Haberler
4. Oscar Boy & Readers’ Choice Film Ödülleri – Kazananlar
Biliyorum aslında 8 Mart’ta açıklanacağını söylemiştim ödüllerin sahiplerinin ama yazı hazırken beklemek istemedim. 4. kez düzenlediğimiz Oscar Boy & Readers’ Choice Film Ödülleri sahiplerini buldu. 20 dalda toplamda 3259 oy geldi ve ortaya çok da güzel bir sonuç çıktı. Diğer yıllardan farklı olarak ilk kez bir filmde ödüller yığılmadı. Geçen sene Inception‘a 8 ödül birden verdiğinizi düşünürsek bu yıl maksimim 4 Readers’ Choice ödüllü film olması bir mucize.
Adayları zaten daha önceden açıklamıştık. The Artist 8, Moneyball ve The Girl With the Dragon Tattoo 7’şer adaylıkla zirvedeydi. Ödül karnelerine baktığımızda ise The Artist ve Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II toplamda (hem Oscar Boy, hem Readers’ Choice) en fazla ödül alan filmler oldu. Bence en kayda değer durumlardan biri de ilk kez En İyi Film ödülünü Akademi’yle aynı adrese vermeniz. The Artist gibi siyah-beyaz ve sessiz bir filmin bu kadar kolay bir şekilde zirveye yerleşmesini beklemiyordum açıkçası.
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi sıfır çeken tek bir adayımız dahi yok. Çok büyük farklara da pek rastlayamadık oylarda. En İyi Animasyon dalı bir klasik olarak büyük bir oy farkıyla sonuçlandı. Onun haricinde En İyi Görüntü Yönetimi ve En İyi Sanat Yönetimi’nde de bir adaya yığılma görüldü.
Adayları açıkladığımda da söylemiştim dört yıldır en çok gurur duyduğum liste bu oldu diye. Aynı şeyi tekrarlayacağım sanırım. Tabi birkaç nokta var değiştirmek istediğim. Üzerinden zaman geçince fikirler daha da bir yerine oturuyor ve kafanızdaki tablo değişiyor. Ama o değişiklikler olmadan da bu haliyle gayet memnunum adaylardan. Neyse efendim, daha fazla lafı uzatmayalım. İşte 2011’in en iyileri:
EN İYİ FİLM
OSCAR BOY
1. Moneyball
2. The Artist
3. The Girl with the Dragon Tattoo
4. The Tree of Life
5. A Separation
6. Midnight in Paris
7. Drive
8. The Skin I Live In
9. 50/50
10. Extremely Loud & Incredibly Close
READERS’ CHOICE
1. The Artist
2. A Separation
3. Midnight in Paris
4. The Tree of Life
5. Drive
6. Moneyball
7. The Girl with the Dragon Tattoo
8. The Skin I Live In
9. 50/50
-. Extremely Loud & Incredibly Close
En İyi Film dalı adaylarım en çok tepki alanlardan biriydi. Hugo‘nun yokluğu çoğunuzu rahatsız etti. Aday olsaydı kazanacağını düşünenler de mevcut. Bir şey diyemem. Doğrudur. Ama Hugo yok listede o yüzden aday filmlere gelen oyları konuşacağım. A Separation oylamanın ilk haftasında zirvedeydi ve The Artist ile aralarında oldukça da fark vardı. İkinci hafta ise ne olduysa oldu ve The Artist bugüne kadar Readers’ Choice oylamalarında hiç gerçekleşmemiş bir şey yapıp çok büyük farkla birinci oldu. Michel Hazanavicius‘un siyah-beyaz sessiz filmi oyların %24’ünü alarak, ikinci sırada %16.89 oranında oy alan A Separation‘ı geçti. Midnight in Paris %12.44, The Tree of Life %10.22, Drive ise %9.33 oy alarak ilk beşi tamamlayan filmler oldu. 50/50 ve Extremely Loud & Incredibly Close %4’er oy alarak sonuncu oldular. Benim en çok şaşırdığım şey ise oldukça fazla destekçisi olan Drive‘ın beklediğimin çok çok altında oy alarak resmen yarış dışı kalmasaydı. Şöyle söyleyeyim, listede birbirine yakın sayıda oy alan film sayısı oldukça az. Yani 3-4 oy ile birbirini yakalayabilecek aday yok. Ki bu hakikaten önceki senelerde hiç mi hiç rastlamadığımız bir durum. Sadece 2009 filmlerini oylarken Up ile Inglourious Basterds‘ın çılgınca yakın oylar aldığını düşünerek bu sene de belirgin bir yarış olmadığı için benzer bir sonuç beklemiştim. Üstelik dört senedir düzenlediğimiz Readers’ Choice ödüllerinde ilk kez Akademi ile aynı filme En İyi Film ödülünü verdiniz. Yani The Artist‘in zaferini “Oscar’dan etkilenme” olarak da yorumlayamayız. Benim seçimim ise Moneyball oldu. Listedeki her filmi en az 2 defa izledim. Uzunca bir süre de ödülü The Artist‘e mi yoksa Moneyball‘a mı versem diye düşündüm. Seçimim Moneyball olsa da The Artist‘in aldığı Oscar’a da Readers’ Choice Ödülüne’de hiç sözüm yok. Slumdog Millionaire‘den beri bu kadar desteklediğim En İyi Film Oscar’lı başka bir yapım olmamıştı zaten.
EN İYİ YÖNETMEN
Adaylar: David Fincher (The Girl with the Dragon Tattoo) / Michel Hazanavicius (The Artist) / Terrence Malick (The Tree of Life) / Bennett Miller (Moneyball) / Nicolas Winding Refn (Drive)
OSCAR BOY: Terrence Malick, The Tree of Life
READERS’ CHOICE: Michel Hazanavicius, The Artist
Oylarınızla beni yine şaşırttığınız, Terrence Malick – Nicolas Winding Refn arasında geçmesini beklerken, direkt Michel Hazanavicius odaklı seyreden En İyi Yönetmen dalına gelelim… Hazanavicius %43.17 oy olarak açık ara birinci oldu. Tıpkı En İyi Film dalında olduğu gibi. Ona en yakın oy alan (%32.79) isim ise The Tree of Life ile Terrence Malick oldu. Benim dikkatimi çeken durumlardan biri de dört yıllık Readers’ Choice Ödülleri’nin üç senesinde En İyi Yönetmen dalında yarışan ve oldukça fazla fanı olan David Fincher‘ın yine oldukça az oy alması. Ne The Curious Case of Benjamin Button, ne de The Social Network ile sizlerden aradığını bulamayan Fincher sadece 10 oy alarak dördüncülüğe yerleşti. Benim ödülüm ise Terrence Malick‘e gidiyor. Açıkçası ikinci tercihim Michel Hazanavicius bile değildi çünkü izlediğim zamandan beri Malick ve Refn‘in bu senenin en iyi iki yönetmeni arasında olduğunu düşünüyorum. Ne buradaki adaylar, ne de aday olamayanlar bu ikiliyle yarışacak kadar iyi bir iş çıkarmış gibi geliyor. Tabi bir de bugüne kadar En İyi Film – En İyi Yönetmen ödüllerimin farklı adreslere gittiği ilk durum olması açısından önemli.
EN İYİ ERKEK OYUNCU
Adaylar: Demian Bichir (A Better Life) / George Clooney (The Descendants) / Jean Dujardin (The Artist) / Brad Pitt (Moneyball) / Michael Shannon (Take Shelter)
OSCAR BOY: Brad Pitt, Moneyball
READERS’ CHOICE: Jean Dujardin, The Artist
Bu yılın en ilginç durumlarından biri de Oscar alan dört oyuncudan sadece üçünün adaylarımız arasında olması. İlginç de demeye gerek yok aslında, düşüncelerim ortada. O yüzden Oscar alan oyunculardan sadece birisinin Readers’ Choice ödülüne kavuşma şansı vardı, o da Jean Dujardin. Ki çok çok küçük bir oy farkıyla da ödülü aldı kendisi. Oylarınızla ikinci olan Brad Pitt‘le Dujardin arasında sadece 5 oy fark var. Hatta uzunca bir süre Pitt öndeydi ama Oscar’dan 1-2 gün evvel Jean Dujardin oyları arttı ve ödül sahibine kavuştu. Yarışta biliyorsunuz ki George Clooney‘nin de adı geçmekteydi lakin verdiğiniz oylara bakarsak Clooney‘nin pek de şansı olmadığını söyleyebilirim. Öyle ki ünlü aktör Brad Pitt‘in aldığı oy sayısının yarısına bile ulaşamadı. Ben ödülümü Brad Pitt‘e verdim. Senenin başından beri konuşuyorum. Pitt son yıllarda çıtayı durmadan yükseltiyor. Moneyball hiç kuşkusuz kariyerinin en iyi performansı. Umarım yakın bir zamanda Oscar da alır. Çünkü Pitt, o “Brad Pitt figürü”nden fazlası olduğunu kanıtlamış durumda ve ödülü çoğu meslektaşından daha çok hak ediyor.
EN İYİ KADIN OYUNCU
Adaylar: Olivia Colman (Tyrannosaur) / Rooney Mara (The Girl with the Dragon Tattoo) / Elizabeth Olsen (Martha Marcy May Marlene) / Tilda Swinton (We Need to Talk About Kevin) / Michelle Williams (My Week with Marilyn)
OSCAR BOY: Michelle Williams, My Week with Marilyn
READERS’ CHOICE: Michelle Williams, My Week with Marilyn
Oscar Boy ve Readers’ Choice Ödülü’nün bu yıl aynı adrese gittiği 9 daldan ilki En İyi Kadın Oyuncu. Meryl Streep‘in yokluğu eleştirildi mi? Pek değil. Çünkü bu beşli içerisinde zayıf bir halka olduğunu iddia etmek çok zor. Streep‘le ilgili düşüncelerime gelen eleştirileri de yanıtlamak istiyorum yeri gelmişken… Meryl Streep‘i sevmemem gibi bir durum söz konusu değil! Hatta kendisinin filmleriyle ilgili daha önce yaptığım eleştirilere bakarak da bunu anlayabilirsiniz. Benim düşüncem Streep‘in Adaptation., The Devil Wears Prada gibi filmleri varken Julie & Julia ve The Iron Lady ile yarışta daha çok sesi çıkması, ki iki filmi de hakikaten sevmedim. Biraz da abartılı oyunculuklara pek bayılmamamla alakalı. Yalnız bahsettiğimiz kadın Meryl Streep! 2 filmini sevmeseniz geriye yine 15 adaylığı kalıyor. Umarım dördüncü bir Oscar alacaksa hakikaten mükemmel olduğu filmlerdeki gibi bir performansıyla alır. Ve Michelle Williams… Tilda Swinton‘la başabaş sürdürdüler yarışı. Son günlerde ise Michelle 20 oy fark atıp birinci oldu. Keşke gerçekten hak ettiği Oscar’ı alabilmiş olsaydı. Ama çok değil, birkaç seneye onu da sahnede göreceğimize adım gibi eminim.
EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU
Adaylar: Ezra Miller (We Need to Talk About Kevin) / Nick Nolte (Warrior) / Brad Pitt (The Tree of Life) / Corey Stoll (Midnight in Paris) / Max von Sydow (Extremely Loud & Incredibly Close)
OSCAR BOY: Max von Sydow, Extremely Loud & Incredibly Close
READERS’ CHOICE: Brad Pitt, The Tree of Life
Kabul edin ya da etmeyin bu yıl hakikaten yardımcı erkek oyunculardan çok çok iyi performanslar izledik. Buraya girememiş olsa da Alan Rickman (Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II), Kenneth Branagh (My Week with Marilyn), Jonah Hill (Moneyball), Christopher Plummer (Beginners), Albert Brooks (Drive), Eddie Marsan (Tyrannosaur) her yıl rastlayamadığımız türden başarılı işlerle karşımıza çıktılar. Yalnız tüm bu fazlalığa rağmen aralarından sıyrılan biri olduğunu söylemek de çok güç. Evet Plummer tüm ödülleri topladı ama burada biraz da kocaman bir kariyerin ödülsüz geçmesinin de etkisi var. Yoksa tüm Oscar tarihinin yardımcı erkek oyuncu kazananlarını sıralasanız eminim Plummer‘ı çok yüksek bir sıraya yerleştirmezsiniz. Gelelim oylarınıza… Ezra Miller‘ın son dakikada kaybettiği bir kategori oldu. Üstelik aldığı oy da küçümsenecek cinsten değil. Brad Pitt ile beraber tüm rakiplerini solladıklarını söyleyebilirim. Ben ise son dakikaya kadar Nick Nolte diye düşünürken Extremely Loud & Incredibly Close sonrası ödülümü Max von Sydow‘a çevirdim. Eleştirmenler biliyorsunuz ki filmi çok kötülediler. Sydow‘un bu kadar saf dışı bırakılmasının en büyük sebebi de bu, çünkü büyük ödüllerde hiç boy gösteremedi. Benim merak ettiğim bu yıl kötü bir filmden iyi bir film performansla aday olan, hatta ödül alan oyuncular varken Max von Sydow‘un neden görmezden gelindiği. Ama önemli değil. Oscar’a aday oldu, benim ödülümü de aldı. Bu bana yeter. Tek bir diyaloğu olmamasına rağmen bu kadar etkileyici olabilecek kaç oyuncu vardır ki?
EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU
Adaylar: Berenice Bejo (The Artist) / Jessica Chastain (The Help) / Melissa McCarthy (Bridesmaids) / Janet McTeer (Albert Nobbs) / Carey Mulligan (Shame)
OSCAR BOY: Melissa McCarthy, Bridesmaids
READERS’ CHOICE: Jessica Chastain, The Help
Oylarınızın bir anda yönünü değiştirdiği dallardan birindeyiz şimdi de. Yine ilk hafta şu anki kazanandan farklı biri zirvedeydi: Berenice Bejo. Daha sonra Jessica Chastain arayı açarak %36.09’a %24.85’lik bir farkla birinci oldu. Tabi eminim bunda Chastain‘in bu yıl sayısız iyi performansa (Take Shelter, The Tree of Life, Coriolanus) imza atmasının da etkisi vardır. Ben kendi adaylarımı belirlerken uzunca bir süre Chastain‘i hangi filmle listeye dahil edeceğimi düşündüğümü hatırlıyorum. Doğru bir seçim yapmış olduğuma inansam da eminim Take Shelter‘la aday etseydim sesini çıkaran olmazdı. Oscar Boy Ödülü’nü alan isim ise Melissa McCarthy oldu. Hatırlarsanız SAG adayları açıklandıktan sonra Octavia Spencer‘ın bastırmaması durumunda McCarthy‘nin Oscar’ı alabileceğini bile söylemiştim. Zaten McCarthy, Spencer‘ın olmadığı bir yılda yarışsaydı eminim ödüle rahatlıkla kavuşurdu. Neyse ki bizim kendi ödüllerimiz var ve istediğimiz isimler kazanmadığında kendimizce ödüllendirebiliyoruz. Bu yılın, hatta biraz ileriye gidersek son yılların en iyi komedi performanslarından biriyle Melissa McCarthy Oscar Boy ödülünün sahibi.
EN İYİ UYARLAMA SENARYO
Adaylar: The Descendants / Extremely Loud & Incredibly Close / The Girl with the Dragon Tattoo / Moneyball / The Skin I Live In
OSCAR BOY: Moneyball; Steven Zaillian, Aaron Sorkin ve Stan Chervin
READERS’ CHOICE: Moneyball; Steven Zaillian, Aaron Sorkin ve Stan Chervin
Bu yıl ödül mevsiminde çoğu ödülün gittiği adreslere saygı duydum ve pek çene yapmadım ama uyarlama senaryo dalında Moneyball‘a karşı The Descendants‘ın kazanmasına hala anlam verebilmiş değilim. The Descendants kötü demiyorum da… Neyse, belki de Moneyball fanatikliğimden kaynaklanıyordur bu durum. Üzerine pek yorum yapmamam en doğrusu olacak. Nitekim oylarınızla The Descendants ikinci oldu burada. Yalnız şunu da belirteyim, The Girl with the Dragon Tattoo‘yu sadece 1 oy ile solladı The Descendants. Kısaca uyarlama senaryo dalının galibi Steven Zaillian diyebiliriz miyiz? Aynı adayı ödüllendirdiğimiz kategorilerden uyarlama senaryo. Yarış hep tek film üzerineydi, Moneyball‘u zorlayan olmadı ve film hak ettiği ödülü de alarak sezonu kapattı.
EN İYİ ÖZGÜN SENARYO
Adaylar: 50/50 / The Artist / Bridesmaids / Midnight in Paris / A Separation
OSCAR BOY: A Separation; Asghar Farhadi
READERS’ CHOICE: Midnight in Paris; Woody Allen
Yine ilk hafta sonuçlarından bahsedecek olursak, A Separation öndeydi. Ne olduysa Oscar’dan sonra oldu ve Midnight in Paris aldı başını gitti. Midnight in Paris %48.78, A Separation ise %31.10 oranında oy aldı. 50/50 ile Bridesmaids‘in aldığı toplam oy sayısı 10. Üçüncü olan The Artist‘in ise Midnight in Paris‘in dörtte biri oranında oy aldığını ekleyeyim. Böyle bir matematik sorusu gibi oldu gerçi de, aradaki uçurumu anlatmak istedim. Woody Allen bu yılın en iyi filmlerinden birine imza attı hakikaten. Oscar’ını da, Readers’ Choice Ödülü’nü de sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Yalnız A Separation son yıllarda sinemanın başına gelmiş en iyi şeylerden biri. Dünyanın Hollywood’un etrafında dönmediğini, pek de aşina olmadığımız İran sinemasından yılın pek çok dev prodüksiyonundan çok daha minimalist ama çok daha etkili bir iş çıkabileceğinin en büyük kanıtı. Yönetmenlik, oyunculuk ve senaryo anlamında kusursuz bir film. Hatta Farhadi‘yi En İyi Yönetmen dalına eklemediğim için pişman olduğumu itiraf edebilir miyim?
EN İYİ İLK FİLM
Adaylar: Attack the Block / Margin Call / Martha Marcy May Marlene / Submarine / Tyrannosaur
OSCAR BOY: Tyrannosaur (Yönetmen: Paddy Considine)
READERS’ CHOICE: Tyrannosaur (Yönetmen: Paddy Considine)
Bu yıl ilk kez dağıttığımız En İyi İlk Film ödülünde hem sizin seçiminiz, hem de benim seçimim Tyrannosaur oldu. Biliyorum toplamda 9 dalda aynı fikirdeyiz lakin oylarınızla birinci olan adaylar arasında en çok Tyrannosaur‘un zaferi mutlu etti beni. Filmi izlediğimden beri önüme gelen herkese önererek kendimce Tyrannosaur‘un reklamını yaptım. Bunun en büyük sebebi ise bu kadar iyi bir filmin ödül sezonunda bir türlü kendine yer bulamamasıydı. Öyle ki anavatanında bile BIFA haricinde doğru düzgün bir ödül alamadı, hatta aday dahi olamadı. Bu zafer de umarım filmi hala izlemeyenleri izlemeye teşvik eder. Merak edenler için ekleyeyim, Margin Call yarışı sadece 2 oyla kaybetti. Bu iki filmi izleyen yapım ise Martha Marcy May Marlene oldu. Submarine ile Attack the Block‘un aldıkları oyların azlığını Türkiye’de doğru düzgün tanıtılmamış ve az izleyiciye ulaşmış olmasına bağlıyorum.
EN İYİ TOPLU PERFORMANS
Adaylar: 50/50 / Bridesmaids / The Descendants / Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II / A Separation
OSCAR BOY: A Separation (Leila Hatami, Peyman Moaadi, Shahab Hosseini, Sareh Bayat, Sarina Farhadi, Ali-Asghar Shahbazi, Shirin Yazdanbakhsh, Kimia Hosseini, Merila Zarei)
READERS’ CHOICE: Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II (Daniel Radcliffe, Emma Watson, Rupert Grint, Helena Bonham Carter, Robbie Coltrane, Warwick Davis, Ralph Fiennes, Michael Gambon, Ciaran Hinds, Jason Isaacs, Helen McCrory, Alan Rickman, Maggie Smith, Julie Walters, Tom Felton, Matthew Lewis, Evanna Lynch, Bonnie Wright)
Harry Potter serisinin son yıllarda olağanüstü bir casting harikasına dönüştüğünü konuşup durduk. Tarihte bu kadar üst düzey oyuncuların bir arada bulunduğu başka bir film var mıdır bilmiyorum. Sadece Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II‘nun (ve serinin diğer filmlerinin) bir İngiliz rüyası olduğunu söyleyebilirim. Kitabı ve filmleri sevmeyen biri bile eğer sinemaya birazcık olsun saygısı varsa bu kadroyu gördüğünde küçük dilini yutup kenara çekilir. Tabi benim oyum A Separation‘dan yana. Ödülümü de filmin harikulade oyuncularına verdim. Harry Potter‘ın kadrosuna hayran olsam da isimler haricinde performansları da göz önünde bulundurmak gerektiğini düşünüyorum. Zaten bu sebeple A Separation‘ı seçtim. Oylarınızda oldukça ilginç bir dağılıma sahip. Harry Potter birinci oldu, ardından 1 oy farkla A Separation ikinci, 3 oy farkla ise Bridesmaids üçüncü. Zaten tüm oylama süreci boyunca zirvedeki film sürekli değişip durdu. Neyse. En azından Akademi gibi 8 filme sıfır ödül vererek bitirmedik macerayı.
EN İYİ KURGU
Adaylar: The Artist / Drive / Extremely Loud & Incredibly Close / The Girl with the Dragon Tattoo / Moneyball
OSCAR BOY: The Girl with the Dragon Tattoo; Kirk Baxter & Angus Wall
READERS’ CHOICE: The Girl with the Dragon Tattoo; Kirk Baxter & Angus Wall
Oscar Boy & Readers’ Choice Ödülleri’nin tarihinde birden fazla filmle ödül alan isimler oldukça az. Christopher Nolan, Hans Zimmer, Robert Stromberg ve Wally Pfister‘ın arasına bu sene Brad Pitt haricinde Fincher‘ın çalışma arkadaşlarından Aaron Sorkin, Kirk Baxter ve Angus Wall katıldı. The Curious Case of Benjamin Button ile daha önce bu ödülü alan ikili oylarınızla yine birinci oldu. Hem de kendisini oylama boyunca takip eden Drive ve The Artist‘i geçerek. Açıkçası Oscarlar’dan önce oylar birbirine çok yakın olduğu için ben Drive‘ın kazanacağını düşünmüştüm ama bu yıl pek çok dalda olduğu gibi burada da şaşırttınız beni. Kendi ödülüm için son dakikaya kadar Moneyball – The Girl with the Dragon Tattoo arasında gidip geldim. Hatta geçen sene The Social Network ile bu ödülü onlara verdiklerimi zannedip Moneyball‘u seçmeyi düşünüyordum. Ama geçtiğimiz yıl Lee Smith‘i (Inception) seçtiğimi fark edince Moneyball fanatikliğimi bir kenara atıp The Girl with the Dragon Tattoo‘yu ödüle layık gördüm. Artık filmin kurgusunu karmaşık bulanlar iki yıl üst üste Oscar alan ikilinin başarılarıyla uğraşsınlar.
EN İYİ GÖRÜNTÜ YÖNETİMİ
Adaylar: The Girl with the Dragon Tattoo / Hugo / Moneyball / The Tree of Life / War Horse
OSCAR BOY: The Tree of Life; Emmanuel Lubezki
READERS’ CHOICE: The Tree of Life; Emmanuel Lubezki
%55.41’lik oy alarak bu yılın en büyük farklarından birine imza atan Emmanuel Lubezki Oscar’da olmasa da burada şampiyon. Hala Hugo‘nun zaferini hazmedebilmiş değilim ve sırf bu yüzden filmle yıldızım hiç barışmayacak belki de. The Tree of Life‘da Emmanuel Lubezki‘nin işçiliği, filmi sevmeyenler tarafından bile güzel eleştiriler aldı. Oylarınız da ödülü ne kadar hak ettiğini kanıtlar nitelikte. Lubezki ne zaman Oscar’a kavuşur bilemiyorum ama Oscar Boy ve Readers’ Choice Ödülü’ne kavuştu bile. Akademi’nin fatihi Hugo‘nun da %29.94 oranında oy aldığını ekleyelim. Zaten geriye kalan üç adayın aldığı oyları topladığınızda Hugo‘ya bile yetişemiyor. Tyrannosaur‘la beraber kuşkusuz 20 ödüllük listemizin en hak edilmiş ödüllerinden. Üzerine pek tartışılacağını zannetmiyorum.
EN İYİ SANAT YÖNETİMİ
Adaylar: The Girl with the Dragon Tattoo / Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II / Hugo / Sherlock Holmes: A Game of Shadows / The Tree of Life
OSCAR BOY: Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II; Stuart Craig (prodüksiyon tasarımı) ve Stephenie McMillan (set dekorasyonu)
READERS’ CHOICE: Hugo; Dante Ferretti (prodüksiyon tasarımı) ve Francesca Lo Schiavo (set dekorasyonu)
Bu kategoride de yine çok büyük bir oy farkı mevcut. Hugo %51.92 oranında oy alırken en yakın rakibi Harry Potter sadece %19.87’lik oy alabildi. Sanırım bu fark da favorinizin ne kadar belli olduğunu açıklamaya yetiyor. Beni en çok sevindiren şey de bu yıl sanat yönetimi dalında pek de adı anılmayan The Tree of Life‘ın beklediğimin üzerinde oy alıp üçüncülüğe yerleşmesi oldu. Geçtiğimiz sene Shutter Island‘la da aday ettiğim Francesca Lo Schiavo – Dante Ferretti ikilisi oylarınızla birinci kısacası. Benim seçimim ise Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II. İsterseniz tüm seriye saygı duruşu olarak görebilirsiniz lakin bu sene Hugo olmasaydı sanırım Harry Potter kolaylıkla Oscar’ı da alırdı. Stuart Craig ve Stephenie McMillan‘ın her filmle hayranlık yarattığı set tasarımı, hiç kuşkusuz kitapların fanlarını da oldukça memnun etti. Sanıyorum tüm seri içerisinde bariz bir başarıdan bahsedilmesi gerekiyorsa o da bu ikilinin ortaya çıkardığı iş. Kafamızdaki Potter dünyasına kattıkları, yadsınamaz derecede fazla.
EN İYİ KOSTÜM TASARIMI
Adaylar: The Artist / A Dangerous Method / Hugo / Jane Eyre / My Week with Marilyn
OSCAR BOY: The Artist; Mark Bridges
READERS’ CHOICE: Hugo; Sandy Powell
Eğer oylamamız bir saat önce bitmiş olsaydı Readers’ Choice Ödülü The Artist‘e gidecekti. Ama o son bir saatte gelen oylarla Hugo öne geçti ve Sandy Powell kazandı. Aralarındaki oy farkı 1. Onları takip eden aday ise Jane Eyre. En çekişmeli yarışlardan birine şahit oldu kostüm tasarımı dalı diyebilirim. Adayların beşi de birbirine çok yakın oylar aldılar. Oscar Boy ödülünü The Artist‘e vermeyi seçtim ben, ki ilginç bir şekilde filmi çok sevmeme rağmen ödül verdiğim sadece iki dal mevcut. O da bunlardan biri. Özellikle siyah – beyaz bir film olmasına rağmen sırf tonlarda farklılık yakalamak için kostümlerde kullanılan renkleri görünce Mark Bridges‘a bir kez daha hayranlık duydum. Tabi diğer yanda da bu işin en iyilerinden Sandy Powell var. Onun da hakkını vermek gerek. Sadece bu yıl Mark Bridges‘ın daha başarılı olduğunu düşünüyorum.
EN İYİ ÖZGÜN MÜZİK
Adaylar: The Artist / Extremely Loud & Incredibly Close / Hanna / Moneyball / The Skin I Live In
OSCAR BOY: The Artist; Ludovic Bource
READERS’ CHOICE: The Artist; Ludovic Bource
Adayları seçerken en çok zorlandığım dallardan biriydi özgün müzik. Howard Shore (Hugo), Alexandre Desplat (Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II ve The Tree of Life), John Williams (War Horse) gibi pek çok işi dışarıda bırakmak zorunda kaldım. Yine de aday ettiğim beşliden fazlasıyla memnunum. Hepsi de bu yıl içerisinde en çok dinlediğim ve etkilendiğim soundtrackler. Kazanana gelirsek… The Artist alnının hakkıyla ödülü kazandı, başka açıklaması yok. Filmi beğenmemiş olabilirsiniz, 2011 yılının en iyisi olarak sessiz bir filmin seçilmiş olmasına karşı çıkabilirsiniz ama Ludovic Bource‘un müziklerinin hakkını vermeniz gerek çünkü oyunculardan sonra The Artist‘in en başarılı yanı olağanüstü müzikleri. Harvey Weinstein da verdiği bir röpörtajda durumu açıklamıştı. Bource normalde 50-60 dakika olan özgün müzik ortalamasını aşıp 80 dakikaya kadar dayanmış. Aldığı her ödülü hak etti. Oscar için John Williams tahmini de çok duyduk ama bence Bource‘un karşısında kim olsaydı kaybederdi. %44.44’lük oy oranı da bunu açıklamaya yeterlidir zannediyorum. Merak edenler için hemen söyleyeyim kendisine en yakın oy oranı %19.84 ile The Skin I Live In‘e ait.
EN İYİ ÖZGÜN ŞARKI
Adaylar: “The Backson Song” – Winnie the Pooh / “Never Be Daunted” – happythankyoumoreplease / “Shelter” – Take Shelter / “Summer Song” – The Music Never Stopped / “Think You Can Wait” – Win Win
OSCAR BOY: “Think You Can Wait”, Win Win
READERS’ CHOICE: “Shelter”, Take Shelter
Tıpkı kostüm tasarımı dalı gibi özgün müzik dalında da bir son dakika golü oldu ve ödülü Take Shelter kazandı. İkinci ise benim favori gruplarımdan olan The National‘ın aynı zamanda Oscar Boy ödüllü şarkısı “Think You Can Wait” oldu. Yalnız en çok dikkatimi çeken şey senelerdir özgün şarkı dalının en az oy alan kategorilerden biri olması. Nedenini hala anlayabilmiş değilim. Dört senedir diğer dalların yarısı kadar oy alarak kapatıyoruz hep bu dalı. Neyse. Akademi’nin bu seneki vasatın vasatı adaylarından sonra umarım benim listem hoşunuza gitmiştir. Umuyorum ilerleyen senelerde yeni bir “The Weary Kind” olur da unutulmaz şarkıları ödüllendirerek devam ederiz.
EN İYİ MAKYAJ
Adaylar: Albert Nobbs / Captain America: The First Avenger / Green Lantern / Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II / The Iron Lady
OSCAR BOY: Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II
READERS’ CHOICE: Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II
Captain America: The First Avenger ve Green Lantern‘ün ikişer oy olarak kendilerince bir rekora imza attığı makyaj dalında galip %41.35’lik bir oranla Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II oldu. En yakın rakibi The Iron Lady, ki Oscar aldı bu dalda biliyorsunuz, ancak %36.84’e ulaşabildi. Bir şey diyemiyorum. Tıpkı sanat yönetimi gibi defalarca ödüllendirilmesi gereken ama hep görmezden gelinmiş bir başka başarılı kısmı makyaj, Harry Potter serisinin. Bu tür kendimizce dağıttığımız ödüllerle tatmin olsak da 8 filmin sıfır Oscar’la seyirciye veda etmiş olması üzüyor.
EN İYİ SES
Adaylar: Drive / Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II / Rise of the Planet of the Apes / Super 8 / War Horse
OSCAR BOY: Drive
READERS’ CHOICE: Drive
4 dalda aday olup, ödüllerden sadece En İyi Ses’de zaferi elde eden Drive‘ın durumuna açıkçası çok şaşırdım. Daha önce de söylediğim gibi filme daha fazla ilgi bekliyordum ben. En azından yorumlarınızdan böyle anlamıştım. Ama Albert Brooks‘un yokluğu bile dert edilmeyince yanıldığımı fark ettim. Evet, En İyi Ses ödülünü Drive‘a verdik. Hem ben, hem de siz. Oylarınızdan bahsedecek olursak Harry Potter ve War Horse‘un çok çok yakın oranlarda oy elde ettiğini söyleyebilirim. Yalnız bu ses kategorisi hakkında biraz şüpheliyim. Ses kurgusu ve ses miksajı gibi iki dalın uzmanı olmayanlar haricinde değerlendirmesi çok güç. Yani ben de ödül verip bir şekilde kendimce değerlendiriyorum ama dediğim gibi doğru cümleler kurarak ses dalında filmlerin hakkını teslim etmek zor.
EN İYİ GÖRSEL EFEKT
Adaylar: Captain America: The First Avenger / Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II / Hugo / Rise of the Planet of the Apes / Super 8
OSCAR BOY: Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II
READERS’ CHOICE: Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II
Merak etmeyin tekrardan Harry Potter hakkında çemkirmeyeceğim Akademi’ye. Hem Oscar Boy, hem de Readers’ Choice ödülünü aldı film bu dalda. Oscar, Hugo‘ya gitmişti hatırlarsanız. Bunu da eleştirmeyeceğim. Bence Rise of the Planet of the Apes ve Harry Potter karşısında kazanması yeteri kadar düşündürücü. %43.70’lik oy alan Harry Potter‘ı %25.93’er oy oranıyla Rise of the Planet of the Apes ve Hugo takip etti. Captain America: The First Avenger sadece bir oy olarak bu yılın rekortmeni oldu. Ödülün ne kadar hak edilerek kazanıldığıyla ilgili bir şey söylememe gerek yoktur umarım.
EN İYİ ANİMASYON
Adaylar: Arthur Christmas / Chico & Rita / Puss in Boots / Rango / Winnie the Pooh
OSCAR BOY: Chico & Rita
READERS’ CHOICE: Rango
İşte yılın rekortmeni Rango! %58.82’lik oy alarak birinci olan Rango bu yılın en fazla oy oranıyla ödül alan filmi oldu. Zaten beklediğimiz bir şeydi ve bu tür açık ara farklara da alışığız En İyi Animasyon dalında. Sizin oylarınızla ikinci olan Chico & Rita ise benim favorim olması sebebiyle Oscar Boy ödülünün sahibi oldu. Hala izlemeyen varsa tıpkı Tyrannosaur‘da olduğu gibi burada da teşvik edici olmuşumdur umarım. Bizi Wall-E, Fantastic Mr. Fox, Up kadar heyecanlandıran bir animasyon yoktu ne yazıkki bu yıl. Ama ben yine de çok karamsar değilim, çünkü beş adayı da severek izledim. Tabi işin “heyecanlanma” kısmı apayrı.
***
ÖDÜL KARNESİ
- The Artist – 2 Oscar Boy & 4 Readers’ Choice (8 adaylık)
- Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II – 3 Oscar Boy & 3 Readers’ Choice (5 adaylık)
- Moneyball – 3 Oscar Boy & 1 Readers’ Choice (7 adaylık)
- The Tree of Life – 2 Oscar Boy & 2 Readers’ Choice (5 adaylık)
- The Girl with the Dragon Tattoo – 1 Oscar Boy & 1 Readers’ Choice (7 adaylık)
- My Week with Marilyn – 1 Oscar Boy & 1 Readers’ Choice (2 adaylık)
- Tyrannosaur – 1 Oscar Boy & 1 Readers’ Choice (2 adaylık)
- Drive – 1 Oscar Boy & 1 Readers’ Choice (4 adaylık)
- A Separation – 2 Oscar Boy (2 adaylık)
- Hugo – 2 Readers’ Choice (4 adaylık)
- Bridesmaids – 1 Oscar Boy (3 adaylık)
- Extremely Loud & Incredibly Close – 1 Oscar Boy (5 adaylık)
- Win Win – 1 Oscar Boy (1 adaylık)
- Chico & Rita – 1 Oscar Boy (1 adaylık)
- The Help – 1 Readers’ Choice (1 adaylık)
- Midnight in Paris – 1 Readers’ Choice (3 adaylık)
- Take Shelter – 1 Readers’ Choice (2 adaylık)
- Rango – 1 Readers’ Choice (1 adaylık)
Emel
7 Mart 2012 at 11:28
İlk kez Readers’ Choice ödüllerinde oy verdim ve ilk 6 kategoride oy verdiğim isimlerden sadece biri zirvede 😀 Oscar tahminlerim bile daha çok tutuyor 😛
Yönetmen ve erkek oyuncu sonuçlarına şaşırdım açıkcası…Michel H. için kötü diyemem ki filmi çok iyi ama bana göre yönetmenlik açısından fazla abartıldı…Brad Pitt de en iyi erkek yerine yardımcı erkekte oyları toplamış :/ Oscar sonuçları oyları etkileyip The Artist rüzgarı estirmiş galiba…
Bu listeye göre benim oylarım şöyleydi…
Film: Drive
Yönetmen: Nicolas Winding Refn, Drive
Erkek oyuncu: Brad Pitt, Moneyball
Kadın oyuncu: Rooney Mara, The Girl with the Dragon Tattoo
Yardımcı erkek oyuncu: Ezra Miller, We Need to Talk About Kevin
Yardımcı kadın oyuncu: Jessica Chastain, The Help
Uyarlama senaryo: Moneyball; Steven Zaillian, Aaron Sorkin ve Stan Chervin
Özgün senaryo: Midnight in Paris; Woody Allen
İlk film: Tyrannosaur
Toplu performans: Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II
Kurgu: The Girl with the Dragon Tattoo; Kirk Baxter ve Angus Wall
Görüntü yönetmeni: The Tree of Life; Emmanuel Lubezki
Sanat yönetmeni: Hugo; Dante Ferretti ve Francesca Lo Schiavo
Kostüm: The Artist; Mark Bridges
Özgün müzik: The Artist; Ludovic Bource
Özgün şarkı: “Shelter”, Take Shelter
Makyaj: Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II
Ses: Drive
Görsel efekt: Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II
Animasyon: Rango
Umur Çağın Taş
7 Mart 2012 at 12:09
Oscar sonuçları etkisi diye pek bir şey olmuyor Readers’ Choice Ödülleri’nde. Yukarıda da belirttiğim gibi dört yıldır ilk kez En İyi Film Oscar’ını kazanan yapım burada da ödülü aldı. Kaldı ki Oscar’dan önce En İyi Film ve En İyi Yönetmen dallarında yine The Artist öndeydi.
Emel
7 Mart 2012 at 14:28
Daha önceki sonuçları incelemiştim…Genele bakıldığında Oscar adayı film ya da yönetmenlerden oluşan bir listen vardı ve sonuçlara bakıldığında kazanan isimler yılın en beğenilen ama akademinin film&yönetmen olarak görmezden geldiği isimler olmuş…Listeni eleştirdiğimi düşünme çünkü daha öncede belirtmiştim cidden listenin genelini beğendim ama Hugo ve Martin Scorsese isimlerini listene koymayarak zirve için The Artist ve Michel H. in yolunu kendin açtın…Doğal olarak bu yıl Oscarla aynı sonuç çıkması şaşırtmamalı…
Müge Dörtok
7 Mart 2012 at 14:01
Harry Potter ve Moneyball filmlerinin ödül kazanması güzel olmuş. Bu iki film de Oscar gecesinden eli boş dönmüştü, Brad Pitt ödülü hak ediyordu ve hem Readers’ Choice ile yardımcı erkek oyuncu ödülünü kazanmış, hem de Oscar Boy ile en iyi erkek oyuncu ödülünü kazanmış oldu. “Adaletin çarkları yavaş işler ama en sonunda işler”…
TigerBlood
7 Mart 2012 at 17:15
Hugonun olmayışını çok eleştirdik tekrardan yazmaya da gerek yok sanırım.
The Artist ile ilgili yorum da yapmıyorum benim oyum Drive-Moneyball ve Midnight İn Paris filmine gitti.
Moneyball’un birinci sırada olmasını çok beğendim,çok doğru bir karar olmuş,yılın en iyi 3 filminden biriydi zaten.
Nicolas Winding Refn şüphesiz yılın en iyi yönetmenlik yapımını çekti ama oylar ona doğru gitmemiş,oscar’ın düştüğü hataya burda da düşülmüş maalesef.
Terrence Malick konusuna yorum yapmıyorum,çünkü The Tree of Life tartışması baydı artık.
Brad Pitt seçimi cukk oturmuş,güzel seçim.
Helal olsun 🙂 İki ödülün de Michelle Williams’ın harika performansına gitmesi çok güzel.Sanırım en iyi ödül bu oldu.
Jessica Chastain süper bir seçim,yılın en iyi performanslarından biriydi.
En İyi Sanat Yönetiminde Hugo’nun ödülü alması iyi oldu,görüntü yönetimi ve özel efekt ödülleri de güzel.
Drive en azından tek dalda ödül almış.
meridyen
7 Mart 2012 at 18:50
Ödüller ve adaylıklar çok iyi ama ben Alan Rickman’a da bi adaylık beklerdim en azından. Film dalında HP serisine vermediğin adaylığı teknik ödüllerde telafi etmişsin ayrıca, teşekkürler 🙂
yaxley
7 Mart 2012 at 21:09
Moneyball seçimi hakikaten çok yerinde..Tebrik ederim..
Yönetmenlik dalında da çok isabetli bir seçim yapmışsın..Ancak Reader’s Choice olarak The Artist zaferi şaşırttı beni..
kadın oyuncu ve erkek oyuncu dalında diyecek sözüm yok..yılın en iyileri Pitt ve Williams
yardımcıda şaşırdım biraz Nick Nolte bekliyordum..Amam Brad Pitt zaferi hoşuma gitti.
Jessica Chastain ve Melissa mcCarthy’nin burda da olsa ödül aldığını görmek sevindirici..
Son olarak Teknik dallarda Potter’a verilen ödüller çok çok yerinde..nihayet demek istiyorum..
teşekkürler Umur güzel bir uygulamaydı..
Yavuz EKİN
7 Mart 2012 at 22:04
Ben oy kullanmadım bunu en başta söyleyeyim. Bunun gerekçesi de merly streep dahil olmak üzere, blog takipçilerinin isim ekleme şansı verilmeden suni bir liste yapılması. Oscar boy ödülü başka birşeydir,reader choice bambaska birseydir. Sen kendi zevkine göre oluşturdugun lıstenı ınsanlar burdan birini sec dıyerek kominist gibi davranıyorsun bılmem farkında mısın 🙂
O yüzden benim gibi hugo, Iron Lady gibi filmleri listeye ekleme sansı bırakmadıgın ıcın kullanmayan kişilerde vardır diyorum. Listeleri de begenmedim zaten..
faruk
7 Mart 2012 at 22:07
Özellikle En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Yönetmen dallarında belirlenen adayların önünü açma amacı için olsa gerek en önemli adaylar yoktu.Bu konuda katılıyorum..
Umur Çağın Taş
7 Mart 2012 at 22:18
Hep söylüyorum fikirler farklı olmasa bu kadar ödül olmaz diye o yüzden aday listesini beğenmemenizi bir laf edemem. Ama “komünist” ve “diğer adayların önünü açma” yorumu bana komik geldi açıkçası.
Birincisi bu benim zaten dört senedir düzenlediğim bir ödül. Okuyucunun fikirlerine tabiki de saygı duyuyorum ama tamamen halka bırakılmış pek çok ödül var etrafta. Bunların en basit örneği de People’s Choice Ödülleri. People’s Choice’un felaket olarak adlandırabileceğim aday listelerini de çok iyi bildiğimden sadece popüler filmlerin üst sıralarda yer aldığı tamamen okuyucuya açık bir oylama olmadı, olmayacak da. Bunu benden beklemeyin. Yazın dağıttığımız televizyon ödüllerinde tüm adayları ve ödülleri seçme işini sizlere bırakıyorum, o ayrı. Bunun sebebi ise tüm televizyon dizilerini izlememem. Filmlerde ise bu durum farklı. İyi, kötü ayırt etmeden imkan olduğu müddetçe her türlü filmi izliyorum..
Gelelim diğer mevzuya… Diğer adayların önünü açmak gibi bir amacım neden olsun? Benim bundan nasıl bir çıkarım olabilir? Meryl Streep ya da Hugo ödül almış, bundan bana ne? Tabiki de beğenmeyebilirsiniz listeyi ama sizin bu listeyi beğenmediğiniz gibi benim de Meryl Streep’in performansına ya da Hugo’ya ayılıp bayılmadığımı düşünmek zor olmamalı.
TigerBlood
8 Mart 2012 at 00:00
”Kominist” ? (Yoruma gerek yok sanırım)
Ben de eksiklerin olduğunu düşünüyorum,özellikle Hugo konusunda.
Ama eninde sonunda birileri çıkıp şu niye yok diyecek.Yani şu niye yok demek pek mantıklı değil şu andan sonra.
shifty
9 Mart 2012 at 00:16
koministi yanlış yazmış. faşik yazacaktı galiba
faruk
7 Mart 2012 at 22:06
Hugo’nun olmaması diğer adaylar açısından epey avantajdı bence.Yılın en iyi filmi The Artist olmasına rağmen (bana göre) Hugo’da o kategoride olmalıydı.
En iyi yönetmen dalında Martin Scorsese’nin olmaması bence diğer adayların kazanması için yapılmış gibi.Çünkü Scorsese olsaydı diğer adayların kazanma şansı yoktu..
Tilda Swinton veya Michelle Williams’dan birinin ödül alması çok güzel olmuş.
Melissa McCarthy komedi dalında iyi bir oyuncu olabilir ancak ödülü alabilecek kadar iyi miydi tartışılır bence.Bence en iyisi Janet McTeer’di.
Midnight in Paris’in ödül alması özellikle de senaryo dalında çok yerindeydi..
faruk
7 Mart 2012 at 22:10
Ayrıca söylemeyi unuttuğum ve bu konuda cevap beklediğim çok saçma,sırf ödül alması için yapılmış bir adaylık var.Brad Pitt neden En İyi Yardımcı Oyuncu dalında The Tree of Life filmiyle aday yapıldı ??? O filmde başrol oynuyordu.Tüm festivallerde de en iyi erkek oyuncu dalında aday olmuştu..
yaxley
7 Mart 2012 at 22:16
filmi izleyen herkes başrol oyuncunun Hunter McCracken olduğu rahatlıkla anlayabilir diye düşünüyorum
Umur Çağın Taş
7 Mart 2012 at 22:22
Bunun cevabını daha önce de vermiştim. Yapımcı firma Hunter McCracken’ı En İyi Erkek Oyuncu, Brad Pitt’i En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında sundu. Kaldı ki Brad Pitt’in yıl boyunca En İyi Erkek Oyuncu dalında aday olması gibi bir şey de yok. Aksine yardımcı erkek oyuncu dalında aday edildi. Birden fazla ödül aldığı yerlerde de “Yılın Aktörü” ödülünü aldı. Lead / Supporting ayrımı yoktu. Ve tekrar söylüyorum… Sırf ödül alması için? Neden böyle bir şeyi neden yapayım? Brad Pitt’in ödül almış olması ya da olmaması, oy gelmesi ya da gelmemesi beni niye bağlasın? Niye stratejik kararlar vererek tahmin listesi oluşturmuş olayım? Lütfen biraz makul olalım.
TigerBlood
8 Mart 2012 at 00:03
Brad Pitt zaten festivallerde The Tree of Life ile aday olmadı,hep Moneyball ile oldu.Zaten The Tree of Life ile en iyi erkek oyuncu dalında aday olamaz,Umur’un da söylediği gibi yapımcı firma belirliyor cast sistemini.
Brad Pitt The Tree of Life’da da çok güzel bir performans sergiledi,gönül isterdi ki orda Kenneth Branagh’ı görseydik.
faruk
7 Mart 2012 at 22:34
Firma öyle tanıtmış olabilir ama bana göre başrol oyuncusuydu filmde.hem her filmde tek başrol oyuncusu olmuyor tabi.Sırf ödül alması için konusuna gelirsek açıkcası Merly ve Viola’yı en iyi kadın oyuncuya almayarak Michelle’nin önünü açmış oldun.Ödülü haketmiş olması veya haketmemesini kastetmiyorum yanlış anlaşılmasın bence de aldığı ödülü hakediyor ancak Brad Pitt’in aday olduğu dal gibi ve Martin Scorsese’nin aday olmaması gibi şeyler bence yanlıştı sadece onu belirtmek istedim.Hakedip haketmemeleri konusunu açmadım zaten.
TigerBlood
8 Mart 2012 at 00:06
Scorsese kısmına katılıyorum,aday olsaydı büyük ihtimal zirveye oynardı ama kadın oyuncu kategorisinde Michelle’in karşısına kim gelirse gelsin yine o seçilirdi.Öyle bir performans sinemada eşine nadir rastlanır.
faruk
8 Mart 2012 at 01:08
Evet Michelle bence Tilda Swinton’dan sonra yılın en iyi performansı ancak gerçekçi olalım.Merly Streep ve Viola Davis orada olsaydı kazanması çok zordu..
TigerBlood
8 Mart 2012 at 17:30
Viola Davis’e oy veren bir düzine adam çıkmazdı.
Merly Streep ikincilik de kalırdı.Michelle yine 10-20 oy farkla birinciliği alırdı.
Yavuz EKİN
8 Mart 2012 at 20:03
@TigerBlood bu senin görüşün. Bence hiçte belli olmazdı kazananın kim olacağı 🙂
özgür
8 Mart 2012 at 04:11
ZORAK! !SYAN..
En iyi film ve en iyi yönetmen kategorilerinde Oscar Ödüllerinden çok etkilenildiği gün gibi ortada. Ayrıca yine bu kategoride The Artist’in en büyük rakipleri Hugo ve Scorsese’in listeye dahil olmamasına, ister ”diğer adayların önünü açmak” deyin ister başka bişey deyin kesinlikle Artist’in ekmeğine yağ sürdü. Onlar aday listesinde olsaydı çok büyük ihtimalle zafer onların olurdu. Sanırım Umur da bunun farkında. Yada farkında değilse de kabullenmek istemiyor. Hugo’yu beğenmek zorunda değilsin ama madem biz buna oy veriyoruz, aday listesinde kessinlikle olmalıydı. Nerdeyse herkes çok sevdi çünkü.
Radikal bir kararla liste dışı bıraktığın için radikal tepkiler alman da çok normal. Tüm adaylar olmasına rağmen Dujarden’in başarısını da kabullenmek lazım, favorim Pitt olsada. Ama en iyi kadın oyuncu ve yardımcı oyunculuk dallarında Oscar kazanan isimler aday listesinde olsaydı dahi ödül onlara gitmezdi. Mesela Streep adaylar arasında olsa idi dahi Williams yine kazanırdı..
Genel anlamda Oscar Boy ödülleri daha isabetli yerlere gitmiş bana göre. Oy kullanan 3259 olduğu için Akademi fazlasıyla kendini hissettirmiş. Bu nedenle tekrar söylüyorum: Lütfen gelecek yıl Oscar akşamında oy verme işlemi tamamlansın. Emin ol çok daha başarılı ve objektif sonuçlar çıkacaktır..
Yavuz EKİN
8 Mart 2012 at 10:58
Yine dönüp dolaşıp aynı noktaya geldiğimizi düşünüyorum. Demek ki böyle düşünen tek kişi değilmişim. Yine tekrarlıyorum. Bana, sana olayı degil zaten. Umur’un oscar boyda istedigini aday etmesi normal, ama readers choice adı üstünde. Bir dalda birini veya filmi aday edip etmemeyi bizlere bıraksaydın daha iyiydi bence.Böylece seni takip eden bloggerlar olarak hem daha gerçekci bir listeye sahip olurduk hem de senin bize göstermiş olduğun saygının belgesi olurdu diye düşünüyorum.
Eğer diyorsan ki yetki bende kıllık bende, takip etmeyin siteyi; o zaman başımızın çaresine bakarız. Rahatsız da etmeyiz seni.
özgür
9 Mart 2012 at 00:37
hayır sadece Oscar boy adaylarını değil, bu adyları da Umur seçsin ama sadece radikal kararlar vermesin. benim istediğim bu. herkesçe sevilen ve üstelik Artist’in en büyük rakibi olan filmi ve yönetmenini listeye almamak radikallıktır. mesela ABD’de Viola Davis ve Streep yılın en iyi 2 kadın oyuncusu olarak gösterildiler ve nerdeyse tüm ödülleri o ikisi aldı. Ama biz beğenmedik genel olarak, işte bu durumda bu kişiler listeye dahil olmasa da kimsenin sesi fazla çıkmaz. Çünkü sarmadılar bizi.. Ne demek burası benim sitem, istemeyen yada beğenmeyen oy kullanmasın yada ziyaret etmesin? bunu eminim umur söylemez. bunu söylemek hiç yakışmaz çok ahmakça bir tavır olur. Sonuçta herkes kendi fikrini söylüyor. Artist en iyi film seçilmiş burda, ne yani bu benim kararım mı? Benim için Hugo ve A Separation yılın en iyi filmleri ve öyle kalacaklardır. Burada Artist’in seçilmesi benim için bir anlam ifade etmiyor. Ama tabiki güzel bir listenin çıkması bizi mutlu eder:)
TigerBlood
8 Mart 2012 at 17:33
Bu arada ben en iyi yardımcı erkek oyuncu kategorisinde Corey Stroll banko alır diyordum ama destek gelmemiş galiba.Yılın en sevilen performanslarından biriydi
mertcan
8 Mart 2012 at 22:14
a seperation bu yılın değil tartışmasız son on yılın en iyi filmi idi
shifty
9 Mart 2012 at 00:22
yukarıdaki yorumların çoğunda olduğu gibi hugo ve meryl streep’in aday olması gerektiğini düşünenlerdenim. readers choice diyorsak işin içine 10larca bile aday olabilir. Önce listeyi kısaltmak için de oy kullanılabilirdi. tree of life, drive ve a separation’a verdim ama hugo aday olsaydı drive yerine ona verirdim. yönetmen kategorisinde ise scorssesse nin kazanacağına hiç kuşku yok. kadın oyuncu da yine williams kazanırdı muhtemelen ama streep güçlü bir rakibi olurdu zannediyorum
Yavuz EKİN
9 Mart 2012 at 10:07
Evet sana bu konuda katılıyorum.
Dediğin gibi o sene içerisinde en başarılı adayları listeleyip, bizlerde 20 aday varsa, o dalda her birimiz 5 tane seçip kısa listeyi olusturabiliriz.(en fazla oy alan 5 fılm kısa listeye gırer) Daha sonrada secimlerimizi 5 adaydan birini secerek yapabiliriz.
Ya da umur bu listeyi genıs turarak o sene ıcerısınde iyi veya kötü bircok filmi kapsayan liste hazırlamalı. Ya da benım önerdigim aday eklemek seceneği..
Erşah
11 Mart 2012 at 01:57
Emeğine sağlık. Dünyada hiçkimse sinemanın öznel bir sanat olduğunu anlayamayacak galiba. Listeni çok beğendim, özellikle Moneyball’un liste başı olması.