Takip et

Videos

Fragman: Lucy

tarihinde yayınlandı.

Lucy

Lucy

90’lı yıllardan beri kayda değer bir işe imza atamayan Luc Besson, Scarlett Johansson’ın başrolünde yer aldığı yeni bir filmle seyircinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Büyük bir kısmı Taipei ve Paris’de çekilen film, Ağustos ayında ABD izleyicisiyle buluşacak. Buradaki vizyon tarihi ise henüz belli değil. Fragmanı da pek iç açıcı durmuyor; ama Scarlett’i görünce paylaşmadan edemedim. Buyursunlar:

LUCY
Yönetmen: 
Luc Besson
Oyuncular: Scarlett Johansson, Morgan Freeman, Choi Min-sik, Amr Waked, Pilou Asbaek, Lee Chun

Not: Videoyu göremeyenler Google Chrome’a Zenmate yükleyerek Youtube’a ulaşabilirler. Şimdilik 195.46.39.39 ve 196.46.39.40 DNS’leri de Youtube ile Twitter’a ulaşmanıza yardımcı oluyor.

Devamını oku
Yorum Yapın

0 Comments

  1. sevda

    12 Kasım 2014 at 07:55

    Yine Matrix’in hayaletinin dolaştığı bir film daha :)))) Ama sadece hayaleti olabilir işte o kadar maalesef.Lucy filminin konusu Matrix ile yine 1992 yapımı olan ve o yıllara göre çekilmiş üstün nitelikli bir film olan Bahçıvan filmlerinden esinlenerek kurgulanmış.Fakat sonuç nasıl mı olmuş? Filmi kısaca şöyle özetleyebilirim ben:İlginç ve harika bir konu,boktan bir senaryo,boktan bir kurgu ve ne alaka kel alaka veya alakaya maydanoz diyebileceğimiz türden bir baş aktris ve sonuç olarak bir baş yapıt olabilecekken boktan sebeplerle harcanmış bir film.Bilmem anlatabildim mi :)Açılımını yapacak olursak; çok etkileyici bir konu resmen harcanmış.Bir kere Scarlett Johansson bu role kesinlikle gitmemiş,rol yeteneği bu filmde maalesef berbat.Filmi izlerken hep Kate Anne Moss’un bir bilim-kurguya çok yakışan vizyonunu ve performansını aradım hep.Filmi bu kadar boktan yapan en önemli sebebe gelirsek, bir bilim adamının bir profesörün 20 yılını harcadığı bir konuda insanın beyin kapasitesini yüzde yüze çıkartabilecek kadar inanılmaz önemli bir buluş yapılmış ve gel gör ki filmde bu buluşu kimin ne şartlarda yaptığına asla değinilmemiş.Haydi orayı da geçtik peki böylesine insanlık tarihini de geç varoluşun tarihini bile değiştirecek cinsten bu kadar inanılmaz önemli bir buluş gelin görün ki yine ne alaka yine kel alaka ve yine alakaya maydanoz cinsinden Koreli uyuşturucu şebekelerinin eline geçmiş ve uyuşturucu ticaretine alet olmuş 🙂 Vallahi insanın kasıla kasıla gülesi geliyor.Ve işin ilginci bu Koreli mahluklar bu ellerindeki garip mavi tozun bu kadar büyük bir buluş olduğunun farkındalar mı yoksa cidden onu uyuşturucu mu sanıyorlar o bile tam açıklanmamış.Haydi birileri bu sihirli formülü bulmuş ne diye bu formülü uyuşturucu tüccarlarına emanet etsin.E haydi diyelim ki elinden çalmış birileri o çalan birileri ne diye uyuşturucu şebekesine teslim etsin.Klasik Hollywood’a göre devreye mutlaka CIA’in girmesi ve Mason tipli kişilerin bu sihirli formülle kapalı kapılar ardında çok gizli deneyler yapması gerekirdi.Güya sıradanlığı aşmışlar ve yeni bir yaklaşım getirmişler gel de gülme
    Sonra kahramanımız Lucy’nin beynini daha çok kullanmaya başladığı ilk dakikalardan itibaren yine Matrix’e yani Neo ve Trinity’e özenip silaha sarılması önüne geleni vurması ve bir polis memuru ile birlikte arabayla tüm şehri birbirine katıp yüzlerce kazaya ve ölüme sebep olması.Şimdi arkadaşım sen Neo ve Trinity’e özeniyorsun ortalığı birbirine katıp buğday biçer gibi adam biçiyorsun da onların bir hedefi onların bir amacı ve felsefesi vardı Lucy ablacım diyesi geliyor insanın Onlar bikerem Matrix’in yani sanal bir dünyanın içindeydiler ve üstat Morpheus’un söylediğine göre sisteme umutsuzca bağlandıkları için hepsi birer bilinçsiz ajandı ve bu yüzden gözlerini kırpmadan insan öldürüyorlardı.E sen güya beynini daha çok kullanıyorsun da bu acımasızlık bu ucuz kahraman pozları ne ))) Haydi ona da tamam diyelim e hadi eyvallah Lucy ablacım peki o kadar adamı gözünü kırpmadan öldürdün de en tehlikeli tipleri ne diye öldürmeyip hayatta bıraktın.O azgın uyuşturucu mafyasının adamlarını öldürmeyip havada asılı bırakıp ve mafya babası olacak o azgın katilin ne diye eline bıçakları saplayıp sağ bıraktın.E senin beyninin gücü sokaktaki çol çocuğa mı yetiyor yani 
    Sonra uçak sahnesinde Lucy ablamızın beyni iyice aktifleştikçe nöronları bilem oynar oldu hani Lucy ablamız dağılmaya başladı e lalemin gözü önünde ve çareyi kendini uçağın tuvaletine kapatmakta bulduydu hani.Tamam anladık peki sonra ne oldu bir baktık Lucy ablamız bir hastanede kendisine sakinleştirici verilmişmişİyide kadın en son nöronlarına ayrılıyordu abi ne sakinleştiricisi yahu demez mi insan, bir ABD’li demeyebilir elbet ama benim gözünü sevdiğim halkımın gözünden kaçar mı bu basitlik ve kel alaka durumlar yani )))Lucy ablamızın nöronlarını nasıl toplayıp da hastaneye getirmişler ki Yahu bu senarist bizi yani seyirciyi Lucy ablamız gibi mavi toz yutup yüzde yüz beyin kapasiteli mi sandı ki her şeyi atlayıp duruyor seyirci anlasın işte diye )))
    Ehuehuehu vesselam geldik sona,yok be Lucy ablacım sen o mavi tozu bana ver en iyisi bak ben ne filmler çekiyorum size 

Yorum yazın...

Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin