Keyfi Tekrar: Hem All, hem de Star

Söze adını Oscar Boy’da defalarca duyduğunuz RuPaul’s Drag Race’in ne olduğunu anlatarak girelim. Kısaltılmış haliyle RPDR, drag queenlerin, yani kadın kılığına giren erkeklerin yarıştığı bir reality show. Bizim ülkemizde pek gelişmemiş olan bir kültürün Amerika’daki yansıması. Ve okyanusun diğer tarafında da drag queenlerin şahı olarak, eskinin punk rock kraliçesi, şimdilerin yüzlerce queen’e iş imkanı ve tanınma fırsatı sağlayan eleganza extravaganza’sı RuPaul görülüyor. Bu bey/hanımefendinin önderliğinde her sezon 12-15 arasında yarışmacı belli görevlere tabî tutuluyor. Komedi, oyunculuk, kimi zaman şarkı söyleme, dans ve daha pek çok ritüeller. Aranan şeyler ise basit: C.U.N.T. Yani karizma (charisma), benzersizlik (uniqueness), cesaret (nerve) ve yetenek (talent). Sekiz sezonla birlikte dörtle beşin arasına sıkıştırılmış All Stars konseptini deviren RPDR bir franchise olarak giderek büyürken dokuz yılın ilk Emmy adaylığını da daha yeni aldı. Şimdi önceki All Stars’ın şikeli kararlarını gölgede bırakmak için kuralların tamamen değiştirildiği ikinci bir All Stars sezonuyla geri dönmüş durumda. İlk paragrafı sonlandırırken ben de yavaştan jargonumu değiştirip RPDR izleyenlere hitap etmesini beklediğim bir yöne doğru kayacağım. O yüzden RPDR cahilleri (evet hâlâ bu programa karşı koyduğunuz için size uygun gördüğüm makam bu) ödevlerini yapıp geri gelsinler.

Son bir haftadır minik fragmanlarla heyecanlı bekleyişimizin dozunu artıran Logo ve WOW (World of Wonders) evvelsi gün ilk 12 dakikayı huzurlarımıza sunmuştu. Kadro zaten şahane. Girişlerde de hep geçmişe yönelik mesajlar, RPDR izleyemenlerin anlayamayacağı tonla referans vardı. Ginger Minj birinci olmak için tek gerekenin korse olduğunu söyledikten sonra hem fanlar, hem de yarışmacıların şikayet ettiği yapımcılara ufak bir gönderme yaptı. Alyssa Edwards ayaklı bir catchphrase makinası olduğunu kanıtlarcasına tıpkı sözlü lip synclerindeki mixler gibi efsanevi bir giriş sundu. Katya, Hunger Games diyerek Chad Michaels’a selam yolladı. Tatianna’nın “Thank you.”su suratımıza koca bir gülümseme yerleştirirken rakiplerinin tepkisi de ekstra tatlıydı. Sanıyorum kimse Tati’yi orada görmeyi beklemiyordu ve RPDR mezuniyetinden sonra bu kadar gelişmiş bir queen’e tekrar fırsat verildiği için herkes hâlinden memnun. Yalnız içlerinde en göze hitap edeni hiç kuşkusuz Roxxxy Andrews. Yarışma boyunca bundan daha güzel gözüktüğü, peruğunun, makyajının on numara olduğu başka bir an hatırlamıyorum. Coco Montrese’in Doritos’lu pudra kutusu, Adore’un messy kimliğini kucaklayışı, Alaska’nın çöp poşeti şıklığı ve Phi Phi’nin kendini yanlış tanıtmış numarası yapıp daha ilk dakikadan korkunç bir yorumla eski hallerini hatırlatması derken All Stars bomba gibi bir start verdi anlayacağınız.

Yalnız bu sezon kurallar epey değişik. Bundan böyle jüriden en kötü notları alan ikili değil, en iyi notları alanlar lip sync’e çıkacak. Ve bu lip sync’in birincisi de Bottom 2/3‘den birini gönderecek. Ru ve yapımcı ekip All Stars’a her seferinde farklı bir twist vermeyi seviyor. Ve geçen sefer her şeyin büyük bir düzenbazlıktan ibaret olduğunun farkına vardığımız için kararı kendi vermektense topu yarışmacılara atmış. Peki bu bölümün görevleri neydi? Mini challenge’da büyük RPDR geleneği reading, yani rakiplerini şaka yoluyla aşağılamak için kütüphane açıldı. Sona kalan Alaska sadece Ru’yu değil, tüm rakiplerini ve biz seyircileri de kahkahalara boğarak bu görevden minik bir zaferle ayrıldı. Büyük görevde ise herkesden başarılı oldukları bir alanda canlı performans yapmaları istendi. Ginger Minj, Alaska ve Adore şarkı söyledi, Detox autotune ve neon boyaları buluşturdu, Phi Phi korkunç bir akapella yaptı. Tatianna kendi sahne şovundan bildiğimiz ufak bir gösteri sundu. Roxxxy burlesque aşkını hatırlatırken, Coco sıkıcı bir dans gösterisi sundu. Katya çılgın jimnastik hareketleriyle eğlendirdi ve Alyssa Edwards onu Alyssa yapan her şeyi tek bir başlık altında buluşturup keyfimize keyif kattı.

Açıkçası bana kalsa Roxxxy, Tatianna ve Alaska’ya yüksek notlar vermek yerine oradan oradan Alaska’yı alır Detox’ı koyar ama yine lip sync for your legacy için sahneye Roxxxy ile Tatianna’yı çıkarırdım. Hatta Alaska’nın aldığı geçer not acaba All Stars 2 sıkıcı bir Alaska’yı taçlandırma törenine mi dönüşecek diye düşündürdü. Düşük not alanlara ise pek itiraz edemeyeceğim sanırım. Zaten iyinin iyileri bir araya getirildiğinden sona kalanlar bile belli bir kalibrenin üzerinde. Lâkin Michelle Visage’ın Santino programdan ayrıldıktan sonra jüri panelinin zalim kadınına dönüşmesiyle ciddi sıkıntılarım var. Adore’a yaptığı yorumlar yapıcı olmaktan ziyade, “Benim zevkime hitap etmiyor, o yüzden berbat!” tadındaydı. Artık profesyonelleşmiş ve kariyerlerinde belli bir noktaya gelmiş drag queenlere bu kadar yüklenmenin sebebini anlayamıyorum. Ve verilen spoilerları desteklercesine Adore’un Visage’dan gelen korkunç yorumlar sonrası moral olarak epey düştüğünü gözlemledik. Bu da demek oluyor ki Katya ve Alaska ile birlikte karizması ve fan desteği sayesinde son üçe kalabilecek Adore gerçekten de ikinci bölümde yarışmayı terk edecek.

Yine gelen spoilerlar doğru çıktı tabii. Coco Montrese ilk bölümde lip sync’i kazanan Roxxxy tarafından gönderildi. “Shake It Off” gibi klişe bir şarkıyı neden seçtiklerine de daha sonra geliriz. Bu arada her bölümde lip synclerin kazananları artık 10.000 dolar alacak. Yani kızlar birinci gelip bir arkadaşlarını elemek istemese de bence para için tavırlarını değiştirebilirler. Her şeyi bir kenara bırakırsak, bizi harika bir sezon bekliyor. 10 yarışmacının 10’unun da muazzam olduğu, kimsenin elenmesini istemediğimiz bir bölümle start aldı RuPaul’s Drag Race. Kurgu ve herkesin yarışa olan yaklaşımı konsepte epey katkı sağlamış. Ayrıca Untucked olarak bildiğimiz, yarışma bittikten sonra yayınlanan ve sahne şovları arasında kızların dinlenmelerini gösteren bölüm de kısaltılarak ana programın içerisine dahil edilmiş. Bu sayede jürinin drag queenler sahneden ayrıldıktan sonra az evvel yaptıkları yorumları tekrarladıklarını izlemek zorunda kalmıyoruz. Ki zaten Ru gideni seçmediğinden böyle bir bölüme de ihtiyacımız yok. Şimdi bir sonraki Perşembe’ye kadar nasıl bekleyeceğim bilmiyorum. Ama şuna eminim ki her gün en az bir kere ilk bölümü ziyaret eder, tüm sahnelerin üzerinden tekrar tekrar geçip kusana kadar All Stars’la dolup taşarım. Siz de acele edin, Netflix’de 2 ve 6 arasındaki tüm sezonları bulunan RuPaul’s Drag Race’le tanışın. Hadi rastgele!

Not: Coco’ya Ru’dan gelen mesajı unutmayın. Bu demek oluyor ki gidenlerden birileri bir noktada geri dönecek. Benim yine daha evvel sızan spoiler sebebiyle kimin geri döneceğinden haberim var sanırım. Lâkin bu rövanş meselesini nasıl yapacaklar, acaba elenenler kendi aralarında bir görevde yarışıp kazanan kendisini eleyenle lip sync’e mi çıkacak gibi deli sorular var kafamda…

Pro

• Katya’nın özgüven problemi sona ermiş! Unnnnnhhhh’da tanıştığımız hınzır mizah anlayışı sonunda herkesle buluşacak.
• Tatianna’nın makyajı, kılığı, saçı, başı… O kadar gelişmiş ki. Tyra Sanchez derdine yansın. Thank you.
• Ginger’ın yedinci sezon yarışmacılarını savunmasına da ayrıca artı puan. Yok efendim donuklarmış, star ışıkları eksikmiş. Siz sekizinci sezonu izlediniz mi?
• Lip sync for your legacy!!!!!! Beşinci sezondan beri doğru düzgün drama görmeyen RPDR’a can geldi. Yine de birbirlerine karşı çok kibarlar tabii. Ama ille arada görev üzerinden değerlendirme yapmayıp arkadaşlarını koruyacak birileri çıkacaktır.

Contra

• Michelle Visage’dan nefret etmek için pek çok sebebimiz var artık. Hem de daha ilk bölümden! Sırf Adore’a değil Coco ve Phi Phi’ye yaptığı kritikler de utancımdan koltuğuma sinmeme sebep oldu.
• Alaska’nın aldığı yüksek notu anlamsız buluyorum, kimse kusura bakmasın. Şarkısı da, kendi sezonundaki Sugarball’u andıran kıyafeti de “Alaska seni nasıl olsa birinci yapacağız bu sene, o yüzden track record’ının harika olması lazım.” mantığı olmasa yüksek not alamazdı.
• Phi Phi… She’s still a cunt.