Takip et

Oscar Boy Özel

98. Akademi Ödülleri / Oscar 2026 Tahminleri

tarihinde yayınlandı.

Grevler sebebiyle zayıf geçen ve nihayetinde kağıt üzerinde Oscar’a yakıştırılmayacak bir bağımsızın En İyi Film Oscar’ını kucakladığı uzun, kirli, epey de yorucu bir sezondan sonra, hazırsanız yeni bir sayfa açabiliriz artık. Öyle bir yıl bizi bekliyor ki; Paul Thomas Anderson, Noah Baumbach, Yorgos Lanthimos, Chloé Zhao, Spike Lee, Safdieler, Lynne Ramsay, Joachim Trier ve Kathryn Bigelow derken sinemaya doyacağız. 2024 için planlanan ancak grev nedeniyle 2025’e ertelenen projelerle birlikte sinema yılı da ister istemez zenginleşti. Akademi’nin ilk kez En İyi Kasting ödülünü vereceği bu yılda, kağıt üzerinde Oscar’lık duran 100’e yakın filmi tek bir yazıda topladım. Lafı fazla uzatmayı sevmiyorum, bunu artık biliyorsunuz. Kahve eşliğinde okunmasını tavsiye ettiğim, yer işaretlerine ekleyip yıl boyunca dönüp dönüp bakmalık 98. Akademi Ödülleri / Oscar 2026 Tahminleri dosyası huzurlarınızda…

A’DAN Z’YE EN İDDİALILAR

After the Hunt

AFTER THE HUNT (Amazon MGM)
Yönetmen: Luca Guadagnino | Senaryo: Nora Garrett
Oyuncular: Julia Roberts, Ayo Edebiri, Andrew Garfield, Michael Stuhlbarg, Chloë Sevigny, Lio Mehiel

Luca Guadagnino’nun yönettiği ve Julia Roberts, Ayo Edebiri ile Andrew Garfield’ın başrollerini paylaştığı psikolojik gerilim After the Hunt, Amazon MGM etiketiyle sonbaharda sinemalara uğrayacak. Muhtemelen Venedik’te prömiyer yapacak olan filmde Julia Roberts, meslektaşlarından biri hakkında ciddi bir suçlamayla karşı karşıya kalan bir akademisyeni canlandırıyor. Geçmişinden gelen karanlık bir sır da gün yüzüne çıkma tehdidi oluşturacak. Challengers‘ın aksine ödül sezonuna yakın bir tarihte vizyona girmesi ve Queer kadar aykırı bir film olmamasının avantajıyla umuyorum ki Guadagnino’yu yıllar sonra Oscar radarında görebileceğiz.

Prodüksiyon sürecinde sosyal medyada sıkça konuşulan After the Hunt‘ın senaryosunu okuyanlar, filmin geleneksel bir psikolojik gerilim olduğunu söylüyor. Üç kilit rol de bir hayli etliymiş. Sayombhu Mukdeeprom ile uzun bir aradan sonra ilk kez ayrı düşen Guadagnino, bu filmde görüntü yönetmeni olarak Beyoncé’nin ikonik Lemonade‘inden tanıdığımız Malik Hassan Sayeed ile çalışıyor. Bu yüzden filmin nasıl gözükeceği de büyük bir merak konusu. Bir diğer önemli detay ise Trent Reznor ve Atticus Ross’un, Challengers için besteledikleri müziklerle Oscar’a aday gösterilmemelerinin rövanşını alma şansı bulacak olması.

İhtimaller: Film, yönetmen, kadın oyuncu (Julia Roberts), yardımcı erkek oyuncu (Andrew Garfield), yardımcı kadın oyuncu (Ayo Edebiri), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, özgün müzik

bugonia

BUGONIA (Focus)
Yönetmen: Yorgos Lanthimos | Senaryo: Will Tracy (uyarlama), Jang Joon-hwan (film)
Oyuncular: Jesse Plemons, Emma Stone, Alicia Silverstone

Poor Things ve The Favourite‘tan sonra Yorgos Lanthimos’a yine Oscar yolları gözüktü. ABD’de Kasım ayında vizyona girmesi planlanan Bugonia, Jang Joon-hwan’ın 2003 yapımı Güney Kore filmi Save the Green Planet!‘in İngilizce versiyonu olacak. Will Tracy’nin kaleme aldığı senaryodan uyarlanan yapım, dünya dışı varlıklara inanan iki gencin, büyük bir ilaç şirketinin CEO’sunu kaçırarak onun aslında bir uzaylı olduğunu kanıtlama çabasını konu alıyor. Suç ortağı Emma Stone’la bir kez daha iş birliği yapmaya hazırlanan Lanthimos’un, yeni bir tasarım harikasıyla Venedik’e uğrama ihtimali bir hayli yüksek.

Efthymis Filippou ile bir araya gelip delirmediği müddetçe Oscar radarına giren Yorgos Lanthimos için seçilen vizyon tarihi bile altın heykelcik kokuyor zaten. Filmin senaristi Will Tracy’nin daha önce The Menu’yu yazdığını ve Succession senaryo odasından çıkma deneyimli bir isim olduğunu da not düşeyim. Ödül iddialılarını Ekim/Kasım ayına konduran Focus, 2025’te tüm odağını Bugonia‘ya verecek. O tarihe kadar Save the Green Planet! izlemek de hepimize ödev olsun. Emma Stone’un, kendisi için cinsiyeti değiştirilen CEO rolünü üstleneceği konuşuluyor. Orijinal filmde bu karakteri canlandıran oyuncunun ödüllere boğulduğunu düşünürsek, üçüncü Oscar erkenden mi geliyor dedirtmiyor değil.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Jesse Plemons), yardımcı kadın oyuncu (Emma Stone), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, özgün müzik, ses

HAMNET (Focus)
Yönetmen: Chloé Zhao | Senaryo: Maggie O’Farrell, Chloé Zhao (uyarlama), Maggie O’Farrell (roman)
Oyuncular: Jessie Buckley, Paul Mescal, Joe Alwyn, Emily Watson, Jacobi Jupe, Jack Shalloo

Pandemi yılında zoru başararak mini mini bir bağımsızla En İyi Film ödülünü kucaklayan Chloé Zhao, Nomadland’den sonra Eternals ile bambaşka bir damara oynadı. Şimdi ise rotasını Maggie O’Farrell’in ödüllü romanına çeviriyor. Hamnet, William Shakespeare’in eşi Agnes’in gözünden, çiftin tek oğulları Hamnet’in ölümünün yarattığı derin yaraları ele alacak. Sam Mendes ve Steven Spielberg’ün yapımcıları arasında yer aldığı filmden beklentimiz doğal olarak bir hayli yüksek. Bu arada uyarlandığı romanın edebiyat dünyasında bir hayli meşhur olduğunu da söyleyeyim.

Jessie Buckley’nin karakterine odaklanacak yapımın, The Lost Daughter sonrası yetenekli aktrise yeni bir Oscar adaylığı getirmesi kimseyi şaşırtmaz sanıyorum. Asıl merak konusu ise Paul Mescal’in filmde nasıl konumlanacağı. Normal People ve Aftersun sonrası, Gladiator II ile öyle bir hayal kırıklığına uğradık ki Mescal’ın bize yeteneklerini yeniden hatırlatmasına fazlasıyla ihtiyacımız var. Teknik kategorilerde de dönem filmi olması sebebiyle boy göstermesi beklenen yapımın görüntü yönetmenliğini Lukasz Zal üstlenmiş. Siyah beyaza bayılan Zal ile Chloé Zhao’nun bu estetikle bir denemeye girişip girişmeyeceğine dair ise henüz bir netlik yok.

İhtimaller: Film, yönetmen, kadın oyuncu (Jessie Buckley), yardımcı erkek oyuncu (Paul Mescal), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı

highest 2 lowest

HIGHEST 2 LOWEST (A24 & Apple)
Yönetmen: Spike Lee | Senaryo: Spike Lee, Alan Fox (uyarlama), Ryūzō Kikushima, Hideo Oguni, Eijiro Hisaita, Akira Kurosawa (film), Ed McBain (roman)
Oyuncular: Denzel Washington, Ilfenesh Hadera, Jeffrey Wright, Ice Spice, ASAP Rocky, Dean Winters, John Douglas Thompson

Müjdemi isterim, Denzel Washington ve Spike Lee, 2006’daki Inside Man’den bu yana ilk kez bir araya geliyor! İkili, Akira Kurosawa’nın 1963 yapımı High and Low filminin İngilizce yeniden uyarlamasında buluşuyor. Aslında, film uyarlandığı Ed McBain romanının modern bir yorumu olacak demek daha doğru olur. Apple ve A24 ortaklığıyla hayata geçirilen yapım, orijinal hikâyeyi New York müzik endüstrisine taşıyor. Sektörün en iyisi olan bir plak şirketi yöneticisini canlandıran Denzel Washington’a ASAP Rocky ve Ice Spice gibi isimler eşlik edecek. Prömiyerini Cannes’da yapması beklenen Highest 2 Lowest’ın, Washington’ın son filmlerinden biri olacağını da biliyoruz.

Sinemaya veda etmeye hazırlanan iki dev ismin boşa vakit harcamamış olmasını umuyorum. Son dönemde Killers of the Flower Moon ve Blitz gibi büyük projelere destek veren Apple, bu defa hedefi tutturacak mı yoksa ıskalayacak mı, hep birlikte göreceğiz. En kötü senaryoda bile Washington tek başına bir adaylık alır. En iyi durumda ise Spike Lee’yi yönetmen yarışında görüşürüz. Onur Ödülü ve ardından gelen senaryo Oscar’ının ardından, The Departed misali bir filmle En İyi Yönetmen ödülünü kazanmayı sonuna kadar hak ediyor.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Denzel Washington), yardımcı erkek oyuncu (Jeffrey Wright), uyarlama senaryo, kasting, kurgu, görüntü yönetimi, ses

the history of sound

THE HISTORY OF SOUND (MUBI)
Yönetmen: Oliver Hermanus | Senaryo: Oliver Hermanus (uyarlama), Ben Shattuck (uyarlama & öykü)
Oyuncular: Paul Mescal, Josh O’Connor, Molly Price, Alison Bartlett, Michael Schantz

İnternetin iki sevgilisiyle ilgili fantezilere hizmet etmeye hazırlanan The History of Sound, muhtemelen MUBI’nin dağıtımcılığını üstlendiği en prestijli yapım olacak. Paul Mescal ve Josh O’Connor’ı buluşturan film, I. Dünya Savaşı’nın gölgesinde, Amerikan halkının yaşamlarını, seslerini ve müziklerini kaydetmeye çalışan iki adamın yolculuğunu anlatıyor. Tabii bu kayıt süreci, aralarında bir aşkın filizlenmesine de yol açıyor. Living ve Mary & George ile hünerlerini sergileyen Güney Afrikalı yönetmen-senarist Oliver Hermanus, Ben Shattuck’ın ödüllü kısa öyküsünü sinemaya uyarlarken, Paul Mescal da ilk kez yapımcı kimliğiyle karşımıza çıkıyor. Filmin Cannes veya Venedik’te prömiyer yapması bekleniyor.

Öncelikle The History of Sound’ın En İyi Ses kategorisinde kesin aday olacağını söyleyerek başlayabiliriz. Hermanus, Emmy ve Oscar ödüllü bir ekiple çalışmış. Hikâye, Paul Mescal’ın karakterinin bakış açısından anlatıldığı için onun başrol olarak yarışacağı düşünülüyor. Ancak Josh O’Connor’a ayrıca dikkat çekmek gerek; zira bu sezon dört filmde birden izleyeceğiz kendisini. Böylesine yoğun bir görünürlük, onun için ciddi bir ödül momentumuna dönüşebilir. Ve tabii, filmin kuir çevrelerin bu sezonki favorisi olacağını söylememe de gerek yoktur sanıyorum.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Paul Mescal), yardımcı erkek oyuncu (Josh O’Connor), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, ses

jay kelly

JAY KELLY (Netflix)
Yönetmen: Noah Baumbach | Senaryo: Noah Baumbach & Emily Mortimer
Oyuncular: George Clooney, Adam Sandler, Laura Dern, Billy Crudup, Riley Keough, Jim Broadbent, Jamie Demetriou, Isla Fisher, Greta Gerwig, Eve Hewson, Stacy Keach, Emily Mortimer, Louis Partridge, Patrick Wilson, Alba Rohrwacher

Noah Baumbach, Jay Kelly ile yeni bir “yürek burkan komediye” imza atmaya hazırlanıyor. Oscar adayı yönetmen, Netflix’in sezondaki en büyük oyuncusu olmasını beklediğimiz filmde başrolleri George Clooney ve Adam Sandler’a teslim ederken, senaryoyu da oyunculuğuyla tanıdığımız Emily Mortimer ile birlikte kaleme almış. Son üç filmini de Netflix çatısı altında çeken Baumbach, artık partneri Greta Gerwig’i de sürükledi streaming platformunun çatısı altına, biliyorsunuz ki. WGA ve SAG grevleriyle ertelendiği günden beri bu ortaklığın çok daha fazla yankı uyandırması bekleniyor.

Kulislerde nihayet Adam Sandler’a Oscar kazandıracak film olarak konuşulan Jay Kelly’nin göz dolduran kadrosundan başka kimlere ekmek çıkacak, henüz kestirmek zor. Ancak bir aile hikâyesi anlattığını bildiğimizden, herkesin parlamak için şansı olacaktır diye düşünüyorum. Dikkatimi çeken bir diğer önemli nokta da Baumbach’ın görüntü yönetmeni olarak Linus Sandgren ile çalışması. Son filmlerinde sektörün önde gelen isimleriyle iş birliği yapan Baumbach, “yetişkin coming of age” olarak nitelendirilen ve Jerry Maguire ile aynı nefeste anılan Jay Kelly sayesinde teknik dallarda da ilk kez iddialı olabilir. Bu arada, filmin sonbaharda Netflix’e gelmesi bekleniyor.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (George Clooney), yardımcı erkek oyuncu (Adam Sandler), yardımcı kadın oyuncu (Laura Dern), özgün senaryo, kasting, kurgu, görüntü yönetimi

marty supreme

MARTY SUPREME (A24)
Yönetmen: Josh Safdie | Senaryo: Josh Safdie & Ronald Bronstein
Oyuncular: Timothée Chalamet, Gwyneth Paltrow, Tyler the Creator, Odessa A’zion, Penn Jillette, Kevin O’Leary, Abel Ferrera, Fran Drescher, Sandra Bernhard

Yollarını ayıran Safdie Kardeşler’in ikisi de yeni filmleriyle önümüzdeki sezonda boy gösterecek. Konusuyla ilgili detaylar hâlâ gizemini korusa da Marty Supreme, Manhattan’ın Lower East Side bölgesinin efsanelerinden biri olan ve 1997’de ulusal bir turnuvayı kazanan en yaşlı oyuncu unvanını alan Marty Reisman’dan ilhamla çekilmiş. Avengers: Endgame’den tam altı yıl sonra ilk kez kamera karşısına geçen Gwyneth Paltrow’un da yer aldığı A24 damgalı filmde kilit rol ise, A Complete Unknown ile henüz Oscar adaylığı alan Timothée Chalamet’ye emanet.

Tıpkı The Brutalist gibi “kurmaca bir biyografi” olduğu söylenen yapımın Akademi tarafından nasıl karşılanacağını kestirmek güç. Safdieler’in önceki işleri Good Time ve Uncut Gems, büyük ödüller söz konusu olduğunda ne yazık ki görmezden gelinmişti. Ancak A24, şimdiden vizyon tarihini belirlemiş ve daha önce en büyük ödül sezonu oyuncularını gösterime soktuğu Aralık ayına hazırlıyor Marty Supreme’i. Bu da umutlanmamız için yeterli bir sebep. Paltrow’a 27 yıl sonra yeni bir adaylık getirme potansiyeline sahip filmin arka planında da hep Oscar adayı isimler var.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Timothée Chalamet), yardımcı kadın oyuncu (Gwyneth Paltrow), özgün senaryo, kasting, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, makyaj & saç tasarımı, ses

one battle after another

ONE BATTLE AFTER ANOTHER (Warner Bros.)
Yönetmen: Paul Thomas Anderson | Senaryo: Paul Thomas Anderson (uyarlama), Thomas Pynchon (roman)
Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Teyana Taylor, Sean Penn, Regina Hall, Alana Haim, Teyana Taylor, Wood Harris, Benicio del Toro, Shayna McHayle

Her sene film çekse bile hasret kalacağım, Mike Leigh ile birlikte çalışan yönetmenler arasındaki açık ara favorim Paul Thomas Anderson, kariyerinin en büyük projesine imza atmaya hazırlanıyor. 115 milyon dolarlık dev bütçesiyle yaz sezonunun en iddialı yapımlarından biri olmaya hazırlanan One Battle After Another, Thomas Pynchon’ın Vineland romanına PTA yorumuyla hayat veriyor. Daha önce Inherent Vice ile Pynchon dünyasına dalan Anderson, bu kez ana akıma daha yakın bir gerilim/suç filmiyle karşımıza çıkacak. Çılgın aksiyon sekansları, unutulmaz araba takip sahneleri ve Trump Amerikası’nda beyaz üstünlükçülere dokunduran hikâyesiyle şimdiden merak uyandıran yapımın test gösterimleri bile tamamlandı ve gelen yorumlar fazlasıyla umut verici.

Jonathan Demme’nin Something Wild ve Alex Cox’un Repo Man’inden ilham alan Anderson, Leonardo DiCaprio’yla ilk kez bir araya geliyor. Ancak dedikodulara göre Sean Penn öyle uç ve unutulmaz bir kötü karaktere hayat veriyormuş ki, muhtemelen esas Oscar sohbetlerini uzun süredir Akademi’nin radarına giremeyen aktör için yapacağız. Regina Hall’a da kilit rollerden birini teslim eden PTA, Support the Girls’ü izledi mi bilmiyorum ama kadroda Shayna McHayle’ı görünce bahsetmeden geçemedim. Bir diğer önemli detay: PTA’in kadim dostu, Radiohead’imizin vazgeçilmezi Jonny Greenwood, yaklaşık üç saat süreceği söylenen filmin müziklerini yapmış. Yeni bir Oscar adaylığı ufukta görünüyor gibi.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Leonardo DiCaprio), kadın oyuncu (Teyana Taylor), yardımcı erkek oyuncu (Sean Penn), yardımcı kadın oyuncu (Regina Hall), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, özgün müzik

WICKED: FOR GOOD (Universal)
Yönetmen: Jon M. Chu | Senaryo: Winnie Holzman, Dana Fox (uyarlama), Stephen Schwartz (müzikal), Gregory Maguire (roman)
Oyuncular: Cynthia Erivo, Ariana Grande, Jonathan Bailey, Ethan Slater, Marissa Bode, Michelle Yeoh, Jeff Goldblum

Öncelikle, geçen sene bu dönemlerde Wicked‘ı tahminlerime aldığım için demediğini bırakmayan herkese selam olsun. Broadway’in ikonik müzikalini iki parçaya bölerek beyazperdeye taşıyan Jon M. Chu, ilk filmle 10 adaylık almayı başardı ve iki ödülü de evine götürdü. Hikâyenin daha da karanlıklaşacağı, duygusal sahneleriyle seyircisinin ciğerini sökmeye hazırlanan Wicked: For Good ise Kasım ayında gösterime girerek benzer bir Oscar başarısı elde etmeye çalışacak. Araya zaman koyan üçlemelere, The Lord of the Rings gibi epiklerin üst üste yarışmasına alışığız. Ama bu yeni dönemde Wicked aynı adaylıkları tekerrür ettirebilecek mi, kestirmesi güç.

Şu bir gerçek: İlk film, çok daha cılız bir yarışta kaptı bütün adaylıkları. Wicked: For Good ise grevler sebebiyle gösterim tarihi 2025’e ertelenen sayısız filmin arasından sıyrılmaya çalışacak. Akademi’nin şöyle bir huyu da var; bu tip devam işlerinde bir oyuncuyu tekrar aday etmeyi pek sevmiyor. Al Pacino’nun (The Godfather ve The Godfather Part II) dışında, bunu çok yakın tarihler arasında başaran pek örnek yok. Dolayısıyla Wicked: For Good’un 10 adaylığa ulaşamaması kuvvetle muhtemel. Ancak geçtiğimiz yıl yarıştığı pek çok kategoride ve Erivo’nun yazdığı yeni şarkıyla özgün şarkı dalında adaylık alacağı neredeyse kesin gibi. Bakarsınız, bu defa Jonathan Bailey’e de rolü artacak Fiyero ile yer açarlar. Bir de törenin açılışında salonun Erivo ve Grande ikilisine verdiği pozitif reaksiyonu unutmamak lazım.

İhtimaller: Film, yönetmen, kadın oyuncu (Cynthia Erivo), yardımcı erkek oyuncu (Jonathan Bailey), yardımcı kadın oyuncu (Ariana Grande), uyarlama senaryo, kasting, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, özgün şarkı, makyaj & saç tasarımı, ses

OLASI ADAY ADAYLARI

avatar: fire and ash

AVATAR: FIRE AND ASH (Disney)
Yönetmen: James Cameron | Senaryo: James Cameron, Rick Jaffa, Amanda Silver, Josh Friedman, Shane Salerno
Oyuncular: Sam Worthington, Zoë Saldana, Sigourney Weaver, Stephen Lang, Giovanni Ribisi, Kate Winslet, David Thewlis, Oona Chaplin

James Cameron’ın destansı bilimkurgu serisinin üçüncü halkası Avatar: Fire and Ash, tüm dünyada 19 Aralık 2025’te vizyona girmeye hazırlanıyor. Pandora’nın keşfedilmemiş bölgelerine açılacak olan yeni film, ateş temalı bir Na’vi kabilesi olan Ash People’ı tanıtacak. Ayrıca, Orta Çağ’daki Baharat Yolu kervanlarına benzeyen göçebe Wind Traders topluluğunu da evrenine dahil ederek Avatar dünyasını daha da genişletecek. Daha iki devam filmi yolda olduğu için, The Way of Water’da bile yorgun düşen Akademi yeteri kadar ilgi gösterir mi, emin değilim. Ancak eleştirel bir başarı yakalanması hâlinde, ıskalanan pek çok adaylık bu filmle telafi edilebilir gibi duruyor. Ben hâlâ CGI performanslarının bir noktada radara girmesini bekliyorum ama kim bilir ne zaman…

İhtimaller: Film, yönetmen, uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, özgün müzik, özgün şarkı, ses, görsel efekt

the ballad of a small player

THE BALLAD OF A SMALL PLAYER (Netflix)
Yönetmen: Edward Berger | Senaryo: Rowan Joffé (uyarlama), Lawrence Osborne (roman)
Oyuncular: Colin Farrell, Fala Chen, Tilda Swinton, Alex Jennings

Conclave kampanyasıyla yoğun bir sezon geçiren Edward Berger, yeni filmi The Ballad of a Small Playerı 2025’e yetiştirebilecek mi? Görünüşe bakılırsa mümkün gibi duruyor. Yuvası Netflix’e geri dönen Berger, Colin Farrell’ın başrolünde olduğu bu filmde, Macau’da gözlerden uzak bir hayat sürmeye çalışan bir kumarbazın, geçmişinden ve borçlarından kurtulmasını sağlayacak ruh eşiyle karşılaşmasını anlatıyor. Tek dileğim, Farrell’ın The Penguin ile başlayan ödül serisini The Ballad of a Small Player ile devam ettirmesi. Hatta Tilda Swinton’la birlikte sezonu silip süpürseler, mutluluktan ölmez miyiz hep birlikte? Gerçi Swinton’ın rolünün, uyarlandığı Lawrence Osborne romanında oldukça küçük olduğu söyleniyor. Farrell haricinde, tek kayda değer karakteri ise Fala Chen canlandırıyormuş.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Colin Farrell), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, özgün müzik

the bride!

THE BRIDE! (Warner Bros.)
Yönetmen & Senaryo: Maggie Gyllenhaal
Oyuncular: Jessie Buckley, Christian Bale, Penélope Cruz, Peter Sarsgaard, Annette Bening, Julianne Hough, John Magaro, Jeannie Berlin, Jake Gyllenhaal

Warner Bros’un The Bride‘ı Eylül ayında vizyona sokacak olması sebebiyle mesafeli yaklaşıyorum, ama Maggie Gyllenhaal’ın ikinci uzun metraj yönetmenlik denemesi kesinlikle merak uyandırıcı. Christian Bale ve Jessie Buckley’nin, Frankenstein’ın canavarı ve onun efsanevi gelini olarak başrolleri paylaştığı film, klasik hikâyeye sıra dışı bir bakış sunacakmış. Yıldızlarla dolu kadrosunun yanı sıra, yapım ekibi filmi Bonnie and Clyde, Young Frankenstein ve Fred Astaire – Ginger Rogers filmlerinin karışımı bir tasarım harikası olarak tanımlıyor. Dans sahneleriyle bezeli, türler arası geçişler yapan anlatısı sayesinde pek çok teknik kategoride boy göstermesi şimdiden kesin gibi. Ama asıl soru: 2025’in Nosferatu’su olmaktan öteye geçebilecek mi? Bir de önünde devirmesi gereken Guillermo del Toro imzalı Frankenstein var tabii…

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Christian Bale), kadın oyuncu (Jessie Buckley), yardımcı erkek oyuncu (Peter Sarsgaard), yardımcı kadın oyuncu (Penélope Cruz), uyarlama senaryo, kasting, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, özgün müzik, makyaj & saç tasarımı, ses

caught stealing

CAUGHT STEALING (20th Century)
Yönetmen: Darren Aronofsky | Senaryo: Charlie Huston (uyarlama & kitap)
Oyuncular: Austin Butler, Zoë Kravitz, Regina King, Matt Smith, Liev Schreiber, Will Brill, Bad Bunny, Griffin Dunne, Vincent D’Onofrio, D’Pharaoh Woon-A-Tai

2010 tarihli Black Swandan beri eli yüzü düzgün tek bir film çekemeyen Darren Aronofsky, filmografisine bir suç gerilimi eklemeye hazırlanıyor. Charlie Huston’ın Henry Thompson karakterini merkezine alan roman serisinin ilk kitabından uyarlanan yapım, eski bir beyzbol oyuncusunun ölümcül bir yanlış kimlik vakasına sürüklenmesini ve New York’un tehlikeli yeraltı dünyasında hayatta kalma mücadelesini konu alıyor. Brendan Fraser’la bir olup Austin Butler’ın elinden Oscar’ı çalan Aronofsky, adeta özür diler gibi Butler’a bu kez başrolü teslim etmiş. Elvis sonrası çıkacağı yeni zirve ona iyi gelir mi bilinmez ama filmin festivallere uğramaması ve yaz sonu vizyona girecek olması dikkat çekici. Ya stüdyo gişeye ve Aronofsky’nin marka değerine çok güveniyor ya da elimizde patlamaya müsait bir bomba var. Belki Venedik’te açılış yapıp hızlıca çıkar vizyona…

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Austin Butler), yardımcı erkek oyuncu (Matt Smith), yardımcı kadın oyuncu (Regina King), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, makyaj & saç tasarımı, ses

deliver me from nowhere

DELIVER ME FROM NOWHERE (20th Century)
Yönetmen: Scott Cooper | Senaryo: Scott Cooper (uyarlama), Warren Zanes (kitap)
Oyuncular: Jeremy Allen White, Jeremy Strong, Stephen Graham, Odessa Young, Paul Walter Hauser, Gaby Hoffmann, Johnny Cannizzaro, Harrison Gilbertson, Marc Maron, David Krumholtz

Timothée Chalamet’nin Bob Dylan denemesiyle Oscar ellerinin arasından kayıp gitmişken, ister misiniz Jeremy Allen White gelsin ve Bruce Springsteen performansıyla heykelciği kapıversin? Akademi’ye göz kırpan ama bir türlü aradığını bulamayan Scott Cooper’ın yönettiği Deliver Me From Nowhere, Bruce Springsteen’in en ham ve karanlık albümü olarak görülen Nebraska’nın yaratım sürecini anlatıyor. Warren Zanes’in kitabından uyarlanan yapımın arkasında, Netflix Film’den ayrılıp yapımcılığa soyunan Scott Stuber var. Klasik bir biyografi çekmek yerine Badlands’ten ilham aldıklarını söyleyen ekip, Amerikan müziğinin en ikonik figürlerinden The Boss’un hikâyesiyle yılın sürprizine imza atabilir. “Babanızın çok seveceği film” kontenjanına göz dikmiş gibi duruyor. Springsteen’in de yaratım sürecine bolca katkıda bulunduğu Deliver Me From Nowhere‘de Jeremy Strong, efsane yapımcı ve menajer Jon Landau’yu canlandırıyor. The Apprentice hafızalarda tazeyken bir adaylık daha gelebilir yani.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Jeremy Allen White), yardımcı erkek oyuncu (Jeremy Strong), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, ses

die my love

DIE, MY LOVE (-)
Yönetmen: Lynne Ramsay | Senaryo: Lynne Ramsay, Enda Walsh (uyarlama), Ariana Harwicz (roman)
Oyuncular: Jennifer Lawrence, Robert Pattinson, LaKeith Stanfield, Sissy Spacek, Nick Nolte

Muhtemelen Cannes’da prömiyer yapmaya hazırlanan yeni Lynne Ramsay filmi Die, My Love için dönen dedikodular o kadar iştah açıcı ki, tahminciler şimdiden Jennifer Lawrence’ın ikinci Oscar’ı için ellerini ovuşturmaya başladı. Evlilik ve anneliğin baskısıyla akıl sağlığının sınırlarında gezinen bir kadının hikâyesini anlatan Ariana Harwicz uyarlaması, bizi Montana kırsalına götürerek Lawrence ve çok özlediğimiz Robert Pattinson’a doyuracak. Lawrence’ın yapımcı kimliğiyle de dahil olduğu filmin bir diğer destekçisi ise ustaların ustası Martin Scorsese. Eğer Ramsay, You Were Never Really Here kadar mesafeli bir iş yapmadıysa, seyirciyle daha rahat buluşacak bir adaylık favorisi doğabilir. Bu arada, LaKeith Stanfield ve Sissy Spacek’in canlandırdığı yan karakterlerin romanda etli roller olduğu söyleniyor. Henüz bir dağıtımcısı bulunmayan yapımı ben kafamda Searchlight’la eşleştirdim. Umur demişti dersiniz…

İhtimaller: Film, yönetmen, kadın oyuncu (Jennifer Lawrence), yardımcı erkek oyuncu (Robert Pattinson ya da LaKeith Stanfield), yardımcı kadın oyuncu (Sissy Spacek), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi

Eleanor the Great

ELEANOR THE GREAT (Sony Pictures Classics)
Yönetmen: Scarlett Johansson | Senaryo: Tory Kamen
Oyuncular: June Squibb, Chiwetel Ejiofor, Jessica Hecht, Erin Kellyman

Scarlett Johansson, Eleanor the Great ile ilk kez yönetmen koltuğuna oturmaya hazırlanıyor. Başrolde izleyiciyle buluşacak June Squibb, 90 yaşındaki Eleanor Morgenstein’ın hayatında yeni bir sayfa açma çabasını anlatan bu filmde başrolde. Yetmiş yıllık en yakın arkadaşını kaybettikten sonra Florida’dan New York’a taşınan Eleanor, burada yeni dostluklar kurmanın sandığından çok daha zor olduğunu fark eder. Yalnızlık ve bağ kurma arzusuyla mücadele ederken, hiç beklenmedik bir şekilde 19 yaşındaki bir NYU öğrencisiyle dostluk geliştirir. Kampanyaya Oscar sahnesinde birlikte sunum yaparak başlayan ScarJo ve Squibb ikilisi, önümüzdeki sezon sıkça konuşulacak gibi görünüyor. Filmin çok beğenildiği ve Cannes ya da Venedik’te prömiyer yapabileceği söyleniyor. Arkasında Sony Pictures Classics gibi güçlü bir dağıtımcı varken, 96 yaşına girmeye hazırlanan Squibb’in ödülü zorlaması işten bile değil. Üstelik film, gişede de beklentileri karşılayacak gibi duruyor.

İhtimaller: Film, kadın oyuncu (June Squibb), yardımcı kadın oyuncu (Erin Kellyman), özgün senaryo, kasting, özgün müzik

f1

F1 (Waner Bros. & Apple)
Yönetmen: Joseph Kosinski | Senaryo: Ehren Kruger, Joseph Kosinski
Oyuncular: Brad Pitt, Damson Idris, Kerry Condon, Tobias Menzies, Kim Bodnia, Javier Bardem, Shea Whigham, Joseph Balderrama, Sarah Niles

Top Gun: Maverick sonrası yüksek oktanlı aksiyonuna kaldığı yerden devam eden Joseph Kosinski, bu kez Formula 1 pistlerine dalıyor. Brad Pitt, Damson Idris, Kerry Condon ve Javier Bardem’in başrolleri paylaştığı F1, 90’larda geçirdiği büyük bir kazayla kariyerini noktalayan Sonny Hayes’in (Pitt), yıllar sonra genç yetenek Joshua Noah Pearce’a (Idris) mentorluk yapmak için spora dönüşünü konu alıyor. FIA iş birliğiyle hazırlanan yapım, 2023 ve 2024 Formula 1 sezonlarından tüm takımları ve pilotları da perdeye taşıyacağı için özellikle Avrupa’da gişe rekorları kırması kaçınılmaz. Üstelik müzikleri Hans Zimmer imzası taşıyor. 25 Haziran 2025’te, Avusturya Grand Prix’sinin başladığı hafta vizyona girecek film için beklentiler büyük. Rekor kazanç elde edeceğine zaten şüphe yok, ancak eleştirel anlamda da sınıfta kalmazsa En İyi Film adaylığı ihtimali güçlenebilir. Brad Pitt’in Angelina Jolie’ye nasıl şiddet uyguladığını unutturma kampanyasındaki yeni oyalayıcıya hoşgeldiniz…

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Brad Pitt), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, özgün müzik, ses, görsel efekt

frankenstein

FRANKENSTEIN (Netflix)
Yönetmen: Guillermo del Toro | Senaryo: Guillermo del Toro (uyarlama), Mary Shelley (roman)
Oyuncular: Oscar Isaac, Jacob Elordi, Mia Goth, Christoph Waltz, Felix Kammerer, Lars Mikkelsen, David Bradley, Christian Convery, Charles Dance, Ralph Ineson

The Shape of Water ile Oscar zaferine ulaşan ve o günden bu yana her filmiyle Akademi’nin gözdesi haline gelen Guillermo del Toro, yıllardır hayalini kurduğu Frankenstein uyarlamasıyla nihayet seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Mary Shelley’nin klasikleşmiş romanını doğrudan uyarlayan Del Toro, bilimkurgu ve korku türlerini harmanlayarak gotik öğeleri bolca içeren bir yapımla karşımıza çıkacağını söylüyor. Maggie Gyllenhaal’ın The Bride‘ıyla aynı sulara açıldığı bu sezonda, Frankenstein‘ın tasarım açısından büyük övgüler almasına kesin gözüyle bakabiliriz bence. Bernie Wrightson’ın ikonik çizimlerinden ilham aldığını belirten Del Toro, filminin köklere sadık bir yorum olacağını da vurgulamış. Tasarımıyla takdir toplaması garanti, ancak büyük ödüllerde de iddialı olup olamayacağını göreceğiz. Bu arada Netflix, filmi Kasım ayında seyirciyle buluşturmayı planlıyor.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Oscar Isaac), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, özgün müzik, makyaj & saç tasarımı, ses, görsel efekt

If I Had Legs I'd Kick You

IF I HAD LEGS I’D KICK YOU (A24)
Yönetmen & Senaryo: Mary Bronstein
Oyuncular: Rose Byrne, Conan O’Brien, Danielle Macdonald, Lark White, Ivy Wolk, Daniel Zolghadri, Delaney Quinn, ASAP Rocky, Josh Pais, Ronald Bronstein, Christian Slater

Mary Bronstein’in yazıp yönettiği If I Had Legs I’d Kick You, hayatı altüst olan Linda’nın (Rose Byrne) gizemli bir hastalıkla mücadele eden çocuğu, kaybolan eşi ve giderek sertleşen terapistiyle olan ilişkisini konu alıyor. A24 tarafından dağıtılan film, Sundance’teki prömiyerinin ardından Berlinale’de Altın Ayı için yarıştı ve Rose Byrne’a En İyi Başrol Performansı dalında Gümüş Ayı kazandırdı. Uzun süredir ödül sezonunda yer almasını beklediğimiz Byrne için sonunda kapılar aralanmış gibi görünüyor. İzleyenlerin bir kısmı şimdiden Oscar adaylığını kesin görmekte. Filmde sürpriz bir şekilde Conan O’Brien da rol alıyor. Eleştirmenlerden de güçlü destek almış durumda; özellikle senaryosu ve kurgusuyla övgü topladı. David Ehrlich’in de beğendiği düşünülürse, New York Film Eleştirmenleri Birliği’nden ödül sinyali yakılmış demektir.

İhtimaller: Film, kadın oyuncu (Rose Byrne), yardımcı erkek oyuncu (Conan O’Brien), özgün senaryo, kurgu

klara and the sun

KLARA AND THE SUN (Columbia)
Yönetmen: Taika Waititi | Senaryo: Dahvi Waller (uyarlama), Kazuo Ishiguro (roman)
Oyuncular: Jenna Ortega, Amy Adams, Mia Tharia, Alan Murphy, Natasha Lyonne, Simon Baker, Steve Buscemi, Harry Greenwood

Bir Kazuo Ishiguro romanı uyarlanacak olsa, Taika Waititi’yi düşüneceğiniz ilk 100 yönetmen arasında sayar mıydınız? Pek sanmam. Ancak kalemine hayran olduğum yazarın distopik bilimkurgu romanı, beyazperdeye Jenna Ortega ve Amy Adams başrollü, Taika Waititi yönetimiyle taşınıyor. İnsan sevgisini ve bağlılığı yapay zekânın gözünden anlatan Klara and the Sun, yalnızlığı önlemek için tasarlanmış bir “Yapay Arkadaş” olan Klara’nın, hasta bir genç kız olan Josie’nin hayatına dahil olmasını ve onun için her şeyi göze almasını konu alıyor. Yapay zekânın insan doğasıyla olan ilişkisini sorgulayan bu hikâye, Waititi’nin ellerinde harcanmaz umarım. Doğru tonu yakalayabilirse Jenna Ortega ve Josie’nin annesini canlandıran Amy Adams için Oscar adaylığı ihtimali doğabilir. Bu arada filmin senaristi Dahvi Waller, Mad Men ve Mrs. America gibi yapımlarda çalışmış Emmy ödüllü bir isim. Yani Taika’cığım, saçmalamaman lazım.

İhtimaller: Film, kadın oyuncu (Jenna Ortega), yardımcı kadın oyuncu (Amy Adams), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, ses, görsel efekt

The Life of Chuck

THE LIFE OF CHUCK (Neon)
Yönetmen: Mike Flanagan | Senaryo: Mike Flanagan (uyarlama), Stephen King (kısa roman)
Oyuncular: Tom Hiddleston, Nick Offerman, Chiwetel Ejiofor, Karen Gillan, Mark Hamill, Mia Sara, Q’orianka Kilcher, Heather Lengenkamp, Jacob Tremblay

Neon etiketiyle Haziran ayında gösterime girmeye hazırlanırken, Toronto’da sürpriz bir şekilde Seyirci Ödülü’nü kaparak adını duyuran The Life of Chuck, bu yılın radarımıza takılması gereken yapımlarından biri. Stephen King’in novellasından uyarlanan filmde başrolü Tom Hiddleston üstleniyor. Üç bölümlük yapısıyla ters kronolojik bir anlatım benimseyen hikâye, dünya yavaş yavaş yok olurken Chuck isimli bir adamın sıradan ama anlamlı hayatının izini sürecek. The Shawshank Redemption ve Stand by Me ile aynı nefeste anılan film, eğer yaz aylarında büyük bir hit olursa En İyi Film adaylığına kadar yolu var. Bu arada yalnızca Hiddleston değil, Mark Hamill de performansıyla övgüleri topladı. Bakalım Toronto’da başlayan bu rüzgâr, ödül sezonuna taşınabilecek mi?

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Tom Hiddleston), yardımcı erkek oyuncu (Mark Hamill), uyarlama senaryo, kasting, kurgu, görüntü yönetimi, özgün müzik, makyaj & saç tasarımı

the lost bus

THE LOST BUS (Apple)
Yönetmen: Paul Greengrass | Senaryo: Brad Ingelsby, Paul Greengrass (uyarlama), Lizzie Johnson (kitap)
Oyuncular: Matthew McConaughey, America Ferrera, Yul Vazquez, Ashlie Atkinson, Spencer Watson, Danny McCarthy

Bir süredir ortalarda görünmeyen Paul Greengrass, fazlasıyla zamanında gelen bir projeyle geri dönüyor. The Lost Bus, 2018’de Kaliforniya Camp Fire felaketinin ortasında kalan bir okul otobüsündeki kahramanların gözünden yaşananları anlatıyor. Başrollerde Matthew McConaughey ve America Ferrera var. Özellikle, Barbie ile tarihin en tartışmalı Oscar adaylıklarından birini alan Ferrera için ödül sezonunda bir geri dönüş olabilir. Gerçek hayattaki halk kahramanları, otobüs şoförü Kevin McKay ve öğretmen Mary Ludwig rollerinin, her iki oyuncuya da adaylık getirmesi ihtimal dahilinde. Telluride ve Toronto gösterimleri için şimdiden yerimizi ayıralım. Killers of the Flower Moon sonrası 2024’ü Blitz yüzünden boş geçen Apple, belli ki bu yıl yarışa güçlü bir dönüş yapmaya hazırlanıyor.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Matthew McConaughey), kadın oyuncu (America Ferrera), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, ses, görsel efekt

michael

MICHAEL (Lionsgate)
Yönetmen: Antoine Fuqua | Senaryo: John Logan
Oyuncular: Jaafar Jackson, Colman Domingo, Nia Long, Miles Teller, Laura Harrier, Jamal R. Henderson, Tre Horton, Rhyan Hill, Joseph David-Jones, Kat Graham, Larenz Tate, Jessica Sula

Pop müziğin en büyük isimlerinden biri olmasına rağmen skandalları ve hakkındaki suçlamalarla hatırlanan Michael Jackson’ın biyografisi er ya da geç gelecekti. Ancak Michael, diğer müzikal biyografilerden farklı bir konumda duruyor. Film, Jackson ailesinin tam desteğiyle çekildi ve başrolde MJ’i, kendi yeğeni Jaafar Jackson canlandırıyor. Jackson 5 yıllarından ölümüne kadar sanatçının hayatını anlatmaya hazırlanan yapımın, steril bir anlatı sunacağını tahmin etmek zor değil. Ancak böylesi geleneksel biyografileri seven büyük bir kitle olduğu da malum. Üstelik senaryoyu beş kez Oscar’a aday gösterilmiş John Logan kaleme aldı. Yapımcı koltuğunda ise Bohemian Rhapsody’yi başımıza saran Graham King oturuyor. Ama mevcut istismar davaları nedeniyle filmin son çeyreğinde değişiklikler yapılması gerektiğinden yeniden çekimler başladı. Bu süreç uzarsa, filmin 2025 yerine 2026’da vizyona girmesi olası.

İhtimaller: Film, erkek oyuncu (Jaafar Jackson), yardımcı erkek oyuncu (Colman Domingo), yardımcı kadın oyuncu (Nia Long), özgün senaryo, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, makyaj & saç tasarımı, ses

mother mary

MOTHER MARY (A24)
Yönetmen & Senaryo: David Lowery
Oyuncular: Anne Hathaway, Michaela Coel, Hunter Schafer, Kaia Gerber, Jessica Brown Findlay, Sian Clifford, FKA Twigs

David Lowery, Mother Mary ile epik bir pop melodramına imza atmaya hazırlanıyor. Film, ünlü bir müzisyen (Anne Hathaway) ile ikonik bir moda tasarımcısı (Michaela Coel) arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Lowery’nin iddialı konuştuğu projede, Hathaway’in canlandırdığı pop yıldızının şarkılarını ise Jack Antonoff ve Charli XCX yazmış. Sanat, müzik ve modanın iç içe geçtiği, görsel ve işitsel açıdan bir şölen vadeden yapım, Hathaway’in Oscar sahalarına dönüşünü müjdeleyebilir. Üstelik yanında Michaela Coel’a da ilk adaylığını getirme ihtimali yüksek. Tek dezavantajı ise, 2025’e ertelenen filmin eli fazlasıyla kalabalık olan A24 tarafından dağıtılıyor olması.

İhtimaller: Film, yönetmen, kadın oyuncu (Anne Hathaway), yardımcı kadın oyuncu (Michaela Coel), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, kostüm tasarımı, özgün müzik, özgün şarkı, ses

roofman

ROOFMAN (Paramount)
Yönetmen: Derek Cianfrance | Senaryo: Derek Cianfrance, Kirt Gunn
Oyuncular: Channing Tatum, Kirsten Dunst, Ben Mendelsohn, Peter Dinklage, Uzo Aduba, Juno Temple, Emory Cohen, LaKeith Stanfield, Melonie Diaz, Molly Price, Lily Collins, Tony Revolori

Bağımsız Amerikan sinemasının en kıymetli seslerinden biri olduğunu düşündüğüm Derek Cianfrance, uzun bir aradan sonra Roofman ile geri dönüyor. Gerçek bir hikâyeden uyarlanan film, Channing Tatum’un canlandıracağı Jeffrey Manchester’ın inanılmaz suç serüvenini anlatıyor. ABD Ordusu’nda yedek subayken “Rooftop Robber” olarak nam salan Manchester, McDonald’s şubelerini hedef alarak 1998’den itibaren 40 ila 60 arasında soygun gerçekleştirmiş. Çatılardan girerek sessizce ilerleyen ve şiddete nadiren başvuran suçlunun öyküsü, Ekim ayında Paramount etiketiyle ABD’de gösterime giriyor. Kadro inanılmaz olduğu için heyecanlanmamak elde değil. Cannes ya da Venedik duraklarından birine uğrarsa, Oscar sahasına doğru momentum kazanabilir.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Channing Tatum), yardımcı erkek oyuncu (Ben Mendelsohn), yardımcı kadın oyuncu (Kirsten Dunst), özgün senaryo, kasting, kurgu, görüntü yönetimi

the roses

THE ROSES (Searchlight)
Yönetmen: Jay Roach | Senaryo: Tony McNamara (uyarlama), Warren Adler (roman)
Oyuncular: Benedict Cumberbatch, Olivia Colman, Kate McKinnon, Andy Samberg, Ncuti Gatwa, Sunita Mani, Zoë Chao, Jamie Demetriou

Benedict Cumberbatch ve Olivia Colman, Jay Roach’un yönettiği kara komedi The Roses için bir araya geliyor. Tony McNamara’nın kaleme aldığı film, Warren Adler’ın romanından uyarlama ve 1989 yapımı The War of the Roses’ın modern bir yeniden çevrimi olacak. Mükemmel bir evlilik sürdüren Theo (Cumberbatch) ve Ivy (Colman), başarılı kariyerleri, harika çocukları ve kusursuz görünen hayatlarıyla çevrelerindeki herkesin gıpta ettiği bir çifttir. Ancak Theo’nun kariyeri beklenmedik bir şekilde sarsılınca, bu ideal tablonun ardındaki rekabet ve bastırılmış öfkeler açığa çıkar. Olivia Colman’ın yakın tarihte verdiği röportaja bakılırsa, The Favourite ve Poor Things gibi oyuncaklı senaryolarıyla tanıdığımız Tony McNamara, Danny DeVito’lu orijinal filmden bambaşka bir anlatı çıkarmış. Trumbo ve Bombshell ile Oscar ligine terfi eden Jay Roach’un ellerinden, epey eğlenceli bir film izleyeceğimiz kesin gibi görünüyor.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Benedict Cumberbatch), kadın oyuncu (Olivia Colman), uyarlama senaryo, kurgu

sentimental value

SENTIMENTAL VALUE (Neon)
Yönetmen: Joachim Trier | Senaryo: Joachim Trier, Eskil Vogt
Oyuncular: Renate Reinsve, Inga Ibsdotter Lilleaas, Stellan Skarsgård, Elle Fanning, Cory Michael Smith

The Worst Person in the World ile büyük ses getiren Joachim Trier, bir kez daha Neon etiketiyle geri dönüyor. Sentimental Value’da, yine senarist Eskil Vogt ve oyuncu Renate Reinsve ile çalışmış. Film, annelerinin kaybıyla baş etmeye çalışan iki kız kardeş, Nora (Reinsve) ve Agnes (Lilleaas), etrafında şekilleniyor. Uzun süredir hayatlarında olmayan babaları Gustav (Skarsgård), büyük bir geri dönüş yapmaya hazırlanırken Nora’ya yazdığı yeni filminde başrol teklif ediyor. Ancak Nora bu teklifi reddedince, Gustav rolü bir Hollywood yıldızına (Fanning) vererek ailesiyle arasındaki bağı yeniden kurmaya çalışıyor. Kâğıt üzerinde şahane duruyor, ama Trier bugüne kadar yalnızca bir kez Oscar radarına girdiği için beklentileri fazla yükseltmemekte fayda var. Yine de genel olarak Oscar tahmincileri epey güveniyor Trier’in yeni projesine. Neon’un erkenden satın almış olması da bir işaret.

İhtimaller: Film, yönetmen, kadın oyuncu (Renate Reinsve), yardımcı erkek oyuncu (Stellan Skarsgård), yardımcı kadın oyuncu (Elle Fanning), özgün senaryo, kurgu

sorry baby

SORRY, BABY (A24)
Yönetmen & Senaryo: Eva Victor
Oyuncular: Eva Victor, Naomi Ackie, Lucas Hedges, John Carroll Lynch, Louis Cancelmi, Kelly McCormack, E.R. Fightmaster, Hettienne Park

Sundance Film Festivali’nden senaryo ödülüyle ayrılan, Eva Victor’ın yazıp yönettiği Sorry, Baby, aldığı müthiş eleştirilerin ardından A24 tarafından kapıldı. Uğradığı cinsel saldırının ertesinde hayatını devam ettirmeye çalışan bir üniversite hocasının yaşadıklarını mizahi ve dokunaklı bir dille anlatan filmin yapımcıları arasında Barry Jenkins de bulunuyor. A24, Sing Sing gibi daha iddialı yapımlarda bile inanılmaz beceriksiz davranmışken, daha sessiz ilerleyen Sorry, Baby ile neler başarır, emin olamıyorum. Ancak özgün senaryo adaylığı ufukta gözüküyor gibi. Belki 2024’te gösterilseydi, çok daha farklı sonuçlar görebilirdik. 2025’te eli epey kalabalık olan A24, eğer film eleştirmenlerden net bir destek görmezse yine başka filmlerine odaklanıp buradaki hazinesini unutabilir.

İhtimaller: Film, kadın oyuncu (Eva Victor), yardımcı erkek oyuncu (Lucas Hedges), yardımcı kadın oyuncu (Naomi Ackie), özgün senaryo

the smashing machine

THE SMASHING MACHINE (A24)
Yönetmen & Senaryo: Benny Safdie
Oyuncular: Dwayne Johnson, Emily Blunt, Lyndsey Gavin, Oleksandr Usyk, Bas Rutten, Ryan Bader, Satoshi Ishii, James Moontasri

Birbirinden garip filmlerde rol alıp gişede para kazanıyor diye kendini başarılı sanan, bütçenin karşılığını bile alamadıklarında da yalan söyleyerek kıvıran Dwayne Johnson, ilk kez “ciddi bir aktör” olmayı deneyecek. Ayrı yollara giden Safdie Kardeşler’in aynı zamanda oyunculuk da yapan yarısı Benny Safdie’nin yönettiği The Smashing Machine’de, The Rock’ı eski UFC dövüşçüsü Mark Kerr olarak, Emily Blunt’ı ise Kerr’in eşi Dawn Staples rolünde izleyeceğiz. Kulislerde, Safdie’nin yeni Raging Bull’u ya da The Fighter’ı geliyor diye konuşulsa da, klasik bir bağımlı dövüşçü biyografisiyle karşı karşıya olduğumuz gerçeğini unutmayalım. Üstelik başrolde Dwayne Johnson varken şimdilik çok büyük beklentilere girmemek en iyisi. Yine de, müthiş agresif bir ödül sezonu kampanyasına hazırlıklı olun derim. Kafamızı çevirdiğimiz her yerde The Rock’ı göreceğimiz kesin.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Dwayne Johnson), yardımcı kadın oyuncu (Emily Blunt), özgün senaryo, kasting, kurgu, makyaj & saç tasarımı

train dreams

TRAIN DREAMS (Netflix)
Yönetmen: Clint Bentley | Senaryo: Clint Bentley, Greg Kwedar (uyarlama), Denis Johnson (kısa roman)
Oyuncular: Joel Edgerton, Felicity Jones, Kerry Condon, William H. Macy, Clifton Collins Jr., Chuck Tucker, Paul Schneider, John Diehl

Sing Sing’in senaristlerinden Clint Bentley, bu kez yönetmen Greg Kwedar ile yer değiştirerek ödül sezonuna geliyor. Train Dreams, Amerika’nın demiryolu inşasında çalışan bir oduncunun yalnızlık içindeki yaşamını anlatan, bol Terrence Malick ilhamlı lirik bir drama olarak özetleniyor. Denis Johnson’ın 2011 tarihli novellasından uyarlanan filmde Joel Edgerton ve Felicity Jones başrolleri paylaşıyor. Sundance’i ödülsüz kapatsa da Netflix tarafından satın alınınca direkt Oscar radarına girdi tabii. Büyük yönetmenlerin yarıştığı bir senede ne kadar şansı olur bilemiyorum ama filmi seven öyle bir abanarak seviyor ki, Netflix desteğiyle her şey mümkün gibi duruyor. Bir çıt The Brutalist kokusu da yok değil.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Joel Edgerton), kadın oyuncu (Felicity Jones), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, özgün müzik

wake up dead man

WAKE UP DEAD MAN (Netflix)
Yönetmen & Senaryo: Rian Johnson
Oyuncular: Daniel Craig, Josh O’Connor, Glenn Close, Josh Brolin, Mila Kunis, Jeremy Renner, Kerry Washington, Andrew Scott, Cailee Spaeny, Daryl McCormack, Thomas Haden Church

Çoğumuz izlediğimiz gibi unutmuş olsak da Glass Onion, ilk gösterildiğinde özellikle sinemada izleyenleri etkisi altına almıştı. Rian Johnson, çok geçmeden Netflix çatısı altında üçüncü Knives Out filmini çekti: Wake Up Dead Man. Eğer bu kez doğru bir vizyon planı yapılırsa, şeytanın bacağını kırabilirler diye düşünüyorum. Bir önceki macera bence vasatlığından kaybetse de, sektör sinema salonu gösterimlerinin eksikliğine dikkat çekmişti. Bu defa yapılması gereken kampanya belli. Göz kamaştıran oyuncu kadrosuyla daha şimdiden ilgimizi çekmeyi başaran Wake Up Dead Man, senaryo kategorisinden ötesine geçip bir oyuncusuna adaylık getiren ilk Benoit Blanc macerası olmaya aday. Bilhassa 2025’te her yerde karşımıza çıkacak Josh O’Connor ve bir türlü Oscar’la buluşamayan efsanevi aktris Glenn Close’a dikkat!

İhtimaller: Film, erkek oyuncu (Daniel Craig), yardımcı erkek oyuncu (Josh O’Connor), yardımcı kadın oyuncu (Glenn Close), uyarlama senaryo, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı

elba bigelow

İSİMSİZ KATHRYN BIGELOW FİLMİ (Netflix)
Yönetmen: Kathryn Bigelow | Senaryo: Noah Oppenheim
Oyuncular: Idris Elba, Rebecca Ferguson, Gabriel Basso, Jared Harris, Greta Lee, Tracy Letts, Moses Ingram, Anthony Ramos, Brian Tee, Jonah Hauer-King, Kyle Allen, Jason Clarke

Kathryn Bigelow’un Netflix için yöneteceği isimsiz gerilim filmi, Beyaz Saray’da geçen bir ulusal kriz hikâyesini anlatacak. Senaryosu, Weinstein skandalını yayınlamamasıyla hatırlanan eski NBC News yöneticisi Noah Oppenheim’a ait. Jackie ve The Maze Runner gibi birbirinden alakasız projelerden sonra Netflix dizisi Zero Day ile tekrar dikkat çeken Oppenheim’in durumu malum, ancak bu bir Kathryn Bigelow filmi olduğundan ben umutluyum. Aksiyon ve gerilim türlerindeki ustalığıyla tanınan yönetmen, yıldızlarla dolu bir kadroyu da bir araya getirmiş. Netflix’in filmi tam ödül sezonunun ortasında, güz aylarında seyirci karşısına çıkaracağı söyleniyor. Yolculuk Toronto ya da olmadı New York ile başlar diye tahmin ediyorum.

İhtimaller: Film, yönetmen, özgün senaryo, kasting, kurgu, görüntü yönetimi, ses, görsel efekt

KISA KISA UZAK İHTİMALLER

Anemone

Anemone

ANEMONE (Yön: Ronan Day-Lewis | Oyn: Daniel Day-Lewis, Sean Bean, Samantha Morton): Sürekli emekli olduğunu söyleyip geri dönen Daniel Day-Lewis, bu kez oğlunun yönettiği, birlikte yazdıkları bir filmle dönüyor. Aile bağları ve nesiller arası çatışmaları merkezine alan yapım, eğer biraz iyiyse Focus’un en büyük yarışçılarından biri olabilir. Şimdilik tek gerçekçi ihtimal: DDL’e yeni bir Oscar adaylığı.

ANN LEE (Yön: Mona Fastvold | Oyn: Amanda Seyfried, Thomasin McKenzie, Lewis Pullman): The Brutalist’in senaristlerinden Mona Fastvold, Shakers inanışının kurucu lideri Ann Lee hakkında müzikal formatında bir biyografi çekti. Senaryoyu Brady Corbet ile birlikte yazdı. Amanda Seyfried’in filmin epey deneysel olduğunu söylemesi umut kırıcı ama doğru zamanda, doğru izleyiciyle buluşursa Emilia Pérez misali sürpriz yapabilir.

AT THE SEA (Yön: Kornél Mundruczó | Oyn: Amy Adams, Murray Bartlett, Brett Goldstein): Vanessa Kirby’ye Oscar adaylığı getiren Macar yönetmen Kornél Mundruczó, bu kez rehabilitasyondan sonra ailesinin sahil evine dönen bir kadını anlatıyor. Başrolde Amy Adams var. Venedik ya da Cannes çıkışlı bir yolculukla güçlü bir dağıtıcı bulursa, Adams’ın hayranları yıllardır bekledikleri altın heykelcikle buluşabilir.

A BIG BOLD BEAUTIFUL JOURNEY (Yön: Kogonada | Oyn: Margot Robbie, Colin Farrell, Lily Rabe): Kogonada imzalı bağımsız film, Mayıs’ta vizyona girecek ABD’de ama hâlâ tek bir görsel bile yayınlanmadığından erteleneceği konuşuluyor. Akademi radarına girmesi neredeyse imkânsız ama Spirit/Gotham ödüllerinde şansı var. “İki yabancıyı birbirine bağlayan inanılmaz yolculuğun hayal ürünü hikâyesi” tanımı Akademi üyelerini ürkütecek türden.

Christy Martin

Christy Martin

BLUE MOON (Yön: Richard Linklater | Oyn: Ethan Hawke, Margaret Qualley, Bobby Cannavale): Berlin prömiyerinin ardından seveni var mı emin olamasak da Andrew Scott’ın ödülle dönmesi filmi radarımıza soktu. 1943’te Oklahoma! müzikalinin sahneye konulma sürecini anlatan yapım, Rodgers & Hammerstein yerine Lorenz Hart’a odaklanıyor. Sony Pictures Classics gibi deneyimli bir şirket dağıtacağı için, Ethan Hawke oyunculuk yarışında kendine yer bulabilir.

CHRISTY MARTIN BİYOGRAFİSİ (Yön: David Michôd | Oyn: Sydney Sweeney, Ben Foster, Merritt Wever): David Michôd’un yönetmenliğinde, 1990’larda Amerika’nın en tanınmış kadın boksörü olma yolunda ilerleyen Christy Martin’in biyografisini izlemeye hazır mısınız? Ciddiye alınmak için doğru seçimler yapmaya çalışan Sydney Sweeney’nin başrolü üstlendiği yapım, doğru dağıtıcı ile buluşursa genç aktrise kariyerinin ilk Oscar adaylığını getirebilir pekâlâ.

CRIME 101 (Yön: Bart Layton | Oyn: Chris Hemsworth, Mark Ruffalo, Barry Keoghan): American Animals isimli kurmaca-belgesel karışımı filminden sonra Don Winslow’un kitaplığına girişen Bart Layton, Conclave’in Oscar ödüllü senaristi Peter Straughan’la güçlerini birleştirip yıldızlarla dolu bir kadroyu bir araya getirmiş. Amazon kitaplığına geldiği gibi unutulan suç filmlerinden biri olması mümkün. Ama yapımcılar ve tabii Layton/Straughan ikilisini görünce yazıya dahil etmek istedim.

THE COLLABORATION (Yön: Kwame Kwei-Armah | Oyn: Paul Bettany, Jeremy Pope): Artık içime fenalık geldi bu filmi Oscar derlemelerime almaktan. Bu üçüncü senesi oluyor. Andy Warhol ile Jean-Michel Basquiat’ın seksenli yıllardaki başarılı ortaklığını konu alan The Collaboration, The Theory of Everything, Bohemian Rhapsody, The Two Popes ve Darkest Hour’ı da kaleme almış Anthony McCarten’ın oyunundan bizzat kendi tarafından uyarlandığı için radarımızda.

Father, Mother, Sister, Brother

Father, Mother, Sister, Brother

THE DRAMA (Yön: Kristoffer Borgli | Oyn: Zendaya, Robert Pattinson, Mamoudou Athie): Sick of Myself ve Dream Scenario‘nun arkasındaki beyin Kristoffer Borgli, Zendaya ile Robert Pattinson’ı buluşturuyor The Drama‘da. Kendine has bir romantik komediyle karşımıza çıkmaya hazırlanan Borgli’nin yapımcılarından biri Ari Aster, arkasında da A24 var. Nasıl bir film izleyeceğimizi siz tahmin edin artık. Tek arzum Robert Pattinson’ın artık ilk Oscar adaylığını alması.

EDDINGTON (Yön: Ari Aster | Oyn: Joaquin Phoenix, Pedro Pascal, Emma Stone): Ari Aster ve deliliklerinin bence Oscar’da yer bulma ihtimali düşük ama birkaç sene önce bunu Sean Baker için de söylerdik sanıyorum ki. Yani, birbirinden yetenekli oyuncuları bir araya getiren Eddington da mucizelere gebe olabilir. Büyük hedefleri olan küçük bir New Mexico kasabasının şerifini konu alıyormuş. Hadi bakalım, gelsin yeni takıntımız.

ELLA MCCAY (Yön: James L. Brooks | Oyn: Emma Mackey, Jamie Lee Curtis, Woody Harrelson): 84 yaşındaki James L. Brooks, How Do You Know rezaletinden 15 sene sonra aile ve iş hayatı arasında denge kurmaya çalışan bölge valisi bir genç politikacıyı anlatacak Ella McCay‘de. Gösterim tarihi bile şüphe uyandırıcı ama bir efsanenin filmini listeme almasam olmazdı. Bakarsınız Jamie Lee Curtis’in de yine kampanya yapası tutar.

FATHER, MOTHER, SISTER, BROTHER (Yön: Jim Jarmusch | Oyn: Cate Blanchett, Vicky Krieps, Adam Driver): The Substance ile müthiş bir Oscar başarısı yakalayan MUBI, Jim Jarmusch’u da almış kanatları altına. Bir antoloji filmi olduğu için ekstra temkinliyim elbette. Ama kadroya ve tabii Jarmusch’a tepkisiz kalmam söz konusu bile olamaz. Cannes yolları taştan diyelim mi?

Kiss of the Spider Woman

Kiss of the Spider Woman

HAMLET (Yön: Aneil Karia | Oyn: Riz Ahmed, Morfydd Clark, Joe Alwyn): Hamlet’i Riz Ahmed’in canlandıracağı modern bir uyarlama tam olarak aradığınız şey ise hazır olun, Aneil Karia’nın filmi Focus etiketiyle aklınızı almaya geliyor. Morfydd Clark’ın Ophelia’yı, Joe Alwyn’in Laertes’i, Timothy Spall’un Polonius’u canlandırdığı filmin yapım ortaklarından biri de Riz Ahmed ve şirketi. Konuşmayı her şeyden çok seven Oscar ödüllü aktör (kısa film dalında ödül almıştı hatırlarsanız), bol bol kampanya yapar artık.

HEDDA (Yön: Nia DaCosta | Oyn: Tessa Thompson, Imogen Poots, Tom Bateman): Henrik Ibsen’in meşhur Hedda Gabbler oyunundan uyarlanan Hedda‘yı tahminlerinde üst sıralara koyan koyana… Ama artık bu oyun uyarlamalarının, hele ki sahne tozunu üzerinden atmamışsa yüz görmediğini biliyoruz. Nia DaCosta yenilik getirmeyi başardıysa asırlık metne Tessa Thompson’ı görebiliriz Oscar yarışında. Amazon MGM, Nickel Boys‘u Oscar’a taşımayı başararak beklentileri aşmıştı, aynı yolu izlerse haksız çıktığımı hatırlatırsınız artık.

HUNTINGTON (Yön: John Patton Ford | Oyn: Glen Powell, Margaret Qualley, Ed Harris): Graham Broadbent ve Pete Czernin gibi iki önemli yapımcısı olması sebebiyle listeme aldığım Huntington, 1949 yapımı Kind Hearts and Coronets‘den esinlenerek çekilmiş bir kara komedi. Aubrey Plaza’nın başrolünde yer aldığı Emily the Criminal isimli ilk filmiyle hayatlarımıza giren John Patton Ford, daha büyük bir projeye kalkışmış bu defa. Hollywood denince akla gelen ilk aktörlerden olmaya ant içmiş Glen Powell da başrolde.

IN THE HAND OF DANTE (Yön: Julian Schnabel | Oyn: Oscar Isaac, Gerard Butler, Jason Momoa): Martin Scorsese’nin yürütücü yapımcıları arasında yer aldığı yeni Julian Schnabel filmini geçen seneki derlememe almıştım ama hâlâ bir dağıtımcısı olmaması ve birkaç festival tarafından reddedildiği dedikodularını görmezden gelemedim. Olur da beğenilirse teknik dallara çökebilir. İki farklı zaman diliminde geçecek olan yapımda Dante’yi Oscar Isaac canlandırıyor. Peki ya neden Gal Gadot var yahu?

KISS OF THE SPIDER WOMAN (Yön: Bill Condon | Oyn: Tonatiuh, Jennifer Lopez, Diego Luna): Manuel Puig romanının 1985 uyarlamasıyla William Hurt’e Oscar ve Cannes’da En İyi Erkek Oyuncu ödülü getiren Kiss of the Spider Woman, 92’de sahneye konan müzikal versiyonuyla beyazperdelere geliyor şimdi de. Ana karakterin hayal dünyasında bir kaçış noktası sunan “Örümcek Kadın”ı Jennifer Lopez’in canlandırdığı film, JLo’muzun Hustlers ile uğradığı hüsran sonrası tarihi baştan yazmasına yardımcı olabilir deniyor.

peter hujars day

Peter Hujar’s Day

THE MASTERMIND (Yön: Kelly Reichardt | Oyn: Josh O’Connor, John Magaro, Alana Haim): Vietnam Savaşı’nın yaşandığı dönemde gerçekleştirilen cüretkar bir sanat soygununu konu alacak olan yeni Kelly Reichardt filmini, The Substance sayesinde deneyimlenmiş MUBI dağıtacak. Bu yıl kafamızı çevirdiğimiz her yerde karşımıza çıkacak Josh O’Connor da, Akademi’den çok Bağımsız Ruh’a hitap eden Kelly Reichardt’ın filminde başrolü üstleniyor.

MATERIALISTS (Yön: Celine Song | Oyn: Dakota Johnson, Chris Evans, Pedro Pascal): Celine Song, Past Lives ile yakaladığı başarının ardından yine iki erkek arasında kalan bir kadını izletecekmiş bize. Materialists, yüksek sosyetenin gözde çöpçatanı Lucy’nin (Dakota Johnson), müşterileri için kusursuz eşleşmeler yaratırken kendi duygusal dünyasında yaşadığı çatışmalara odaklanıyor. Gösterim tarihi Haziran, konusu deseniz pek popcorn. Altın Küre’deki komedi/müzikal boşluklarını doldurmaktan öteye gider mi sizce?

PETER HUJAR’S DAY (Yön: Ira Sachs | Oyn: Ben Whishaw, Rebecca Hall): Ira Sachs yine sadece bizim için bir film yapmış. Janus/Sideshow tarafından sahiplenilen yeni filmi, 1974 New York’unda fotoğrafçı Peter Hujar ile arkadaşı Linda’yı konu alıyor. Hiç kimsenin para kazanmadığı bir şehirde sanatçı olmaya dair upuzun bir sohbet izleyecekmişiz. Ben Whishaw ve Rebecca Hall’u öven övene. Oscar umursamaz belki ama bağımsız film ödülleri kucaklar, biz de bağrımıza basarız artık.

Plainclothes

Plainclothes

PLAINCLOTHES (Yön: Carmen Emmi | Oyn: Tom Blyth, Russell Tovey, Amy Forsyth): Bir Sundance filmi daha… Üstelik kadrosunda sevgili eşim Russell Tovey de var! Festivali toplu performans ödülüyle kapatan yapımdan Tom Blyth’in performansına övgüler yağmıştı. Peki Plainclothes ne anlatıyor? 1990’ların New York’unda geçen ve gerçek olaylardan esinlenen filmde, işçi sınıfından gizli bir polis, eşcinsel erkekleri tuzağa düşürüp tutuklamakla görevlendirilir ama hedeflerinden birisi çekim alanına girer.

THE PHOENICIAN SCHEME (Yön: Wes Anderson | Oyn: Benicio del Toro, Mia Threapleton, Michael Cera): Artık dünya tersine dönmedikçe Wes Anderson filmlerini Oscar yazılarımda üst sıraya almayı düşünmüyorum. Yine Mayıs ayında gösterime girecek, muhtemelen Cannes prömiyerli bir filmle geliyor Anderson. Başrollerden biri de Kate Winslet’in kızı Mia Threapleton’a emanet. Ama yani Focus’un elinde zaten Hamnet ve Bugonia var. Başımıza ne geleceği belli…

REBUILDING (Yön: Max Walker-Silverman | Oyn: Josh O’Connor, Meghann Fahy): Josh O’Connor’a doyamayacağını düşünenler için bir film daha! Sundance’de gösterilen ve O’Connor’ın performansıyla anılan Rebuilding, orman yangınları çiftliğini yok ettikten sonra, evlerini kaybetmiş diğer insanlarla bir araya gelmek için FEMA kampına giden, burada eşi ve kızıyla karşılaşan bir kovboyu anlatıyor. Bağımsız Ruh Ödülleri, şimdiden yer ayırsın.

RENTAL FAMILY (Yön: Hikari | Oyn: Brendan Fraser, Mari Yamamoto, Takehiro Hira): Tokyo Vice ve Beef‘i yöneten Hikari’nin Searchlight çatısı altında seyirciyle buluşacak Rental Family’si, Brendan Fraser’ın Oscar aldıktan sonra üstlendiği ilk başrol olma özelliğini taşıyor. Fraser, Japonya’da müşterilerinin hayatlarında kiralık olarak çeşitli roller üstlenen Amerikalı bir aktörü oynuyor. Tutarsa yeni bir adaylık gelebilir. Ama çekimler bitse de 2025 vizyonu kesinleşmiş değil.

Vie privée

Vie privée

ROSEMEAD (Yön: Eric Lin | Oyn: Lucy Liu, Lawrence Shou, Orion Lee): Variety’nin merakla bekledikleri 2025 performansları listesinde ikinci sıraya yerleşen Lucy Liu, oğlunun kitlesel silahlı saldırılara takıntısı olduğunu fark edip önlem almaya çalışan bir anneyi canlandırıyor. Henüz bir dağıtımcısı yok. Toronto’da prömiyer yapıp, bir anda yarışa zembille inebilir. Hangi dağıtıcıyla buluşacağı çok önemli.

THE RUNNING MAN (Yön: Edgar Wright | Oyn: Glen Powell, Katy O’Brian, Daniel Ezra): Edgar Wright’ın yeni deliliğinde “Avcılar” tarafından kovalanan insanların para kazanmaya çalıştığı The Running Man isminde kurmaca bir reality show’da olanları izleyecekmişiz. Sezonun bir diğer Stephen King uyarlaması olan film 1987’de Arnold Schwarzenegger’le yapılmıştı aslında. Gişede harikalar yaratması halinde belki Altın Küre’nin gişe başarısı kategorisinde belirir. Epey kalabalık duran uyarlama senaryo yarışına dahil olabilecek mi, merak konusu.

TWINLESS (Yön: James Sweeney | Oyn: Dylan O’Brien, James Sweeney, Aisling Franciosi): İkizi olmayan ikizler için kurulmuş bir destek grubunda tanışıp aralarındaki cinsel çekime dur diyemeyen iki genç adamın anlatıldığı Twinless, Sundance’den Seyirci Ödülü’yle döndü. Dylan O’Brien performansı  o kadar övülmüş ki A Real Pain misali başrol olmasına rağmen yardımcı dalda pazarlanmasını bekliyoruz. Ama tabii Teen Wolf’la yıldızlaşan genç oyuncu, sektörün çok da aşina olduğu bir isim değil.

VIE PRIVÉE (Yön: Rebecca Zlotowski | Oyn: Jodie Foster, Daniel Auteuil, Virginia Efira): A Very Long Engagement‘dan 20 yıl sonra yine Fransızca oynarken izleyeceğimiz Jodie Foster, Sony Pictures Classics’in satın aldığı Vie privée‘de hastalarından birininara şüpheli ölümünü araştıran ünlü bir psikiyatristi canlandırıyor. Ufukta bir adaylık var gibi. Asıl soru şu; film Cannes’a uğrayıp daha da büyük bir yarışçıya dönüşür mü ve acaba Fransa, uluslararası film dalında Oscar’a yollar mı?

The Things You Kill

The Things You Kill

OSCAR’IN YABANCILARI

Açıkçası bu sene hangi ülke hangi filmi gönderir tahmini yapmak istemiyorum. Zaten çoğu zaman yanılıyorum. Bununla birlikte artık uluslararası film kategorisine de kısılıp kalmıyor zaten burada bahsini ettiğim yarışçılar. AMPAS’ın profili değiştikçe En İyi Film dalının görüntüsü de evriliyor. Onun yerine bu sene Türkiye hangi filmleri gönderebilir diye konuşalım istiyorum. Okul Tıraşı’nın yönetmeni Ferit Karahan, başrollerinde Demet Özdemir ve İlhan Şen’in yer aldığı Cinlerin Düğünü adında yeni bir film çekti. Bir ailenin üç kuşağa yayılan dağılma hikâyesinden yola çıkarak, insanın kendi kaderiyle kurduğu bağın ve yazgısının aşılabilir olup olmadığının cevabını arıyormuş. Kurak Günler’le ülke gündemine oturan Emin Alper de Kürt mücadelesini konu alan ve Cannes ya da Venedik programında görme ihtimalinizin epey yüksek olduğu bir filmle karşımıza çıkacak. Ancak bu sezona yetişir mi sorusunun cevabı henüz yok. Ama yine bıçak sırtı bir konu isterseniz, 15 Temmuz gecesinde geçen ve babalarının trajik ölümü sonrası yolları ayrı düşmüş iki subay kardeşin çatışmasının anlatıldığı Gecenin Kıyısı var. Türker Süer’in yönettiği film, prömiyerini Venedik’in Orizzonti bölümünde yapmıştı.

Sundance’te övgülere boğulan, kadrosunda Ekin Koç, Erkan Kolçak Köstendil ve Hazar Ergüçlü’nün yer aldığı The Things You Kill, Türkiye’nin adayı olur mu emin değilim. Bizim Oscar’ın ne demek olduğunu asla anlamayan bir garip kurulumuz yönetmeni Alireza Hatemi’yi “Türk” değil diye elinin tersiyle itebilir. ABD’de ders veren Türkiyeli bir üniveriste profesörünün, hasta annesinin ölümünün şüphelli koşulları karşısında öfkelenip yas süresince yabancılaştığı babasından intikam almasını konu alıyormuş. Türkiye göndermezse ortak yapımcılardan Polonya, Fransa ya da Kanada’nın adayı olabilir söyleyebilirim. Bir de Öğretmenler Odası ile Oscar adaylığının tadına bakan İlker Çatak var tabii. Yellow Letters isimli yeni filminde Özgü Namal ve Tansu Biçer’i bir araya getirmiş. Devletin keyfi uygulamaları nedeniyle işlerini kaybetmiş ve İstanbul’a ailelerinin yanına taşınmış bir karı kocanın kızlarıyla birlikte yeni yaşam tarzlarına uyum sağlama sürecini konu alan filmin çekimleri tamamlanmış. Yıl sonuna yetişebilir gibi duruyor.

İlle daha yabancılardan bahsedelim isteyenler için de birkaç isim analım tabii… Julia Ducournau yeni filmi Alpha‘da New York’u andıran kurmaca bir seksenler şehrinde AIDS salgını sırasında ebeveynlerinden biri hastalanan 11 yaşındaki bir kızın öyküsünü anlatacak. Cannes programında Ducournau’ya eşlik edebilecek isimlerin başında Silent Friend ile Ildikó Enyedi, The Secret Agent ile Kleber Mendonça Filho, No Other Choice ile Park Chan-wook, Preparation for the Next Life ile Bing Liu ve Orphan ile László Nemes geliyor. Ben Richard Linklater’ın Nouvelle Vague isimli, Jean Luc-Godard’ın Breathless’ı yapma sürecini konu alan filmini de takipte kalalım derim. Gerçi Jean Seberg’i canlandırmak için Zoey Deutch seçmiş olması başlı başına skandal ama Cannes’da görüşürüz her türlü. Bu arada Fatih Akın, bir kez daha Diane Kruger’la bir film çekmiş. Fok avına çıkan, geceleri balık tutan ve annesine aileyi beslemede yardımcı olmak için tarlalarda çalışan Nanning adlı 12 yaşında bir çocuğun anlatıldığı Amrum da Venedik’i zorlar sanıyorum ki.he w

jurassic world rebirth

Jurassic World: Rebirth

TEKNİK HARİKALAR

1993 tarihli ilk Jurassic Park ile 3 Oscar alan, The Lost World: Jurassic Park (1997) ile de görsel efekt adaylığıyla yetinen seri Scarlett Johansson, Mahershala Ali ve Jonathan Bailey’li bir kadroyla Jurassic World: Rebirth adı altında perdeye dönmeye hazırlanıyor. Umuyorum Chris Pratt’in rezil ettiği dünyaya iyi gelirler de ses ve görsel efekt dallarında görürüz yine Jurassic dinozorlarını. James Vanderbilt tahammülü zor bir kadroyla Nuremberg uyarlamaya girişmiş. Eğer ki eleştirel bir kaza yaşanmazsa kostüm ve prodüksiyon tasarımı dallarında yarışa dahil olur. Snow White da bas bas kostüm tasarımı adaylığı diye bağırıyor durduğu yerde. Açıkçası Marvel’ın antikahramanlarını buluşturan Thunderbolts‘dan beklentim sıfır. Sektör MCU’dan fena hâlde sıkıldığı için filme izlememeleri bile olası. Yalnız Mission: Impossible – The Final Reckoning, son filme kadar Oscar’dan yana yüzü gülmemiş seriye yine adaylık getirebilir gibi duruyor. Sanki animasyonları yeteri kadar şahane değilmiş gibi kalkışılan kanlı canlı How to Train Your Dragon, Andy Serkis’in George Orwell uyarlaması Animal Farm, bir türlü iyisini izleyemediğimiz en yeni Superman ve Pedro Pascal barındırdığı için ilgimizi çeken Fantastic Four: The First Steps gözüme çarpan diğer yapımlar. Bu arada Bong Joon-ho’nun seyirciye ikiye bölen ve Nisan ayında izleyeceğimiz Berlin prömiyerli filmi Mickey 17‘i de unutmuş değilim. Ama Oscar oylamasına kadar, hele ki bu kalabalıkta Akademi üyeleri unutursa şaşırmayacağım.

Elio

Elio

ANİMASYON KUŞAĞI

Arka arkaya gelen The Boy and the Heron ve Flow zaferlerinden sonra artık bu kategorinin büyük Amerikan stüdyolarına peşkeş çekilen bir kategori olmadığını biliyoruz sanırım. Yine de Pixar’ın yenisi Elio ve Disney’in Oscar’lı animasyonunun devamı Zootopia 2‘nin adaylığına kesin gözüyle bakmakta bir sakınca görmüyorum. Özellikle Bao ve Turning Red’i yapan Domee Shi’nin ellerinden çıkma Elio için çok heyecanlıyım! The Wild Robot’la Oscar’ı ellerinden kaçıran DreamWorks, The Bad Guys 2 ile şansını deneyecek ama bu seneyi boş geçerler diye düşünüyorum. İlkine de ilgi göstermemişti Akademi. Laika damgalı Kubo and the Two Strings’in yönetmeni Travis Knight, meşhur bir çocuk kitabı olan Wildwood‘u uyarlıyor, İrlandalı stüdyo Cartoon Salon da deniz kızı olmak isteyen bir oğlan çocuğunu konu alan Julián ile hazırlanıyor sezona. İkisi de kağıt üzerinde çok iddialı adaylar. Bir de Netflix’in animasyon seçkisinden Roald Dahl uyarlaması The Twits dikkatimi çekti. Yaz başında izleyecekmişiz.

Is This Thing On?

Is This Thing On?

TARİH SIKINTISI YAŞAYANLAR

Bu sene tarihle alakalı pek sıkıntısı olan filmimiz yok. Çünkü zaten grevler sebebiyle 2024 vizyonunu ıskalayan yapımların büyük bir çoğunluğu yıl sonunda çekimlerini tamamladı. Ama yine de üç filmi anmazsam olmaz. Olivier Assayas, Irma Vep’te çalıştığı Alicia Vikander ile tekrardan bir araya gelmiş. The Wizard of the Kremlin, Vladimir Putin’e (Jude Law) danışmanlık yapmış genç bir Rus film yapımcısını (Vikander) konu alıyor. Çekimler devam ettiği için Cannes’da prömiyer şimdilik zor gözüküyor. Bu arada Bradley Cooper kaşla göz arasında bir film daha çekti. Will Arnett’in yazıp başrolleri Laura Dern’le paylaştığı Is This Thing On? ise evlilikleri bitme noktasına gelen bir çifti anlatıyor. Cooper, kendine ana karakterin en yakın arkadaşı rolünü almayı ihmal etmemiş. Bu arada ilk kez B kamera operatörlüğü de yapmış yeni setinde. Bu seneye yetişirse 2025’te, olmadı 2026’da ballandıra ballandıra anlatmasını izleriz artık bu deneyimini. Brendan Fraser’ın Dwight D. Eisenhower’ı canlandırdığı ve D-Day’e kadar geçen son 72 saati anlatan Pressure‘ın çekimleri de bitmek üzere. Esas merak ettiğim ise intihal davasını kaybeden İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin yeni filmi. Rejime tepki olarak artık İran’da film yapmayacağını duyuran Farhadi, New York’ta gerçekleştirecekti çekimleri. 4 senedir yeni filmini izlemediğimiz yönetmen, eğer hızlı bir kurgu sürecinden geçerse Venedik’e yetiştirebilir. Bir de May December’ın Oscar adayı senaristi Samy Burch’ün kaleme aldığı yeni Kent Jones filmi Late Fame var. Dafoe, şöhrete geç kavuşan kalemi, Greta Lee ise kendisine hayran olan genç bir aktrisi canlandırıyor. Etrafında tatlı dedikoduların döndüğü filmin prodüksiyon süreci de devam etmekte.


Bu yazıda yer alan bütün filmleri topladığım Letterboxd listeniz hazır: 98. Akademi Ödülleri / Oscar 2026 Tahminleri yazımdan…

Ve tabii ki geliyoruz tahmin sayfalarına…

Devamını oku
5 Comments

5 Comments

  1. imge

    7 Mart 2025 at 16:58

    cok kapsamli bir yazi olmus eline saglik

  2. ruhumvaroş

    13 Mart 2025 at 22:06

    2024 çok sıkıcı bir yıldı. ödül sezonu da sönük geçti. 2025 için umutluydum ama filmleri görünce tadım kaçtı. uzun değerlendirme yazısını da okudum; biri hariç hiçbirinden “best picture” kokusu alamadım. ben şöyle bir iddiada bulunayım: bu listede adı hiç geçmeyen bir film çıkacak ve en iyi film ödülünü o alacak. kişisel olarak da beni heyecanlandıran tek film chloé zhao filmi. o kadına bayılıyorum çünkü. görmeden bir şey söylemek için erken ama timothee o rolle oscar falan alamaz; jeremy allen white ellerini ovuşturmaya başlayabilir.

  3. Pingback: Altın Rapor: Boykot Festivali (21 - 27 Mart) - Oscar Boy

Yorum yazın...

Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin