Oscar Kehanetleri: Venedik Part II & Toronto

Judi Dench ve Steve Coogan (Philomena)

Daha uzun aralıklarla yazdığım Oscar Kehanetleri yazısında bu sefer sadece 10, hatta 9, günlük ara vererek yeni bir yazı çıkarmak zorunda kaldım. Çünkü Telluride ve Venedik’ten sonra Toronto Film Festivali’nin start almasıyla çoğu Oscar iddialısı seyirciyle buluştu. Hala kimsenin görmediği filmlerin sayısı oldukça az. The Wolf of Wall Street, Foxcatcher, Saving Mr. Banks, Her, American Hustle, The Monuments Men, The Secret Life of Walter Mitty ve The Counselor kaldı geriye. Bu saydıklarımın bir kısmı da New York ve AFI Film Festivalleri’nde gösterilecek zaten. Ama zannediyroum Scorsese ile Clooney filmlerini özel gösterimlere saklayacaklardır. Ya da tıpkı Lincoln’da olduğu gibi birinden birini New York’da sürpriz olarak izleyiciyle buluşturabilirler.

Gelelim şu son birkaç günde olup bitenlere. Venedik Film Festivali jürisi sırf farklı olabilmek için herkesi şoka sokup bir belgesele Altın Aslan’ı verdi. Eminim izlemek isteyenler, Stray Dogs‘ın aldığı muhteşem eleştirilere rağmen nasıl başka bir filme kaybettiğini merak edenler olacaktır ama ben Venedik sonuçlarından bizi ilgilendiren kısma yoğunlaşacağım. En İyi Kadın Oyuncu ödülü almasını beklediğimiz Judi Dench‘in yer aldığı Philomena festivalden senaryo ödülüyle ayrıldı. Bugüne kadar hiç dikkat etmemiştim; Philomena‘nın altında Steve Coogan imzası var. Yani Akademi’nin senarist üyeleri, Dench haricinde filmi uyarlama senaryo dalında ilk beşe yerleştirebilirler demek oluyor bu. Bu arada Harvey Weinstein’in de elindeki kadın oyuncular arasında Judi Dench‘in kampanyasına ağırlık vereceği konuşuluyor. August: Osage County‘nin aradığı ilgiyi görememesi, Grace of Monaco‘nun bir türlü belli olmayan durumu, The Immigrant‘in ağır temposu ve The Butler‘dan Oprah Winfrey‘nin yardımcı kadın oyuncu dalında yarışması kararıyla tüm yollar Dench‘e açıldı.

Matthew McConaughey (Dallas Buyers Club)

Toronto’ya gelecek olursak… Merak ettiğimiz filmlerden Mandela: Long Walk to Freedom ve Dallas Buyers Club oyuncu performansları bakımından oldukça iyi eleştiriler aldılar. Şimdiden herkes özellikle Matthew McConaughey ve Jared Leto‘nun adaylığına kesin gözüyle bakıyor. Kaldı ki oldukça zayıf bir yıl geçirecek gibi gözüken Leto‘nun yardımcı erkek oyuncu dalının favorisi haline dönüşmesi an meselesi. Mandela ise çok kısa bir sürede fazlaca şey yapmaya çalıştığı için pek aradığını bulamadı. Fakat hem Idris Elba, hem de Naomie Harris‘i zevkle izlemiş herkes. Tabii bu yıl erkek oyuncu ve yardımcı kadın oyuncu dallarındaki siyahi kalabalıktan birileri elenmek zorunda kalırsa, büyük ihtimalle Elba ile Harris ilk unutulanlar olacaktır. En azından şimdilik durum bu. Bakarsınız Harvey burada da ağırlığını koyup bir şeyler yapar.

Ron Howard‘ın yeni filmi Rush da fazlasıyla beğenilenler arasında. Bugüne kadar yapılmış en gerçekçi, en iyi Formula filmi olduğu söyleniyor. Daniel Brühl filmin en iyisiymiş. Fakat garip bir şekilde tüm bu beğeniye rağmen Rush‘ın o tutkulu izleyiciye sahip olduğunu göremedim. Büyük ihtimalle ABD’de yarın gösterime gireceği için Universal filmi Oscar muhabbetleri içinde tutmaya özen gösterecektir. Biz de bu ay içerisinde izleyeceğiz bu arada. Yine akıbetini çok merak ettiğimiz filmlerden, Captain Phillips de ortalamanın üzerinde eleştiriler aldı. Gold Derby’ye göre 8-9 dalda adaylık bekleniyormuş. Ama buna pek inandığımı söyleyemeyeceğim. Bu festivallere giden tüm eleştirmenlerin ve yazarların dediği gibi 2013 uzun yıllardır olmadığı kadar güçlü filmlerle dolu bir sene. Paul Greengrass‘in fazlasıyla realist olduğu söylenen öyküsü tam anlamıyla bir Oscar savaşçısı mı bilemiyorum. New York’da seyirciyle bir kez daha buluştuktan sonra tekrar konuşuruz nasıl olsa. Hemen unutmadan ekleyeyim, Tom Hanks‘den ziyade herkes Barkhad Abdi‘yi konuşuyor. Bu yılın Quvenzhane Wallis‘i olabilir.

Benedict Cumberbatch ve Daniel Brühl (The Fifth Estate)

Geldik düşüşe geçenlere… Toronto’nun açılışını yapan The Fifth Estate‘in kesinlikle bir Oscar yarışı filmi olmadığı söyleniyor. Ticari kaygıları olan, daha gişeye yönelik bir işmiş. Dolayısıyla tahmin listelerinizden tamamen çıkartabilirsiniz Cumberbatch‘i. Film için bir kampanya yapılacağından bile şüpheliyim. The Past ise ciddi bir düşüş içerisinde. Amerikalı izleyici Farhadi‘nin filmi fazla ağlak bulmuş. A Separation sayesinde daha önce yaptığı filmlere de dönüp bakma fırsatı yakaladıkları için aynı hikayelerin başka bir varyasyonunu izledikleri yönünde tüm eleştiriler. Berenice Bejo‘yu birkaç sıra geriye atma zamanı kısacası. Ama tabii asıl meselemiz August: Osage County! Mart – Nisan ayları içerisinde konuşurken bu yılın en devasa kadrosuna sahip olduğu için meraklandığımız, fragmanı izlediğimiz de Meryl Streep‘in dördüncü Oscar’ına yaklaştığını söylediğimiz tiyatro uyarlaması Toronto’da seyirciyle buluştu. Peki yorumlar nasıl?

Tam olarak “mixed” demek çok doğru olur sanırım. Gerçekten filmi fazlasıyla beğenenler, En İyi Film adaylığını cepte görenler, kadronun büyük bir kısmının ödül almasını isteyenler var. Ama özellikle finalden rahatsız olanlar, Ewan McGregor‘ın karakterinde kaybolduğunu söyleyenler, uyarlamada çok büyük eksiklikler olduğunu iddia edenler mevcut. Bu da August: Osage County‘nin ödül ihtimallerini aşağıya çekiyor. Herkesin kadroda emin olduğu tek adaylık var, o da Meryl Streep‘e ait. Üç Oscar ödüllü efsanenin yanına eklenmesi muhtemel isimler ise sırasıyla Margo Martindale, Julia Roberts ve Chris Cooper. Eğer film biraz daha fazla sevilmiş olsaydı ve Roberts ana kategoride yarışsaydı Julianne Nicholson‘da iş çıkabileceğini söyleyebilirdim. Fakat şu an böyle bir şey mümkün değil. Weinstein’in film için düşündüğünden çok daha fazla çabalaması gerekecek.

James McAvoy ve Jessica Chastain (The Disappearance of Eleanor Rigby)

Gelelim yenilere… Gerçi herhangi birinin yarışa yeni katıldığını söylemek yanlış olur. Daha evvel yazdığım 86. Akademi Ödülleri derlemesinde üç filmi de listelerime eklemiştim. Şimdi tekrardan konuşuyor olmamızın sebebi Weinstein’in Toronto’daki gösterimleri sonrası üç filmin de dağıtım haklarını satın almış olması. Peki hangi filmlerden bahsediyoruz? Birincisi Colin Firth ile Nicole Kidman‘ın başrollerinde yer aldığı The Railway Man. Fragmanı fazlasıyla Oscar koksa da Toronto’da gelen tepkiler filmin fazla zorladığı yönünde. İkinci film beklenenin üzerinde bir memnuniyet yaratan yeni Keira Knightley filmi Can A Song Save Your Life. Once‘ın yönetmeninin yeni filminden bahsediyoruz. Beğeneni oldukça fazla. Tam bir ödül filmi gibi durmuyor ama Keira‘nın şarkı söylemesini dinlemek isteyen fanlar olacağına eminim. Üçüncüsü ise The Disappearance of Eleanor Rigby. İki parçadan oluşan 190 dakikalık hikayenin başrollerinde James McAvoy ve Jessica Chastain var. Eğer Weinstein, 2014’e ertelemezse büyük ihtimalle Chastain 3’te 3 yaparak bu sene de aday olacak. Ama tekrarlayayım, bahsettiğim bu üç yeni Weinstein filminin de 2014’e ötelenme ihtimali var. Tabii Harvey elini güçlendirmek için bir hamle yapıyor da olabilir. Telluride’da aldığı Tracks‘i de unutmayın.

KISA KISA…
* Dün akşam Twitter’da Scott Feinberg’ün listelerindeki bir yanlışlığı düzeltmek amacıyla kendisine tweet attım. Mevzu The Butler‘ın aslında bir uyarlama senaryo olması ve Feinberg tarafından özgün senaryo olarak sınıflandırılması. Cevap gecikmedi. Film bir uyarlama değil, esinlenme olduğu için özgün senaryo kategorisinde yarışacakmış. Hatta Kris Tapley’nin WGA’i arayıp meseleyi kesinleştirmesine kadar ilerledi bu hikaye. Aralarına katılıp sabah akşam Oscar konuşmak istemedim değil.
* Aldığı dedikodulara fazlaca güvendiğim The Hollywood Reporter’ın söylediğine göre bu senenin filmi The Wolf of Wall Street olacakmış. Paramount asıl vuruşu yapmak için filmi elinde bekletiyormuş. Kasım ayı içerisinde Amerika’da gösterime girmesi beklenen yeni Martin Scorsese filmi birilerinin başını ağrıtacak kısacası.

Güncellenmiş Oscar Tahminleri
En İyi Film
En İyi Yönetmen
En İyi Erkek Oyuncu
En İyi Kadın Oyuncu
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
En İyi Özgün Senaryo
En İyi Uyarlama Senaryo