Keyfî Drag Race Tekrarı: Gargara

All Stars 4’ün ağzımızda bıraktığı kekremsi tat iyice yer etmeden on birinci sezonun kollarına bırakıldığımız için çok ama çok mutluyum. Neden? Oyuna çok hakim olmayan, henüz yeteri kadar cilalanmamış, her zorlukla ilk kez baş etmek zorunda kalacak bir grup drag queen’in mücadelesi eğer kadroda Alaska, Detox, Katya ve Alyssa Edwards yoksa All Stars’tan kat kat daha keyifli oluyor. Belli belirsiz bir tereddütle tadına baktığım Miley Cyrus’lu yeni prömiyerden sonra da bu savım bir kez daha kanıtlanmış oldu. Yani tekrardan uzunca bir süre All Stars izlemek istemediğimizi şuraya bırakmak, zaten Birleşik Krallık’tan da bir seri geleceği için en azından önümüzdeki yılı es geçmelerini dileyerek başlayacağım yazıma.

İzleye izleye ezber ettiğimiz first look‘ta 15 yarışmacının (bugüne kadarki en kalabalık sezon) teker teker, seçtikleri kostümler ve giriş cümleleriyle çalışma odasına ilk adımlarını atışını izledik. Bu kısma dair bir yorum yapacak olursam… Scarlet Envy’nin, Mystique’i bile yanında daha şık ve bakımlı bırakacak kılığıyla (+ o korkunç göğüs kontürünü de unutmamalı) gözlerimizi kanattığına bir de ben dikkat çekmek istiyorum, eğer hâlâ duymamış olan varsa. Erkenden elendiğini görmeye ihtiyacım var. Ama onun haricinde de çok parlak anlara şahit olmadı sanırım bu kısım. Yvie’nin Mon Ami pastel boyayla yapılmış gibi duran garip makyajı, Brooke Lynn’in sezon harici videolardaki enerjisini yansıtamaması, Nina’nın heyecanı, A’Keria’nın zayıf giriş cümlesi… Iıh, olmamış.

Devamında biliyorsunuz ufak bir fotoğraf çekimi ve Drag Race mezunlarının ihracat fazlalarıyla dikiş nakış görevi mevcuttu. Podyumun tozunu Brooke Lynn attırdı, üstüne Vanjie çalışıp geldiğini kanıtladı. Soju’ya bakarken gözlerimizin kanaması, Rajah ile Kahanna’nın gitseler de güçlüleri izlesek dedirten vizyonsuzluğu falan da filan… Benim konuşmak istediğim başka şeyler var aslına bakarsanız. On birinci seride en çok dikkatimi çeken şey, herkesi geçmiş yıllardan biriyle ilişkilendirebilmemiz. Mesela Nina West, belli ki finale çok yaklaşacak. Ancak tıpkı Miz Cracker gibi her hamlesini çok planladığından sürekli nedime olup, bir türlü gelinliği giyemeyecek. Zorla alınmış tek bir görev birinciliğiyle son beşe, altıya kaldığını görür gibiyim.

Brooke Lynn de bir noktada fazla kusursuz olmakla eleştirilecek gibi. Merhaba Chad Michaels! Güzelsin, şahane gözüküyorsun, üstesinden gelemediğin bir görev yok ama zirveye o kadar yakınsın ki buradan gidebileceğin tek yer bayır aşağı. Dönüyorum Yvie’ye… Biraz Jinkx Monsoon, biraz da Sharon Needles karışımı. Jinkx diyorum çünkü sezon başında kendini çok göstermeyip sonrasında tüm marifetleriyle hem rakiplerini, hem de jüriyi etkisi altına alabilecek, büyümeye ihtiyaç duyan bir yarışmacı gibi duruyor. Sharon diyorum, çünkü gücünü gariplikten, beklenmeyenden, şoktan alıyor. Bitti mi? Bitmedi.

Ariel Versace’nin gözlerinin içinde Phi Phi’yi gördüm ben mesela. Kimse aksini iddia etmese de sürekli ben buyum, ben şuyum demeler, özgüven problemlerinin acısını başka yarışmacılardan çıkarmalar… Zararı da yalnızca kendine esasında. Böyle o sirke acılaştıkça akıyor bir yerlerden. Ama her reality şova biraz pasaklı, henüz karakteri oturmamış, genç ve hırslı biri lazım. O yüzden Phi² kadar rahatsız etmemekte beni varlığı. Ve tabii 60 dakikalık ilk bölümün 35’inde çene kaslarını çalıştıran Silky var. Reddit sezon start almadan epey yükselmişti kendisini. Şimdi ise siyahi bir Eureka olduğu konusunda evrensel fikir birliğine varılmış durumda.

Silky, bana sorarsanız, Drag Race’in VH1’a transfer oluşunun ardından yüzleştiği en büyük probleme güzel bir örnek. Ne bu problem? Gelen yarışmacıların bir kısmı kendi meşhur cümlelerinin basılı olduğu ürünler satabilmek adına o reality şov anlarının orkestra şefliğine soyunuyor. Yalnız izleyici bu tür ikonik sahnelerin tarifsiz bir doğallıkla ortaya çıktığının farkında artık. Dolayısıyla All Stars’a sünger diye gelen Monet’ye, kahverengi ineğinin üzerine “Goop” kelimesini zorla ağzımıza yerleştirmeye çalışan Monique Heart’a da kredi vermemişken Silky’nin anlamsız “Attitude check? Fuck you bitch!” ritüeli ve türevleri de yürümeyecek, bunu anlaması gerek. Gerçi yarışma çoktan çekilmiş, kurgulanmış, rafa konmuş. Bu saatten sonra daha nelerle muhattap edecek bizleri, kim bilir.

Bakın mesela, çok daha samimi bir biçimde paylaşılan, Soju’nun kisti aldı başını gitti. Sosyal medya ve Reddit “cyster” yorumlarıyla yıkılıyor. Aradaki farkı anlatabildim mi? O yüzden Silky Hanım, BU MİLLET BUNLARI YEMEZ! Öhöm. Neyse ne efendim. İlk Müslüman queen, Drag Race ilahlarının çocukları, pageant sisteminden deforme olmadan buranın yolunu bulanlar, gece kulübü kültüründen efsaneler, Instagram queenleri ve daha nicesi… Belli ki on birinci sezonda da konuşacak bolca şeyimiz olacak. Drag Race klanını arayanların evi olmaya devam ediyor. Bize de izleyip böyle boş beleş tartışması kalıyor. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, şimdilik hoşçakalın!

Keyfî Drag Race – Untucked

• Silky’nin Miley’i sırtına almasıyla birlikte cringe festivaline dahil olan kaç kişiyiz?
• Soju’nun elenmesine çok üzüldüm açıkçası. Bana pek tatlı gelmişti. Lip sync’i de o kazanmalıydı diye düşünüyorum ama bilemiyorum…
• Kahanna’nın üzerindeki kombin o podyumdan geçmiş en kötü şey olabilir mi?
• Ru’nun elbisesi… Hadi onu geçtim peruğu… Yikes!
• Manila :((((
• Kafamdaki Top 4: Brooke Lynn, Yvie, Vanjie ve Nina. Alternatif olarak da A’Keria diyeceğim. Fazla mı beyaz oldu? Neyse belki sonraki bölümlerde POC ekipten birilerine âşık olurum.

Genel sıralamam
⭐⭐⭐⭐: Brooke Lynn Hytes, Yvie Oddly, Vanessa Vanjie Mateo
⭐⭐⭐: Nina West, A’Keria C. Davenport
⭐⭐: Plastique Tiara, Shuga Cain, Ariel Versace, Soju, Honey Davenport, Silky Nutmeg Ganache
⭐: Ra’Jah O’Hara, Mercedes Iman Diamond, Kahanna Montrese, Scarlet Envy

Bu tabloyu da böyle bölüm bölüm kendime göre renklendireceğim: