Dizi Eleştirisi
Unbreakable Kimmy Schmidt (3. Sezon)
| A+ |
Ben Tina Fey övmekten bıkmadım da, siz okumaktan yorulmuş olabilir misiniz acaba? Televizyonun en cafcaflı, en ışıltılı döneminde kelli felli dramalar çığır üstüne çığır açarken komedi kanadında da duvarlar yıkıldı, hareket alanı genişledi. Artık suntalem kokan stüdyoların içine sıkışmamış güldürüleri sadece HBO’da değil pek çok mecrada izleme şansına erişiyoruz. NBC’nin Lorne Michaels açılımlı mizah dünyasından da Tina Fey’in 30 Rock ile araladığı kapı ve geldiği nokta ortada. Şimdilerde benzer bir absürdistlik ile Unbreakable Kimmy Schmidt’de harikalar yaratıyor. Netflix’de üçüncü sezonunu deviren yapım Liz Lemon’dan hallice ana karakteri, ömre bedel Titus Andromedon, Jane Krakowski’nin markası vaziyetini alan narsistlik abidesi altın mıknatısı ve tabii ki efsanevi Carol Kane’in uçarı, çevreci, muhalif Brooklyn teyzesiyle ilk günkü formunda. Tina Fey hızlı düşünen, satır aralarını kaçırmayan izleyicisini yine define avına çıkartıyor ve 21. yüzyılda popüler kültür ile haşır neşir olmanın getirisini beklemediğiniz anlarda komik ama özünde pek doğru demeçlerle dolduruyor. Kimmy Schmidt’in ne yaşarsa yaşasın beni çok güldürdüğünü tekrarlamak yerine direkt kahkahalara boğulduğum bir Titus pasajını paylaşacağım: The other day, he suggested we split a dessert. It was exhilarating! You both have to pretend you don’t want the last bite. It’s a psychosexual chess match. Midesine düşkün, Lemonade’in yarattığı modern fırtınadan haberdar, eşitlik sağlama amacında, Hollywood’un yarattığı baş döndürmelerine karşın hâlâ etrafında ne olup bittiğini bilen, izleyen, gözleyen ve düşleyen Tina Fey hiç değişmesin; bu dizinin görünmez kahramanı, süregelen gülmece ihtilalinin önderi kalemini elinden hiç bırakmasın. Şu inansız halimle iyi enerjilerimi nereye postalamam gerekiyorsa, olağanüstü bu yaratıcı kadın için fedakarlığa hazırım. Taçsız kraliçe (ve tabii senarist odasında fikirlerinden yeni dünyalara açılan saz arkadaşları), sen çok yaşa!