Takip et

Eleştiri

Trainwreck

tarihinde yayınlandı.

trainwreck

Yönetmen: Judd Apatow | Oyuncular: Amy Schumer, Bill Hader, Brie Larson, Tilda Swinton, Colin Quinn, John Cena, Mike Birbiglia, Jon Glaser, Vanessa Bayer, Ezra Miller, LeBron James, Evan Brinkman, Method Man, Norman Lloyd, Jim Norton, Daniel Radcliffe, Marisa Tomei, Randall Park, Keith Robinson, Dave Attell, Bridget Everett, Pete Davidson, Leslie Jones, Marv Albert, Chris Evert, Matthew Broderick | Senaryo: Amy Schumer | 124 dakika | Komedi, Romantik


trainwreck-1

Üç yıldır büyük bir keyifle takip ediyor olsam da Comedy Central’ın en iyi programlarından Inside Amy Schumer’ın yaratıcısını tüm dünyayla paylaşmaya henüz hazır değildim. Uzun süredir New York’da standup yapan ve yakın bir tarihte yeni çıkmış bir komedyenin belki de yerleşebileceği en iyi kanallardan biri olan Comedy Central, Amy Schumer’a resmen 2015’te hayallerini yaşatmaya başladı. Uzun süredir belli belirsiz devam etmekte olan feminist hareketi dizisinin üçüncü sezonunda birbirinden ünlü konuk isimlerle taçlandıran ve bir de bunun üzerine Hollywood’da dikkate alınan ender komedi yazar/yönetmenlerden Judd Apatow’la bir film anlaşması imzalayan Schumer, ayrıca geçtiğimiz haftalarda En İyi Kadın Oyuncu (Komedi) kategorisinde Emmy’ye de aday olmayı başardı. Daha evvel Ellen DeGeneres haricinde pek bir yere uğramazken şimdi onu David Letterman’dan Jimmy Fallon’a, Seth Meyers’dan Conan’a kadar pek çok programda görmeniz mümkün. Eğer Jennifer Lawrence’dan sonra Hollywood’u ve özellikle Amerikan izleyicisinin gönlünü kim çaldı diye merak ediyorsanız cevabınız hazır: Amy Schumer.

Amy Schumer ve Bill Hader

Amy Schumer ve Bill Hader

Peki Amy’nin bunca başarısında Trainwreck’in yeri tam olarak nereye denk geliyor? Her şeyden evvel erkek egemen bir sektörde, hem kadın hem de komedyen olması gibi iki dezavantajı varken Amy Schumer sadece Trainwreck’in senaryosunu yazmakla kalmayıp aynı zamanda başrolü de aldı. Dizisinin üçüncü sezonunda 12 Angry Men Inside Amy Schumer isimli bölümle endüstrideki cinsiyetçiliğe ve yaş ayrımına harika bir yorum getirmişti zaten. Trainwreck bu probleme sadece bir yorum getirmekle kalmayıp, tüm kuralları yıkıyor. Hollywood’un romantik komedilerin başrollerine uygun gördüğü fiziksel olarak kusursuz kadın ve erkek figürlerinden çok uzak bir noktada yol alıyor Schumer’ın senaryosu. Hatta genelde erkeklere biçilen pek çok karakteristik özelliği de hikayenin merkezindeki kadına yükleyerek daha önce hiç izlemediğimiz biriyle tanıştırıyor bizleri.

Eğer aranızda Amy’nin Comedy Central’daki çalışmalarını takip eden olduysa Trainwreck’de daha evvel standuplarında anlattığı, programında skeç olmuş pek çok anısının yer aldığını fark edecektir. Film, tek eşliliğe inanmayan bir babanın kızlarına “Monogami, gerçekçi değil.” cümlesini tekrarlatmasıyla start alıyor. Ardından bambaşka kadınlara dönüşen o iki kızın büyümüş halleriyle tanışıyoruz. Bir yanda kocasının ilk eşinden olan çocuğa annelik eden bir melek, Kim var. Diğer yanda ise her günü farklı bir erkekle sonlandıran, yazılı basınla ilgili her türlü ters giden şeyi bünyesinde barındıran bir dergide çalışmakta olan Amy. Aşka inanmayan, hatta aşktan da geçtim kadın erkek ilişkilerinin sadece seksten ibaret olması gerektiğini bir şekilde özümsemiş bir kadın bu. Alkole, esrara henüz elveda diyememiş. Ama tam da Hollywood romantik komedilerine yakışır bir şekilde esas kızımız, dergi için yapacağı bir röpörtaj sebebiyle meşhur sporcuların doktoru olarak bilinen Aaron ile tanışıyor ve tüm dünyası alt üst oluyor.

Amy Schumer ve LeBron James

Amy Schumer ve LeBron James

Aaron ile Amy taban tabana zıt karakterler olmasa da birisinin etrafının arkadaşlarla dolu olması, diğerinin ise kızkardeşinden başka kimseyle iki çift sohbet edememesi gibi farklılıklar hemen gözünüze çarpıyor. Aaron büyük adımlar atarak ilişkilerinde geleceğe yatırım yapmayı seven bir adam. Amy’nin ise bugüne kadar tek bir ciddi ilişkisi olmamış ve sözde çıktığı erkekleri unutmak için de kendini bir başka erkeğin yatağına atmış. Daha verilebilecek o kadar çok örnek var ki… Birisi geceyi beraber geçirdiği kişiye sarılıp uyarmak isterken, diğeri nefesini dahi hissetmeye tahammül ediyor. Fragmanda bile bizi epey eğlendiren ilk telefon görüşmesi sahnesi ise Aaron ile Amy arasındaki farklılığı en güzel şekilde özetliyor denebilir. Amy telefonu açtığında Aaron’ın onu kendi isteğiyle aradığına inanmayarak tekrar buluşma isteğine de şaşıp kalıyor.

Trainwreck’le ilgili en çok dikkatimi çeken şey filmin pazarlandığı gibi hayatı alt üst olmuş ve büyümemiş bir kadını anlatmıyor oluşu. Bence Amy’nin asıl problemi kendini daha iyi insanlara, daha iyi ilişkilere, daha iyi fırsatlara layık görmemesi. Ki bu noktadan itibaren de hikaye biraz daha evrenselleşerek 20’li yaşlarda nasıl da istemediğimiz işlere hapsedilip kaldığımızı, etrafımızda iyi bir düzen kuran herkese nasıl sinirlenip aynı zamanda da kıskandığımızı gösteriyor sırayla. Amy, Aaron’a bağlandıkça kendine inanamazken aslında hayat onu Aaron seçeneğine itiyor. Küçük kayıplar, işindeki başarısızlıklar ve etrafında kimse kalmayınca hissettiği yalnızlık Aaron’ı kaçınılmaz bir seçenek haline getiriyor.

John Cena

John Cena

Ben Judd Apatow’ın çok iyi bir komedi yazarı ve doğru projeleri, doğru zamanda, doğru insanlarla yapan bir prodüktör olması haricinde ilişkilere hep farklı bakış açıları getirmesinden dolayı da seviyorum. Evet, bu sefer senaryoda onun parmağı yok. Ama Funny People ve This Is 40’den sonra Trainwreck’i de aynı evrende gerçekleştiğine kolayca inanabileceğimiz bir hikaye gibi gördüm; ki Amy Schumer’ın senaryosunda Apatow’un pek bir izinin olmadığının altı sürekli çizilmekte. Yani demem o ki, evet Apatow ilk kez yönettiği bir film için merkeze artık etrafında görmeye alıştığımız insanları koymamış; ama filmografisine şöyle bir baktığınızda Trainwreck sırıtmıyor. Sanki uzun süredir devam etmekte olan bir serinin yeni bir parçası gibi hissettiriyor.

Amy Schumer için denilecek pek söz yok. Ben komedideki yeteneklerine zaten hayrandım. Katıldığı programlarda hazır cevaplılığıyla ne kadar kıvrak bir zekası olduğunu hep hissettiriyordu. Bugüne kadar yaptığı pek çok gösterisinde de kendisiyle ve erkeklerle yaşadığı deneyimlerle dalga geçmişti. Hatta Trainwreck’de kızkardeşinin arkadaşlarıyla yaptığı sohbeti Inside Amy Schumer’da yıllar evvel anlattığına adım gibi eminim. Lakin filmin ikinci yarısından sonra bambaşka bir Amy Schumer ile tanışıyor, bir drama aktrisi olarak da pek çok şey başarabileceğini görüyorsunuz. Eğer ki Schumer, olur da Oscar’a aday olursa, tüm kırılgan yönlerini gösterdiği ve kendi hayatından paylaşması çok daha zor detayları cesurca bir şekilde seyirciye sunduğu için aday olacak.

Tilda Swinton

Tilda Swinton

Kadronun şahane olduğunu da eklemeden olmaz. Şimdiden Trainwreck için yılın en iyi toplu performanslarından birine sahip diyebiliriz. Geçtiğimiz sene The Skeleton Twins ile parlayan Bill Hader, ağzından çıkan her cümleyle beni kahkaha krizlerine sokan Vanessa Bayer, komedyen kimliğinden çok babasını 11 Eylül’de kaybetmesiyle tanınan Pete Davidson ve Lorne Michaels’ın en güzel transflerinden Leslie Jones kadrodaki Saturday Night Live mezunlarından sadece birkaçı. Schumer’ın kardeşi olarak izlediğimiz Brie Larson yine abartılı göz hareketleriyle beni rahatsız etse de, yine Amy’nin ailesinden biri olarak izlediğimiz Colin Quinn’i de bir o kadar beğendim. Çok farklı rollerde izlemeye alıştığımız Ezra Miller ilk kez kendini geri plana çekerek küçücük bir rolle karşımıza çıkıyor. Ama filmin sonuna doğru izlediğimiz o kısacık sahnesi Trainwreck’in zirve yaptığı anlar arasında yer almakta. Bir de John Cena’nın adını anmak şart. Kim bilebilirdi ki bir WWE yıldızının bu kadar komik olabileceğini. Filmdeki sporculardan bir diğeri LeBron James ise muhtemelen basketbol izleyicisi haricinde kimseyi varlığıyla mutlu edemeyecek. Çünkü çok yavan ve karakteri de fazla karton hissiyatı veriyor. Gelelim kadronun asıl yıldızına… Tilda Swinton. Keşke daha fazla sahnesi olsaydı ve bu rahatsız dergi editörü olarak Oscar’a aday olabilseydi. Ben gördüğüm her sahnesine bayıldım, ama evet Tilda’ya doyamadım.

Özetle Trainwreck bu senenin mutlak surette izlenmesi gereken komedilerinden. Amy Schumer’la tanışmak için hala geç kalmış sayılmazsınız. Melissa McCarthy gibi önümüzdeki yıllarda ekranlarımızı sıkça meşgul edecek. Umarım kaliteli projelerde harika mizahını seyirciyle buluşturmaktan asla vazgeçmez.

schumer


[review]

Devamını oku
3 Comments

3 Comments

  1. Emre

    31 Temmuz 2015 at 16:41

    Daniel Radcliffe ne kadar gözüküyor filmde? Onun sahneleri de güldürdü mü 🙂

    • Umur

      31 Temmuz 2015 at 16:49

      Film içerisindeki filmde kısacık gözüküyor Marisa Tomei ile birlikte. Pek anlaşılmıyor varlığı.

  2. Su

    31 Temmuz 2015 at 20:08

    Amy schumer jlaw’la tatilde su an 🙂

Yorum yazın...

Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin