Oscar 2016
Oscar Rehberi ’15: Yabancı Dilde En İyi Film
– Chiwetel Ejiofor ve Nicole Kidman, Ida’ya Yabancı Dilde En İyi Film ödülünü veriyor. –
Kuralları en karışık olan dallardan birine geldik. Adım adım ilerleyelim istiyorsanız. Öncelikle filminizin kendi ülkenizde 1 Ekim 2014 ve 30 Eylül 2015 arasında minimum yedi gün arka arkaya gösterilmiş olması gerekiyor. Ama ABD’de gösterilmiş olması ya da olmaması pek mühim değil. Her ülke sadece bir başvuru yapabiliyor. Bu başvuruların kayıtları Oscar’a bir formla birlikte gönderiliyor. Ve tabii ki de en önemli şey bu yapımın ağırlıklı olarak İngilizce’den farklı bir dile sahip olması şart. En çok sıkıntı yaratan kural da bu sanırım. Daha evvel diskalifiyelere, hatta çok iddialı olmasına rağmen sırf İngilizce fazla konuşulduğundan gönderilmeyen filmlere rastladık.
Efendim liste tamamlandıktan sonra duyuruluyor ve gösterimler başlıyor. Akademi yeni bir panel işine girdi. Başvuru sayısı arttığından üç gruba böldüler filmleri. Ve her gruptan belli bir sayıda film izlemez, gösterimlere katılmazsanız oy kullanamıyorsunuz. Oy kullanma hakkına sahip olanlar kısa liste için seçimlerini yapıyor ve altı film çıkarıyor. Ardından yabancı film dalının yönetici komitesi de kısa listeye üç film ekliyor ve onlar duyuruluyor. Akademi bu üç filmi New York, Los Angeles ve Londra’da gösterimlerle üyelerine sunuyor. Tabii tahmin edebileceğiniz üzere screener adındaki küçük DVD’ler de bir şekilde yolunu bulup sahiplerine ulaşıyor. Eski yıllarda ödül direkt ülkenin adına verilirdi. Artık bunu da değiştirdiler ve direkt yönetmenin adı yazılıyor Oscar’ın altına. Bu arada diyelim ki filminiz bu sene aday oldu, ama ertesi sene ABD’de gösterildi. Tekrardan diğer dallarda yarışmanıza hak tanınmıyor.
Geldik bu senenin mutlak zaferine… Herhalde Inside Out ile birlikte en emin olduğum kategorilerden birisi burası. Gerçi Leonardo DiCaprio da var ya neyse. Evet, Son of Saul’un ödülü artık kesin. Mustang bir noktada çelme takabilecek kadar güçlü gözüküyordu. Fakat Son of Saul’un arkasındaki ekip deneyimli. Sony Pictures Classics bu dalda erkenden favori olmanın pek işe yaramadığını bildiğinden güz festivallerinde meydanı tren enkazı Mustang ve onun ağlak yönetmeniyle oyuncularına bıraktı. Ardından Aralık gibi Son of Saul yavaştan kampanyasına başladı ve gelen DGA adaylığı bile elinin ne kadar güçlü olduğunu gösterdi bana kalırsa. Iskaladığı tek bir yabancı film ödülü yok. Sezonu silip süpürüyor. Dolayısıyla zaferi elde edecek film belli. Pek tartışmaya gerek yok. Gönül isterdi ki burada ilkokul müsameresi niteliğindeki Mustang yerine The Second Mother ya da Goodnight Mommy olsun. Fakat Oscar’da her zaman hak edenin değil, kampanyanın ve duygu sömürüsünün kazandığını da gayet iyi biliyoruz. Neyse ki sadece adaylıkla yetinecekler. Yoksa bu kara lekeyi Akademi’nin tarihinden ve hafızalarımızdan silmek pek kolay olmazdı.
Kazanacak: Son of Saul
Kazanabilir: Mustang
Kazanmalı: Son of Saul
Aday olmalıydı: Goodnight Mommy, The Second Mother, El Club…
EMBRACE OF THE SERPENT (Kolombiya)
1980’den beri Oscar’a film gönderen Kolombiya’nın ilk adaylığı. Daha evvel 2005 ve 2009 yıllarında Embrace of the Serpent’ın yönetmeni Ciro Guerra’nın filmleriyle başvurmuşlar; fakat adaylık alınamamış. Bilmeyenler için de hemen söyleyelim, Embrace of the Serpent’ın başrolünde yer alan Jan Bijvoet’yi Borgman’dan tanıyoruz.
MUSTANG (Fransa)
Fransa, Oscar tarihindeki en başarılı ülkelerden biri. 60 başvuru yapmışlar. Bunlardan 36’sı aday olmuş ve 9’u ödül kazanmış. Üç adet Onur Ödülü alan filmleri, iki tane de kısa listeye kalan aday adayları var. Mustang bildiğiniz üzere Deniz Gamze Ergüven’in ilk filmi. Geçmişinde François Truffaut, Luis Buñuel, Louis Malle gibi ustalarla yarışan bir ülke ciddi bir düşüş. Ama Amerikalılar için biçilmiş kaftan oryantalist bir “peri masalı”. Yerseniz!
SON OF SAUL (Macaristan)
Macaristan’ın tarihindeki dokuzuncu adaylık. Sadece Mephisto ile 1981’de ipi göğüsleyebilmişler. 80’li yılların sonundan beri adaylık kovalayan ülke 2013’te The Notebook ile kısa listeye kalmış; fakat adaylık elde edememişti. Sonunda Cannes’dan harika eleştiriler alarak dönen Son of Saul’a makus talihlerini yendiler. Sıra Oscar’la kutsanmakta.
THEEB (Ürdün)
Sadece 2008’de bir kere başvuran Ürdün’ün ilk adaylığı. Bu arada Theeb’in BAFTA’ya da iki dalda birden aday olduğunu da ekleyeyim.
A WAR (Danimarka)
Danimarka’nın aldığı onüçüncü adaylık. Babette’s Feast (1987), Pelle the Conqueror (1988) ve In a Better World (2010) ile bu adaylıklardan üçünü ödüle çevirmişler. Susanne Bier, Thomas Vinterberg, Nikolaj Arcel gibi modern sinemacıları sayesinde son yıllarda sıkça Oscar sohbetlerine dahil oldular. Ufak bir detay: Filmin bir kısmı Konya’da çekildi.
Oscar Rehberi Özgün Müzik | Özgün Şarkı | Makyaj & Saç Tasarımı | Görsel Efekt Animasyon | Belgesel | Kısa Film | Kısa Animasyon | Kısa Belgesel
Pingback: Oscar Rehberi ’15: En İyi Kostüm Tasarımı | Oscar Boy