Eleştiri
Spotlight
| C+ |
Tom McCarthy’nin yeni uzun metrajlısı Spotlight Boston Globe’da pek çok olayı aydınlığa kavuşturmuş gazeteci grubunu anlatıyor. Katolik Kilisesi’nin küçük çocuklara yapılan cinsel tacizleri örtbas ettiği haberi kahraman elçilerimizin önüne gelince bu iddialardan yola çıkarak olayın iç yüzünü öğrenmek üzere yavaş yavaş kazı yapmaya ve muhtemelen bizim ülkemizde asla görülmeyecek bir etik habercilik başarısına imza atmaya hazırlanıyorlar. Spotlight’ın özellikle eleştirmenlerden, yazılı basında sinema hakkında konuşan insanlardan oy toplamasını gayet iyi anlayabiliyorum. Neden? Çünkü film gazetecilerin bu tarz büyük haberler yaparken geçtiği engebeli süreci çok iyi anlatıyor. Fakat Tom McCarthy, işin bürokrasisiyle kafayı o kadar bozmuş ki iki saatlik Spotlight’ın son otuz dakikasına kadar koca bir girizgah izlemişiz gibi hissettim ben doğrusu. Yönetmenin riskten bihaber seçimleri, senaryonun tekdüzeliği ve sanki ek bir destekle ayakta tutuluyormuş gibi duran karton karakterleri filmi bir noktadan sonra kurgusal olmaktan çıkarıp belgesele dönüştürüyor. Üstelik bu belgeselin konusu eğittikleri küçük çocuklara tacizde bulunan rahipler bile değil, “Nasıl doğru haber yapılır?” dersinin haftalık müfredat bilgisi. Aaron Sorkin’in evreninde The Newsroom’a giriş yapıp üç sezon boyunca yürürken dünyayı kurtaracak sohbetler yapan karakterlere alışık bir izleyici var artık. Televizyon zaten bize Spotlight’daki gibi hikayeleri anlatan yapımcıları, yazarları, gazetecileri pek çok kez gösterdi. Hissiz karakterlerinin ağzından sübjektiflikten tamamen yoksun cümleler dökülürken filmin ne anlattığını hatırlamak için sürekli çaba sarf etmek iyi bir sinema deneyimi değil bana kalırsa. Evet ortada tam bir oyuncular arası uyum projesi var. Hiçbir karakter daha fazla ekran süresi koparamıyor ya da bir oyuncu öne çıkmak adına taklalar atmıyor (öhöm, Ruffalo!). Prestijli gazetelerin perde arkasında ne olup bitiyor diye merak edenler için de epey bir malzeme mevcut. Ama sevişmeden önce bitmek bilmeyen bir ön sevişme gibi Spotlight. Bu sürece dahil olmak istiyorum, ama ama ulaşana kadar bir buçuk saat boyunca istemediğim fiillere gark edilmeyi kaldıramıyorum.
OSCAR KARNESİ
- En İyi Film
- En İyi Yönetmen
- En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Mark Ruffalo)
- En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Rachel McAdams)
- En İyi Özgün Senaryo
- En İyi Kurgu
Oğuz Kaygalak
25 Aralık 2015 at 21:25
Hala içimden büyük bir his bu filmin en iyi film oscarı alamayacağını ve boyhood tarzı düşüşe geçeceğini söylüyor. açıkçası tüm kriterlere en uygun film THE REVENANT. 1940-41de John Ford’un yaptığını Inarritu yapabilir.