Dizi Eleştirisi
Fleabag (1. Sezon)
| A- |
Komediye depresyonu yedirenlerde geçtiğimiz yaz en çok Fleabag’in adı anılmıştı. Şimdilerde yaratıcısı Phoebe Waller-Bridge yeni Star Wars filmi için ter dökmekte, ama bu beklenmeyen başarı tıpkı Catastrophe gibi Fleabag’in de İngiliz kanallarından Amazon gibi büyük bir platforma taşınmasına yardımcı oldu. Dizi, günümüz Londra’sında yaşadığı travmaları kulak arkasına atmış yirmili yaşlarının sonundaki modern bir kadını konu alıyor. Genç yaşta kaybettiği yakın arkadaşı, ablasıyla disfonksiyonel ilişkisi, annesinin asla dolmayacak yeri derken hayatındaki tüm dişi figürlerle savaşım hâlinde, bilinmeyenin elinde çağdaş bir kadın bu. Tabii ki de üvey ve hadsiz ebeveyni, dişlek sevgilisi, münasebetsizliğini kitabını yazmış eniştesiyle hayat biraz daha komik, pürneşe. Phoebe Waller-Bridge, stand-up gösterisinde biriktirdiklerini dizi formatına sığdırıp kederi tevazu göstererek yaşamış, yaşatmış, buna da sözüm yok. Ama eğer bir yerini eleştireceksek altıncı bölüme kadar tutmaya çalıştığı sırdan başlayabiliriz. Kırılma noktasını flashbacklerde tanıştığımız karakterin ebedî uykusuna göre kuran Waller-Bridge, bu manada haddinden fazla tasalı kalıyor. Belki de amaç seyircinin rahatça empati kurabildiği, benim jenerasyonumun aşina olduğu problemlere ayrımlı tepkiler veren kadını önce sevdirmek ve sonra da alın size gerçek yüzü diye tokat atmaktır. Lâkin sillesi epey aciz. Tüm işlemeyen teamüllerinden sıyrılıyor ve güldüren yerlerine sarılıyorum. Umuyorum devamı gelirse, ki pek ihtimal yokmuş gibi duruyor, dramı da tam not alır.
MVP: Phoebe Waller-Bridge