Dizi Eleştirisi
Mad Men – 7. Sezon
Öncelikle bu yazının “Televizyonun şu anki en iyi dizisi hangisi?” ya da “Televizyon tarihinin en iyi dizisi ne?” gibi sorulara Mad Men cevabı veren birinin elinden çıkma olduğunu belirtmem lazım. 2007’den beri AMC’de yayınlanmakta olan Mad Men, prestijli ödülleri silip süpürdüğü gibi her yıl da çıtayı biraz daha yukarıya çıkararak rakipleri için iyi drama yapmayı ve yazmayı zorlaştırıyor. Emmy’den dört yıl üst üste En İyi Drama Dizisi ödülünü alan yapım, final sezonunu tıpkı Breaking Bad gibi iki parçaya böldü. Bunun sebebi ise AMC’nin iki iyi dizisini Emmy yarışında karşı karşıya getirmek istememesi. Yani bu yıl Breaking Bad’in final sezonunun ikinci parçası Mad Men’in final sezonunun ilk parçasıyla yarışacak ve büyük ihtimalle de Breaking Bad kampanyasına ağırlık verilecek. Seneye ise AMC meydanı Mad Men için tamamen boş bırakmak istiyor. Yani durumdan haberdar olmayan Mad Men izleyicileri heyecanlanmasın. Yedinci sezonun yedi bölümlük ikinci parçası 2015 içerisinde ekranlara gelecek. Sonrasında yaşayacağımız ağır depresyonla mücadele etmek için bilahare konuşuruz.
1960’lı yılların başında start alan Mad Men serüveni yedinci sezonuyla beraber artık 1969’u bulmuş durumda. Kimileri dizinin bir reklam ajansında geçen alelade bir iş olduğunu düşünse de Mad Men muhtemelen televizyon üzerindeki en derinlikli yazılmış karakterlere sahip. Don Draper’dan (Jon Hamm) Peggy Olson’a (Elisabeth Moss), Pete Campbell’dan (Vincent Kartheiser) Roger Sterling’e (John Slattery), Joan Harris’den (Christina Hendricks) Bertram Cooper’a (Robert Morse) kadar pek çok unutulmaz, hatta kült karakter bıraktı arkasında Mad Men. Önümüzdeki yıl bu kusursuzluk abidesine veda edecek olmanın verdiği hüznü kelimelere dökmek pek mümkün değil. Herhangi bir dizinin kolay kolay yerini dolduramayacağı kesin. AMC’nin hem Breaking Bad, hem de Mad Men’in bitişi sonrası ne yapacağı da ayrıca merak konusu. Ama tabii biz bugün yedinci sezona odaklanacağız. Don Draper’ın kadınlarla dolu dünyasından bu yana kat ettiğimiz mesafe oldukça uzun. Üzerine de söylemek istediğim birkaç şey var ayrıca.
Jon Hamm’in başarılı performansıyla özellikle bu sezon iyice parlayan Don Draper karakteri dizinin yayın hayatı boyunca inanılmaz derecede büyüdü. Betty’den (January Jones) ayrıldıktan sonra artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını düşünürken öylesine bir heves gibi gözüken Megan (Jessica Pare) ile kurduğu yuva Don’ın yepyeni yönlerini keşfetmemize yardımcı oldu. Her daim sorunlarını içerisine atan o testosteron dolu adam yerini daha sorunlu, hatta görünür pürüzlere sahip birine bıraktı. Yedinci sezonda da büyük çöküşünün ardından küllerinden doğmak yerine küçük adımlar attığına şahit olduk Don’ın. Mad Men senaristleri yıllardır acımakla nefret etmek arasında garip duygular beslediğimiz bu adamı yeni bir forma soktu. Don hayatında düzgün giden her şey için sıfırdan mücadele vermek zorunda kaldı. Oyununu geliştiren Jon Hamm’in Jessica Pare’la karşılıklı oynadığı sahnelerdeki performansı mutlaka ATAS tarafından ödüllendirilmeli artık. Bu yıl Kevin Spacey ve Bryan Cranston’a karşı her zamankinden daha güçlü bir mücadele verebileceğine inanıyorum.
Yedinci sezonun ilk yarısında Elisabeth Moss’a da epey bir zaman ayrılmış. Kariyerindeki basamakları ağır ağır tırmanan ve tırnaklarıyla kazıyarak erkek egemen sektörde kendine bir yer bulan Peggy de aslında Don’dan çok da farksız olmadığını hissettirdi bu yıl. Aralarındaki benzerlikler o kadar fazla ki, belki Peggy de Don kadar hareketli bir hayata sahip olsa onları birbirinden ayıramayacağız. Bir yanda da Don’ın geride bıraktığı bir ailesi var tabii. Betty’nin (January Jones) yıllardır süre gelen var olma mücadelesine karşılık artık kızı Sally (Kiernan Shipka) de bir kimlik kazanmış durumda. Shipka’nın dizideki en ilgi çekici karakterlerden birine can vermesi performansının da önemini arttırıyor. Her ne kadar ATAS onu görmezden gelse de Shipka’nın özellikle son iki yıldır, dizideki yetişkinlerle yarışacak düzeyde bir oyunculuk ortaya serdiğini söylemek gerek.
Dizinin en sevdiğimiz isimlerinden Christina Hendricks, bu yılı da bir adım geride geçirmek zorunda kaldı. Ofisteki sekreterlerle ilgili kaos sonrası kendisini pek merkezde göremedik. Üstelik Don’a olan düşmanlığı da canlandırdığı Joan’u geri plana atıyor. Onun aksine John Slattery ve özellikle sezon finaline güzel bir nokta koyan Robert Morse’un rol ağırlıkları oldukça fazlaydı. İlk sezonlardaki formuna geri dönen Slattery, eski dostu Don Draper’ı destekleyerek de ayrıca takdirimizi kazandı tabii. Ne yazık ki Slattery parlarken dizinin önemli yardımcı oyuncularından Vincent Kartheiser geriye düştü. Açıkçası yedinci sezonun ilk parçasında önemsemediğim tek hikaye Pete Campbell’a (Kartheiser) aitti sanırım. Ekranda göründüğü her anda sahnenin hemen bitmesini istedim. Jessica Pare’ın bitmeyen sorunları bile beni Pete kadar sıkmamıştı.
Ben önümüzdeki bir yılın hemen geçmemesi için dua etmeye devam edeceğim. Mad Men’in büyük finali sonrası dramalardaki büyük boşluğu dolduracak bir yapım olduğuna pek inanmıyorum çünkü. House of Cards ve The Good Wife’la kendimi avutmaya çalışsam da bu büyük efsanenin yeri bambaşka. Belki de o tarihten bu yana devam etmekte olan tek kaliteli dizi olmasındandır bu sevgim. Ama biliyorum ki dizilere bir kez sırtını dönen ATAS üyeleri o yapımları tekrardan kucaklamaya kolay kolay yanaşmıyor. Yani Emmy’den yana başarısız olursa pek şaşırmayacağım. Bir yandan da ufak bir düşüş gözlemlediğimiz altıncı sezondan sonra her bölümüyle yine hayranlık yaratan yeni bir seri var karşımızda. Hepsi birer film kalitesinde. Yönetmenlerinden senaristlerine, oyuncularından set tasarımcılarına, ışıkçısından görüntü yönetmenine kadar takdir edilmesi gereken pek çok isim mevcut. Umuyorum ekranı terk etmeye hazırlanan bu unutulmaz klasiğe bir veda busesi kondurmayı unutmazlar. İzlemeyenlere de artık diyecek bir şeyim yok bu arada. Sadece tarifsiz inatları için onları tebrik ediyorum. Saygılar.
En İyi Bölüm: Waterloo (Bölüm 7)
Sezon Boyu Spotlight Ödülü: Jon Hamm (Don Draper)
Sezon Notu: A
Refik Eren Uysal
3 Haziran 2014 at 18:34
Christina Hendricks’i bu senede ödül alırken göremeyeceğiz galiba. Gerçi bu adamlar Christina Hendricks’i özellikle 5.sezonda harikalar yaratmasına rağmen ödüllendirmemişlerdi bundan sonra ne olur bilemem.Belki final sezonunun hatırına bir hoşluk yaparlar.Bir de Game of Thrones’dan oyuncuların (özellikle Lena Headey’in) genel durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?Şansları var mıdır(allahım fanboyluk damarım kabardı yine =D)