Takip et

Eleştiri

Moana

tarihinde yayınlandı.

Yönetmen: Ron Clements, John Musker | Oyuncular: Auli’i Cravalho, Dwayne Johnson, Rachel House, Temuera Morrison, Jemaine Clement, Nicole Scherzinger, Alan Tudyk, Oscar Knightley, Troy Polamalu | Senaryo: Jared Bush | 107 dakika | Animation, Komedi, Macera

| B+ |


Keşmekeşi ve gevezeliği ile nam salmış Disney animasyonlarından en taze örnek Moana. Yazı Zootopia’nın başarısı ile kapatan stüdyo bu yıl Frozen kadar olamasa da mini mini birler, çalışkan ikilerden büyük bir hayran kitlesi oluşturan Moana’yla karşımızda. Okyanusların orta yerinde doğanın her şeyden yüce bir güç olduğunu ifade etme hevesinde, yazın sıcağıyla ılıtan, güneşin ışıltısıyla kalp eriten bir öykü bu. Kabile reisinin biricik kızı Moana, asırlar öncesinden kalma bir lanet adasına kadar gelip taşı toprağı kurutunca efsanedeki yarı Tanrı’yı bulacağım diye engin denizlere açılıyor. Bir Disney klasiği olarak film müzikale evriliyor ara ara. Beli bileğinden daha ince, saçı ipekten sarı ve her daim hayallerindeki eril bireyi bekleyen prenseslere inat Moana ne boyu boyuna huyu huyuna uygun bir erkek arıyor, ne de macera şevkinden feragat ediyor. Stüdyo kültürünün ürünü animasyonlarda birtakım sergüzeştler yaşama isteği sabit. Ama Moana, devasa kaplumbağanın inine indiği o arık mizanseni haricinde serüven tabiiyetiyle midede ezinti yapmıyor. Bir de işin güzel tarafı, Hamilton ile Broadway sahnesinde fırtınalar estiren Lin-Manuel Miranda’nın sazını eline alıp yazdığı ve bestelediği şarkıları bizim de dinleyebilmiş olmamız ve ABD’de yükselişe geçen bu yetenekle birinci elden tanışmamız. Polinezya dilinde Okyanus anlamına gelen Moana, Disney Stüdyoları’nın 50 yıldır yapmayı planladığı, Pasifik Adaları’nı mesken edinmiş o animasyon ve neyse ki Hawaii ile Yeni Zelanda arasına sıkışıp kalmış o bölgede hem göze, hem de ruha hitap edecek bir sefahat çıkarmayı başarmışlar. Pocahontas esintileriyle de şu milenyal kalbimi fethetmiş olabilir, ona bir şey diyemeyeceğim.

Devamını oku
2 Comments

2 Comments

  1. Anonim

    27 Ocak 2017 at 03:41

    Dur sanada atayım ağlayıp siler belki ali 🙂

    “Burada gel iki kere ki ki diye podcast yap film zevkin uymuyan insanlara söv say açık açık gerizekalı de umur salağı espriler yapsın millete sövsün kendine laf atan bayanlara bile ingilizce olması farketmez sikimi eme kadar varan hakaretler etsin sende ben yapmadım o yaptı ben gülüyorum sadece diyen çocuklar gibi kıhkıhkıh gül sonra cidden düşük zekalı olan bir bayan arkadaşınıza birisi düşük zekalı diyince etkisiz eleman kavasla beraber ortalığı ayağa kaldırın yapma yaaa :)zorunuza gitsin üslupçu takılın vay aq ya ikiyüzlülere bak sen hemende nasıl kendi kalitelerini tartmadan hep beraber savunmaya geçiyorlar :))”

    • Umur

      27 Ocak 2017 at 10:37

      Bu kadar bileylendin madem benim mail adresimle cevap atmayaydın ya dümbelek. Acaba dilime doladığım hangi ezik sinefilsin ya da hangi kendini savunamayacak kadar aciz varotikin arkadaşısın çok merak ettim. Ama sizde böyle işte. Ya mentionsız milleti hedef gösterirsiniz, ya da adınızı sanınızı yazmadan hakaret edersiniz. Bundan sonra bir dalga geçiyorduysam, bin dalga geçeceğim artık sen ve senin gibilerle. Bu adını yazmaya cesaret edemediğin, aman kimseyle kötü olmayayım diye kaçak yazdığın yorum da burada ibretlik kalsın. Sosyal medyadaki denklerine gösterir gösterir ağlarsın. Hadi şimdi başka kapıya.

Yorum yazın...

Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin