Dizi Eleştirisi
Nashville – 2. Sezon
Daha dün, The Mindy Project yazısında dört büyük network arasında Fox ile birlikte zayıflar arasında kaldığını söylemiştim ABC’nin. Kendi izlediklerimin dışına taşıp ABC’nin elindekilere baktığımda da pek iç açıcı bir tabloyla karşılaşamadım ne yazık ki. Komedi cephesinde Modern Family haricinde tek bir hit programları yok. Dramada ise reytingi Scandal ile toplayıp Revenge, Once Upon a Time ve miladını seneler önce doldurmuş Grey’s Anatomy ile sürünmeye devam ediyorlar. Ne iyi bir reality programı, ne de halk tarafından sevilen bir talk show sunucuları var. Bugün konuşacağımız Nashville ise kanalın elindeki en pahalı ama en az reyting alan prodüksiyonlardan biri. Buna rağmen dizi 22 bölümlük üçüncü sezon onayını almış durumda. Yani Nashville semalarında devam edecek Rayna James ve Juliette Barnes çıkışlı entrika rüzgarlarıyla biraz daha haşır neşir olacağız demek oluyor bu.
Nashville, country müziğin kalbi olarak bilinen Tennessee başkentinde geçiyor. Diziye hakim olmayanlar için kısa bir açıklama yapacak olursak, iki ünlü country yıldızını merkezine alan bir öyküsü var. Bir yanda gelenekçi, ama bir şekilde özel hayatıyla hep gündemde olmuş başarılı bir şarkıcı Rayna James (Connie Britton) var. Diğer yanda ise country ile pop müziği buluşturan, genç neslin daha çok sevdiği hırslı bir Juliette Barnes (Hayden Panettiere) modeli. Country müzik dünyasına hakim olanlar Rayna’yı Faith Hill, Juliette’i ise Carrie Underwood olarka yorumluyorlar. Bu iki kadın arasındaki mücadeleyi bilmeyenler CMA’deki sürpriz Underwood zaferi karşısında Faith Hill’in nasıl çıldırdığını gösteren videoyu Youtube’dan bir aratsın derim. Özellikle Nashville seyircisinin bu kadar çok entrika olan bir dünyaya inanmakta güçlük çekmesini engelleyecektir.
Yalan Rüzgarı ile Cesur ve Güzel arasında seyreden ilk sezonun aşırı iniş çıkışlı temposundan sonra bu yıl biraz daha rayına oturmuş bir Nashville bekliyordum ben açıkçası. Ama düşündüğüm gibi olmadı ve senaristler neredeyse her bölümde en az 2 skandal yaratarak dizinin ivmesini hep yukarıda tuttu. Rayna’nın Teddy’den (Eric Close) boşanmasının ardından Deacon (Charles Esten) ile bir araya geleceğini düşünüyorduk, ama bu sefer de karşımıza ülkenin en büyük country yıldızı Luke Wheeler (Will Chase) çıktı. Dizinin özellikle Rayna’nın aşk hayatı konusunda inandırıcılığını yitirdiğini düşünüyorum. Connie Britton’ın sahnede yeni aşkıyla ile cilveleşirken seyirci arasında kızları (Lennon Stella ve Maisy Stella) ile Teddy – Deacon ikilisinin olması epey güldürüyor. Hele ki dizinin en başından beri bir tren enkazı olarak göstermeye çalıştığı Juliette’den sonra Rayna’nın bu hallere düşmesi daha da utanç verici. Kurulmaya çalışılan “O bir star, ama aynı zamanda anne.” tablosuyla ilgili büyük sorunlarım var kısacası.
Juliette ise Rayna’nın aksine her ne kadar birkaç skandalla gündeme gelmiş olsa da sonunda doğru yolu buldu. İkinci sezonun ortasında verilen aradan evvel Avery (Jonathan Jackson) ile aralarında bir şeylerin filizlendiği zaten fark etmiştik. Dizinin ikinci yarısında Juliette’in yüzünün gülmesine sebep oldu sonunda birileri. Gunnar (Sam Palladio) ile yeni karakterimiz Zoey (Chaley Rose) arasındaki ilişki dikkatimizi dağıtırken Scarlett’in (Clare Bowen) büyük çöküşü ve tabii ki Will’in (Chris Carmack) kimlik bunalımlarıyla da epey meşgul edildik. Bu kadar çok ana karakteri bir arada götürmelerine rağmen hepsine eşit zaman ayırmalarını takdir etsem de artık işlerin yolunda gittiği zamanları da görmek istiyordum açıkçası Nashville’de. Yoksa sıradan bir soap operadan farkı kalmayacak. Sonu Grey’s Anatomy gibi olacaksa da şimdiden bırakmakta fayda var.
Tüm şikayetlerime rağmen ilginç bir şekilde severek izliyorum Nashville’i. Her bölüm için kaydedilen sayısız şarkının ve orijinal müziklerin diziye kattıklarının payı çok büyük. Zarar ederek daha yollarına ne kadar devam edebilirler bilmiyorum; ama eğer Lamar’ı (Powers Boothe) mezarından kaldırıp Will Lexington ile aynı yatağa sokacak kadar abartmazlarsa ben bu bağımlılığımdan vazgeçmeyeceğim gibi gözüküyor. Geçen sezondan bir tık yukarıda olsa da aynı notu vereceğim Nashville’in ikinci sezonuna. Bakalım gelecek yıl neler olacak? Rayna ile Luke evlenecek mi? Avery, Scarlett ile kaçacak mı? Teddy sonunda Deacon’ın ağzını burnunu dağatacak mı? Zoey ile Gunnar’ın öldüğünü görebilecek miyiz? Scarlett sonunda burun ameliyatını olup düzgün konuşabilecek mi? Şok, şok, şok… Flaş, flaş, flaş…
En İyi Bölüm: It’s All Wrong, But It’s All Right (Bölüm 13)
Sezon Boyu Spotlight Ödülü: Chris Carmack (Will Lexington)
Sezon Notu: B