Eleştiri
How to Be Single
| C- |
2000’li yılların başında Jennifer Lopez ve Katherine Heigl gibilerin elini atmasıyla kana bulanan romantik komedi türü, artık modern kadının sözde nasıl da ayakları üzerinde durduğunu göstermek adına akla gelebilecek en kötü karakterdeki “çapkın” erkek gibi davrandığı, birbirinin kopyası gibi duran filmlerle bir katliam alanına dönüştü. Hayır koca sektör, kadını maskülenleştirerek esasında nefret ettiği ataerkil kafa yapısına sırf rolleri değiştirip peşkeş çektiğini fark etmiyor mu ben onu merak ediyorum ya neyse. How to Be Single o “Bakın nasıl da büyüdüm, nasıl da erkeklerden sıtkım sıyrıldı.” mesajını vermek isteyen, ama işin sonunda yine feminist karakterlerin erkek egemen evrene kafalarını eğe eğe geri döndüğü filmlerden bir diğeri. Lâkin yıldız isimler yerine, B-list starlarla hoş bir grup kimyası oluşturarak tüm kusurlarını örtbas etmeye çalışıyor. Rebel Wilson, kadınların domine ettiği komedi sahnesinin en taze yüzlerinden. Henüz Bridesmaids haricinde yetenekleriyle örtüşen bir işle buluşamamış olması çok acı. Leslie Mann’a zaten hayranım. Apatow yapımları haricinde de var olabileceğini çoktan kanıtladı. Community sebebiyle hiç ayrılmamak üzere hayatlarımıza giren Alison Brie’nin karakteri How to Be Single’ın en karton yaratımı. “Bak işte ben böyle esaslı bir kadınım.” temalı filmlerde görmek istemediğimiz hareketlerin hepsi bu kadının bünyesinde buluşuyor. Dakota Johnson ise Hollywood’un yıldızlaştırmak için çok çaba sarf ettiği, ama henüz doğru fırsatı yakalayamadığı bir aktris. Fakat ilk kez How to Be Single’da bir filmi tek başına taşıyabileceğine ikna etti beni. Bu çok farklı üsluplara sahip dört aktrisi bir araya getirmekten başka How to Be Single’ın bir başarısı var mı? Hayır. Takside doğuran, aynı partiye üç aşığını da getiren, kendisinden daha “çirkin” bir adamla evlenme kararı alan kadın klişelerini komik buluyorsanız da zaten diyecek bir şeyim kalmıyor.