Keyfî Drag Race Tekrarı: Kurguda pişer, bize de düşer

İlk bölümün yarattığı heyecanın ardından kendimi Cuma sabahı uyanıp Drag Race izleyecek olmaya öyle bir hazırladım ki tüm zamanların en iyi sezonu olduğu iddiasında bulunacak kadar hevesliydim. Ama RPDR yapımcıları sağolsun, hayallerim tuzla buz oldu ikinci görev sonrası. Çünkü tıpkı dokuzuncu sezondaki manasız amigoluk gösterisi gibi, baştan savma bir şov izledik yine. Başarılardan başarı beğenen bir önceki All Stars’da Herstory of the World adında kısa bir müzikal izlemiştik hatırlarsanız. Tarihin mühim karakterlerini lip sync extravaganza ile mizah sosunda yaşatıyordu yarışmacılar. Bu sezonda da benzer bir program yapmak istemişler doksanların meşhur buluşması VH1 Divas Live‘ı baz alarak. Yalnız Diana Ross, Amy Winehouse, Celine Dion gibi pek çok efsaneye RuPaul’un birbirinden beter kulüp parçalarını söyletmek, orijinal repliklerin tamamını Mariah Carey’e saklamak ve Julie Andrews’a da rap parçalatmak haricinde tek bir esprisi yoktu müsamereden hâllice 10 dakikalık müzikli eğlencenin.

Reddit’de ise asıl konuşulan bu tarz toplu görevlerde, rol dağılımını kimi elemek istiyorlarsa ona göre yapmaları. Yine bir önceki sezona dönüyorum… Katya’nın tek bir espri dahi barındırmayan Diana’sı lüzumsuz bir eleştiri yağmurunu tutulmuş ve zorla düşük not verilmişti. Bu sene de aynısını Thorgy Thor’a yaptılar. Günahım kadar sevdiğimden değil de Shangela ile BenDeLaCreme’in resmen kahkaha dilenen rolleri sonrası Stevie Nicks’i yetersiz bulmaları o kadar doğal ki… Doğru düzgün bir koreografi verilmemiş olması yetmezmiş gibi Thorgy özensiz Rudemption kılığıyla üstüne tüy dikti resmen. Gidişini haksız bulduğumu itiraf etmeliyim. Hele ki Milk’in yamuk peruğunu ve Kennedy Davenport’un huysuzluğu yüzünden ezberlemek istemediği dans hareketlerini düşününce daha bir üzülüyorum.

Ama şu açıdan iyi oldu, buradaki kurguyla yapılan manipülasyonu artık net bir şekilde görebiliyoruz. İkinci sezonun Alaska kazansın diye tasarlanan görevlerine epey çemkirmiş; fakat kadro leziz olduğu için çok da ayaklanmamıştık. Bu sefer en azından birinci kendini çok belli etmiyor diyoruz. Yalnız Ru ve ekibi kimlerin görev birinciliği alması gerektiğinden oldukça emin. Shangela ile DeLa’nın kayırıldığını hep beraber gördük. İlk hafta Variety Show olduğu için ipler pek ellerinde değildi. Sırada The Bitchelor adında bir reality show uyarlaması var görev olarak. Kim bilir orada da ne tür kayırmalar dönecek. Bir taraftan mutluyum, tek bir kişi için tasarlanmamış ve draması bol diyorum. Diğer taraftan da All Stars’da böyle görevler olmamalı, standartlar biraz yükseltilmeli diye çıldırıyorum.

Yani birkaç gündür susmam, bölümü izlememin üzerinden 4 gün sonra bir şeyler karalamam bir tarafıma kaçan hevesimle alakalı. Trixie Mattel de bir türlü parlayamadı zaten, kafayı yiyeceğim! Hayır, BenDeLaCreme denilen sahtelik abidesi oturup “Bence Thorgy her şeyi kafasında kuruyor.” gibi talihsiz yorumlar da yapınca iyice kopuyorum. Neyse, yarışmanın hayran kitlesi Milk’in “Safe için fazla duygu barındıran” mızmızlığına saldırırken ben onun da dahil olduğu favori listemle tutunmaya devam edeceğim All Stars 3’e. Elbet ilk bölümün formuna geri dönecekler, elbet!

Keyfî Drag Race – Untucked

• Aja’nın Princess Disastah kostümü podyum kısmının en iyisiydi galiba. Gerisini hatırlamıyorum bile.
• Kennedy Davenport’u anlamıyorum. İlk iki bölümde aynı dans figürlerini gösterip Swarowski taşlarla kapladı suratını. Başka bir şey beceremediği anlaşılsın ve şutlansın istiyorum derhal.
• Yarışma yayımlanmadan evvel AS3’de birinin psikolojik sıkıntılar yaşadığına dair bir dedikodu vardı Willam tarafından ortaya atılan. Acaba o Trixie olabilir mi? O Dolly Parton rolüyle parlaması imkansızdı kabul, ama bari Variety Show’da yüksek not alabilseydi…
• Chi Chi’ye karşı da bu bölüm daha pozitifim. Kennedy’nin geri kafalılığı, DeLa’nın burgaşıklığının yanında doğal geliyor. O yorumlara rağmen düşük not alması da ayrı bir enteresan.
• Bölüme notum: Oh, Jesus. Gross.