Takip et

Eleştiri

A Complete Unknown: Bob Dylan’ın Ruhsuz Sureti

tarihinde yayınlandı.

a complete unknown

A COMPLETE UNKNOWN (Bob Dylan: Tam Bir Bilinmez) | Yönetmen: James Mangold | Oyuncular: Timothée Chalamet, Edward Norton, Elle Fanning, Monica Barbaro, Boyd Holbrook, Dan Fogler, Norbert Leo Butz, Eriko Hatsune, Big Bill Morganfield, Will Harrison, Scoot McNairy, P.J. Byrne, Michael Chernus, Charlie Tahan | Senaryo: James Mangold, Jay Cocks | ABD | 141′ | Drama, Biyografi, Müzik

a complete unknownOscar’ın son birkaç bilinmezini yakalamaya çalışırken, nihayet Timothée Chalamet’li A Complete Unknown da vizyona girdi. Amerikan Ortabatısı’nın müzik dünyasına en büyük armağanlarından, eşsiz yorumcu ve efsanevi söz yazarı Bob Dylan’ın hayatını daha önce Todd Haynes’in I’m Not There adlı deneysel filmi sayesinde çok farklı bir perspektiften izlemiştik. Geleneksel anlatı diline yaslanmasıyla bilinen James Mangold’un yönettiği bu yeni film ise Dylan’ı New York’a adım attığı ilk günden yakalayarak, folk müzikte önemli bir figüre dönüştüğü süreci işliyor. Hikâyenin güç aldığı duraklar ise oldukça tanıdık: Hayatına yön veren kadınlar, idolüyken dostuna dönüşen efsanevi müzisyenler ve tabii ki tüm bu çalgılı çengili düzeneğe uygun bir kırılma noktası olarak 1965 Newport Folk Festivali. Elektronik gitarın halk müziğinde yeri olmadığını düşünen kalabalıklara ve kemikleşmiş müzik kurumlarının direncine karşı, yenilikçi ve korkusuz bir Bob Dylan’ı sahneye çıkararak, biyografik filmlerin en klasik damarına oynuyor A Complete Unknown. Dişiyle tırnağıyla bir yere gelmiş yediden yetmişe herkesi dilsiz bırakan yoktan var olmuş bir “deha” figürüne bağlı kalarak, klişe biyografi formüllerini tereddütsüz kullanan bir anlatı sunuyor.

James Mangold’un, belki bugün izlesem bambaşka bir tepki vereceğim Walk the Line’ına duyduğum saygıya rağmen, bir önceki Oscar işi Ford v Ferrari’yi de düşündüğümde aslında malumun ilamına tanıklık ediyoruz. Chalamet, yoğun kampanya sürecinde bu role beş yıl boyunca nasıl hazırlandığını ballandıra ballandıra anlatıyor olsa da Mangold’un izlediği yol haritası, Akademi’nin küçük bir yüzdesinin film zevklerine göre şekillendiği gerçeğini açıkça ortaya koyuyor. Bohemian Rhapsody’nin, Rami Malek eliyle Freddie Mercury’nin anısına yapılmış bir saygısızlığa dönüştüğü kepazelik kadar olmasa da, A Complete Unknown da Dylan’ı sıradanlaştırıyor. Üstelik parodinin de parodisini andıran, aşırı keskin hatlara sahip ve bir o kadar da içler acısı bir Timothée Chalamet performansına rağmen. Hikâye anlatımındaki demode tercihler, Dylan ve Joan Baez gibi isimlerden bağımsız şekilde filmi bir banalliğe hapsediyor. Ritimsiz, ruhsuz ve düpedüz altın heykelcik hevesi kokan bir maskaralığa dönüşüyor A Complete Unknown. Her şey o kadar inorganik ki Dylan’ın adım adım bir ikona dönüşmesi bile seyircide hiçbir heyecan yaratmıyor; hatta bu yolculuğun bir parçası olmayı bırak, ona amigoluk bile yapamıyoruz.

a complete unknown

James Mangold, Bob Dylan’ı tıpkı ağzını açtığı anda şaşkınlığa uğratan, karikatüre dönmüş diğer ikonik müzisyenlerin baktığı yerden ele alıyor. Kamerasıyla ona duyduğu hayranlığı hissettirmekte başarılı; ancak Dylan’ı gerçekten tanıma gayreti yok. Onu yalnızca kadınlarla olan iki boyutlu ilişkileri ve müzikal yolculuğunda avantajına sonuçlanmış inadı üzerinden bir tanrı olarak tanımlıyor. Bu noktada film çok çelişkili bir mesaj da veriyor aslında. Ticari kaygılardan uzak olduğunu bildiğimiz birinin protest müziğe sımsıkı tutunmasını sorgulayacak gibi olup hızlıca kenara çekiliyor Mangold. Altın madenine eli hiç uzatmayan bu tutarsız anlatı için yapılan “A Complete Unknown’dan çıktıktan sonra Bob Dylan’ı daha az tanıyor olacaksınız.” yorumu boşuna değil. Çünkü bu kesinlikle bir Bob Dylan biyografisi değil. Mangold’un çalakalem yazdığı, içi boş ve öznesini kartonlaştıran bir drama.

A Complete Unknown’un başarılı bulduğum yegâne kararı, Chalamet’ye canlı performans hakkı tanınmış olması. Bu sahneler, bir video klip geçidi olmaktan öteye geçerek hakikati yakalamaya çalışan savunmasız anlar yaratıyor. The Beatles: Get Back’i izlerken Paul McCartney’nin asla eskimeyecek klasikleri bestelemesine nasıl hayran kaldıysak, burada da Dylan’ın kısa bir zaman dilimi içinde ardı ardına unutulmaz şarkılar üretmesine aynı şekilde kapılıyoruz. Ancak bunun dışında filmin bir meziyetini bulmak gerçekten zor. Dylan’ın sevgilisi rolündeki Elle Fanning’e teslim edilen materyalin cılızlığından, Monica Barbaro’nun nasıl Oscar radarına girdiğini anlamakta güçlük çektiğimiz silik performansına kadar, A Complete Unknown her anlamda kopuk bir yapıya sahip.

Dylan’ın diskografisinde dirsek çürütenler için anahtar kelimeleri bir araya getirip tamamen nostaljik değere yaslanan bu yapının alıcı bulmuş olması beni gerçekten çok şaşırttı. Dylan’ın etrafındaki kadınları birer silüete çeviren—ki bunlardan biri Joan Baez—ve onun “devrimci” açılımına herhangi bir bağlam eklemeyen bu Wikipedia sterilliğindeki anlatının sıradanlığı kabul edilebilir gibi değil. Bütün varlığıyla, iyi ya da kötü, duygulara ses olmuş bir kalemin ve sesin böylesine ruhundan arındırılmış, neredeyse robotik bir tanımla perdeye taşınmasının hiçbir mazereti yok.

Devamını oku
Yorum Yapın

Yorum yazın...

Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin