Takip et

Liste

#OB15: Son 15 Yılın Yardımcı Erkek Oyuncu Kazananları (Sıralı)

tarihinde yayınlandı.

Oscar Boy’un site sınırlarını aşmayan 15. yıl kutlamaları devam ediyor. Sizlere listelerimin daha Oscar özelinde olacağını söylemiştim. O yüzden hiç uzatmayacağım lafı ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu kategorisinin son 15 yıldaki kazananlarını taşıyacağım huzurlarınıza. En kötüden en iyiye giden yolumuzda itirazı olanlar yine yorumlara koşabilir üşenmezlerse. Bir kez daha mumları üfleyerek girelim bakalım lafa…

15. ROBERT DOWNEY JR. | Oppenheimer

Robert Downey Jr. bu ödülü nasıl kazandı sorusunun cevabını bilmiyor değil. Dile kolay 15 senedir çevrimiçi, tam zamanlı bir şekilde ödül sezonu takip ediyor olmak deneyimlendirdi beni. Ama belki çok taze olduğundan bu zafer hazmedemiyorum. Dünyanın en sıradan rollerinden birine, en sıradan filminde, geçtim senenin en iyisini RDJ kariyerinin bile en iyisi olmayan bir performansla sırasının savılması için verilmiş bir ödül. En komiği de ne biliyor musunuz? Sezon boyunca sempati toplamak için Marvel filmlerine b*k atılmasına izin verip, şimdi dünyanın en kötü kararını alarak Dr Doom rolünde geri dönmesi o dünyaya.

Başka kimler adaydı? Sterling K. Brown (American Fiction), Robert De Niro (Killers of the Flower Moon), Ryan Gosling (Barbie), Mark Ruffalo (Poor Things)
Kim kazanmalıydı? Downey Jr. hariç herhangi biri ama en çok da Ruffalo ve Gosling!

14. JARED LETO | Dallas Buyers Club

Geçen yazıda da söylemiştim, cis oyuncular neden trans karakterleri oynamamalı sorusunu çok güzel cevaplıyor Netflix’de bulabileceğiniz Disclosure isimli belgesel. Hele ki Jared Leto gibi tasdikli bir tacizcinin çok haddiymişçesine sezon boyunca HIV pozitifler üzerinden sağdığı duyar tüylerimi diken diken ediyor. Bence bu filmi ödüllendirenler de retrospektifte biz ne yaptık diye ahlanıp vahlanıyordur. En azından ben buna inanmak istiyorum. Elini attığı hiçbir medyumda iyi olmayan Leto’yu da sektör şöyle itekleyerek dışarı atsa bir gün ne de güzel olacak.

Başka kimler adaydı? Barkhad Abdi (Captain Phillips), Bradley Cooper (American Hustle), Michael Fassbender (12 Years a Slave), Jonah Hill (The Wolf of Wall Street)
Kim kazanmalıydı? Ah be Fassy, 12 Years a Slave o kadar iyi bir yıl geçirirken senin hakkını yiyenler hiç utanacak mı acaba…

13. CHRISTIAN BALE | The Fighter

Oyunculuğun yalnızca kilo alıp vermek olmadığını anlamamız 90 yılımızı aldı ama tabii oraya gelene kadar sayısız iş kazasına şahitlik ettik. Bunlardan biri de Christian Bale’ın The Fighter’da 40 kiloya düşüp bugüne kadar canlandırdığı bütün arızaların potpurusini çıkardığı The Fighter. David O. Russell filmlerinde dönen rezaletler genel olarak filmlerinden daha ilgi çekici oluyor ama The Fighter için özel bir parantez açmak lazım tabii. Harvey Weinstein canavarının DOR’u senelerce Oscar radarına dahil etmesinde bir katalizör olmuştu The Fighter. Bale’ın abartıdan öldüğü performansı da tüyü…

Başka kimler adaydı? John Hawkes (Winter’s Bone), Jeremy Renner (The Town), Mark Ruffalo (The Kids Are All Right), Geoffrey Rush (The King’s Speech)
Kim kazanmalıydı? John Hawkes kazansaydı fena mı olurdu? Hayır söyleyin bana, fena mı olurdu?!

12. BRAD PITT | Once Upon a Time in Hollywood

Kariyer Oscar’ı gördükçe fenalaşanlar için birebir denilebilecek bir örnek daha! Bu sefer adresimiz eski eşi ve çocuklarına dünyada cehennemi yaşatan Brad Pitt. Quentin Tarantino’nun sadık hayranlarının bile çok sevmediği son filmiyle ilk Akademi Ödülü’nü değil ama (12 Years a Slave’in yapımcısı olarak aldığı bir Oscar’ı var daha önce.) ilk oyunculuk Oscar’ını kazandı. Benim yine hiçbir yere sığdıramadığım zaferlerden. Pitt’ten çok dostlarının kampanya yaptığı sezonda bu ödülü ondan çok hak edenlerin sayısı da bir hayli fazlaydı. Yine besmele çekip en azından sırasını savdı demelik bir vaka.

Başka kimler adaydı? Tom Hanks (A Beautiful Day in the Neighborhood), Anthony Hopkins (The Two Popes), Al Pacino (The Irishman), Joe Pesci (The Irishman)
Kim kazanmalıydı? Al Pacino’nun o sene ikinci Oscar’ını alması için her şeyimi verirdim.

11. CHRISTOPH WALTZ | Django Unchained

Bir oyuncunun neredeyse aynı oynadığı iki farklı karakterle aday edilmesine alışığız, ama ödüllendirilmesi çok sık rastladığımız bir durum değil. Favorisiz bir yarıştan bir şekilde kârlı çıkmayı başaran Waltz, Tarantino filmleriyle Oscar alan yardımcı erkek oyunculardan üçüncüsü. Hayır bu istatistik Samuel L. Jackson zaferiyle pekiştirilseydi, daha iyi olmaz mıydı? Sadece sesli düşünüyorum… Waltz da aldığı Oscar ödüllerini heba etmek üzerine kurulu bir kariyer sürdürüyor bu arada. Kendisini son 10 senedir dişe gelir bir şeyde izleyen var mı sahiden?

Başka kimler adaydı? Alan Arkin (Argo), Robert De Niro (Silver Linings Playbook), Philip Seymour Hoffman (The Master), Tommy Lee Jones (Lincoln)
Kim kazanmalıydı? Hoffman kesinlikle ikinci Oscar’ını almalıydı o yıl. Zaten şu PTA filmlerine ettikleri haksızlıklar…

10. MAHERSHALA ALI | Green Book

Green Book’un En İyi Film kategorisinde favori olması ve Mahershala Ali’nin bu dalda bir başrol olarak yarışmasının neticesinde ikinci Oscar’ını alması uzun sürmedi. Şahane bir performans olduğunu söylememe gerek yoktur sanıyorum ki. Ancak Green Book hiçbirimiz için güzel yaşlanan bir film olmadı. Ali de bu filmden ziyade Moonlight’taki performansı ve sonrasında gelen ödülle anılacak hep bana kalırsa. Ah keşke siyah ve kuir bir yönetmenin eline düşseydi de şu hikâye, bambaşka bir şey izleseydik. Gerçi o zaman Oscar yüzü görür müydü?

Başka kimler adaydı? Adam Driver (BlacKkKlansman), Sam Elliott (A Star Is Born), Richard E. Grant (Can You Ever Forgive Me?), Sam Rockwell (Vice)
Kim kazanmalıydı? On kere, yüz kere, bin kere Richard E. Grant! Ah nasıl da hakkı yendi miniğimin…

9. MARK RYLANCE | Bridge of Spies

Mark Ruffalo’ya kalp krizi yaşatan zaferi de zamanla daha iyi anar oldum. Mark Rylance öylesine yetenekli bir aktör ki, tabii biz Broadway ve West End sahnelerine çok hakim olamadığımızdan ancak keşfedebiliyoruz yeteneklerini. Sylvester Stallone’a hayatının şokunu yaşatan ödül konuşmasında da kalplerimizi eritmekten başka bir şey yapmadı. Yine de eklemeden geçemeyeceğim, 21. yüzyılın en alelade seçimlerinden biriymiş gibi geliyor bana. Bridge of Spies’ı gerçekten izlediklerini bile düşünmediğim için, senelerdir şaşırmaya doyamıyorum.

Başka kimler adaydı? Christian Bale (The Big Short), Tom Hardy (The Revenant), Mark Ruffalo (Spotlight), Sylvester Stallone (Creed)
Kim kazanmalıydı? Sly’ın kazanması daha mantıklı olurdu sanki. Ama Akademi böyle borçlar hissetmiyor bu tip aktörlere. Mickey Rourke’un Oscar gecesinde nasıl patladığını hâlâ unutmadık.

8. CHRISTOPHER PLUMMER | Beginners

2021 yılında kaybettiğimiz efsanevi aktör Christopher Plummer’ın performansını yakın tarihte yeniden izleme fırsatım oldu ve Akademi’nin böylesine naif bir işçiliği taçlandırmış olmasına şaşırdım. Bahsettiğimiz tarih 2011 bir de. Weinstein pik yapmış, kampanyası olmayan filmin yüzüne bakılmıyor. Uluslararası yapımlar ortalıkta değil. Bağımsızlardan da anca bir ya da iki tanesinin kulübe giriş yapılmasına izin veriliyor. Düşünün o Hollywood ana akım kalabalığının içerisinde Beginners gibi minicik bir film geliyor ve Christopher Plummer’a Oscar kazandırıyor. Müthiş olay!

Başka kimler adaydı? Kenneth Branagh (My Week with Marilyn), Jonah Hill (Moneyball), Nick Nolte (Warrior), Max von Sydow (Extremely Loud & Incredibly Close)
Kim kazanmalıydı? Von Sydow ya da Nolte’nin kazanmasını çok istiyordum o sene ama şu an Plummer’ın kazanmış olmasıyla da pek barışığım.

7. SAM ROCKWELL | Three Billboards Outside Ebbing, Missouri

Basbayağı kötü bir filmin en büyük şanslarından biriydi Sam Rockwell. Olağanüstü kariyerine sığdırdığı irili ufaklı eşsiz performanslar arasında kaçıncı sıraya konulur tartışılır elbette. Ancak bulunduğu sinema yılında ve rakiplerinin karşısında altın heykelciği kucaklamış olmasına itiraz edemiyorum. Ödülünü eski dostu Philip Seymour Hoffman’a adamış olması bile benden artı puan toplaması için yeterli geliyor. Fosse/Verdon’da da ne kadar şahane olduğuna bir göz atın derim. Şimdi ödülleri konuşunca, bir anda aklıma geliverdi.

Başka kimler adaydı? Willem Dafoe (The Florida Project), Woody Harrelson (Three Billboards Outside Ebbing, Missouri), Richard Jenkins (The Shape of Water), Christopher Plummer (All the Money in the World)
Kim kazanmalıydı? Ödül doğru adreste, spekülasyon yaratmayın.

6. TROY KOTSUR | CODA

Sezon başladığında Kodi Smit-McPhee alacak Oscar’ı diyorduk ama CODA öyle bir yükseliş yakaladı ki sezonun iddialıları birer ikişer dökülünce, Troy Kotsur’un kalpten oynadığı baba rolü filmi sevmeyenlerin bile gönlünü fethetmeye yetti. Duyma engelli bir diğer oyuncu Paul Raci kadar fırsatlar yakalayamadığından Troy Kotsur’u çok göremiyor olmamıza üzülüyorum. Halbuki çok daha fazlasını hak ediyor.

Başka kimler adaydı? Ciarán Hinds (Belfast), Jesse Plemons (The Power of the Dog), J.K. Simmons (Being the Ricardos), Kodi Smit-McPhee (The Power of the Dog)
Kim kazanmalıydı? CODA’nın dünya üzerinde hak ettiği tek ödüldü bu. Jesse Plemons’ın sırası er ya da geç gelir ne de olsa.

5. KE HUY QUAN | Everything Everywhere All at Once

Hem performansın, hem de ödül sezonu anlatısının galip geldiği nadir vakalardan biri Ke Huy Quan. Everything Everywhere All at Once’ın “Oscar filmi” olduğunu düşünenlerin kafayı yediğine can-ı gönülden inandığımı belirterek, Akademi’nin geleneksel seçimlerinin de dışına çıkan bir performans olduğunu düşünüyorum. Birkaç sahnesi var aklımdan gitmeyen, düşünmesi bile gözlerimi doldurmaya yetiyor. Umuyorum EEAAO sonrası Loki’yle yoluna devam eden Ke Huy Quan da geç gelen ikinci baharını keyifli bir şekilde sürdürmeye devam eder.

Başka kimler adaydı? Brendan Gleeson (The Banshees of Inisherin), Brian Tyree Henry (Causeway), Judd Hirsch (The Fabelmans), Barry Keoghan (The Banshees of Inisherin)
Kim kazanmalıydı? Ke Huy Quan’ın kazanmasıyla bir sıkıntım yok ama Barry Keoghan’dan daha iyi olduğuna kimse ikna edemez beni.

4. MAHERSHALA ALI | Moonlight

Öyle bir performans ki bu, o kadar şefkatli, yüce gönüllü ve derinden bir özverinin ürünü ki etkisinden ne yapsanız çıkılmıyor. Ben de zamanla düştüm Ali’nin seçimlerine. Moonlight’ı iki, üç, dört, beşinci kez tüketiyorum derken sımsıkı sarılır oldum kendisine. Hem böylesine ürkek, hem de böylesine açık nasıl oynanır. Beyefendi daha kaç katman ekleyeceksiniz üç kelimelik diyalogunuza? Kaç tane hisse sürükleyeceksiniz bizi? Heba olduk, tükendik mahvolduk. Yaş kalmadı gözümüzde.

Başka kimler adaydı? Jeff Bridges (Hell or High Water), Lucas Hedges (Manchester by the Sea), Dev Patel (Lion), Michael Shannon (Nocturnal Animals)
Kim kazanmalıydı? Bu sorunun cevabı bir zamanlar Lucas Hedges idi. Hâlâ aynı yerde miyim emin değilim. İki filmi de tekrardan izlemem şart.

3. DANIEL KALUUYA | Judas and the Black Messiah

Daniel Kaluuya’ya Get Out’tan sonra bir daha hiç fırsat gelmeyeceğine ikna olmuştum ben aslında. Yani en azından Kaluuya’nun bu taraklarda bezi olmadığını düşünüyordum. Ne güzel yanıldım ama! Geleneksel bir biyografi olmasına karşın bu kadar mı yürekten oynanır? Hayır bir de Skins’den buralara ne güzel yollar kat etttik ama Danielcığım. Senden umudu kestiğimiz için çok güzel utandırmadın mı bizi? Pandemi senesine denk geldiği için bir tık kırgınım tabii. Ağzına kadar dolu bir salonun Kaluuya’yı avuçları parçalanana kadar alkışladığını görmeyi çok isterdim.

Başka kimler adaydı? Sacha Baron Cohen (The Trial of the Chicago 7), Leslie Odom Jr. (One Night in Miami…), Paul Raci (Sound of Metal), LaKeith Stanfield (Judas and the Black Messiah)
Kim kazanmalıydı? Hak edilmiş bir ödül olduğuna şüphe yok ancak bu dalın yarısı başrol olarak yarışmalıydı, orası kesin. Bu durumda belki Paul Raci için açılabilirdi yollar.

2. CHRISTOPH WALTZ | Inglourious Basterds

Günlük hayatında – dehşet bir alıntı biliyorum ama – “Au revoir, Shoshanna!” cümlesini yerli yersiz kuran kaç kişiyiz? Tarantino’nun devasa bir yeteneği dünya sahnesine çıkardığı Inglourious Basterds, kariyerinin en iyi filmi miydi sorusunu da bir ara tartışalım isterim. Ama şimdilik konumuz Christoph Waltz. Ayda yılda bir doğru seçimi yapan Akademi’nin hedefi on ikiden vurduğu kazananlardan biri bu. Sinema tarihinde ne kadar ileriye gidilirse gidilsin, Waltz’un performansı hiç eskimeyecek. Tüm o abartının içerisinde bir şekilde bulduğu cani dengenin tesiri hiç azalmayacak.

Başka kimler adaydı? Matt Damon (Invictus), Woody Harrelson (The Messenger), Christopher Plummer (The Last Station), Stanley Tucci (The Lovely Bones)
Kim kazanmalıydı? Yani geçin kazanmayı, diğerleri aday olmayı hak etti mi onu sorguluyorum ben.

1. J.K. SIMMONS | Whiplash

Tour de force. Gelmiş geçmiş en yetenekli karakter aktörlerinden birinin doğru rolle, doğru zamanda ödül alması pek rastladığımız bir durum değil. J.K. Simmons her anlamda çok şanslı biriymiş. Damien Chazelle gibi müthiş bir vizyonerle yollarının kesişmesi ve Whiplash gibi bir bağımsızın festival festival gezerek kat ettiği yol ibretlik. Ben o sezon teşekkür konuşmalarında meseleyi hep ebeveynlere getirmesini de buruk bir şekilde tekrar tekrar izlemeye bayılıyorum. Çocuklarına her seslenişinde, kendi ebeveynlerini yeni kaybetmiş olmasının hüznüyle filmdeki acımasızlığının arasındaki tezata da ayrıca dikkat.

Başka kimler adaydı? Robert Duvall (The Judge), Ethan Hawke (Boyhood), Edward Norton (Birdman), Mark Ruffalo (Foxcatcher)
Kim kazanmalıydı? Çok zayıfmış kategorinin diğer adayları. Ama bu Simmons’ın tüm zamanlardaki en iyi kazananlardan biri olduğunu gerçeğini değiştirmiyor.

Devamını oku
Yorum Yapın

Yorum yazın...

Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin