Yazın boş bıraktığım Oscar Boy’da Pride için kendi rekorumu egale ettim etmesine ama aklımda bir sürü yazı kaldı, yoğun takvime sığdıramadığım. Bunlardan biri de HBO’da seyirci...
71. Primetime Emmy Ödülleri’nin adayları nihayet açıklandı. Ben yine madde madde biraz özet geçerek genel manzara hakkında sizi aydınlatayım istiyorum. Zaten tahmin sayfalarımı hemen akabinde güncelleyip...
71. Primetime Emmy Ödülleri’nin adayları yarın TSİ 18.30’da açıklanıyor. The Good Place sayesinde tanışma fırsatı yakaladığımız D’Arcy Carden ve Community sonrası doğru proje ile bir türlü...
Drive sonrası The Neon Demon ile tek sıkımlık bir kurşun olmadığını hatırlamamıza yardımcı olsa da Nicolas Winding Refn’in izlemeye değer bir şeyler çıkarması için en az...
Her film yılına geç başlamak artık bir Oscar Boy âdetine dönüştü. Bu sene hayatım köklü değişikliklere sahne olduğundan belki bir fırsat veririm dediğim İstanbul Film Festivali’ne...
Sırf çocukluklarının bir kısmını Steven Spielberg’ün anlattığı masallara ayırarak geçirdikleri için bu janjanlı paketin büyüsüne kapılıyorsunuz diye eleştirdiklerimin bedduası tuttu: Yaşlandım! Stranger Things’i izlemeye otuza el...
Esasen Tales of the City, 1993 yılında startını vermiş ve dönemin at gözlüklü ikliminde “aşırı” bulunduğu için hemen yayından kaldırılmış bir proje. Daha sonra 1998 ve...
Nihayet televizyon kanadında da 1 Haziran 2019 itibariyle başlayan yeni sezonun startını verebildim. İlk durak olarak da vakti zamanında topluca övgülere boğduğumuz ama Netflix ortaklığı ile...
2019 vizyonu, çalma listelerimizin dekatını değiştirme amaçlı çalışmalarına devam ediyor. Elton John sevdamızı perçinleyen Rocketman sonrası şimdi de tamamı The Beatles’ın bıraktığı mirasa saygı duruşu olarak...
Rüyalara öykünen ürkütücü masallarını hep bir bilinmezlik üzerine kurmuş David Lynch için nirvana mertebesinde Mulholland Drive’ın adının anılması çok garip düşünürseniz. Bir televizyon dizisi olarak pilot...
Yeterli şana şöhrete sahip olmayışını her daim şaşkınlıkla karşıladığım Sunday Bloody Sunday, yetmişlerde yeni bir zirveyle tanışmış Britanya sinemasının taşyapıtı desem yeridir. Yan Odadan Filmler dahilinde...
Tabulaşmış her kavramın, her alışkanlığın canını okumayı seven, Kuzey Avrupa’nın deli çocuğu Lukas Moodysson da seçkideki kariyerini zevkle takip ettiğim yönetmenlerden bir diğeri. Orijinal adı Fucking...
Girlhood ile sinema dilinin etkisine kapıldığım Céline Sciamma, geçmişine dönünce hayal kırıklığına uğratmayan yönetmenlerden biri oldu hep benim için. Henüz erginliğe yaklaşmamış yaşların öykülerini anlatmaktaki ustalığı...
2018/19 televizyon sezonunu da nihayet noktalıyorum bugün. Artık Tales of the City ve Black Mirror yazılarıyla yeni döneme giriş yapabilirim. Ama tabii öncesinde ödüllerimi dağıtma kısmı...
Selma senesinde #OscarSoWhite etiketiyle köklü bir değişimin startı verilmişti hatırlarsanız. Endüstrideki ırk ve cinsiyet konusundaki eşitsizliğe, üzerine gelen #MeToo meselesiyle birlikte, çare olabilmek için epey çaba...
Bildiğimden değil, minik araştırmam sonucu öğrendiğim üzere Rainer Werner Fassbinder kendi yazdığı oyunun beyazperde uyarlamasını George Cukor’un The Women isimli camp öğesi bol şenliğinden esinlenerek gerçekleştirmiş. Dolayısıyla...
BFI üretimi Tüm Zamanların En İyi 30 LGBTQ+ Filmi listesindeki en sıra dışı yapıma geldi sıra: The Watermelon Woman. Youtube haricinde herhangi bir kaynak üzerinden ulaşımın...
RuPaul’s Drag Race ve Ryan Murphy üretimi Pose sonrası hiç yaşamadığım bir zaman aralığı hakkında o kadar çok şey öğrendim ki sırf kuir olmaktan sebep kendimi...
Eveeet geldik 30 günlük maceranın sonuna. Bugün kafamda belirlediğim Pride programı sona eriyor ama birkaç gün daha sizleri muhtemelen BFI listesinden kalan eksiklerimle meşgul edeceğim. Angels...
Size Readers’ Choice curcunası bitsin kendi adaylarımı açıklayacağım demiştim. Esasında Pazartesi’ye kadar dayanmaktı niyetim ama sayfa hazır, yazı hazır, değiştirmek istediğim bir dizi de yok. Niye...