Oscar 2012
Oscar Sohbetleri: Genel bir özet
84. Akademi Ödülleri’nin adayları açıklandı. Adaylar üzerine bol bol konuştuk, sürprizlerden bahsettik. Ama ben biraz da kendi kişisel fikirlerimi söylemek istiyorum. Tabi adayları iyice inceledikten sonra değişen düşüncelerimi de sizlerle paylaşacağım.
Evet, Tom Sherak ve Jennifer Lawrence adayları açıkladığında inanılmaz mutluydum. Neden? Çünkü bu kadar çok sürprizin bir arada olması hoşuma gitmişti. Akademi’nin son yıllarda iyice monotonlaşan tavrı hakikaten sıkıcı olmaya başladı. Tilda Swinton ile Marion Cotillard zaferlerinin küçük çaplı şokundan beri büyük kategorilerde bu tarz başka bir galibiyetle karşılaşamadık. Ve şimdi War Horse ve henüz izlemediğimiz ama çok çok kötü eleştiriler alan Extremely Loud & Incredibly Close‘u insan adaylar arasında görünce umutsuzluğa kapılmıyor değil.
Tabiki benim de aday olduğunu görmek istediğim filmler vardı. Mesela The Girl with the Dragon Tattoo. Bir şeylerle karşılaştırdığınızda sizin için neler ifade eder bilmiyorum ama ben Fincher‘ın son filmini fazlasıyla beğendim. Gönül Fincher‘ın büyük kategoriye girmesini isterdi ama olmadı. Aynı şekilde Tilda Swinton… Herhangi bir adaydan şikayet edecek değilim. Hangisinin yerine Swinton‘ı yerleştirmelilerdi onu da söylemeyeceğim. Ama bir adaylık beklentim vardı açıkçası.
Daha da saymaya devam edebilirim… Mesela Gary Oldman. Bu kadar iyi bir aktörün kariyerindeki en ortalama performanslarından biriyle Oscar’a aday olması doğru mu? Bence hayır. Yine de çok da sorgulamak istemiyorum. Birincisi, herkesin aynı performansı beğenmesi gibi bir durum söz konusu değil. Öyle olsaydı zaten sezon boyunca dağıtılan tüm ödüller aynı isimlere giderdi. İkincisi, bu Akademi son iki senede hem Sandra Bullock‘un The Blind Side‘daki sıradan performansına hem de Natalie Portman‘ın Black Swan‘daki olağanüstü çalışmasına ödül verdiler. Bilmem anlatabildim mi?
Bu küçük şikayetlerden sonra genel olarak aday listesine gelirsek… Hala gizemini koruyan kategoriler var. Belki Oscar gecesine kadar yine kimin kazanamayacağını bilemeyeceğiz, belki de meslek birliklerinin ödülleriyle her şey netleşecek. Cumartesi gecesi DGA, Pazar gecesi ise SAG dağıtılacak. Kafamda oluşmuş bir tablo var tabi. Tahminlerimi de ilerleyen günlerde sizlerle paylaşacağım. Ama şimdilik yönetmen ve kadın oyuncu dallarında ne olacağını kestirmek de zorlanıyorum.
Hazır konu açılmışken kadın oyuncu yarışına da değinmek istiyorum. Benim favorim hala Michelle Williams. Bir mucize olup, SAG’de ödül almadığı müddetçe ne yazık ki Oscar’ı alma şansı sıfır. Tahminim ise Viola Davis‘in kazanacağı. Yalnız Meryl Streep‘in uzun zamandır hiç olmadığı kadar Oscar’a yakın olduğu gerçeğini de göz ardı etmek istemiyorum. SAG’de Michelle kazanırsa belki Meryl Streep için işler zorlaşabilir, ama dediğim gibi bu çok zor. Viola Davis kazanır ise o zaman da Meryl zaten daha yeni Doubt ile almıştı yorumu yapacağız. Akademi Streep‘i yine tercih edebilir açıkçası. Karışık ve belirsiz bir durum…
Hazır daldan dala atlıyorken Pazar gecesi Oyuncular Birliği’nin ödüllerinden live blogging yapacağımı da belirteyim. Eğer olur da o gece sabahlarsanız Oscar Boy’a uğramayı unutmayın. Geçen seneki gibi her galibiyetin tahmin edilebilir olmadığı bir gece ümit ediyorum. Erkek ve kadın oyuncu ödüllerinde bir sürpriz istiyorum. Mesela Octavia Spencer yerine yardımcı kadın oyuncu dalında başka biri kazansa da hiç fena olmaz. The Help‘in alamadığı senaryo adaylığı sadece En İyi Film ödülüne etki ediyor lakin ben bunu farklı şekillerde de yorumlamak istiyorum sanırım. Neyse. Dediğim gibi çok daldan dala atladım. O yüzden isterseniz En İyi Film adaylarının birlik ödüllerindeki skorlarınaa şöyle bir göz atalım:
SAG – Oyuncular Birliği
PGA – Prodüktörler Birliği
ADG – Sanat Yönetmenleri Birliği
WGA – Senaristler Birliği
DGA – Yönetmenler Birliği
ASC – Görüntü Yönetmenleri Birliği
CDG – Kostüm Tasarımcıları Birliği
ACE – Editörler Birliği (Hala türkçeye kurguyu yapan kişinin nasıl çevrileceği hakkında en ufak bir fikrim yok.)
Teknik meslek birlikleri: VES – Görsel Efekt / CAS – Ses Miksajı / MPSE – Ses kurgusu
HUGO (9): PGA, ADG, WGA, CES, DGA, ASC, ACE, CAS, CDG
THE ARTIST (7): SAG, PGA, ADG, DGA, ASC, ACE, CDG
THE DESCENDANTS (7): SAG, PGA, ADG, WGA, DGA, ACE, CDG
MIDNIGHT IN PARIS (5): SAG, PGA, WGA, DGA, ACE
THE HELP (5): SAG, PGA, ADG, WGA, CDG
MONEYBALL (4): PGA, WGA, ACE, CAS
WAR HORSE (4): PGA, VES, ACE, MPSE
EXTREMELY LOUD & INCREDIBLY CLOSE (1): ADG
THE TREE OF LIFE (1): ASC
Bu istatistiğin üzerine bir de tüm eleştirmen gruplarında 9 adayın En İyi Film zaferi var mı diye bakalım…
THE ARTIST (14): NYFCC, Washington DC, Boston, NYFCO, Indiana, Las Vegas, San Diego, Detroit, St Louis, Oklahoma, Phoenix, Vancouver, EDA, London
THE DESCENDANTS (7): Los Angeles, Houston, Florida, Southeastern, Dallas Ft., Kansas City, Iowa
THE TREE OF LIFE (7): San Francisco, AAFCA, Toronto, Chicago, OFCS, Denver, Georgia
HUGO (3): NBR, Austin, Nevada
THE HELP (1): BFCC
WAR HORSE (1): North Texas
MONEYBALL, MIDNIGHT IN PARIS, EXTREMELY LOUD & INCREDIBLY CLOSE (0)
Son olarak büyük ödüllerden BAFTA, Critics’ Choice ve Altın Küre’de aldıkları adaylıklara göz atalım istiyorum:
THE ARTIST: Critics’ Choice, Altın Küre, BAFTA
THE DESCENDANTS: Critics’ Choice, Altın Küre, BAFTA
THE HELP: Critics’ Choice, Altın Küre, BAFTA
HUGO: Critics’ Choice, Altın Küre
MIDNIGHT IN PARIS: Critics’ Choice, Altın Küre
MONEYBALL: Critics’ Choice, Altın Küre
WAR HORSE: Critics’ Choice, Altın Küre
THE TREE OF LIFE: Critics’ Choice
EXTREMELY LOUD & INCREDIBLY CLOSE: Critics’ Choice
The Artist ve The Descendants‘ın tüm sanatsal ve teknik dalları saymazsak Hugo‘dan bir adım olduğu çok açık. İkisi de üç büyük ödül grubuna aday oldular ve tabi ikisinin de Altın Küre’si var. Bu arada Critics Choice’un adayların dokuzunu da kendi En İyi Film dalında bulundurduğunu fark etmişsinizdir. Eleştirmenler Oscarlar’ı takip etmekte her zamankinden daha başarılı anlayacağınız. Hemen ekleyeyim, eleştirmenlerin onuncu adayı Drive‘dı.
Bu hafta genel olarak durumu şöyle bir görelim istediğim için böyle bir şeye kalkıştım. DGA ve SAG tahminlerimi Oscar Sohbetleri’ne karıştırmayıp sonraki günlere bırakacağım. Pazartesi gününden itibaren 24 kategoriyi teker teker inceleme altına alacağımızı da eklemek istiyorum. Oscar Boy ve Readers’ Choice Ödülleri’ni de Şubat ayı içerisinde artık bir sonuca ulaştırmak istiyorum ama hala izleyemediğimiz pek çok film var. Bu sene Oscar’dan sonraya sarkabilirmiş gibi geliyor. Haftaya görüşmek üzere.
yaxley
26 Ocak 2012 at 17:22
Ben Yardımcı Kadın Oyuncu dalında bir sürpriz bekliyorum.Oscar’ı alacak isim Janet McTeer olacakmış gibi bir his var içimde.Nedenine gelirsek;
McCarthy:Aday olduğu için sevinmesi gereken kişi.
Spencer, Bejo, Chastain: Evet üçü de çok beğenildi ancak hangisi birbirinden üstün.Hangisinin performansı daha güçlü.Ve üstelik 3’ü de yeni isimler.Daha önce aldıkları bir adaylık yok.Evet Spencer öne çıkıyor.Belli ki sektörde de seviliyor ancak Chastain’in destekçisi de az değil.Ki şu an baktığımızda Chastain sanki daha profesyonel bir isimmiş gibi geliyor yıl boyunca oynadığı filmlerden ötürü.Ki The Tree of Life’ın akademideki destekçilerini de gördük.Oradaki performansı içinde oy verenler olacaktır.Öte yandan The Artist’e aşık olanlar düşünmeden Bejo’a verecektir.Yani demeye çalıştığım şey 3 aktris de çok ortada.3’ünün de kendilerine göre avantajları var.Ancak 3’ü de yeni isimler.Özellikle Spencer böyle bir rolle ödül alabilir mi hiç ama hiç emin olamıyorum.
İşte bu kargaşada daha önce de Oscar’a aday olmuş Janet McTeer giriyor devreye.Üstelik tam akademinin ağzına ayık gösterişli bir performansla..Ben diğer 3 bayan savaş içerisindeyken McTeer geriden gelip ödüle ulaşacak diye düşünüyorum..
Sen ne düşünüyorsun Umur??
Umur Çağın Taş
26 Ocak 2012 at 17:26
Ben de tam aksine Janet McTeer’ın içlerinde kazanamayacak tek isim olduğunu düşünüyorum. Eğer Octavia Spencer olmasaydı bu gruptan Melissa McCarthy çok kolay bir şekilde çıkıp ödüle kavuşabilirdi ama şu an işi çok zor. Geriye de iki seçenek kalıyor: Chastain ve Bejo. The Help gibi bir filmden Chastain’in ödül alması, eğer kadın oyuncu ödülü Viola Davis’e gitmezse herhalde görebileceğimiz en ırkçı tavır olur. Yani geriye tek seçenek kalıyor, o da Bejo. Eğer The Artist’i çok sevmişlerse Berenice Bejo’ya oy verebilirler. Yalnız şu da var, kendisi çok yeni bir isim. Ve bu kategoride büyük bir destek olmadığı müddetçe yeni isimlerin kazanması çok nadir rastlanan bir durum. Yine de Octavia en olası galip gibi.
TigerBlood
26 Ocak 2012 at 19:01
İşte o söylediğin ırkçı tavır meselesi yüzünden Chastain’in ödülü alması hayal gibi geliyor.
Adamlar oy verirken öyle düşünecekler,böyle önemli bir konunun işlendiği bir film için Spencer’a oscar verelim bari diyecekler.Çok saçma bir durum,hiç hoş değil ama olacak gibi
mertcan
26 Ocak 2012 at 18:21
the artist ve the descendants’ı karşılaştırmak istiyorum
the artist yapmacık bana hiç samimi gelmedi.ne jean dujardin ne de berenice bejo ikisini de kazanacağını düşünmüyorum.tek artısı sessiz film olması.filmdeki rüya sahnesi için de aşırı zekaya gerek yok .sessiz bi filmde ses çıkması bu mu yaratıcı?
senaryo da o kadar başarılı değil ben daha ilginç bi senaryo beklerdim.ve klişe :ünlü güzel kızla tanışır erkeğin gururu yüzünden aşk biter falan filan….
açıkçası tek güzel yanı danstı
oscar ı kazanması saçmalık olur.sessiz film olması onun en iyisi olduğu anlamına gelmez
the descendants, artist gibi yapmacık değildi.george clooney döktürmüştü.shailene woodley iyiydi ama mükemmel değildi.ben amara miller’i daha çok sevdim.aldatma olayı ve ailenin tepkisini aşırı beğendim.alexander payne michel hazanavicius dan daha iyi kuşkusuz.
the descendants umarım oscarı alır en azından en iyi erkek oyuncu
Erşah
26 Ocak 2012 at 18:28
Black Swan’da Natalie’yi beğenmemek için.. Neyse, kapatıyorum o konuyu. Benim için son yılların en muhteşem kadın performansıydı ve son yılların en doğru tercihiydi.
Drama dalında Altın Küre’si olan filmler bildiğin üzere son 2 yıldır ödüle ulaşamıyorlar. Bir meziyet değil yani. Ben onun için Descendants’ı çoktan kafamdan sildim bile.
Viola Davis en iyi aktris dalında benim favorilerimden birisi, gel gelelim ki yardımcı dalda Octavia Spencer’ın aynı filmden ödül almasını istemem. Sıradan bir performans. Berenice Bejo veya Jessica Chastain’in şiddetle almasını isterim. Sanırım dediğin gibi SAG ile belli olacak. Ve ben hala en iyi aktris dalında Glenn Close’un şansı olduğunu düşünüyorum. Büyük bir süpriz olabilir.
Benim bu sene eleştirebileceğim bir diğer mevzu Chris Plummer’ın neden bu kadar şişirildiği ? Her gay oynayana, her cesurca sevişene Oscar verilecekse işimiz var demektir. Hadi tamam madem böyle, neden Heath Ledger’a ödül verilmedi ? Veya Kate Winslet’ın kayıp Oscarları…
En iyi film dalında büyük bir kargaşa var. Hugo en çok adaylığı elde etmesine rağmen BAFTA’da saf dışı bırakıldı. Ki bu sene BAFTA “Academy Fellowship” ödülü de verecek Scorsese’ye, hey Allahım ! Ama benim için hala 2 rakip var bu dalda ve bunların dışında bir filmin ateşinin körükleneceğini zannetmiyorum. The Artist ve Hugo.
Umur Çağın Taş
26 Ocak 2012 at 18:30
Bu arada Natalie Portman cümlem yanlış anlaşılmış sanırım. Ben Sandra Bullock’un sıradan performansından sonra Natalie Portman’ın harika çalışmasını seçmelerindeki dengesizliği işaret etmek istemiştim. Christopher Plummer konusunda sonuna kadar katılıyorum. Tamamen şişirilmiş bir performans, şişirilmiş bir film. Ki Plummer’ı çok ama çok severim.
mertcan
26 Ocak 2012 at 18:35
2 yılın çok şey değiştireceğini sanmıyorum.
Erşah
26 Ocak 2012 at 21:04
Ben özür diliyorum, yanlış anlamam için. Sonunda Plummer konusunda bir destekçi buldum, oh be ! 🙂
Uygar
26 Ocak 2012 at 18:40
Bence bir Hugo sürprizi beklememek yersiz(her ne kadar çok istesem de).Oscar %90 The Artist’in olacak.Ama eğer En iyi yönetmen oscar’ı Alexander Payne ve Michael Hazanavicius’a gider de Scorsese’ye gitmezse Akademi iyice saçmalamış olur bence.Bu arada kimse bahsetmiyor ama sizce En iyi aktör’ün Brad Pitt’e gitme ihtimali var mı?Şahsen ben Pitt’in oyunculuğunu çok beğendim.
Uygar
26 Ocak 2012 at 18:41
Bu arada affedersiniz “bir Hugo sürprizi beklemek yersiz” diyecektim. 😀
Umur Çağın Taş
26 Ocak 2012 at 18:44
Ben de Brad Pitt’in oyunculuğunu çok beğendim ve kesinlikle George Clooney’ye tercih ederim. Pitt tabiki de ödülü alabilir, hiç belli olmaz.
Eğer SAG Clooney’ye giderse, ki gidecek, çünkü George Clooney bugüne kadar bireysel olarak SAG’den hiç ödül alamadı. Artık ödüllendirmek isteyebilirler. Ve SAG’de Clooney kazanırsa da Brad Pitt’in işi çok zorlaşır. Ama Brad Pitt, SAG’de sürpriz yaparsa işler değişir tabi. Yalnız şöyle de bir gerçek var ki Brad Pitt bu sene iki filmiyle de Oscar yarışında bir bakıma. The Tree of Life çok da kesin olmadığı için şaşırtan bir En İyi Film adaylığı aldı. Bir yandan Clooney’nin The Ides of March’ı da senaryo dalında yarışta. Lakin oyunculuk kategorilerinde sadece oyuncular oy verdiği için de ne The Tree of Life ne de The Ides of March’ı çok da ihtimallere dahil etmemek gerek.
Kısacası Brad Pitt kazansın istiyorum ve bunun için kendimce bahaneler yaratmaya hazırım 🙂 Keşke SAG’de sürpriz yapsa.
TigerBlood
26 Ocak 2012 at 18:46
The Help yardımcı kadın oyuncu dalında 2 aday çıkarttı,bana kalırsa listeye Bryce Dallas Howard bile 3.üncü kişi olarak girebilirdi.Ama Viola Davis’in kadın oyuncu dalında aday olacak bir performansı yok.Sen yukarıda ödülü alabilir deyince hafiften ürktüm,çok haksız bir sonuç olur,aday olması bile fazla,normal bir performans sergilemiş.
Diğer bir performans sorunu da Gary Oldman,ben de öyle aday olmasını sağlayacak bir performans görmedim filmde.Durağan bir karakteri canlandırıyor,tıpkı Drive’da Ryan Gosling’in yaptığı gibi.
Belki de kendimize şu soruyu sormalıyız,oyunculuk sadece mimiklerden mi oluşuyor ?
Yani mimiklerini kullanmayan,durağan bir karakter sergileyen oyuncu Oscar’a aday olmalı mı ?
Normal bir performans mı sergiliyorlar,yoksa karakterle kurulan bağ çok mu güçlü ?
Düşününce iki oyuncunun da oynadıkları karakterin özelliklerini çok iyi yansıttıklarını,karakterle bir olduklarını görebiliriz.
Jessica Chastain ödül alsa ne güzel olur
Umur Çağın Taş
26 Ocak 2012 at 18:50
Durağan performanslar mı yoksa abartılı olanlar mı karşılaştırmasında ben o “durağan” olarak adlandırdıklarımızdan yanayım. Mesela Brad Pitt de bu sene her iki filminde de abartıya kaçmadan oynuyor ama belki de yılın en iyi performanslarından birini veriyor. Jean Dujardin ise tam olarak abartının sözlük anlamı bu sene. Lakin The Artist zaten abartılı oyunculukların hat safhada olduğu sessiz film döneminde geçmekte. Karışık bir durum… Ama bugün kendi Twitter hesabımda da söyledim, mesela Melissa Leo geçen sene oldukça şov yapmıştı The Fighter’da. Bana göre gereğinden fazla ve rahatsız ediciydi. Yine de Akademi gidip onu seçti.
Gary Oldman’ın karakteriyle olan bağına bir şey diyemeyeceğim. Tek bildiğim Tinker Tailor Soldier Spy’ın seyirciyi boğan bir film olduğu. En azından ben filmden ve Oldman’ın performansından memnun olmadığımı söyleyebilirim.
TigerBlood
26 Ocak 2012 at 19:08
Tinker Tailor Soldier Spy herkesin beğenebileceği bir film değil,sıkıcı,boğucu bir tonda ilerliyor,bana sorun çıkartmadı ama çoğu kişiyi rahatsız etmiştir.
Gary Oldman da sırf filmin ortalarında Karla’yı anlattığı bölüm için aday edilmiştir,başka bir sahne yok çünkü.
Brad Pitt’in performansı gerçekten çok güzeldi,oscar’ı almalı, ama alır mı ?
George Clooney’i de çok severim,ama filmi daha izleyemediğim için performansı hakkında yorum yapamıyorum.Ama ödül ikisinden birine gider.
The Descandants’ı daha izleyemedim,ama nedense fragmanını izleyince film çok hoşuma gidecek gibi geliyor.Umarım haksız sayılmam
shifty
26 Ocak 2012 at 22:28
Kariyerinde bu kadar iyi oyunculuklar olan Gary Oldman için Akademiye mail atalım da Leon’la bile değil de 1986 yılındaki Sid and Nancy ile aday etsinler. Ne demek kariyeri çok iyiydi bu oyunculuğu yeterli değil aday olmamalı? Ne kadar saçma. Oyunculuğu da film de 10 numaraydı bence ama genel anlamda insanlar Oscar ve Hollywood klasmanında yorumladığı için Avrupa ve İngiliz temalı bir filmi yakıştıramıyor olabilirler.
TigerBlood
27 Ocak 2012 at 01:07
Film boğucu,sıkıcı olarak ilerlese de ben çok beğendim,yılın iyilerindendi.
Gary Oldman’da oyunculuk olarak iyi bir performans olarak sergiledi,bizim tartıştığımız konu ne kadar iyiydi?,oscar’a aday olabilecek bir performans sergiledi mi ?
Eleştirmen gruplarından ödülü evine en çok götüren Fassbender listeye giremedi bile.
Ben hala oscar’ı bu sene Brad Pitt’in eve götüreceğine inanıyorum,harika bir performans sergiledi,umarım kazanan o olur.
shifty
27 Ocak 2012 at 02:18
Bu hafta içinde The Artist’i ve The Desendants’ı izledim. Önce Jean Dujardin’den çok etkilendim ardından da George Clooney’den. Bu sene çok iyi oyunculuklar var gerçekten. Benim gönlüm George Clooney’den yana. Brad Pitt de iyiydii ama kazanabileceğini düşünmüyorum.
Emel
26 Ocak 2012 at 19:49
Adaylar açıklandığında bazı adaylar için büyük tepkiler verdim kendimce ama üstünden iki gün geçip düşündükçe daha ılıman olup akademinin bir bildiği var diyorum 🙂
Film dalında yarışan dokuz adayın sekizini izledim ve her biri aday olmayı hak eden filmler tabi ki gönlümden farklı isimler geçiyordu..Ör; Drive ve The Girl with the Dragon Tattoo…Hatta The Girl with the Dragon Tattoo adaylığını en çok D. Fincher ın üstün yeteneği ve R. Mara nın performansı için istiyordum ama olmadı 🙁
En iyi erkek oyuncuda G. Oldman adaylığı herkesi şaşırttı ama filmde çok kötü olduğunu kimse söyleyemez…Sadece bize göre daha iyi performanslar olduğunu düşündüğümüzden büyük tepki verdik ki bana göre daha iyiler vardı…Ama Oldman denildiği gibi özellikle Karla yı anlattığı sahneyle bile bu adaylığı almış olmalı..Çünkü o sahnede çok iyiydi…
Yardımcı kadın oyuncu olarak ben en başından beri J. Chastain tarafındayım…Belki bu sene olduğu her yapımda üstün performanslar sergilediği için belki de The Help in en renkli ve güzel performansını sergilediği için…Hatta The Tree of Life filminin izlenebilirliğini arttıran olguların başında geldiğine inanıyorum…
En iyi kadın ve erkek oyuncu kategorilerinde kim alır diye sorulsa %80 imiz aday sayısını üçten ikiye düşüremez…Clooney-Pitt-Dujardin ve Williams-Streep-Davis üçgenleri hala bozulmadı ve son ana kadar da yarış içinde kalacaklar gibi…Oscar gecesi Pitt-Williams ikilisini ödüllerini alırken görmeyi çok çok istesem de hala belirsizlik devam ettiği için tedirginim.
onur
26 Ocak 2012 at 23:28
Buradaki hemen hemen herkes The Artist’in büyük ödülü kazanacağını düşünüyor ama ben The Descendants’ın kazanacağını düşünüyorum.Zaten Akademi dram filmlerini daha çok sever, ve uzun zamandır bağımsız filmler ödüle ulaşamadı.Bu yüzden The Descendants alacakmış gibi geliyor.Ve iki filmide iki defa izledim.The Artist çok iyi kabul ama her izlediğimde kendimi iyi hissetmemi sağlamaktan başkada yararı yok.”Feel good movie” diyorum ben Artist için.Ayrıca herkes filmde Holywood’a saygı duruşuna bulunulduğunu söylüyor ama tam aksine Holywood yerden yere vuruluyor.Sadece eski oyunculara bir saygı duruşu var.Sesli döneme geçişle beraber, Holywood’un sessiz dönemdeki oyuncuların bir daha yüzüne bakmamasını eleştiriyor.Holywood’a saygı duruşu Hugo da var.Ama Hugo’nun en iyi film için hiç umudu yok.Onu eledim açıkçası.Ben The Descendants alıcak diyorum Oscar’ı, bir ihtimalde The Artist.
TigerBlood
27 Ocak 2012 at 01:12
Tek sen değilsin,ben de The Descendants’ın alacağını düşünenlerdenim.Ama oscar adaylıkları işi biraz zorlaştırdı gibi.Film sadece 5 dalda aday oldu.Ama kazanma ihtimalinin hala olduğunu düşünüyorum.
Biz The Artist’i çok beğendik o yüzden 10 dalda adaylık veriyoruz,dahası olmaz demiş de olabilirler.Malum zamanında The Curios Case of Benjamin Button’a 13 dalda adaylık verip aynısını yapmışlardı.Bir nevi gönül alma yani.
onur
27 Ocak 2012 at 02:07
The Descandents zaten tüm ödül törenlerine 5 dalda aday oluyordu.Kurgu yerine yar. kadın oyuncu oluyordu hep.Burada kurguda aday oldu ki bu filmin Oscar şansının daha güçlü olduğunu gösteriyor.
shifty
27 Ocak 2012 at 02:21
Kesinlikle yorumuna katılıyorum. The Artist filminde bence de güzel eleştiriler var. Film ise mükemmel olmasına rağmen yangın sahnesi ve köpeğin yaptıkları ile senaryo büyük düşüşe geçiyor ve çok karikatürize bir hal alıyor. Bu kadar iddialı filmin olduğu bir yılda affedilir birşey değil bence. Hugo’yu izlemedim bilemiyorum ama şu ana kadar The Descendants alıcak gibi görünüyor. Her şekilde bağımsızlar bu sene birkaç zengin popo tekmelicekler gibi 🙂