Eleştiri
Borat Subsequent Moviefilm
Pek çok ülkede Amazon’un streaming servisi Prime dahilinde izleyiciyle buluşsa da bizimkine uğramayan Borat Subsequent Moviefilm, seçimlere 10 gün kala yaptığı dünya prömiyeri ile gündeme bomba gibi düştü. MAGA kasketlerinin havada uçuştuğu korona tanımayan toplaşmalardan verdiği ABD’nin cumhuriyetçi yarısına dair manzarasını Amerikalı siyasetçi Rudy Giuliani’nin de “sürpriz” konuk oyunculuğu ile pekiştirerek ilk filmi vizyona çıkardığı 2006’da şaka olarak kabul görmüş her şeyin nasıl da gerçeğe dönüştüğünü gözler önüne seriyor usta komedyen. Ofansif mizahın kalesinde artık bütün çıkmazları keşfetmiş olmanın da getirdiği bir rahatlıkla hareket ediyor bu sefer. Gerçi öncesinde de sınır tanıdığı söylenemezdi ancak Showtime için yaptığı Who Is America isimli bir başka siyasi hiciv projesinde de tam anlamıyla uzmanlığını tamamlayıp öyle geçmiş krizlerden kriz beğenen ABD’deki direksiyonun başına. Evvelinde tanınmadığı için Borat olarak rahat bir şekilde hareket eden Cohen, karakter kendini Oscar’ın senaryo kategorisinde bulacak kadar ünlenince taze bir yüz ile silahlandırmış kendini. O taze yüz de Borat’ın kızı Tutar olarak izlediğimiz Maria Bakalova. Post 9/11 etkisi altında ırkçılığın had safhaya ulaştığı bir coğrafyada bir dekattan daha önce yaptığı egzersizi, şimdi de kadın hareketinin gücüne inatla karşı koymaya devam eden topraklarda bir başka cephede deniyor. Sonuç? Tabii ki de içler acısı ve hatta korkunç. İki yüzlülüğün olmazsa olmazlar arasına yerleştiği bir kültürde reel din adamları, politikacılar ve Trump taraftarlarınca tutarsızlıkların koleksiyonunu yapıyoruz birer ikişer. Benim Cohen’in üslubuyla ilgili en çok takdir ettiğim şey, öfkeyle değil gerçek bir güldürü aşkından besleniyor olması. Oturduğu koltuklarda kurumlanmayı hak etmediğine inandığı herkesi ve destekçilerini küçük düşürücü durumlar içerisine sokarak absürt mizansenlerden seyircisine çok net bir mesajın geçmesini sağlıyor. Borat Subsequent Moviefilm’in yol haritası da yine bu güzergâha kurulmuş. Gazeteciliği, komedyenliği ve tabii işin içerisine görsel bir anlatım aracı girmesi sebebiyle sanatçılığını tek bir potada eriterek muhtemelen başını ağrıtacak tonla bürokratik sürecin içine dahil olduğu, bedelleri ağır bir sentez yaratıyor. İşin bu noktasında kategorize etmesi zor eserinin ehemmiyetiyle bıraktığı intiba arasında bir denge bularak konuşmak zor tabii. Showtime’da Dick Cheney’e işkence aleti imzalatan Cohen’le, mizojinin en grafik hâlini gösterebilmek için rol arkadaşı Bakalova’yı bir gösteri aracına dönüştüren Borat arasında nüans farkları var gibi hissediyorum ben. Yalnız Joe Biden Amerikası’na doğru emin adımlarla doğru yol alırken korona gerçeğini de perdeye taşımış bu filmin ödül sezonu maiyetinde neler yapacağına olan merakım baki. Yeni bir senaryo adaylığının yanına eleştirmenlerin alkış yağmuruna tuttuğu Maria Bakalova’ya gelecek bir yardımcı kadın oyuncu adaylığı da eklenirse tarihin enteresan bir sayfasına daha yine Sacha Baron Cohen eşliğinde tanıklık etmiş olacağız. Buradaki performansın radara girişinin de düşürüldüğü müşkül durumlardaki soğuk kanlılığına takdir olarak değerlendirirsek işimiz kolay.