Keyfî Drag Race Tekrarı: Drama Mawma

Bir önceki bölümü beğenmeyip neredeyse bir hafta sonra yazmak, hemen ardından gelen bölüme de bayılıp yayınlandığı gün bir şeyler karalamak… O kadar ben, o kadar İkizler damarı ki bu manzara, kendime şaşırmayı bir seçenek olarak değerlendirmiyorum bile. RuPaul’s Drag Race All Stars 3, meşhur program The Bachelor‘ın drag kültürüne uygun bir versiyonunun The Bitchelor adı altında görev olarak kullanıldığı dün geceki macerasında reality televizyonculuğunun neden var olduğunu hatırlattı izleyiciye: Drama, drama ve drama! Artık kim daha bilinçli ve düşünceli mücadelesi verildiği için sosyal medya hayatımıza girdiğinden beri, birilerinin b*kundan parmak alıp oynamasına hasret kalmışız. Bu sebeple Milk’in bölüm başında ben olsaydım Thorgy yerine Kennedy’i seçerdim diye başlayan villain edebiyatının son birkaç sezonu RuPaul’s Best Friend Race konseptine uygun işlev gören yarışmaya taze bir hava getirdi. Phi Phi kadar değil belki; fakat tırnakları sürterek grafik ya da pasif agresif bir kavga izlemeyi RPDR seyircisi olarak aşırı özlemişiz, onu fark ettim.

Dediğim gibi bölümün anlatısı Milk’in bir önceki hafta elenen Thorgy yerine Kennedy’i seçeceğini söylemesiyle başladı. Açıkçası pek de itiraz ettiğim bir görüş değil bu. Texas’ın dans eden divası Kennedy, ilk iki görevde de üç aşağı beş yukarı aynı kostümü ve aynı dans figürlerini kullanınca ben de sepetlenmesi gerektiğini düşünmeye başlamıştım. Yalnız bunu ulu orta söylemesi gereken kişi, kendini olduğu yerin çok daha üzerinde gören Milk miydi emin değilim. Milk’in kendini ciddiye almayı bir mizah malzemesi hâline dönüştürmesine ve aslında zekasıyla karşısındakinin duygularını manipüle ederek bir oyun çevirmesine hayranım. Fakat bir taraftan da yeni jenerasyonun Sasha Velour’la aynı estetik anlayışa hizmet eden bu sözde entelektüel, sıradışı drag queenleri beğenmesini de oldukça itici buluyorum. Sebep, çoğunluğu eğlence kültürü üzerine kurulu bir endüstride sadece görsel bir sunum yaparak (bkz. Miss Fame ve bir nebze Violet Chachki) ayakta kalmaya çalışmak çok absürt. Instagram’da güzelce cilalanmış bir şeyler paylaşarak aldığı beğeni sayılarıyla başarısını ölçen ve bunun haricinde seyircisine bir şey vaat edemeyen queenler tabii ki de istediğini yapmakta özgür. Yalnız RPDR yeteneklerini ölçmek için doğru platform değil bana sorarsanız.

Israrla söylüyorum, Milk’in kendini Chi Chi ve Aja’dan kat kat üstün gördüğünü beyan ettiği itirafları, hem Celine Dion hem de bu haftaki utanç vaat eden takipçi sapık performansına rağmen yüksek not almamasına şaşırması benim her şeyden evvel bir reality show sapığı olarak onun hakkındaki fikirlerimi pek etkilemiyor. Ama acaba gerçekten de yürüttüğü garip mizahın bir parçası mı devam ediyor diye soruyorum kendi kendime. Yoksa Milk altıncı sezonda ciddi ciddi taktığı bıyık ve üstüne geçirdiği erkek RuPaul kostümü için kayırılmayı mı bekliyor? İşin acı tarafı, Thorgy Thor için “Bence rolü yeteri kadar gösterişli değil.” beyanları Reddit’de son bir haftadır dönen homurtulara ses olsa da aynı bölümün içerisinde RPDR izleyicisinin şu sıralar Katya ve Alaska’nın da önüne geçerek bir numaralı queen’i olmaya hak kazanmış Trixie Mattel’ini de aşağı çekmeyi başardı abartılı çığırışlarıyla. Buradan nasıl toparlar, sosyal medya hesaplarına akan nefreti nasıl sindirir merak ediyorum.

Milk meselesinden biraz uzaklaşacak olursak… BenDeLaCreme eğer dedikodular doğru çıkmaz ve finali görürse muhtemelen bu sezonun tacını kapacak. Üç bölüm üst üste lip sync for your legacy için seçilmiş olması bir tesadüf değil. Jürinin ne istediğini gayet iyi biliyor ve podyumda heyecan verici şeyler giymese de görevleri bir bir nüfusuna geçiriyor. Yalnız ben Milk’in gölgesinde kalmasına rağmen Trixie Mattel ve hem görev hem de lip sync’in birincisi olan Kennedy Davenport’un nefes alan komedi ritüellerini BenDeLaCreme’in her saniye emanet aldığı karakteri sağan gösterişçiliğinden daha keyifli buldum. Ve Roxxxy Andrews’dan esinlenilerek planlanmış “Peruk altı peruk” temasında da Kennedy ile Trixie’nin DeLa’ya tur bindirdiğini düşünüyorum.

Performanslar ve podyum arasındaki dengesizlik de sıralamamı çok etkiledi açıkçası. Chi Chi ve Aja pek güldüremese de RPDR tarihine geçecek kılıklarıyla Safe olmayı hak ediyorlardı bana sorarsanız. BeBe’nin her iki alanda da zayıf kaldığını, Shangela’yı da bu bölümde pek zorlama bulduğumu itiraf etmeliyim. Yalnız Shangela ne olursa olsun finali görmeli. Çünkü confessionallar sırasında bizi bu kadar eğlendiren ve sezonu özetleyen bir başka queen yok. Belki Trixie Mattel’i de aynı sınıfa ekleyebiliriz. Fakat yapımcıların sezon öncesi yüzde yüz birinci seçileceği iddia edilen Trixie’yi kurgu oyunlarında henüz bir yere oturtamamış olması ve Trixie’nin bu bölümdeki büyük fırsatı Milk yüzünden kaçırarak çuvallayarak karnesini renklendirememesi kafaları karıştırıyor.

Keyfî Drag Race – Untucked

• Alaska ve Chad’in bölüm sonundaki dansını başa sarıp sarıp tekrar izlemek istiyorum. İyi ki World of Wonders’ın elinde yeşil ekran teknolojisi var da birileri gidiyor olmasına rağmen her finalde yüzümüze koca bir gülümseme yerleşiyor.
• BeBe’nin “köstebek” olduğuna dair dedikodulara iyice inanmaya başladım. Bu bölüm Bottom 3‘de yer almaması büyük skandal.
• Trixie kazanamayacaksa Aja, Aja kazanamayacaksa Shangela’yı destekleyeceğim. Ama sıra asla BenDeLaCreme’e gelmeyecek. Neden? Çünkü üçkağıtçı sevmiyorum.
• Önümüzdeki hafta Marc Jacobs çalışma odasına uğrayacakmış. Poor Milk…
• Chi Chi’ye acımaya başladım. Burada ne işin var diye bağrınıp duruyordum iki haftadır; ama görüyorum ki o da kendinden pek emin değil. Dürüst, kendini bilen insanları seviyorum. En azından ne olup bittiğinin farkında.
• Aja’nın Farrah Moan’dan esinlendiğini söylemesi…. Awwwwww.
• Lip sync kötü değil de neden Lorde? Neden Green Light?
• Bu arada konuk jüriler çok şahane değil mi bu yıl? Henüz berbat yorumlar yapan Raven Symone gibi bir skandalımız olmadı. Hayır bir de UnReal sevdamız belli. Başlasa da Constance Zimmer’a doysak.