Eleştiri
The Happiest Day in the Life of Olli Mäki
| B |
Finlandiya adına Oscar’ın Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde yarışacak The Happiest Day in the Life of Olli Mäki bugüne kadar izlediğiniz hiçbir boks filmine benzemeyen, demlendikçe kıymetlenen tatlı bir öykü anlatıyor. Alıştığımız sporcu profilinden uzak bir sporcu Olli ve gerçekten de Finlandiya’nın spor tarihinde irili ufaklı birkaç başarıya imza atmış. Yalnız filmde aşina olduğumuz ağız burun dağıtmalı, kaybeden tarafın son raundda küllerinden doğduğu, nakavtla sonlanan bir dövüş yok. 90 dakikanın neredeyse tamamında Olli’nin hazırlık sürecinin ne kadar zahmetli olduğunu izliyor, üzerinde baskı kuran antrenörünün hırsıyla ilgili açıklamaları hırgürlü evliliğinde buluyoruz. Bir taraftan da Olli sporcuların birer robot olmadığını kanıtlar nitelikte bir hayat sürüyor. Öyle ki eziyetli antrenman sürecinin orta yerinde hayatındaki kadına koşulsuz şartsız aşık olduğunu fark ediyor ve gereksiz sebeplerle açılan aralarını düzeltmek için hayatının en mühim maçını bile umursamadan kilometrelerce yol kat ediyor. Açıkçası filmden çıktığımda epey hissizdim. Fakat Juho Kuosmanen’ın elindeki tekst bu sapsade haliyle büyüleyici. Bu alt türe ait her türlü klişeyi eğip bükerken gözümüze de sokmamaya gayret etmişler. Tarihin en kısa boks müsabakasıyla da amaçlanan sonuca ulaşılıyor. Eğer siz de spor filmlerinden sıtkı sıyrılmış kalabalık arasınsa iseniz The Happiest Day in the Life of Olli Mäki’nin her şeyden evvel sıradan ama olabildiğine romantik bir aşk öyküsü anlattığını söylemem belki izleme şevki verir. Creed’in, Southpaw’un Warrior’ın ve her testosteron sponsorlu boks filminin tezatı, “Hayatta kazanmaktan daha mühim şeyler de var.” diyen minik ama etkili bir iş en nihayetinde.