The Hero

Yönetmen: Brett Haley | Oyuncular: Sam Elliott, Laura Prepon, Krysten Ritter, Nick Offerman, Katharine Ross, Max Gail, Jackie Joyner, Patrika Darbo, Ali Wong, Cameron Esposito | Senaryo: Marc Basch, Brett Haley | 93 dakika | Drama, Komedi, Romantik

Geçtiğimiz yıl I’ll See You in My Dreams isimli minik bağımsız ile Blythe Danner’a sezon içerisinde birkaç adaylık getirme umudu aşılayan yönetmen/senarist Brett Haley, o filmde de dünyadan ansızın göç ederek boğazımıza koca bir yumru oturtan Sam Elliott’ı alıp başka bir gerçeklikte yine ölümle burun buruna gelen bir karakter olarak anlatısına yerleştirmeye karar vermiş. The Hero isimli bu yapım geçmişe dair hesaplarını kapatırken, ömrü boyunca yapmayı düşlediği filmden ufak parçalar göstererek iç dünyasının kapılarını aralayan bir aktörü anlatıyor. Haley, belli ki bu yaş aralığının beyazperdedeki temsil noksanlığından şikayetçi ve son çeyreğini yaşayan ya da yaklaşan oyuncularla keşife çıkıyor. Ama… Film yorumlarken fesatlık haricinde mukayesenin pek makbul olmadığını düşünsem de belli belirsiz bir devam niteliği taşıyan The Hero ne yazık ki I’ll See You in My Dreams kadar yetkin değil. Hikâyesindeki tüm kahramanların eylemlerini bir motivasyona bağlayabilmek için geçmişin kapılarını aralamaktansa, seyircisinin kanaatine bırakmış her şeyi. Sürekli olarak bir ipucu aramaktan, başıboş gezen koca koca adamların öyküde nasıl bir yere oturabileceğini tartmaktan Sam Elliott dahil kimseyi tanımaya mecalim kalmadı. Ana karakter kanser olduğunu öğrendikten sonra sayılı günlerini nasıl yaşayacağına karar vermeye çalışıyor ve film de birazcık bu mini Araf’ın üzerine oynama derdinde. Fakat ilgiyi ayakta tutabilecek, yeni muamelesi yapılabilecek hiçbir şey yok. Laura Prepon’ın utanç verici stand-up rutini, Krysten Ritter’ın buhran baskısından güç alan tutarsızlıklarıyla tam bir cümbüş. Ve bu hengamenin ortasında garip bir şekilde, neredeyse tek boyutta tıkandığı iddia edilebilecek bir karakteri belki de kariyerinin en iyi performansıyla yaşatmaya çalışan bir Sam Elliott gerçeği var. Filmle ilgili tüm ödül sohbetlerinin ona odaklı olmasına şaşmamalı. Yalnız bu aralar kendime sıkça sorduğum bir soruya geri döndüm yine. Tek bir iyi performans, haricinde tamamı kötü sayılabilecek unsurlarla dolu bir filmi izletmeye yeter mi?
Fesat Mukayese: Miss You Already > The Hero