Dizi Eleştirisi
Veep (7. Sezon)
Politik hiciv olarak çıktığı sefere turuncu yaratığın varlığı sayesinde yarı belgesel olarak devam eden Veep, ekrandaki muazzam yolculuğunu yedinci sezonuyla birlikte tamamladı. Başrol oyuncusu Julia Louis-Dreyfus’a kanser teşhisi konmasının ardından bir senelik ara veren yapım, Emmy ve türevi ödüllerin canını okumak üzere son kez sahalarda yani. Peki nerede kalmıştık? Eşsiz hakaret makinesi, egonun sözlük karşılığı, cehalet timsali Selina Meyer bir kez daha Beyaz Saray’a girmek için üstün çabalar sarf ediyordu. Bu sezonun tamamı da kampanya sürecine, ekibinin bütün beceriksizliklerine rağmen yarışta var olma çabasına yoğunlaşıyor. Siyasetin toptan aptallık olduğunu daha en başında vurgulayan Veep için değişen çok bir şey yok kısacası. Bence işin eğlenceli tarafı sosyal medya devri sayesinde çok yakından takip edebildiğimiz, Amerika’ya has sürece benzer bir şeyler çıkarabilmesi ve bunun tüm seçim sistemiyle dalga geçen anlı şanlı bir komedi dizisine cuk oturması. İnsan şu an özgürlüklerin ülkesinde en yüksek mertebedeki koltukta oturan adamın bile Selina’dan bir tık akıllı olduğuna inanmak istiyor. Ancak gerçekler ortada. Veep’in farkı perde arkasında olup bitene davet etmesini seyircisini. Aman canım abartıyorsunuz diyenleri de Sacha Baron Cohen’in herkes tarafından izlenmesi gerektiğine inandığım yarı başyapıtı Who Is America’ya yönlendireceğim. Dört başı mamur, gerçekten rol çalan dizi nihayete ererken de performanslardan yana bir eksik yok tabii. Her daim tek bir zayıf halka barındırmaması sebebiyle övgülere boğulan yapımın yedinci sezonunda bunlara ilaveten nasıl olsa Abbas yolcu diyerek herkes eğlenmeye bakmış biraz da. Doğaçlamadan güç aldıklarını zaten verdikleri röpörtajlardan biliyoruz. Ancak bu sefer ne kağıtta yazılanları hatırlamaya çalıştıkları, ne de kafasının içerisinde dönen dişlileri görmemize yardımcı olan esler mevcut. Herkes zirveye oynuyor ve bilhassa Julia Louis-Dreyfus’un eşi benzeri bulunmayan yeteneğiyle karşı karşıya geldiğinde nirvanalardan nirvana beğeniliyor. Ben bugüne kadar rolünün içeriği sebebiyle pek parlayamadığını düşündüğüm Anna Chlumsky’e, hiçbir şey yapmıyormuş gibi gözükmesine rağmen eforsuz izlenimi yaratan performansını için bile övülmeyi hak eden Kevin Dunn’a ve tabii karikatürize karakterini insanlaştıran Timothy Simons’a özel olarak dikkat çekilmesi gerektiği kanaatindeyim. Ama Veep evreninin merkezi elbette Julia Louis-Dreyfus ve tartışılmaz kabiliyetleri. Eğer önümüzdeki Emmy döneminde evdeki rafına yeni bir altın heykelcik daha eklemezse ATAS’ın çenemden çekeceği var. Ayrıca finaldeki sayısız absürtlük için de senaryo dalında bir galibiyet de hiç fena olmaz doğrusu.
MVP: Julia Louis-Dreyfus (Selina Meyer)