Eleştiri
Genius
| C- |
Londra’da West End’den sonra akla gelen ilk tiyatro kuruluşu Michael Grandage beyefendiye ait. Sahnenin hem önünde hem de arkasında ciddi bir deneyimi olan Grandage, son birkaç yıldır kelli felli İngiliz oyuncularını beyazperdeden vakit kaldıkça sahnede ağırlıyor. Judi Dench’den Jude Law’a, Daniel Radcliffe’den Carey Mulligan’a kadar pek çok star oyuncuyu kanlı canlı görebilme fırsatı yarattı Londralılar’a. Bu beyefendi geçtiğimiz yıl eşi dostu bir araya getirip zamanında Hemingway ve Fitzgerald gibi yazarları temsil etmiş yayıncı Maxwell Perkins’in meşhur Amerikan yazar Thomas Wolfe ile kesişen yollarını anlatmaya karar vermiş. Genius, tiyatro geçmişli bir duayenden beklediğiniz kadar abartılı değil ve hiçbir mizansende de keşke bu öyküyü sahneye uyarlasalarmış dedirtecek yetisi de yok. Aksine Grandage’in anlatılması için imkan sağladığı tüm öykülerden uzak, soğuk, sürprizsiz ve buna bağlı olarak heyecansız, sallapati bir biyografi. Sorunlar John Logan’ın uyarladığı senaryonun ve Grandage’in kendi kendini yönetmiş gibi duran maestroluğunun da ötesinde. Laura Linney’nin aksanı konusunda akıl hocalığı yaptığı söylenen Jude Law, güneyli yeni yetme Amerikalı olarak inandırıcılıktan fazlasıyla uzak. Colin Firth de dar odalara tıkılmış, çölden hallice dramanın içerisinde sade ve sadece kendine yetecek kadar nefes almak üzere efor sarf ediyor. Bu biraz da Grandage’in seçimleriyle alakalı sanırım. Aynı anda iki oyuncuyu kadraja sokmak yerine çerçeveyi daraltıp herkese farklı ekran süreleri tanınmış. Sonuçta da ortaya yıldızlarla dolu kadrodaki istisnasız herkesin kariyerinin en kötü işini ortaya koyduğu bir maskaralık çıkmış.