Keyfî Drag Race Tekrarı: Değerlendirme Molası

Bu haftaki Drag Race sohbetimde artık bir gelenek hâline dönüştürdüğüm yeni sezonu övmeleri, bakın prodüksiyon bizi dinlemiş diye açıklamalar yapmaları, sonunda genç RPDR izleyicisi ile World of Wonders arasında gözle görülmeyen bir bağ oluştuğunu tekrarlamak istemiyorum. Onun yerine kimler kaldı, neler vaat ediyorlar, ne olabilir, kurgu kimi ön plana çıkarıyor çenesi yapalım, ne dersiniz? Hani merak edenler bilsin tabii, Miz Cracker yine görev birinciliğini ucundan kaçırdı. Eureka, istediği çıkışı elde etti. Monét X Change ve Mayhem Miller da, iki gün evvel “Oy hakkım olsaydı Trump’ı seçerdim” diyen Shania Twain’in bir şarkısında lip sync yaptı. Vixen ve Eureka draması azıcık çözüldü, Asia grubun annesi olmaktan istifa etti vesaire vesaire…

Şimdi… “Tens, tens, tens across the board…” ve “In the world full of nines, be a ten.” sloganlarıyla yola çıkan onuncu sezonda da, hep olduğu gibi, belli ki prodüksiyonun kayıtsız şartsız desteklediği birkaç queen var. Bunlardan birincisi hiç şüphesiz, Eureka. Sonunda All Stars haricinde normal bir sezona tekrar davet edilen yarışmacı, görevlerin canını okuyor. Geçmişte o kadar büyük hayal kırıklıkları yaşadılar ki… Shangela yeteri kadar büyümemişti, Carmen Carrera ve Kenya Michaels’ın zaten ikinci defa neden çağırıldıkları bir muamma, Cynthia Lee Fontaine bir RPDR faciası olarak tarihteki yerini aldı derken sakatlığı sebebiyle sekizinci sezona erkenden veda etmek zorunda kalan Eureka ruturning queenlerin kaderini değiştirdi. Bu bölüm aldığı birinciliğe sezon bitene kadar bir yenisini daha ekleyip finaldeki yerini sağlamlaştıracak, belli.

Yine prodüksiyonun ciddi anlamda destek verdiğini düşündüğüm, yarışmadaki pageant geçmişli queenler arasından sıyrılan Asia O’Hara var bir de. Geçen seneki Trinity Taylor vakasını hatırlatıyor bana biraz Asia. Kendiyle dalga geçebilme özelliğine çok sahip değil ne yazık ki Trinity kadar. Fakat alışmanız dahilinde birkaç kahkahanızı ödünç alabilecek komedi anlayışı ilgi görmeye devam ediyor. Onun da finalde olacağına yüzde yüz inanıyorum artık. Eureka ağzını açtıkça gözlerini devirir, birbirinden alakasız renkleri kombinleyerek Raja ile Raven’dan Toot alır bir güzel. Geriye kalan görevlerden birkaçını da cebe indirdi mi, tamamdır.

Asıl tehdit ise prodüksiyondan ziyade RuPaul’un favorisiymiş gibi gözüken Aquaria… Aquaria ile ilgili dönen çok ciddi bir dedikodu var; o da yarışmanın Snatch Game’le başlayacak ikinci yarısıyla açıldığı. Ne kadar doğru emin olamıyorum. Çünkü Reddit dokuzuncu sezon, All Stars 2 ve 3’ün tüm kodunu çözmesine rağmen bu yıl tahminlerinde fazlasıyla yanılıyor. Yalnız açılmasa bile Aquaria, Ru’nun yeni Tyra Sanchez’i gibi muamele görmekte zaten. Her türlü final kapıları açık. Genç, yenilikçi, tabir-i caizse haftanın yedi günü it gibi çalışan, soğuk görünümlü fakat altın kalpli bir yaratık. Eğer iddia edildiği gibi Drag Race’in en önemli görevini de kazanır ya da yüksek bir skorla kapatırsa kimsenin önüne geçemeyeceğini düşünüyorum.

Gelelim favorilerimden Miz Cracker’a… Cracker’ın durumu biraz sekizinci sezonun Thorgy Thor’u gibi. Hep nedimelik yapıyor, ama asla gelinlik giyemiyor. Galiba şu ana kadar yüksek skor alamadığı sadece bir görev oldu. Cracker var gücüyle her bölüm taarruza geçiyor. Pili bir noktada bitecek mi, jürinin onu görmemesinden şikayet edip pes mi edecek, kestiremiyorum. Trixie Mattel’in All Stars 3’te olması gereken her şeyi tek bir bedene toplamışlar resmen. Ama şu an Asia, Eureka ve Aquaria gibi cebine görev birinciliği indirememiş olsa da favorilerden biri olmayı sürdürüyor. Tabii ben Aquaria ile aralarında yaratılmaya çalışan fake drama sebebiyle Cracker’ın finale kalamayacağı inancındayım da olsun, umut etmeye devam.

Bu dörtlüden sonra bir kademe aşağıya inmemiz gerekiyor yarışmadaki performanslar düşünüldüğünde. Önce karakteriyle Katya gibi sezonuna damgasını vuran Monique Heart’ı analım. Monique, ne yazık ki New York gibi drag queenlerin çok para kazandığı bir şehirden çıkma değil. Yaptığı röpörtajlarda da görebilirsiniz, RPDR’a iki çift ayakkabıyla gelmiş. Yani düşük bütçeyle, bunu Chi Chi gibi adım başı tekrar etmeden, elinden geleni yapıyor. Muhtemelen 1-2 bölüm sonra onu da uğurlamak zorunda kalacağız. Amma velakin Miss Congeniality’i kazanıp olası All Stars 4’te paralanıp donattığı bavuluyla rakiplerine ecel terleri döktürmesi mümkün. Beklemedeyiz…

Monét X Change’in de Aquaria ve Cracker’ın sezonda olması sebebiyle New York queenleri arasında bir tık geride kalmasına rağmen, Reddit’den gördüğüm kadarıyla NY sahnesinde epey önemli bir drag queen olduğunu görüyorum. Son iki bölümde üst üste Bottom 2’ya çıkmasını ben de sorguladım. Bilhassa Dusty’nin karşısında yer alması… Kostümler ve peruklar konusunda ciddi bir problem yaşadığına da şüphe yok. Yalnız efsanevi lip syncler sunmaya devam edecekse Monét’nin batırışını izlemeye razıyım. Komedisiyle ünlü olmasına rağmen olabildiğince az akrobasiyle hayatı pahasına dans ettiği kısımlarda âdeta devleşiyor Monét.

Gelelim Kameron Michaels’a… Neden bu kadar sessiz? Neden yapımcılara itiraflar sırasında yeteri kadar malzeme vermemiş? Kameron’ın süngerlerle desteklenmediğinde çok erkeksi bir vücudu olduğunu hepimiz biliyoruz artık. Girişinden çalışma odasında giydiği kıyafetlere kadar her şey kaslarına dikkat çekiyor. Yalnız bu farklılığını aldığı yorumlar sayesinde bir komplekse dönüştürdüğünü de göstermesine rağmen kendini ifade etmekten geri kalışını anlamıyorum. Kurgusu da bir garip. Yokmuş gibi davranıyor resmen WoW, Kameron’a. Bu da ne demek? Ya birkaç haftaya yok olacak, ya da sezonun ikinci yarısında açılıp atak yapacak. Bekleyip göreceğiz.

Üçüncü ve son kademeye geldik şimdi de… The Vixen’ın denim ve elmasların buluştuğu haftada podyumun canını okuduğuna hep beraber şahit olduk. Fakat drama arayan hâlleri sebebiyle Vixen kimdir, bir drag queen olarak hangi konularda başarılıdır hâlâ bilmiyorum. Komedisi iyi değil. Modaya çok hakim olduğu da söylenemez. Peruklarının büyük bir çoğunluğunu kafasına yamuk geçiriyor. Makyajının çığır açan bir tarafı yok. Eee geriye ne kaldı? Aldığı beleş görev birinciliğini açıklayabilen var mı?

Blair St. Clair için de aynı şeyi düşünüyorum. Sezonun başında podyumdaki başarısı sağolsun fena bir başlangıç yapmadığını düşünmüştüm bu 12 yaşında gibi görünen genç Broadway starının. Ama sürekli pardesüler, trençkotlar giymeye başlayınca benim de sabrım tükendi sanırım. Yine, kendini Broadway queeni olarak tanıtmasına rağmen, hangi alanda başarılı olduğunu bilmediğim bir queen. Parlayacaksa parlasın, yoksa Mayhem’den sonra sıra ona gelecek gibi duruyor. Giderse de sızlanır mıyım? Asla.

Mayhem Miller’ı da anıp bu faslı kapatalım. Sen Raven, Morgan McMichaels, Detox, Delta Work gibi efsanevi RPDR queenlerinin referanslarıyla yarışmaya gelip bu kadar eski moda, sıradan, çoktan denenip uygulanmış şeyler su-na-maz-sın! İlk bölümde aldığı birinciliğe bile acıdım açıkçası. Keşke Cracker’a verilseymiş bu şeref. Yarışmanın geleceğinde de herhangi bir şekilde Mayhem’ın yerinin olmadığını düşünüyorum. Ha tabii bambaşka bir kafada iken All Stars 4’e çağırılırsa, oturur konuşuruz.

Keyfî Drag Race – Untucked

• Vixen, Eureka’ya çok konuştuğu için saldırıyor da o ne zaman konuşacak?
• Monique Heart’ın kahkahası için yaşıyorum!
• Shania Twain ile Kameron Michaels arasındaki 10 saniyelik sohbet cringelerden cringe beğenmeme sebep oldu. Shaniacığım, birazcık daha ilgili davranamaz mıydın canım?
• Miz Cracker’ın hazır cevaplığı bana Bianca Del Rio’yu hatırlatıyor… Çok mu ileri gittim?

Genel sıralamam
⭐⭐⭐⭐: Miz Cracker, Aquaria, Monique Heart
⭐⭐⭐: Eureka O’Hara, Asia O’Hara, Monét X Change
⭐⭐: Kameron Michaels, Yuhua Hamasaki, Vanessa Vanjie Mateo, The Vixen
⭐: Blair St. Clair, Mayhem Miller, Dusty Ray Bottoms, Kalorie Karbdashian Williams

Bu tabloyu da böyle bölüm bölüm kendime göre renklendireceğim: