Takip et

Oscar 2024

96. Akademi Ödülleri – Son Aday Tahminleri: Part II

tarihinde yayınlandı.

Dün işitsel kategoriler, uluslararası film, animasyon ve belgesellerle başladığım son aday tahminlerine bugün görsel kategoriler ve kısalarla devam ediyorum. Önümüzdeki Salı günü TSİ 16.30 ve 16.41’de iki parça hâlinde açıklanacak 96. Akademi Ödülleri adayları için hazır değilim, önden neler olacağına dair bilgim olsun diyorsanız buyrun sohbete…

KURGU

[one_fifth]Oppenheimer

1 OPPENHEIMER

[/one_fifth]

[one_fifth]

2 POOR THINGS

[/one_fifth]

[one_fifth]

3 KILLERS OF THE FLOWER MOON

[/one_fifth]

[one_fifth]

4 ANATOMY OF A FALL

[/one_fifth]

[one_fifth_last]

5 BARBIE

[/one_fifth_last]

ACE (American Cinema Editors), adaylarını duyurmayı Oscar’dan sonraya bıraktığı için herhangi bir ipucumuz olmadan gidiyoruz bu sefer bu dala. BAFTA adaylarına isterseniz göz atabilirsiniz. Zaten ben de oradaki beş filmden dördünü tahminlerime aldım. Oppenheimer, sürekli zaman atlayarak anlattığı hikâyesiyle bu ödül için biçilmiş kaftan. Poor Things de kurgusunun sihri ve yarışta favori olması sebebiyle herhalde aday olacaktır. Kimileri uzunluğunu bahane etse de ondan daha uzun Killers of the Flower Moon varken göze çarpmaz diye umut ediyorum. Gerçi Thelma Schoonmaker’ın adı bile aday etmeye yeter. Son haftalarda ivme kazanan ve BAFTA’ya da aday edilen Anatomy of a Fall yine bu dalın aradığı gösterişli kurguya sahip olduğu için kolayca bir Oscar adaylığı alacak gibi sanki.

Tüm bunların ardından gözler yarıştaki komedilere dönüyor. The Holdovers, En İyi Film kategorisindeki iddiasını korumak için burada bir adaylık almak zorunda. Fakat diğer taraftan BAFTA’nın uzun listesine bile kalmamış olması kafamı fena karıştırdı. The Zone of Interest, eforsuz duran kurgusuyla bir başka aday adayı. Yalnız branşın böyle filmlere geçit vermemek gibi bir huyu var. Tüm o kesildiği yerleri, bütün izleri görmeyi seviyorlar. Bir de Maestro var tabii. Bu dalda henüz önemli bir yerden destek alamamış olmasına rağmen üzerinden gözünüzü ayırmamayı tavsiye ederim. Ben tüm bunların yerine Barbie dedim. Neden? Çünkü BAFTA’nın aksine AMPAS ve Hollywood için çok kıymetli bir anlatısı var. Üstelik bu dalın da sevdiği çalgılı çengili, komedi ağırlıklı fenotipine cuk oturuyor.

Biri yer biri bakar: The Holdovers, Maestro, The Zone of Interest


GÖRÜNTÜ YÖNETİMİ

[one_fifth]Oppenheimer

1 OPPENHEIMER

[/one_fifth]

[one_fifth]

2 POOR THINGS

[/one_fifth]

[one_fifth]

3 KILLERS OF THE FLOWER MOON

[/one_fifth]

[one_fifth]Maestro

4 MAESTRO

[/one_fifth]

[one_fifth_last]El Conde

5 EL CONDE

[/one_fifth_last]

Görüntü Yönetmenleri Birliği’nden BAFTA’ya ve hatta Britanyalı Görüntü Yönetmenleri’ne herkesin mutabık olduğu bir dörtlü var bu kategoride: İlk Oscar’ını almaya hazırlanan Hoyte van Hoytema’nın ellerinden çıkma Oppenheimer, yılın en gösterişli filmi Poor Things, sinemaya yaraşan Scorsese epiği Killers of the Flower Moon ve işin şovuna giren Matthew Libatique’den Maestro. Birinden biri aday edilmese küçük çaplı bir şok yaşar, branş üyelerini anlamak için de kafa patlatmaya başlarız. Hayır bir de, tıpkı müzik branşı gibi büyüklerine çok kıymet veren, biraz kankacı bir branş bu. Bir kere aday edildiniz mi hemen radara giriyorsunuz. Hele ki siyah beyaz film çektiyseniz kapınızda kul köle oluyorlar. İçlerinde öyle ya da böyle siyah beyaz bir an barındıran yapımların ağırlıkta olduğu dörtlüyü kafadan yazın kısacası bir kenara.

Mesele beşinciyi bulmakta. Eğer BSC ile aynı tarafta yer almak isterlerse Saltburn diyebilirler elbette. Linus Sandgren tanıdık bir isim üstelik onlar için. Ancak bu dalın yüksek profilli yapımlarda daha usta mertebesinde işçilik arayışına ters bir yapım bu. Diğer tarafta The Zone of Interest ile Lukasz Zal var, BAFTA’ya da aday olan. Daha evvel iki siyah beyaz Pawel Pawlikowski filmiyle aday ettikleri Zal’ın hiçbir oyuncuya yaklaşmayan ve hatta hep uzakta duran mesafeli kamerasını kucaklayacaklar mı bilemedim. BAFTA’ya aday edilmesini biraz da The Zone of Interest’ın Birleşik Krallık yapımı olmasına bağlıyorum. Ben daha evvel iki Todd Haynes filmiyle ağırladıkları Edward Lachman’a El Conde ile üçüncü adaylığını vereceklerine inanmaktayım. Tamamı siyah beyaz olan sayılı filmlerden bu yıl. Çok gösterişli ve bu adaylığı da sonuna kadar hak eden bir yapım. Böylece Görüntü Yönetmenleri Birliği’yle de 5/5 uyum sağlamış olacaklar.

Kapının hemen dışında: The Zone of Interest, Saltburn


PRODÜKSİYON TASARIMI

[one_fifth]

1 BARBIE

[/one_fifth]

[one_fifth]

2 POOR THINGS

[/one_fifth]

[one_fifth]

3 KILLERS OF THE FLOWER MOON

[/one_fifth]

[one_fifth]Oppenheimer

4 OPPENHEIMER

[/one_fifth]

[one_fifth_last]Maestro

5 MAESTRO

[/one_fifth_last]

Set Tasarımcıları Birliği ve Sanat Yönetmenleri Birliği adaylarından hareketle büyük bir maceraya girişmemeye özen gösterdim En İyi Prodüksiyon Tasarımı dalında. Zaten Barbie’nin bu ödülü her şekilde alacağını biliyoruz. O yarışmıyor olsa da ödül Poor Things’in olacaktı zaten. Branşın çok sevdiği epik setlerden birini perdeye taşıdığı için Killers of the Flower Moon da havada karada adaylık alacaktır. Oy bölünmesinden ödüle ulaşma ihtimalini bile geçirdim hatta içimden. Dördüncü sırada ise En İyi Film dalındaki favori pozisyonunu ve Nolan’ın sırf bunun için sıfırdan bir plato inşa ettirmesini hesaba katarak Oppenheimer dedim. Beşinci koltuk için bir gerilim yaratmayı da çok isterdim; fakat Maestro çok rahat bir şekilde aday edilecek gibi geliyor bana doğrusu. Filmi zerre sevmiyor olmama karşın, meslek birliklerinden BAFTA’ya kadar pek çok yerde ne kadar iddialı olduğunu kanıtladı.

Alternatif arayanlar için illa ki eklemeler yapacağım tabii. Mesela Asteroid City belki daha çok izlenmiş ya da David Ehrlich’in iddia ettiği kadar iyi bir film olsaydı mutlaka aday edilirdi. Yalnız Wes Anderson filmlerine her daim kucak açmışlar gibi davranmanın bir anlamı yok. Napoleon’un gösterişli setlerinin BAFTA’ya bile aday olamamışken Oscar beşlisinde pörtleyeceğini de pek inandırıcı bulmuyorum. Aynısı Napoleon’un aksin BAFTA adaylığını alan The Zone of Interest için de geçerli. Kan donduran bir set; fakat Britanya yapımı olması avantaj sağladı sanki.

Macer arayanlara: Asteroid City, Napoleon, The Zone of Interest


KOSTÜM TASARIMI

[one_fifth]

1 BARBIE

[/one_fifth]

[one_fifth]

2 POOR THINGS

[/one_fifth]

[one_fifth]

3 KILLERS OF THE FLOWER MOON

[/one_fifth]

[one_fifth]Maestro

4 MAESTRO

[/one_fifth]

[one_fifth_last]Oppenheimer

5 OPPENHEIMER

[/one_fifth_last]

Yine hemen donelerimize bakıyoruz: Bir yanda Kostüm Tasarımcıları Birliği (CDG) var, diğer yanda da BAFTA. Altı filme düşüyor zaten bu ikisine göz attığımızda yarış. Tıpkı prodüksiyon tasarımı dalında olduğu gibi favorilerin Barbie, Poor Things ve Killers of the Flower Moon olduğunu biliyorsunuzdur zaten. Barbie ödülü alacak. Poor Things son dakikaya kadar şansını zorlayacak. Killers of the Flower Moon ise sadece Osage halkının battaniyeleri için bile aday edilecek. Sonrasında Maestro’yu andım, BAFTA’yı ıskalamış olsa da. Bu branş daha evvel aday ettiği isimlere bağlı kalmayı sevdiğinden iki Oscar ödüllü Mark Bridges’ın sırf Carey Mulligan’a tasarladığı kıyafetler için bile aday edileceğine inanıyorum. Son sırada ise bütün gösterişsizliğiyle Oppenheimer var. Bu tip aynı fabrikadan çıkma kıyafetleri aday etme huyu pek yok açıkçası Akademi’nin. Bir sürü erkek takım elbisesi için aday ederler mi emin değilim. Yalnız yerini dolduracak bir yapım bulmakta güçlük çekiyorum.

Napoleon, Oppenheimer için şikayet ettiğim şeylerin aynısını yaptığından pek de mantıklı gelmiyor bana. Gereken yerlerde adaylıkları çıkmış olsa da üniforma sevici bir branş olmadıklarının tekrar altını çizmek istiyorum. Wonka gösteriş açısından AMPAS’ın beklentilerini karşılayacak kılıklara sahip. Oradaki sıkıntı ise BAFTA’nın dahi bu kadar Britlik kokan bir filmi aday etmemesi. Akademi’nin izlediğine ikna olmalı mıyız? Lindy Hemming, radar dışı filmlerle aday olabilen bir Sandy Powell ya da Colleen Atwood kadar büyük bir isim mi? Hazır Powell demişken o da The Littler Mermaid’in kostümlerini yapmış. Bakarsınız günün en büyük şokunu bu dalda Disney’in felaket filmiyle yaşarız.

Oppenheimer’ı yerinden edebilir: Napoleon, Wonka, The Little Mermaid


MAKYAJ & SAÇ TASARIMI

[one_fifth]Maestro

1 MAESTRO

[/one_fifth]

[one_fifth]

2 POOR THINGS

[/one_fifth]

[one_fifth]Oppenheimer

3 OPPENHEIMER

[/one_fifth]

[one_fifth]

4 SOCIETY OF THE SNOW

[/one_fifth]

[one_fifth_last]

5 THE LAST VOYAGE OF THE DEMETER

[/one_fifth_last]

Her dalın olduğu gibi buranın da bir meslek birliği var elbet: Makyaj Sanatçıları ve Saç Tasarımcıları Birliği. Ve inanılmaz bir şekilde Akademi’nin 10 filmlik kısa listesinden sadece dördüne adaylık verdiler. Maestro ve Poor Things beklendiği üzere ikişer adaylık almış MUAHS’den. Zaten yarışın da bu ikili arasında olduğunu biliyoruz. Ancak burun farkıyla Bradley Cooper bir adım önde gözüküyor tabii. Performans ödülüyle paket yapmayı sevdiklerinden bu kategoriyi, umuyorum Cooper yarışta da risk yaratmaya başlamaz. Sonrasında Oppenheimer var. Albert Einstein’ından neredeyse tamamı yaşlandırılmış ekibine, hepsinin makyajları aklımızda. Yarıştaki favori pozisyonuyla birlikte eklenecek tabii ki Oscar’ın beşlisine de.

Meslek birliğinin aday ettiği diğer film Golda. Biraz riskli bir tahmin bu ve kimse izlemediği için Helen Mirren’dan başka bir esprisi var mı bilmiyorum. Ben kategoriyi tamamlayacak filmlerden birinin Society of the Snow olduğunu düşünüyorum. Soğuktan yanmış oyuncuları Nyad’ın kısa listeye kalamamasını intikamını alacak. Killers of the Flower Moon’u aday eden BAFTA da kafamı karıştırmıyor değil. Ama böylesine büyük bir yarışçının Makyaj Sanatçıları ve Saç Tasarımcıları Birliği’nden sıfır adaylık alması pek normal denemez açıkçası. O yüzden daha gösterişli ve AMPAS’ın ağzına layık Beau Is Afraid’in bir sürpriz yapabileceğine inanmakla birlikte The Last Voyage of the Demeter diyorum. Çünkü bütün makyaj ekibi branşın tanıdığı isimlerden oluşuyor: Göran Lundström (Border, House of Gucci, The Batman), Heike Merker (All Quiet on the Western Front) ve Pamela Goldammer (Border). Korku filmlerinin bu daldaki bahtsızlığına da bir son verirler umarım ki.

Pek yakın ihtimaller: Golda, Beau Is Afraid, Killers of the Flower Moon


GÖRSEL EFEKT

[one_fifth]

1 THE CREATOR

[/one_fifth]

[one_fifth]

2 GUARDIANS OF THE GALAXY VOL. 3

[/one_fifth]

[one_fifth]

3 INDIANA JONES AND THE DIAL OF DESTINY

[/one_fifth]

[one_fifth]

4 SPIDER-MAN: ACROSS THE SPIDER-VERSE

[/one_fifth]

[one_fifth_last]

5 MISSION: IMPOSSIBLE – DEAD RECKONING PART I

[/one_fifth_last]

Dün En İyi Ses kategorisini konuşurken de söylemiştim, bu dalda “sunum” adı altında finalistlerin branş üyelerinin karşına çıktığı bir ön değerlendirme basamağı var. Ve orada iyi bir sunum yapan film alıp adaylığa yürüyebildiği gibi, kötü sunum yapan bir favori dışarıda da kalabiliyor. Bu sene içeriden aldığımız duyumlara göre Indiana Jones and Dial of Destiny bütün prezentasyonunu Harrison Ford üzerinde yapılan de-aging teknolojisi üzerine gerçekleştirmiş ve oldukça olumlu dönüşler olmuş. Guardians of the Galaxy Vol. 3’nin epey duygusal, Rocket karakterine odaklanan sunumu da branş üyeleri tarafından epey takdir edilmiş deniyor. Bunlara ilaveten bir de The Creator’ın adını anmak lazım. Çünkü böyle bir film için minik sayılabilecek 80 milyon dolarlık bütçesiyle iki üç katı bütçeye sahip yapımlara benzeyen bir evren yaratmayı başardı bu filmin görsel efekt ekibi. VES (Visual Effects Society) tarafından en çok adaylık alan yapımlar arasında zaten saydıklarımın hepsi.

Dördüncü sıraya VES’de inanılmaz bir performans gösteren Spider-Man: Across the Spider-Verse’ü koymak zorundayım. BAFTA’ya aday edilmediği için biraz korkmuyor değilim. Ancak kategorinin tarihinde kısa listeye kalan animasyonların istisnasız bir şekilde Oscar adaylığı alması istatistiği biraz rahatlatıyor. Şimdi… Gelelim son durağa. Elimizde kalan seçeneklerden Rebel Moon hariç hepsi aday olabilirmiş gibi duruyor. Yalnız Society of the Snow’un minimalliği, Napoleon’un yeni bir keşfinin olmaması pahalıya mal olacak gibi geliyor bana. Poor Things, En İyi Film adayı olduğu için aslında en mantıklı tahmin. Yalnız Mank’le aynı kaderi yaşayacaklarına inanıyorum ben açıkçası. Yeteri kadar görsel efekt barındırdığı şüpheli. VES’de de sıfır çekmişken üstelik. Godzilla Minus One demeyi çok istesem de Godzilla franchise’ının her türlüsüne olan dirençleri yüzünden epey görkemli bir sunumu olduğu söylenen, BAFTA beşlisine girmeyi de başarmış Mission: Impossible – Dead Reckoning Part One’ı anarak risk alacağım.

Her şey olabilir: Poor Things, Godzilla Minus One, Napoleon, Society of the Snow


KISALAR

Hemen bir itirafta bulunayım, bu sene gerçekten kısa kategorilerdeki finalistlerin neredeyse hiçbirini izlemedim. Bunun birinci sebebi vakit bulamamış olmam, ikincisi çok azının linkine ulaşabilmem, üçüncüsü ise filmleri izlediğimde tahmin etmemin daha da güçleşmesi. O yüzden eski tip deliliğime geri dönüyor ve uluslararası festivallerde ne yapmışlar, hangisinin konusu daha Akademi kokuyor, büyük tahminciler nelere dikkat çekmiş diyerek giriştim. Umarım çok yanılmam. Batırırsam da bahanem hazır…

[one_third]

KISA FİLM
1. The Wonderful Story of Henry Sugar
2. The Anne Frank Gift Shop
3. The After
4. The Shepherd
5. Red, White and Blue
Alternatif: Invincible ya da Good Boy

[/one_third]

[one_third]

KISA ANİMASYON
1. Letter to a Pig
2. Ninety-Five Senses
3. Once Upon a Studio
4. War Is Over! Inspired by the Music of John & Yoko
5. Pete
Alternatif: Eeva ya da Boom

[/one_third]

[one_third_last]

KISA BELGESEL
1. Last Song from Kabul
2. The ABCs of Book Banning
3. The Last Repair Shop
4. Deciding Vote
5. The Barber of Little Rock
Alternatif: Nai Nai & Wai Po ya da Camp Courage

[/one_third_last]

Yarın: Film, yönetmen, erkek oyuncu, kadın oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, yardımcı kadın oyuncu, özgün senaryo, uyarlama senaryo
Devamını oku
Yorum Yapın

Yorum yazın...

Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin