Eleştiri
Tanna
| C- |
Akademi’nin oylama sistemi sağolsun, her yıl büyük şok dalgaları yaratıp botokssuz suratlarımıza yeni gerginlikler ekleyen yabancı film dalında ilk 9’a girdi Tanna. Pasifik’in ortasında bir adada, aktif bir yanardağın yanıbaşında konuşlanmış, tek dişi kalmış canavarla henüz birbirini tanır duruma gelmemiş bir kabileden Romeo ve Juliet hikayesi bu. Yabancı olduğumuz bir ortamda geçmesinin avantajını da uzunca bir süre kullanmaya çalışıyor. Ama artık çiğ, fazla işlem görmemiş filmlerdeki kaçınılamaz durağanlıktan mıdır bilinmez Tanna’daki duygular yeteri kadar evrensel değil. Tamamı acemi, daha evvel hiç kamera görmemiş insanlarla çekilmesi filmin kamera arkasındaki olağanüstü emekten ötürü değer görmesinin tek sebebi. Belki bir fotoğraf karesi olarak duvara asılacak pek çok âna ev sahipliği yapsa da Tanna parlatılmak istiyor. Filmin yönetmenleri Martin Butler ve Bentley Dean ellerindeki yedi aylık çekimden hikaye anlamında süt sağmayı başaramamış. Ama giderek sayısı artan görsel darbeli montaj harikalarından eksik kalır yanı da yok. Hafızaya kazınmasının tek sebebi iki lav gösterip maviye bulanmış bir pastoral sanat ürünü yaratması. Fakat çektiği fotoğrafların arka planı boş kaldığından farklı açılardan döne dolana tekrarlanmış kabile hatıraları tekerrüre yüz dönüyor. Tabii Akademi’de yabancı film dalına gönüllü oy kullananlar mı, yoksa o seçici komite mi Tanna’yı kurtardı bilinmez. Her iki ucu da çoklu denklem. Ne ortalama izleyicinin bu teneke gürültüsüne bayılmasına, ne de gösterişçi entelektüellerin Malick-vari serbest çağrışımlara alkış tutmasına tahammülüm var.
Barkın
12 Ocak 2017 at 00:59
A Man Called Ove eleştirisi gelecek mi?
Umur
12 Ocak 2017 at 01:03
Eli kulağında 🙂