Eleştiri
Hello, My Name Is Doris
| B+ |
Geçtiğimiz yıl SXSW’da gösterildikten sonra madem tepkiler böyle biz Sally Field’ı bir sonraki Oscar sezonuna saklayalım diyen kurnaz Hollywood serfleri filmin yarattığı dalgayı biraz kırmış olsa da hâlâ bu minik bağımsız Field’a kariyerinin dördüncü adaylığını kazandırma konusunda ısrarcı. Laura Terruso’nun kısa filminde hayatı boyunca annesine bakmakla yükümlü olduğu için hayallerinin hiçbirini gerçekleştiremeyen çılgın karakterimiz, çalıştığı firmadaki kendinden genç yeni sanat yönetmeni John’a kalbini kaptırıyor. Hello, My Name Is Doris tam anlamıyla iyi mobilyaların yerini istfiçiliğin aldığı, oyuncuları makyajın altında ezilmemiş ve seyircisine kendini iyi hissettirmektense ana karakterinin tüm eylemlerindeki motivasyonları açıklamaya kararlı bir Nancy Meyers filmi gibi. 90’lı yıllardan sonra bayrağı yeni nesillere bırakan, tabir-i caizse Hollywood’un minnoşu Sally Field kariyerinin en iyi performansını sunarken bu köpüklü, neşeli, ilgi çekici karakterden hiç kopmamayı diletiyor. Max Greenfield ile aralarındaki yaş farkının saydamlığı, Field’ın Doris’e biçilen duygu selinde tüm notaların üzerine doğru basması ve tabii Jack Antonoff’un grubuyla yaptığı ufak cameo performansından televizyon ahalisinin ah keşke daha büyük roller kapsa dediğimiz yüzlerine kadar sayısız artısıyla seyir keyfi giderek artıyor. Finalde de ufak bir oyun yapıp Doris’in fantezi dünyasına bir soru işaretiyle veda etmiş yönetmen/senarist. Aktivist üniformamızı üzerimize geçirip sektördeki 50 yaş üstü kadınlara böyle leziz roller çıktığı için de ne kadar mutlu olduğumuzu belirtelim ki namımız yürüsün.