Dizi Eleştirisi
Baskets (2. Sezon)
| A- |
Çocukluk yıllarımın biriciği Life with Louie, küçük yaşta yazmaya çalıştığım kitaptan henüz boyum bir yetişkin bacağı kadar olmamışken düştüğüm gönül oyunlarına kadar pek çok pak hatırama yön vermişse Louie Anderson’ın yer aldığı diziye zaafım olması çok da kuraldışı bir davranış sayılmaz, öyle değil mi? Baskets, belki annesi Ora’nın yırtık pantolona eldiven sıkıştırarak dağın tepesinde moda ikonuna dönüştüğü, tatlı patateslerin sponsorluğunda gerçekleşen Şükran Günü yemeklerinin yer aldığı türden bir hikâyeye sahip değil. Ama Louie Anderson kanlı canlı, hem de bu sefer delice özlem duyduğumuz annesinden ilham alarak resmettiği bir karakterle karşımızda. Baskets’ın ikinci sezonu çok mantıklı bir harekette bulunarak kamerasını Anderson tarafından canlandırılan Christine Baskets’a çevirdi ve 60 yaş üstü kadın karakterlerin de ekranda bir anlatıya sahip olabileceğini kanıtladı. Gerçi bu başarısını kadın karakteri yine bir erkeğe teslim ederek gölgeliyor; ama mevzubahis çocukluk yıllarımızın kahramanı olunca kadın düşmanı ünvanını koruyan endüstriye kızamıyorum. Bunun haricinde öykünün Zach Galifianakis yarısındaki her detaya ilgimi kaybettiğimi de söylemeliyim. Bilhassa ikizlerin şivesindeki abartı paçalarından akan versiyonu, ayakları sağlam yere basan ve absürtlükle gerçeklik arasındaki dengeyi bulmuş diziyi karikatürize bir uçuruma fırlatıyor. Ekrana getirdiği komedilere özgür bir platform sağlayan FX, Louis C.K. desteğiyle ayakta duran yapıma halihazırda üçüncü sezon onayını vermişken tek dileğim janrlar arası balansın yeniden sağlanması. Başka da ekleyebileceğim bir şey kalmadı sanırım. Depresyon güldürüsü bataklığı andıran 21. yüzyılda zaten moda. Yaralanmış varlığımıza bizden bin beter fertler olduğunu görmek iyi geliyor sanırım.
MVP: Louie Anderson