Dizi Eleştirisi
Transparent – 2. Sezon
Jill Soloway’in geçtiğimiz sene sürüyle Emmy adaylığı alan dizisi Transparent, LGBT sinemasıyla ilgili sıkıntılarımın hepsinin tek bir bedende buluşmuş hâli. Geçtiğimiz güz ikinci sezonuyla Amazon’da seyirci karşısına çıkan yapımı bitirebilmek için epey çaba sarf ettim. Neyse ki tüm yapaylığına rağmen final çizgisine ulaşmayı başardım. Peki neymiş benim Transparent’la alıp veremediğim? Jeffrey Tambor’ın oyunculuğunun ciddi bir çalışma sonucu ortaya çıktığına kati surette inanmıyorum. Transseksüel kalabalığın takdirini kazanabilmek adına yazılmış bir senaryo ve belli taktiklerle basının önünde kendini pazarlamayı başaran bir aktör var elimizde. İkinci problem dizideki senaryo sıkıntısı. Yaprak Dökümü’nün Amerika versiyonu gibi adeta. Şu an ailede lezbiyen olmayan tek bir kadın yok. Muhtemelen Jay Duplass’in de önümüzdeki sezon bir erkekle aynı yatağa girdiğini görür, döngüyü tamamlarız. Üçüncü majör sıkıntı ise Jill Soloway’in nerede duracağını tam olarak bilmemesi. Her yeni olay örgüsünden sonra dikkati kolay dağılan bir çocuk gibi bir başka ışıltılı objeye gözü takılıyor. Anjelica Huston ve Cherry Jones’un yamayı andıran karakterleriyle bu fikrimi iyice pekiştirdi. Ben şunu açıkça söyleyeyim: Bence Transparent tek sezonluk bir dizi olmalıydı. Tambor’ın sırf homofobik gözükmek istemeyen ödül grupları tarafından bu kadar taçlandırılmasını anlamsız buluyorum. Eğer sağlam bir hikaye yazılır, gerçekten inanabileceğimiz bir aile yaratılır ise amenna. Ama bunu şu tablo biraz kurnazlık gibi geliyor. Yeni sezonda da artık Transparent’ı takip etmeyeceğimi söylememe gerek yoktur umarım.
[review]