Dizi Eleştirisi
Killing Eve (1. Sezon)
Bu sezon bir türlü üzerimdeki televizyonla alakalı hantallığı atamadım. Yaşlanıyor muyum ne? Her diziyi geç izlemeler, izleyip de yazamamalar… Ama Emmy dönemi yaklaştıkça yine bir heyecan sardı beni. Dolayısıyla bir kez daha kendime söz verip yola çıktım, 2017/18 TV sezonundan hakkında konuşmadığım her dizi hakkında Oscar Boy’a bir şeyler gireceğim diye. Başlıyorum! Bir anda şanla şöhretle tanışan Phoebe Waller-Bridge’in yaratımı Killing Eve, şimdiki zamanın kendisine sunduğu fırsatları tümüyle kullanmaya devam ediyor. Kırılgan ve buyurgan olmaktan korkmayan ana karakteriyle Fleabag’de uçurumların kenarında seksek oynamasının ardından Killing Eve isimli dramada da kudreti ekrandan fışkıran iki kadını alıp leziz bir kedi fare oyununun ana karakterlerine dönüştürmüş. Her adımı iyi tasarlanmış bir suç dizisi gibi davranmak hatalı olur. Fakat elini attığı her janrda kalemini mizahla dolu bir mürekkep şişesine batıran Waller-Bridge, eksantrik insan evladının korkusuzca arzuladığı vahşilikten bir tutam atarak öyküsünün üstüne kalıpların çok dışında bir formüle ulaşmış. Baştan aşağı ilgi çekici ve empati kurulabilir taraflarıyla öyle bir denge sağlıyor ki aceleye geldiğini hissettiren bariz hikâye pürüzlerini toptan unuttum bu hakimiyeti sayesinde. Tabii şu da bir gerçek, Sandra Oh ve The White Princess’ta hafife alıp yeteri kadar ilgi göstermediğimiz Jodie Comer ellerindeki etli malzemeyi iyi paketlemiş. Her fırsatı kullanarak, hem Eve hem de Villanelle’i televizyon tarihine geçecek kadınlara dönüştürmüş bu ikili. Zaten dizinin genel olarak kadın karakterlerine epey iyi davrandığı ve bolca hareket alanı sunduğu aşikar. Bunun haricinde Broen’den tanıdığımız Kim Bodnia ve en kötü karakteri oynasa bile sevmekten asla vazgeçmediğimiz Fiona Shaw’un da katkısıyla senaryodan ziyade oyuncularının performanslarıyla ivmelenen bir dizi çıkmış ortaya. Dolayısıyla ben önemli bir beyanda bulunarak, Killing Eve’in geçtiğimiz sezonda yayın hayatına başlamış en iyi yeni dizi olduğunu iddia edeceğim izninizle. Seçimiydi, yaz sıcağıydı derken kafasını dağıtıp Emmyler’e hazırlanmak isteyenler için de iyi bir durak ayrıca. Muhtemel ikinci sezona hazırlanmak için bağıra çağıra öneriyorum buradan. Bu arada şunu da eklemem gerek, HBO ile Divorce için çalışan Sharon Horgan’ı da düşünürsek komedi köklü Britanyalı hanımefendilerin daha uzunca bir süre gündemimizi meşgul edeceği belli. Bu sebeple bir sonraki yağmur duasında Miranda Hart’ın kısmetini de bir şeyler düşsün diye dans edeceğim. Hiç olmadı Sarah Millican’a uğrarız.
MVP: Jodie Comer (Villanelle)
Metin
25 Haziran 2018 at 20:49
Oscar tahminleri hala 7 Mart’ı gösteriyor. Acaba tahmin güncellesek, biraz haber paylaşsak daha iyi olmaz mı Umur?
Umur
25 Haziran 2018 at 20:54
Bu sene biraz tembellik yapıyorum, farkındayım. Yetişeceğim hepsine! Böyle bir gaza ihtiyacım vardı, iyi oldu Metin. Teşekkürler, mesaj alınmıştır 🙂