Booksmart

Yönetmen: Olivia Wilde | Oyuncular: Kaitlyn Dever, Beanie Feldstein, Noah Galvin, Billie Lourd, Skyler Gisondo, Jessica Williams, Jason Sudeikis, Lisa Kudrow, Will Forte, Mike O’Brien, Diana Silvers, Molly Gordon, Mason Gooding, Victoria Ruesga, Austin Crute, Eduardo Franco, Nico Hiraga, Stephanie Styles | Senaryo: Emily Halpern, Sarah Haskins, Susanna Fogel, Katie Silberman | 102 dakika | Komedi

Ucundan da olsa alışkanlıklarını öğrenmeye çalıştığım Z kuşağının (şaka değil, otuzuma bir sene kaldı) çıkmazlarından zirveye tırmanan Booksmart, sayısı giderek artan kadın merkezli coming of age hikâyelerinin en yenisi. Birileri bu alt başlığı kutlayacak bir etkinlik olmaktan çıkarıp olağanlaştırmak ve kadın ibaresini kondurmadan konuşmak için çabalar sarf ederken oyunculuğundan tanıdığıımız, ancak filmi izleyince de acaba hep yönetmenlik mi yapmalıymış dediğimiz Olivia Wilde hatırı sayılır bir katkıda bulunmuş değişen endüstri iklimine. Klişeler denizinden okulu önemseyip çok çalışanlar ve karşılığını alanlar ile partisi, eğlencesi derken lisede arşa başını değdirip serbest düşüşe geçenleri seçip bir güzel harmanlayarak yeni bir soru soruyor tüm bu talebe dönemi dertlerine. Suali basitçe, sosyal hayatı sıfıra indirmeden de o büyük amaçlara ulaşabilmek mümkün mü? Ancak Booksmart’ın derdi bu uyduruk sorgulamadan ibaret değil. Cinsel uyanışın geç geleninde biri hetero, diğeri eşcinsel iki karakteriyle hiçbir gönül macerasını fotoğraf karelerinin içine tıkayıp model hayatlar satmazken gününü gün ediyor sonuna kadar. Esas partiye ulaşana kadar türlü maceralara yolu düşen ana karakterlerini Matruşka bebekleri gibi aça aça kozalarına ulaşıyor. Nihayetinde eteğindeki taşları tamamen yere serip üzerinde tüm duygusal tutarsızlıklarla patinaj yapmalarını seyre koyuluyor. Olivia Wilde, dört başı mamur sayılmayacak bir fikirden çıkarılabilecek en iyi filmi çıkarmış, öncelikle bunu konuşmak gerek. Yeni nesilin her konu hakkında fikir sahibi, bütün örnek alınabilecek figürleri ağzına sakız eden, olabilecek bütün davaların haklı tarafındaki tavrını hem sayıp hem de hayat bu kadar da ciddiyeti hak etmiyor diyen bir üslupla yoğurarak ortaya ayağını gaz pedalından asla çekmeyen bir cümbüş çıkarmış. Piyasadaki adını henüz A sınıfı yıldızların arasına konduramamış birbirinden yetenekli genç oyuncularıyla buram buram “büyümek” kokan partisine kapılıp gidin istiyor. Çilekten yükselen kafaların oyuncak bebekli rüyası, gizli gizli heves edilen kalp sızısını görünce vuku bulan valsi, en külüstüründen arabayla hayati etkinliği basmalı safsatasında stile bu kadar düşkün olması da filmi dinamik tutuyor. Ama bununla da sınırlı değil tabii Booksmart’ın başarımları. Yönetmenin eline ulaşana kadar kağıt üzerinde oldukça iyi harmanlanmış zaten özü basmakalıp coming of age ritüelleri. Finalinde bile “Bu sefer güldürmedi.” dedirttiği yerden U dönüşü yapıp olması gerektiği gibi, başından sonuna benimsediği rotaya kırıyor direksiyonunu. Popüler kültüre olan hakimiyetinde de asla ses şiddetini düşürmeyip, manipüle olmaya yatkın beğenilerimize müzik kullanımıyla cila çekiyor. Daha ne olsun? Bu yaş aralığını anlatmaya yeltenmiş hikâye anlatıcılarının en büyük problemi bahsini ettiği gençleri tanımamak, onlar gibi düşünmemek olduğu için nihayet taptaze ve kaba bir tabirle, “fırlama” bir filme denk gelmiş olmamızın kutlamaları sezonun sonuna kadar sürer umarım. Çünkü Booksmart ekibi, yönetmeninden senaristine ve bilhassa zayıf halka barındırmayan oyuncu kadrosuna kadar her türlü tebrikle buluşmayı hak ediyor.