Dizi Eleştirisi
Game of Thrones (7. Sezon)
Yıllanmış alışkanlığımız, bitmese diye adaklar adayıp suyu mu çıktı hesaplaşmasına girdiğimiz Game of Thrones arefe niyetine tek avazda yüz göz olunabilecek, kısa fakat dolu, dolu amma velakin lineer sezonunun finalini yaptı. Henüz gün dönümünü kutlayamamış zât-ı âlilerinin muhasebesini yapmak da bana düştü. Onlar (?) analiz diye orada burada okudukları fan teorilerinden çelenk yapa dursun, biz hikaye anlatma babında ne günahlar işlediler ona bakalım. Sosyal medyanın üç beş etkileşim için ölen hesaplarında ölmeden mezara konulan fantastik sevdamız için ben de kelli felli bir fanatikmişimcesine ona buna göz devirtecek bir savunmada bulunmuştum erken sızan altıncı bölüm sonrası. Lakin kısmen uzun sezon finalinin ağzımda bıraktığı acı tadı da inkar edecek kadar iyi bir yalancı değilim. Aynı sokaktaki bir haneden diğerine iki dirhem çekirdek taşırken bile sakızı tavan ile parıl parıl seramik yer arasında geren senaristlerin filikaları terk ediş koşuşturmacası kendini en çok dün gece yayınlanmış bölümde hissettirdi. Adeta test grubu bir odaya kıstırılmış, yedi yıllık rüyamızın en hormon sargılatanları sıraya dizilmiş. Tüm ana karakterleri aynı sahnede görmek isteyen gözler bayram etti, mavi gözlü ejderha ne püskürtecek diye meraklananlar feraha kavuştu, Jon Snow’un aslında kim olduğunu bilmek için yanıp tutuşanlar amacına ulaştı. O karakter bunu yapmazdı, böyle motivasyon değişikliği mi olur bıdı bıdısına hiç girmiyorum; çünkü o tartışmalar kitaptan uyarlanan her metinde oldu, olmaya da devam edecek. Bıkmıyorlar, usanmıyorlar, konuşuyorlar. Yalnız ben bizim müşkülpesentliğimizi de gülünç buluyorum azıcık. Verse de doysak dediğimiz her şey aynı gün, aynı saatte altın varaklı tabaklarla servis edildi. Daha neyi istiyoruz? Taşlı tuşlu çatalımız bıçağımız mı eksik, yoksa ipek saten örtüler buruşuyor diye mi somurtmaktayız? Devam eden bir öykünün gazını hiç kaçırmadan süründürmüşlere galiba bu intizar. Durdun durdun da bir anda suratıma niye böyle boşaldın sorunsalı. Halbuki ucundan bana bana yemeye alışmıştık biz deli saçmalarını. Yedide yedi heyecana da gelemiyoruz. Öyle bir sükût budalalığı. Sanki bugüne kadar şok etkisi tek besin kaynağı değilmişçesine batan geminin mallarını beklemeye devam edelim şimdi. Bakarsınız tatmin olasımız gelir.
MVP: Lena Headey