Yönetmen: David Yates | Oyuncular: Eddie Redmayne, Katherine Waterston, Dan Fogler, Alison Sudol, Colin Farrell, Carmen Ejogo, Ezra Miller, Samantha Morton, Ron Perlman, Jon Voight, Josh Cowdery, Ronan Raftery, Faith Wood-Blagrove, Jenn Murray, Zoë Kravitz, Johnny Depp | Senaryo: JK. Rowling | 133 dakika | Aksiyon, Fantastik

| C |

Benim jenerasyonumda Harry Potter kitaplarını okumamışlara mağara adamı muamelesi yapan biri olarak, J.K. Rowling’in hayal dünyasının her parçası için heyecanlanmamı mazur görün. Alfonso Cuaron’dan mı yoksa Sirius Black’in varlığından mı çok sevdik Azkaban Tutsağı’nı, Deathly Hallows bu kadar iyiyken neden David Yates’i haşlıyoruz, ilk iki filmin var olma sebeplerini Peter Jackson ve Özcan Deniz’in katıldığı bir panelde açıklayabilirler mi sorularım bir kenarda dururken 100 sayfalık formattan beş film çıkarmaya karar verdi Warner Bros (a.k.a. Potter fabrikası). Rowling’in bu sefer bizzat senaryoyu kaleme alacağını öğrendiğimizden, Voldemort’lu dönemin öncesine giden yeni seriden epey umutlandık. Ama kitabın yazarının fazla Marvel filmi izlediğini bize kimse söylememişti. Fantastic Beasts and Where to Find Them belki de daha önce bir kitap formatında karşımıza çıkmadığından asla derinleşemeyen karakterleriyle, birkaç isim benzerliği haricinde Harry Potter’dan epey uzak. Film, Avrupa’nın büyük bütçeli Amerikan filmlerine New York bazlı bir cevabı gibi. Tıklandığında içi boş suntalem sesi veren karakterlerine çok parlatılmamış görsel efektlerle Katherine Waterston’ın sürekli kameraya bakarak alt dudağını sarkıtması da eklenince keşmekeş büyüyor. İlk yarısındaki tempo sıkıntısını ikinci yarıda aksiyonla halletmeye kalkışmaları iyi hoş, ama serinin her ayağında farklı bir şehre gidecek Newt Scamander’ın çiftleşme döneminde olan bizondan öteye gidecek bir şeylere ihtiyacı var. Finalde gelen sürpriz tecelli muhtemelen beş filmin de odaklanma noktası olacak. Newt yeni Harry Potter’a dönüşürken, adını veremediğim kötü adamımız da Voldemort olarak arz-ı endam edecek. Lâkin tüm sığlığı ve sıradanlığı bir kenarda dursun, Felsefe Taşı ile Sırlar Odası’nın bir film olarak tren kazasını andırmasından Fantastic Beasts’in de bir noktada dezavantajlarını avantaja çevirebileceğine inanıyorum. Belki Harry’i de önceden tanımamış, okumamış olsaydık film serisine aynı sabırla yaklaşamazdık. Newt’i ve maceralarına dahil olacak kadim dostlarını da hayatımıza almak için zaman ihtiyacımız var. Ha ama J.K. Rowling canımız, vaftiz annemiz diye de Fantastic Beasts’in bunaltıcı öyküsüne methiye düzecek değilim. Olmamış. olduracak yerlerim de ağrıyor zaten.