hugo‘nun zaferi haricinde New York’lu eleştirmenler tarafından görmezden gelinen The Descendants‘ın 3 ödül aldığına dikkat çekmek gerek. Yani yarıştan tamamen dışarıda değil. Ki zaten böyle bir şey de düşünmemiştik. Margin Call‘un bir kez daha En İyi İlk Film tarzı bir ödül alması benim hoşuma gitti. Eminim neden Martha Marcy May Marlene diye sızlanmaya devam edenler olacaktır. İkisi de iyi filmlerdi, hangisi kazanırsa kazansın benim bir problemim yok.
Yalnız herşeyi bir kenara bırakın en çok Tilda Swinton‘a sevindim. Keşke Swinton Oscar’a aday olabilse. Kariyerinin en iyi performansını sergiliyor We Need to Talk About Kevin‘da. Hayran olmamak mümkün değil. Umarım Akademi böyle bir performansa kayıtsız kalmaz. Sevmediğim zafer ise Felicity Jones‘un yine Elizabeth Olsen yerine seçilmesi oldu. Burada objektifliği bırakıp “Neden?” diye sormak istiyorum. Sadece bir İngiliz aksanı için Olsen‘ı harcamayalım.
50/50, Michael Fassbender ve Harry Potter‘ın ilk 10’a girmiş olması gibi daha üzerine konuşabileceğimiz pek çok şey var. Sırf The Girl with the Dragon Tattoo‘yu izlemek için oylamasını bir gün erteleyen New York Film Eleştirmenleri’nin aksine filme bir ödül de vermiş NBR. Herkes mutlu edilmiş gibi duruyor. Midnight in Paris haricinde… İşte kazananlar, işte yılın önemli ödüllerinden birinin tam listesi. Buyrun:
En İyi Film: Hugo
En İyi Yönetmen: Martin Scorsese, Hugo
En İyi Erkek Oyuncu: George Clooney, The Descendants
En İyi Kadın Oyuncu: Tilda Swinton, We Need to Talk About Kevin
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christopher Plummer, Beginners
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Shailene Woodley, The Descendants
En İyi Özgün Senaryo: 50/50; Will Reiser
En İyi Uyarlama Senaryo: The Descendants; Alexander Payne ve Nat Faxon
En İyi Toplu Performans: The Help
En İyi Çıkış Yapan Oyuncu: Felicity Jones, Like Crazy ve Rooney Mara, The Girl with the Dragon Tattoo
En İyi Debut (Yönetmen): J.C. Chandor, Margin Call
Yabancı Dilde En İyi Film: A Separation
En İyi Animasyon: Rango
En İyi Belgesel: Paradise Lost 3: Purgatory
Özel Başarı Ödülü (Film Yapımı): Harry Potter Franchise’ı
Spotlight Ödülü: Michael Fassbender (A Dangerous Method, Jane Eyre, Shame, X-Men: First Class)
NBR İfade Özgürlüğü Ödülü: Crime After Crime ve Pariah
En İyi 10 Film (alfabetik sırayla)
The Artist
The Descendants
Drive
The Girl with the Dragon Tattoo
Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2
Hugo
The Ides of March
J. Edgar
The Tree of Life
War Horse
En İyi 5 Yabancı Film (alfabetik sırayla)
13 Assassins
Elite Squad: The Enemy Within
Footnote
Le Havre
Point Blank
En İyi 5 Belgesel (alfabetik sırayla)
Born to be Wild
Buck
George Harrison: Living in the Material World
Project Nim
Senna
En İyi 10 Bağımsız Film (alfabetik sırayla)
50/50
Another Earth
Beginners
A Better Life
Cedar Rapids
Margin Call
Shame
Take Shelter
We Need To Talk About Kevin
Win Win
Müge Dörtok
2 Aralık 2011 at 07:15
NBR, Hugo’yu seçmiş, bu filmin konusu ilgimi çekmişti. 3D olması da ayrıca olumlu. George Clooney en iyi erkek ödülünü kazanmış ki zaten yarışın en güçlü adaylarından biriydi. En İyi Yardımcı kadın oyuncu ödülünü genç birisi Shailene Woodley kazanmış olması da hoşuma gitti. En iyi özgün senaryo ödülünden memnun kalamadım. Bana göre, Midnight In Paris olmalıydı. Diğer ödüller doğru adreslere teslim edilmiş gibi geldi. Özel başarı ödülü de Harry Potter’ın olmuş, buna sevindim doğrusu.
Seda
2 Aralık 2011 at 07:54
MMMM meselesi, Focus Features tarafındaki bir strateji değişikliğiyle açıklanabilir sanırım, ödül sezonunda, enerjilerini Shame’a ayırmaya karar vermişler bence. Yazık tabii, özellikle Olsen için çok iyi bir yıl olabilirdi.
Sanırım, bu aşamada A Seperation’ın Bir zamanlar Anadolu’da için heveslendiğimiz “yabancı Dilde en iyi film” ödülleri için ciddi bir engel teşkil ettiğini kabul etmeliyiz. Ki, bence çok normal, son tahlilde, dini bütün bir Woody Allen filmi gibi gelişiyor filmin olay örgüsü. Amerika’da sevilmemesi imkansız bence. Üstelik de, çok, çok iyi bir film bence de. iran sineması, çok köklü ve güçlü bir sinema. Uluslararası tanınırlığının artmasının bize de faydası dokunacaktır uzun vadede.
Kadın oyuncuda, benim ilk aday tahminlerimden biri Tilda Swinton’dı. Bakalım, meraktayım, sonunu görür müyüz. Kişisel olarak da, Michelle Williams alsın istiyorum, sırf zat-ı şahanelerine muhabbetimden…
Senaryoya gelince, çok, pek çok mutlu olurdum ben Midnight iin Paris alsa, ama Woody Allen’ın Oscar’a ne kadar ihtiyacı var ki. Öte yandan, Will Reiser’ın kariyerine eminim ki çok katkısı olacaktır bu ödüllerin. Naçizane fikrim.
NBR ve NYFCC arasındaki fark beni epey mutlu etti, konsensüs olmayan, kıran kırana bir ödül sezonu olacak gibi. Ne diyeim, seyirci kazansın 🙂