RuPaul's Drag Race
Keyfî Drag Race UK Tekrarı 2×2: Anlayamazsınız
Bitti işte, Drag Race UK’in mutlak favorisi belli oldu artık. Üstüne konuşmaya dahi gerek yok. Karizmaysa karizma, benzersizlikse zaten daha güzeli yok. Cesaret her adımında varlığını hissettiriyor. Yetenek de dün akşam itibariyle bütün dünyaya servis edildi, ücretler kesildi. Evet, Tayce’ten bahsediyorum. Uğruna Russell Tovey’i boşamaya razı olduğum, A’Whora kolileşmiş diye deliler gibi kıskandığım, tüm zamanların en iyi sezonu olma yolunda emin adımlarla ilerleyen ikinci UK serisinin kraliçesi Tayce’ten… Hayranlığım çok büyük lubunlar, anlayamazsınız. Cidden yerimde duramıyorum geceden beri. Zihinime Memories, Tayce’in kandan çilleri ve aşkımı dağlarda gezdirdiğim gözleri kazındı, gitmiyor.
Hemen bir başa dönüp bölümü adım adım tekrar hatırlayalım… Joe Black’in gidişi herkeste ufak çaplı bir şok yarattı. Sanıyorum odaya girdiği anda şanı ondan önce geldiği için finalde kesin olur gözüyle bakıldığından böylesine erken bir eleme Drag Race’te hiç kimsenin yerinin sağlam olmadığını hatırlattı kızlara. Ve tabii bir yer de açılmış oldu. Daha geri planda kalması muhtemel isimler şu an hiçbir zaman Joe’ya ait olmamış final koltuklarından birine oturacağına kesin gözüyle bakıyorlar. A’Whora bunun imasını bile yaptı hatta. Bu arada A’Whora ile ilgili hiç de hoş olmayan iddialar dönüyor internette, bir göz atmayı unutmayın.
Asttina’nın ne akla hizmet kazandığını bilemediğimiz rozetiyle arz-ı endam edişi sırasında Ginny’den Lawrence’a gelen “Benim esprilerimi çalmaya devamke!” salvosuyla yeni görev öncesi ufak bir oyun oynattı RuPaulcuğumuz (RuPaul-jooncuğumuz). En shady olanları A’Whora, sezonun trait‘i Tayce, cockiest gacısı Lawrence, basit ırıspısı da Tia Kofi oldu ve tabii ki de bu oylamayı boşuna yapmadık diyerek tüm zamanların en kötü müzikali Cats’e Drag Race yorumu getiren RuPaul, Tia’yı rolleri dağıtmak üzere grubun başına yerleştirdi. İtiraz edilebilecek, sırf başarısız olsun diye şu rol X isme verildi denilecek bir durum yok ne yazık ki. Tia, adil olmayı aklına koyduğundan herkesi parlama imkanı bulunan rollerle buluşturdu.
Provalar sırasında kapıdan girdiği andan itibaren bir an olsun çenesini kapamayan Lawrence Chaney’nin komfor alanının dışına çıktığında nasıl da süt dökmüş kediye döndüğünü izledik. Ağlaması Sister Sister üzerinde ters etki yaratsa da ben acıdım İskoç minnoşumuza. Belli ki işinde ne kadar harika olduğunun farkında değilmişçesine ufak bir özgüven problemi yaşıyor. Drag harici hâlini sevmiyor oluşundan zaten geçen bölüm de bahsetmişti. Dans etmek, belli bir koreografiye uyum sağlamak, özetle komedi haricinde bir şeyler yapmak mecburiyetinde bırakılmak Lawrence bebeğimizi hatırlamak istemediği bir zaman aralığına götürüyor demek ki. Yargılamıyoruz, kocaman kucaklıyor ve önümüze bakıyoruz.
Müzikal dahilinde şunu da eklemek istiyorum; Cats cidden Broadway tarihinin başına gelmiş en büyük felaketlerden biri. Tom Hooper’ın insan elleriyle kutsadığı versiyonunu izleme gafletine düşmediğim için konuyu oraya da uzatarak bir yorumda bulunamıyorum. Ancak bildiğim versiyonundan alınıp, Drag Race’in geçmişteki Trump’lı/Pharmarusical’lı rezaletlerini de düşününce epey seviye atladığını söylemek mümkün. Zaten geçen senenin Frock Destroyers altyapısında Birleşik Krallık ayağının müzikalite açısından ABD’ye tur bindirdiğinde şahit olmuştuk. Gerçi bu bizim Avrupa’nın dans/elektronik müziğine yakınlığımızla da alakalı olabilir, bilemedim. Neyse, her halükarda herkesin parlayabildiği bir tekst var mıydı? Vardı. Olay kapanmıştır.
Salt müzikal kısmı üzerinden değerlendireceksek gecenin yıldızı kesinlikle Veronica Green’di. Ben bu bölüm gider diye bekliyordum; ama Scarlet Envy-msi bir yükselişle pek de gelecek vaat etmeyen draginin RPDR dahilinde birkaç haftası daha olduğunu ispat etti. Tia’yı da beğendim; ama bu onunla mı alakalıydı yoksa oynadığı rolle mi emin olamıyorum. Çünkü geri kalan herkes hep bir grup hâlinde performans vermek zorunda kaldıklarından parlamaya pek imkan bulamadılar. Yine de Bimini’nin punk ruhunun, Ginny’nin de deli raziyeliğinin iyi geçtiğini düşünüyorum seyirciye. Gönül Tayce’in de bir Shea – Blac Chyna yorumu sağmasını isterdi buradan; ama olmadı olmadı, şimdi o bir dadı.
Gelelim “Sürpriz, Sürpriz!” konseptli podyum kısmına… Lawrence, tahmin edilebilirliğinden gol yedi. Bimini’nin fikri şahaneydi ama uygulamada Project Runway’in Sean’ı olamadı. Tia’nın görüntüsü pek ucuzdu. Sister Sister’ı zaten hatırlamıyorum bile… Veronica’nın genel olarak Stepfordlı kadın konseptini iyi kotardığını, ucuz görünse de içlerinden en iyisi olmayı başardığını düşünüyorum. Mesela Tayce’in o kılığın içerisinde sırıtan siyah korsesi hiç yakıştı mı faşon queenliğine? Asttina’yı da bir ara sopalamamız lazım kızlar. Bu bomboş özgüvenin bir yere varacağı yok belli ki. Kuru peruğu, ucuz kıyafeti ve ana görevdeki berbat performansıyla da birleşince düşük puan alamaması ufak bir skandal sayılabilir. Kendisinden (jürinin gözünde) daha kötü, daha sönük birileri olmasının ekmeğini yedi gördüğüm kadarıyla.
Bu arada benim favorilerimden biri de Ginny Lemon oldu dün akşam. O kadar gerzekçe, saçma, campy ve komikti ki programı durdurup beş dakika boyunca boş evi inlete inlete kahkaha attım. Drag Race’te görmek istediğim şey tam olarak bu benim. Ölümüne eğlenmek, kendini ciddiye almamak ve tamamen orada bulunmanın, RuPaul’un çocuğu olmanın tadını çıkarmak. Ginny de bunu fazlasıyla yapıyor bana soracak olursanız. Bimini’yle birlikte, yarışmadaki durumları ne olursa olsun, asla elenmesinler istiyorum. Cidden bu garip ikiliye finale yaklaşmadan veda edersek çok ama çok üzüleceğim.
Nihayetinde kim gitti? Cherry Valentine. Konsepti uyduruktu, müzikalde kimsenin umursamadığı bir iş çıkardı falan da filan… Ama zaten Tayce için oradaydık biz. Nasıl lip sync yapılır dersi veren, Drag Race tarihinin gelmiş geçmiş en güzel queeni oluşunu dünyaya ilan ettiği o ana tanıklık etmek için… Kendinize pazara kadar değil mezara kadar bir hayran kazandınız sayın Tayce Hanım, hayırlı uğurlu olsun. Pandemi sonrasında dünyayı fethedip iyice geliştireceğiniz draginizi, profesyonelleşecek kariyerinizi izlemeyi iple çekiyorum. ‘Cause you did what? THAT.
KDRT UK: Untucked
- Birleşik Krallık 2 > ABD 13. Di mi? Dİ Mİ?
- Sister Sister tahminen ne zaman elenir? Sinirime dokunuyor, neden bilmiyorum.
- Sıradaki görevde bir şeyler dikecekler belli ki. A’Whora, Tayce, Lawrence, Ellie ve Veronica’nın başarılı olacağını düşünüyorum. Kim batırır? Tia?
- Ellie’nin iki haftadır yüksek not alması bana pek enteresan geliyor açıkçası. Biraz daha pişmeye ihtiyacı olan bir queeni biraz abartıyor muyuz sayın jürim? Tamam anladık, erkenden elemeyeceksiniz kendisini de suyu kaynıyor. Hani üç kılık, Oz Büyücüsü fikri falan tamam da… Let’s be cops. Let’s not.
Genel sıralamam
⭐⭐⭐⭐: Tayce, Lawrence Chaney, Bimini Bon-Boulash
⭐⭐⭐: Tia Kofi, Joe Black, Ginny Lemon, A’Whora
⭐⭐: Veronica Green, Cherry Valentine, Ellie Diamond, Asttina Mandela
⭐: Sister Sister
Benim tablom, benim kararım
Yarışmacı | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 |
A’Whora | HIGH | SAFE | ||||||
Asttina Mandela | SAFE | LOW | ||||||
Bimini Bon-Boulash | HIGH | SAFE | ||||||
Cherry Valentine | BTM2 | BTM2 | ||||||
Ellie Diamond | SAFE | SAFE | ||||||
Ginny Lemon | SAFE | SAFE | ||||||
Lawrence Chaney | HIGH | BTM2 | ||||||
Sister Sister | BTM2 | SAFE | ||||||
Tayce | WIN | SAFE | ||||||
Tia Kofi | LOW | HIGH | ||||||
Veronica Green | SAFE | WIN | ||||||
Joe Black | SAFE |