Dizi Eleştirisi
Crazy Ex-Girlfriend (3. Sezon)
Geçtiğimiz günlerde Jane the Virgin hakkında bir şeyler karalarken, The CW’nun fırsat eşitliği konusunda ne kadar önemli adımlar attığından bahsetmiştim. Crazy Ex-Girlfriend de hem janr hem de hikâyesinin geçtiği coğrafya sayesinde birkaç gruba birden dokunuyor. Bu sene portföyü daha da genişletip LGBT’nin, Güney California’yı saran Filipinliler’in, toplumun dayattığı fiziksel özelliklerin bir şey ifade etmediğini hatırlatan kadınların ötesine geçerek, akıl sağlığı ve spesifik olarak belirteceksek sınırda kişilik bozukluğuna kadar uzandılar. Bunun günümüz trendlerini takip etmekle alakalı bir üretim olmadığına inancım tam. Hatta Crazy Ex-Girlfriend’in gönül ilişkilerinde elde olmayan sebeplerden odak değişikliği yaşamasına rağmen Rebecca Bunch karakterinin tüm eylemlerini anlamlandıran teşhise planlı geldiğini düşünüyorum. Ve bunu incelikle ele almaları, üçüncü sezona kadar tüm detayları ilmik ilmik işlemeleri ve vakti gelince servis etmelerinin, değil bir sonraki sezonu bir sonraki haftayı bile planlamayan yapımlarla karşılaştırdığınızda ayakta alkışlanmayı hak ettiğine dair bir savunma bile oluşturabilirim. Fakat… Rebecca’nın göz pınarlarımı kurutan, hayatına hem kaosu hem de rahatlama hissini getiren tanısı haricinde, Josh Chen’den (ve bir nebze Greg’den) boşalan koltuğun da doldurulamadığını hesaba katınca neredeyse tüm yan karakterlerine figüran gibi davranmasından pek memnun değilim. Belli ki yüzde yüz Rebecca’nın öyküsüne bırakılırken sahne, kalan adımlar hesaba katılmamış. “First Penis I Saw” gibi devrim niteliğinde şarkılar ara ara yine servis ediliyor tabii. Patti LuPone’un da dediği gibi müzikal olduğunun bilincinde ve öyküsüne ezgileri bu kadar iyi yediren başka bir yapım olmadı yakın zamanda. Ne televizyonda ne de sinemada… Yalnız karanlık tarafın tadına baktırıp, bir yandan da parmak şıklatarak etek savururken Heather’ın dizide geriye kalan tek erkekle birleştirilmesi, Valencia’nın herhangi bir dayanağı bulunmayan lezbiyen ilişkisi, Darryl ve White Josh’ın ıkına ıkına bulunduğu noktaya getirilen birlikteliği… Sanki bir şeyler eksik gibi. Bunun öncesinde yan karakterlerin çok mu katkısı vardı sanki? Hayır. Fakat bir komedi dizisinde ana karakterin mizahi gereklilikleri karşılamasının gerekmediği raddeye gelindiğinde, ve gözle görülür bir şekilde diğerlerinin sırtına yük bindirilince, terazide bir şekilde dengenin sağlanmasını beklememizi de doğal karşılıyorum açıkçası. Ama bu formda bile değme sitcomlara, yıllanmış dramedilere taş çıkaran bir fikir fabrikası diyebiliyorum Crazy Ex-Girlfriend’e. Sosyal mesaj vereceğim diye üstünü başını yırtan black-ish vb. ısmarlama projelerle kıyaslandığında hele kadın hareketine bağış üstüne bağış yapan öyküsü için affolunuyor tüm noksanları. Darısı diğer mesaj güçlendiren dizilerin başına diyelim, mikrofonu bırakıp gidelim.
MPV: Vella Lovell (Heather Davis)