Dizi Eleştirisi
Looking – 2. Sezon
HBO’nun son yıllardaki en iyi dizilerinden biri olan Enlightened’dan bu yana başıma gelmeyen bir şey oldu ve izlediğim dizilerden biri iptal edildi. Gerçi Boss ile Awake’de de benzer problemler yaşamıştık. Neyse, asıl konumuza dönelim… Evet, haberi olmayan kaldıysa bir de ben söyleyeyim, HBO’nun geçtiğimiz yıl başlayan dizisi Looking iptal edildi. Lakin kanal bir televizyon filmi ile hikayeye nokta koymayı düşünüyormuş. Eğer izlediyseniz zaten ikinci sezon finalinde pek çok şeyin havada kaldığını ve Looking’in seyirciye soru işaretleriyle veda ettiğini görmüşsünüzdür. Yani bu ekran macerası kısa sürmüş olsa da Looking ekibinden tam olarak kopmayacağız. Bir veda busesi kondurulmak üzere sırasını bekleyecek. Peki Looking böyle bir muameleyi hak ediyor muydu? Biraz evet, biraz hayır. İlk yılında bence çok iyi bir start yapan ve renkli karakteriyle daha önce hiçbir dizide görmediğimiz şekilde eşcinsel karakterleri klişelere boğmadan tasvir etmeyi tercih etmişti dizi. Lakin bu yıl bir anda tek odak noktası seks olan hormonu fazla gelmiş LGBT işlerinden birine dönüştü. Dolayısıyla da seyir zevki bir anda ortadan yok oldu.
Asıl oyunu alanı Broadway olan ve televizyon izleyicisiyle Glee sayesinde tanışan Jonathan Groff’ın canlandırdığı Patrick bu yıl her tarafı saplantılı kurallarla dolu hayatını yerle bir edecek bir yasak aşk yaşadı. Dizinin belki de katlanılabilir tek karakteri olan Kevin (Russell Tovey) ciddi bir ilişkiye sahip olmasına rağmen Patrick’e ilk sezonda gösterdiği ilginin devamını getirdi. Yalnız yine Andrew Haigh ile senaryonun altında imzası olan diğer isimlerin diziye illa ki birkaç seks sahnesi koyma merağından olacak Kevin ile Patrick’i ormanda, sahada, önden uzun hazırlıkların yapıldığı ve buna koca bir bölümün harcandığı gecelerde sevişirken izlemekten başka bir şey yapmadık. Bir de bu “mükemmel” erkek tablosunu yarattıktan sonra son bölümde Patrick’in bir anda çark etmesi ve “Acaba bu dizi en başından beri bipolar birini mi anlatıyordu?” diye düşünmemize sebep olan tartışmaya girmiyorum bile. Bu kopukluk da Looking’in ikinci sezonunda tempoyu epey düşürdü doğal olarak. Dizinin en stabil karakterlerinden biri başlarına ne geleceğini hiç merak etmediğimiz Agustin (Frankie J. Alvarez) ve Dom’un (Murray Bartlett) yanındaki yerini aldı.
Gelelim Agustin’e… Yine inanılmaz dengesizce kaleme alınmış bir hikaye örgüsü var önümüzde. İlk sezonda erkek arkadaşıyla yaşadığı problemlerden sonra Agustin’in bir anda sanattan kopuşuna ve kabuğuna çekilmesine şahit olmuştuk. Bu yıl da bir bölüm tam dipteyken, diğer bölümde Agustin bir anda kendini çok sevdiği bir adamın, Eddie’nin (Daniel Franzese) kollarında buluyor. Ben arada doğru düzgün bir zaman aşımı olmamasından, hatta Agustin’in özelliklerinin bir anda tamamen değişmesinden epey rahatsız oldum. Ki ilk yıl da bana kalırsa Looking ekibinin en yersiz kahramanıydı kendisi. Frankie J. Alvarez’in oyununa da pek hayran olduğum söylenemez. Belki de ekran karizması olan diğer oyuncu arkadaşlarının yanında fazla geri planda kaldığındandır bu durum, bilemiyorum.
Murray Bartlett tarafından canlandırılan Dom’un 40’ına merdiven dayamış, ama hala hayatında bir dikiş tutturamamış ve hep gerçekleşmeyecek hayallerin peşinden koşan halleri tabii ki bu yıl da devam etti. Dom’la ilgili sevdiğim tek şey Doris (Lauren Weedman). Erkek nüfusunun oldukça kalabalık olduğu Looking’de Doris’in yer aldığı her sahnede rahatlayıp nefes alıyoruz. Bir de son olarak Raul Castillo’nun adını anmamız şart. İlk yıl hatırlarsanız Patrick, Castillo’nun can verdiği Richie ile gönül eğlendirmiş ve ilişkileri manasız sebeplerden dolayı sonlanmıştı. Bu yıl sahneye Kevin dahil olduğu için Richie’nin öyküsü tamamen görmezden gelinmiş. Sadece final sahnesinde olası bir üçüncü sezon için Richie ile Patrick’in tekrardan bir araya gelmesine ışık yaktılar. Fakat gelen iptalle beraber bu ihtimal tamamen yok olmuş gibi gözüküyor. Belki yapacakları filmde dengeleri değiştirirler.
Tekrardan hatırlatayım, ben Looking’in ilk sezonunu oldukça başarılı bulmuştum. Andrew Haigh’in sadece ilk filmi Weekend’den ibaret olmadığının güzel bir işaretiydi. Fakat ikinci sezonu zevkle değil acı çekerek takip ettim. Böylesine iyi bir potansiyelin çarçur edilmesinden sonra gelen iptale üzülmek de komik kaçıyor bana kalırsa. Sadece ekrandan rüzgar gibi gelip geçen Looking’in kendisinden sonra gelecek benzer işler için yol açmış olduğunu umuyorum. Amazon’da Transparent ile aynı toplumun sorunları dile getiriliyor. Fakat sadece internetteki kanallar değil, büyük networklerde de artık kalıplaşmış formların aşılması şart. Malum sözde lezbiyenlerin gururu gibi her türlü etkinliğe davet edilen Ellen DeGeneres’in yaptığı dizi bile koca bir hakaret gibi. Neyse efendim. Bir sonraki Sezon Günlükleri‘nde görüşmek üzere diyelim biz.
En İyi Bölüm: Looking for Gordon Freeman (Bölüm 6)
Sezon Boyu Spotlight Ödülü: Russell Tovey (Kevin Matheson)
Sezon Notu: B-
meraklisinemaci
3 Nisan 2015 at 01:46
Açıkcası kevin ve patrick in problemli de olsa son bölümde yine de birlikteliğe devam edecekleri sinyalini aldım. Ancak bu diziyi bu noktada sonlandırmaları cok sacma bir fikir. 3.sezon a da devam etmeliydiler.
Belki bu sezon biraz daha cinsel iceriklere sahip olsa da her dönem yasadıgımız seyler aynı düzeyde gitmedigi icin beni rahatsız eden birşey yoktu bu sezon. Bir önceki sezon kendi icinde farklı bır tad veriyordu. lakin bu sezonunda kendine has bir uslübu vardı bence. Bu tarz bir dizi bulmak pek kolay degilken ki bana göre de fena olmayan icerigiyle devam etmeliydi.
Size bu sezondaki acı cektirdigi konusunda katılamıyorum pek. Sadece rich in geri planda kaldıgı konusunda katılıyorum.