Dizi Eleştirisi
Super Fun Night – 1. Sezon
O kadar uzun bir süredir dizi yazmıyorum ki, Oscar telaşı bitip tamamen televizyona odaklanabilecek zaman bulduğum için şu aralar çok mutluyum. Kendimi The Red Road, Believe, Those Who Kill gibi yeni dizilerin kollarına atmış durumdayım. Ayrıca yayındayken kaçırdığım True Detective, Masters of Sex ve Vicious’a da vakit ayırmaya çalışıyorum. The Walking Dead ve Boardwalk Empire’ın biriktirdiğim bölümlerine acilen yetişmem lazım. Kısacası yapacak işim, izleyecek dizim çok! O yüzden hemen söze girip, neredeyse bir ay evvel sezon finalini yapan Super Fun Night’dan konuşmak istiyorum. Bridesmaids ile ünlenen, ardından Pitch Perfect’le iyi bir çıkış yakalayan Rebel Wilson’ın başrolünde yer aldığı yapımın yapımcıları arasında ünlü talk show sunucusu ve komedyen Conan O’Brien yer almakta. ABC’de çok iyi reytingler almamasına rağmen arkasına ciddi bir hayran kitlesi olan dizi şimdiden ikinci sezon onayını almış durumda. Öneriyor muyum? İşte onu aşağıdaki satırlarıma sakladım.
Super Fun Night yola aynı evde yaşamakta olan üç kızarkadaşın hikayesi olarak başladı. Kimmie Boubier (Rebel Wilson) nasıl avukat olduğunu anlayamadığımız, şirketteki arkadaşı Richard’a (Kevin Bishop) aşık bir kız. Helen-Alice (Liza Lapira) dizinin “nerd” boşluğunu dolduruyor. Kendince diğerlerinden daha cesur; ama esasında sözleri çoğu zaman icraate geçmiyor. Marika (Lauren Ash) ise bir Jodie Foster gölgesi adeta. Lezbiyenliğini uzunca bir süre dillendirmemesine rağmen, yaptığı her şeyden ve kurduğu her cümleden karakterini açık ediyor. Birbirlerine lise yıllarından beri bağlı olan bu üçlü hayatın getirdiği yeniliklerle beraber artık her hafta en az bir geceyi bir arada geçirdikleri “Super Fun Night”larını kaybetmeye başlıyor. Ama tabii dizi bunun üzerine kurulu değil. Sadece ara ara jeneriği görünce, “Aaa evet, başlangıçta böyle bir fikir vardı. Fakat kızlar dört bir yana savruldu.” diye düşünüyorsunuz.
Tabii Kimmie – Richard ilişkisinin dinamiklerinden biri de, Kimmie’nin karakter olarak taban tabana zıttı olan Kendall Quinn (Kate Jenkinson). Kontrol delisi, mükemmeliyetçi, megaloman, şekil takıntılı bir kadın. Kimmie’nin rüyalarındaki ilişkinin ertelenmesinde de büyük bir rolü var. Fakat zaman içerisinde o da dizinin hafifmeşrep sevilmeyen karakteri olmaktan çıkıp, Kimmie ile arkadaşlarının dünyasında kendine bir yer buluyor. Marika’nın kimliğini keşfetmesinde de büyük katkısı olacağını göreceksiniz zaten. Bu arada şu aralar Broad City’de gülmelere doyamadığımız John Gemberling, Helen-Alice’e sevgili adayı olarak uygun görülmüş alerjik Paul Rust, Pitch Perfect kadrosundan Hana Mae Lee gibi yardımcı rollerde izlediğimiz isimler de var. Anna Camp, Matt Lucas, Bob Saget, Adam DeVine, Jacki Weaver gibi isimlerin konuk oyuncu olarak kadroda yerlerini aldığını da ekleyeyim.
Peki Super Fun Night ayıracağınız vakti hak ediyor mu? İşte orası biraz şüpheli. Dizi ne Pitch Perfect’deki Rebel Wilson’ın mizah kapasitesine erişebiliyor. Ne de tür olarak epey benzettiğim The Mindy Project kadar dengeli ilerleyebiliyor. Karakterler inanılmaz zayıf. Oluşturulan çiftler de inandırıcılıktan epey yoksun. Mesela Kate Jenkinson’ın gereğinden fazla abartarak oynamasına hala bir anlam veremiyorum. Kimmie Boubier’in avukatlar arasında ne aradığını da anlayabilmiş değilim. Evet bu bir komedi, çok mantık aramamak lazım. Sonuçta Leslie Knope’un kamu görevlisi olarak çalışmasını da izliyoruz yıllardır. Ama Super Fun Night’da yama hissi yaratan, tamamlanmamış çok şey var. O yapay görüntüden bir türlü kurtulamıyorlar. Kahkahalarınız bile havada kalıyor.
Ben ikinci sezonu izleyecek olsam da dizilere çok zaman ayırmayan, aralarından seçim yapmaya gayret eden izleyici için öneremem Super Fun Night’ı. Cougar Town gibi sonradan açılırsa buradan bas bas bağrınacağıma emin olabilirsiniz; ama şimdilik durum epey sakat. İkinci sezon onayını almış olsa da bu şekilde devam etmesi durumunda üçüncü sezonu görebileceklerini pek zannetmiyorum. Conan O’Brien, Eagleheart’dan sonra bir kez daha duvara toslamış durumda kısacası. Gerçi o da içerisinde yer alan isimlerin hatrına aldı başını gidiyor. Neyse efendim. Bir sonraki Sezon Günlükleri yazısında görüşmek üzere diyelim şimdilik. Dizinin sezon finalinde yer alan Nate Torrence, Rebel Wilson ve Kevin Bishop’lı “Phantom of the Opera” canlandırmasıyla idare edin şimdilik.
En İyi Bölüm: The Set Up (Bölüm 7)
Sezon Boyu Spotlight Ödülü: Rebel Wilson (Kimmie Boubier)
Sezon Notu: C+