Eleştiri
The Fits
| B+ |
Hollywood’un kaba etini yalamaktan bağımsız sinemanın deneysel hallerini kutlayan bir adama dönüşmeseydim The Fits gibi bir film hakkında neler söylerdim kim bilir. Ama tam zamanında geldi önüme bu minik Black Swan esintili, mükemmeliyete ruhunu teslim etmiş, dış mekanda bile klostrofobik yapım. Küçük yaştaki ana karakter spor salonunda günlerini öldürürken orada prova yapan dans grubuna dahil oluyor ve ardından grubun liderleri teker teker ufak sara krizleri geçirmeye başlayınca filmin ateşi harlanıyor. Okuması pek keyifli, hem sosyal, hem psikolojik yorumlar getirilebilecek bir film The Fits. Bir yandan çocuk olmak, farklılığından utanıp bir şeylere ait olma hissiyatıyla yanıp tutuşan kızı izliyorsunuz. Bir yanda da dil, din, ırk demeden sınıflandırmayı hobi haline getirmiş toplumun baskısıyla sallanıp, içindeki kötülüğü atmak isteyen bedenlerle haşır neşir oluyorsunuz. İlerlediği incecik ip üzerinde bolca jonklörlük yapmak yerine The Fits’in filme de adını veren dalaveresini alıp göz boyamadan sepet sepet orta parmak dağıtması hayranlık uyandırıcı. Artık siyahi sineması nasihattan öteye gidemediği için The Fits gibi sanatsal ifade hakkını doğru kullanan filmlere ihtiyaç duyar olduk. Anna Rose Holmer da ilk uzun metrajında değme kadın(/azınlık?) yönetmenlere ders veriyor. Dikkatlice inşa ettiği çepelli sosyal manzaranın sembolizmli aşinalığı gündüz gözü ürpertiyor. Alkışlamayı pek sevmediğim çocuk oyuncu performansı ise – ne yazık ki bu performansların kurgu masası harikası olup olmadığından emin değilim – en az aktrisin adı kadar kayda değer, Royalty Hightower. Bir de iddialı bir cümle kurup, 2016’da hiçbir filmin finalinin beni bu kadar vurmadığını ekleyeyim ki içiniz gitsin, The Fits’in başına oturun.