Oscar Boy Özel
5 Yılın En İyileri
Oscar Boy’un beşinci yılı hatrına bu hafta vakit buldukça yazı çıkarmaya gayret ediyorum. Şimdi okuyacağınız mini dosya da uzun zamandır aklımdaydı. 2009’un en iyilerini ve ödül sezonunu takip ederek başladığım için Oscar Boy’da son beş yılın En İyi Film adaylarından “bana göre” en iyi 10 yapımı seçip sıralamak istedim. Ortaya da aşağıdaki liste çıktı. Belki bir ara En İyi Film adayı olmamış yapımlar arasından da son beş yılın en iyi 10 filmini seçip bir başlık altında toparlayabilirim bu arada. Şimdilik bununla idare edin bakalım. Lütfen kendi listelerinizi paylaşmayı da unutmayın. Hadi başlayalım!
10. DJANGO UNCHAINED (Quentin Tarantino)
Kimileri Tarantino’nun Django Unchained’ini kariyerinde bir düşüş olarak nitelendirse de Death Proof haricinde bir kez dahi tökezlememiş yönetmenin son filmi bende en az Reservoir Dogs ve Jackie Brown kadar büyük bir etki bıraktı. Christoph Waltz ne yazık ki bu harika filmin ödül alan tek performansına sahip. Fakat eminim benim gibi Leonardo DiCaprio, Samuel L. Jackson, Jamie Foxx, hatta Kerry Washington’ın bile altın heykellere boğulması gerektiğini düşünenler vardır. Bu arada filmdeki her özgün parçanın da birbirinden başarılı olduğunun altını çizmek gerek. Hala “Ancora Qui”, “Freedom”, “Who Did That to You?” dinliyorsak bir sebebi var.
Adaylık sayısı: 5 | Kazandığı Oscarlar: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Christoph Waltz), En İyi Özgün Senaryo
Aday olmalıydı: En İyi Yönetmen, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Leonardo DiCaprio), En İyi Kostüm Tasarımı, En İyi Özgün Şarkı (Herhangi biri)
9. GRAVITY (Alfonso Cuaron)
Geçtiğimiz yıl bilimkurgu hayranlarının kendinden geçmesine sebep olan Gravity, filmlerde kullanılmakta olan teknolojinin hangi noktaya geldiğinin en güzel örneğiydi. Alfonso Cuaron’ın baş döndürücü yönetimi, Sandra Bullock’un kariyerindeki en iyi performansı ve Steven Price’ın nefes kesen müzikleriyle son dönemin en keyifli seyirlerinden birini yaşattı bizlere. Buralara uğradıktan sonra senaryodan çok görselliğe ağırlık vermesi kimilerini rahatsız etse de filmin uluslararası başarısı çatlak seslerin arada kaybolup gitmesine yardımcı oldu. Her ne kadar En İyi Film ödülü 12 Years a Slave’in olduğu için itiraz etmesem de Gravity kazansaydı yine sesimi çıkarmaz, tıpkı zarftan 12 Years a Slave çıktığındaki gibi sevinirdim.
Adaylık sayısı: 10 | Kazandığı Oscarlar: En İyi Yönetmen, En İyi Kurgu, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Özgün Müzik, En İyi Görsel Efekt, En İyi Ses Kurgusu, En İyi Ses Miksajı
Aday olmalıydı: Alması gereken tüm adaylıkları aldı, o yüzden ekleyecek bir şey yok.
8. 12 YEARS A SLAVE (Steve McQueen)
Oscar için çekilmekle suçlanmasına rağmen aksine Akademi’nin izlemekte çok zorlanacağını bildiğimiz bir filmdi 12 Years a Slave. Neyse ki Zero Dark Thirty’nin bahtsız talihine sahip olmadığı için bir şekilde toplamda sadece 3 ödül alarak En İyi Film ödülüne de kavuşmayı başardı. Shame’in büyük bir taraftarı olmamakla birlikte Hunger’ı çok beğenmiş biri olarak McQueen’in zaten tökezlemeyeceğinden adımız gibi emindik. Neyse ki o da yüzümü kara çıkarmadı. Okuması zor bir biyografiyi insanın içine dokunan bir hikayeye dönüştürdü. Ejiofor, Nyong’o ve Fassbender’ın insanüstü performanslarından bahsetmiyorum bile. Jared Leto’ya verilen Oscar’la Fassbender’a yapılan ihaneti henüz sindiremediğimi de eklemem gerek.
Adaylık sayısı: 9 | Kazandığı Oscarlar: En İyi Film, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Lupita Nyong’o), En İyi Uyarlama Senaryo
Aday olmalıydı: En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Makyaj & Saç Tasarımı
7. UP IN THE AIR (Jason Reitman)
Thank You for Smoking ve Juno sonrası hayranlığımı kazanan Jason Reitman’ın bugüne kadar yönetmenlik koltuğunda oturduğu açık ara en iyi film. Muazzam senaryosu ve içerdiği harika performanslar sayesinde takdirimizi kazanan Up in the Air, ne yazık ki ödül alma ihtimalinin olduğu tek dalda da Precious’ın sürpiz zaferiyle yerinde saymak zorunda kalmıştı. Neyse ki “This Land Is Your Land”li açılışından Anna Kendrick’in sarhoş olup kendini dans pistine atışına, George Clooney’nin gerçekleri öğrendiğı andaki hayal kırıklığından iş hayatının ve günümüz ekonomisinin acımasızlığıyla ilgili tatlı intizarlarına kadar beğendiğimiz pek çok şey var da aldığı Oscar sayısına takılmadan izleyip keyif almaya devam ediyoruz.
Adaylık sayısı: 6 | Kazandığı Oscarlar: Koca bir sıfır!
Aday olmalıydı: En İyi Kurgu
6. ZERO DARK THIRTY (Kathryn Bigelow)
Bigelow’a olan hayranlığımı öğrenmeyen kalmadı sanıyorum, o yüzden Zero Dark Thirty’yi beğenmeme de çok şaşırmamanız gerek. Yalnız ben çoğunluğun aksine The Hurt Locker’la değil bu filmle kariyerinin zirvesine ulaştığını düşünüyorum. Near Dark, Point Break ve Strange Days gibi kült filmlerin yaratıcısı olan Bigelow, bu sefer saat gibi işleyen bir senaryo ve kurguyla sinema dersi veriyor. Filmle ilgili her türlü “şiddeti meşrulaştırma” yorumuna kulak tıkamayı tercih ettiğim için oralara girmeyeceğim. Özgür bir sanat dalı olması gerektiğini düşündüğüm sinemada işkence sahnesi gördü diye ayaklananları saygıyla selamlıyor, bu eleştirilerden etkilenen Akademi’yi de esefle kınıyorum.
Adaylık sayısı: 5 | Kazandığı Oscarlar: En İyi Ses Kurgusu
Aday olmalıydı: En İyi Yönetmen, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Jason Clarke), En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Özgün Müzik
5. THE WOLF OF WALL STREET (Martin Scorsese)
Scorsese’nin bu saatten sonra kendini ispat etmek gibi bir kaygısı zaten olamaz. Fakat The Wolf of Wall Street sayesinde 70’inde bile hala zımba gibi olduğunu ve kusursuz filmler çıkarabileceğini gösterdi herkese. Matthew McConaughey’nin sırf zayıfladı diye bundan önce oynadığı her filmde tekrarladığı performansın bir benzerini sunması ödül gruplarının hoşuna gitmiş olabilir, ama ben Scorsese ile DiCaprio ortaklığından doğan en harika karakteri unutmakta güçlük çekiyorum. Jordan Belfort’ın her yeri yamalı olan dünyasına hızlı ve dürüst bir giriş yapan usta yönetmen muhtemelen elden ayaktan düşmedikçe zanaatini en iyi haliyle icra etmeye devam edecek.
Adaylık sayısı: 5 | Kazandığı Oscarlar: Sıfır çekti.
Aday olmalıydı: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Margot Robbie), En İyi Prodüksiyon Tasarımı
4. MONEYBALL (Bennett Miller)
Bu listedeki en kişisel seçim Moneyball oldu sanıyorum. Capote ile hem bir oyuncu yönetmeni olduğunu, hem de zaten parlak olan senaryolara güzel bir cila çekebileceğini kanıtlayan Bennett Miller, Moneyball’da oyununu bir üst kademeye taşıdı. Kurgusundan oyuncularına, sinematografisinden müziklerine kadar bence dört dörtlük bir film. Fakat tabii çoğunluğun yabancı olduğu bir spor dalını içermesi sebebiyle (ki filmin ana teması spor bile değil) yeteri kadar ödül toplayamadı. Brad Pitt’in kariyerindeki en iyi işini arayanlara da buradan selam olsun. Moneyball’un üzerine bundan sonra çıkar mı bilemem; ama benim gözümde son yılların en etkileyici ve en iyi erkek oyuncu performanslarından birine sahip.
Adaylık sayısı: 6 | Kazandığı Oscarlar: İnanmak istemesem de hiç ödül alamadı.
Aday olmalıydı: En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Özgün Müzik
3. INGLOURIOUS BASTERDS (Quentin Tarantino)
Bir başka Tarantino filmi daha! Ama bu sefer genelin de hayranlığını gizleyemediği, Django Unchained gibi seyirciyi ikiye bölmemiş bir film. Olağanüstü yetenekleri (Melanie Laurent, Michael Fassbender, Christoph Waltz) bir filmde buluşturan başarılı yönetmen, Naziler’e sunduğu alternatif sonla hem biraz kendini tekrar etmeye başlayan sinemasını yenilemiş, hem de kitlelere hala kusursuz senaryolar yazabildiğini göstermişti. Onu sevmemek pek mümkün değil zaten; fakat Inglourious Basterds ile hayranlığımız biraz daha pekişti. O yıl En İyi Film ödülünü adayların her birinden daha çok hak ettiğine de kimse itiraz etmeyecektir eminim ki. Harvey’nin kötü çuvalladığı ender kampanyalardan biri olduğunu da ekleyeyim.
Adaylık sayısı: 7 | Kazandığı Oscarlar: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Christoph Waltz)
Aday olmalıydı: En İyi Kadın Oyuncu (Melanie Laurent), En İyi Sanat Yönetimi, En İyi Kostüm Tasarımı
2. HER (Spike Jonze)
Benim açımdan bereketli geçen 2014’ün harikalarından bir diğeri de çok sevdiğim yönetmen Spike Jonze’un son filmi Her idi. Teknolojinin bizi yalnız bırakması fikrinden yola çıkarak ortaya çıkardığı bu olağanüstü senaryo muhtemelen Akademi tarihinin ödüllendirdiği en iyi içeriklerden birine sahip. Lakin yarışa geç dahil olması ve tabii yaş ortalaması 60’ın üzerinde olan üyeleri tam olarak cezbedemediği için Joaquin Phoenix’e hak ettiği adaylık gelmedi. Bu arada filmde Scarlett Johansson’ın da seslendirme konusunda bir çığır açtığını ve tek bir sahnede dahi fiziksel olarak var olmamasına rağmen bizi tüm duygularını en doğal haliyle hissettirdiğini de eklemek gerek.
Adaylık sayısı: 5 | Kazandığı Oscarlar: En İyi Özgün Senaryo
Aday olmalıydı: En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu (Joaquin Phoenix), En İyi Kurgu, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Kostüm Tasarımı
1. BLACK SWAN (Darren Aronofsky) ve THE SOCIAL NETWORK (David Fincher)
Ve geldik birinci sıraya! Burada bir hile yaptım ve hala çalışmakta olan yönetmenler arasından benim için en değerli ikisinin En İyi Film kategorisinde çarpıştığı yapımlarını bir araya getirdim. Bunlardan birisi Aronofsky’nin Black Swan’ı. The Fountain sonrası yaşadığım hayal kırıklığıyla bir beklenti olmadan başına oturduğum Black Swan benim için 21. yüzyılın nadir başyapıtlarından biri. Özellikle filmle ilgili detayları okuyup öğrendikçe Aronofsky’ye ve fikirlerine olan hayranlığım daha da büyüyor. Tek bir kusuru dahi olduğuna inanmadığım (ve inanmayı reddettiğim) Black Swan, aklınızı başınızdan alacak finaliyle bile zaten şu listenin zirvesinde yer almayı hak ediyor. Koca listede 12 Years a Slave ve Gravity haricinde Akademi tarafından gerçek anlamda takdir görmemiş tek yapım olması da Oscar’ın koca bir oyun olduğunun bariz bir göstergesi.
Adaylık sayısı: 5 | Kazandığı Oscarlar: En İyi Kadın Oyuncu (Natalie Portman)
Aday olmalıydı: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Mila Kunis), En İyi Özgün Senaryo, En İyi Sanat Yönetimi, En İyi Kostüm Tasarımı, En İyi Özgün Müzik, En İyi Makyaj
Ve zirvedeki diğer film… The Social Network. İlk izlediğimde “En İyi Film ödülünü bu mu alacak?” diye sitem ettiğimi hatırlıyorum The Social Network’e. Lakin zamanla içimde öyle büyüdü ve değerlendi ki Fincher’ın en iyisi olduğuna kendimi daha da inandırmaya başladım. Teknik anlamda şu listede Zero Dark Thirty ile birlikte bence her sahnesi başlı başına bir ders niteliğinde olan tek yapım. Jesse Eisenberg, Andrew Garfield, Armie Hammer ve Justin Timberlake’in performansları, Trent Reznor ve Atticus Ross’un dahiyane müzikleri, Kirk Baxter ve Angus Wall’un kalıplara sokamayacağınız kurgusu, Jeff Cronenweth’in büyüleyici görüntü yönetimi… Bir de üzerine yaşayan en iyi yönetmenlerden biri olan Fincher’ı ve Aaron Sorkin’in geçtim her cümlesini, her kelimesi hatta her harfi değerli olan senaryosu… Nefesim kesiliyor, konuşamıyorum.
Adaylık sayısı: 8 | Kazandığı Oscarlar: En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Kurgu, En İyi Özgün Müzik
Aday olmalıydı: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Andrew Garfield)
Geri kalan sıralamamı merak edenler için de şöyle bir devam listesi yapalım. Yalnız “bana göre” olduğunu da hatırlatayım, yani tamamen öznel bir liste! Buyursunlar: (11.) The Artist, (12.) 127 Hours), (13.) Nebraska, (14.) The Tree of Life, (15.) Up, (16.) District 9, (17.) Silver Linings Playbook, (18.) Inception, (19.) Midnight in Paris, (20.) Les Miserables, (21.) An Education, (22.) True Grit, (23.) Toy Story 3, (24.) Precious, (25.) Beasts of the Southern Wild, (26.) The Descendants, (27.) Life of Pi, (28.) Extremely Loud & Incredibly Close, (29.) Philomena, (30.) The Hurt Locker, (31.) The King’s Speech, (32.) Lincoln, (33.) Avatar, (34.) Argo, (35.) Hugo, (36.) Dallas Buyers Club, (37.) The Kids Are All Right, (38.) The Fighter, (39.) Captain Phillips, (40.) American Hustle, (41.) The Blind Side, (42.) Winter’s Bone, (43.) The Help, (44.) War Horse, (45.) Amour, (46.) A Serious Man
Murat Karakuş
26 Eylül 2014 at 22:24
1- THE SOCIAL NETWORK
2- SILVER LININGS PLAYBOOK
3- HER
4- UP IN THE AIR
5- INGLOURIOUS BASTERDS
6- THE WOLF OF WALL STREET
7- MONEYBALL
8- INCEPTION
9- THE TREE OF LIFE
10- DJANGO UNCHAINED
cemertem
27 Eylül 2014 at 02:10
Up in the Air filmi cidden unutulacak türden bir film değildi. Çok çarpıcıydı, kurgu anlamında son derece orijinal bir iş çıkarmıştılar. Jason Reitmann farkı baya belli oluyordu. Oyunculuklarda çok iyi olunca tadından yenmedi. Özellikle kurgu anlamında havalimanındaki bagaj kısmındaki sahneler ve filmin finale doğru karakterin yaşadığı buhranın aktarıldığı sahneler muazzamdı. Soundtrack’de çok sağlamdı ve filmin duygusal yükünü sırtlıyordu. Umur’un listesinin ilk 10’da olması gerekenler kısmına katılsam da sıralamaya koyduğumda Murat Karakuş arkadaşın listesi benim açımdan çok daha tatmin edici. Zira Moneyball her ne kadar sağlam olsa da sıralamada ilk beşe koymazdım. Çünkü filmde brad pitt çok ön plandaydı ve kurgusunu olumsuz etkiliyordu. Birde fazla tematik fazla beyzbol süslü olması sanırım dramatik boyutunu gölgelemişti.
Metin
27 Eylül 2014 at 07:49
Açıkçası 11 Eyül’den bu yana Tarantino’nun sürekli aynı intikam filmlerini (ama farklı hikayelerin içine yerleştirerek) çekiyor olmasını manidar ve sıkıcı buluyorum. Artık tükenmiş bir yaratıcılığın sonucu gibi.
Yıl bazlı seçimlerle benim için son beş yılın en iyi onu şöyle;
A Prophet (J. Audiard) – 2009
Mary and Max (A. Elliot) – 2009
Black Swan (D. Aronofsky) – 2010
Kosmos (R. Erdem) – 2010
A Seperation (A. Farhadi) – 2011
The Artist (M. Hazanavicious) – 2011
Weekend (A. Haigh) – 2011
Holy Motors (L. Carax) – 2012
Her (S. Jonze) – 2013
The Great Beauty (P. Sorrentino) – 2013
Umur Çağın Taş
27 Eylül 2014 at 10:16
Ama sadece son 5 yılın En İyi Film adaylarından yapıyoruz listeyi.
Metin
27 Eylül 2014 at 15:58
Oy o durumda sadece Her, Black Swan ve The Artist’i beğenerek epey ayrı düşüyorum sanırım Akademiden.
Batuhan Şahin
27 Eylül 2014 at 11:31
1.Black Swan (Darren Aronofsky)
2.Gravity(Alfonso Cuaron)
3.Her(Spike Jonze)
4.Inception(Christopher Nolan)
5.The Wolf Wall Street(Martin Scorsese)
6.12 Years a Slave(Steve McQueen)
7.Silver Linings Playbook(David O.Russell)
8.127 Hours(Danny Boyle)
9.Django Unchained(Quentin Tarantino)
10.Avatar(James Cameron)