Ve son iki… Yarın Günün Kısası bölümü bitiyor. Kapanış filmimizden önceki son durak HIV testlerini beklemekteki eşcinsel bir adamı anlatmakta. Buyrun The Mess He Made isimli...
Blue Is the Warmest Color’ın Cannes’daki prömiyeri sonrası Abdellatif Kechiche önderliğinde başlayan sosyal medya ve sezon fetihi daha dün gibi aklımda. Sonrasında kariyerinin diğer anlı şanlı...
Thomas Mann’ın romanından birkaç değişiklik ile 1971 yılında beyazperdeye uyarlanan Death in Venice, kafasını boşaltmak amacıyla Venedik’e giden ve burada kendisinden oldukça küçük yaşta bir erkek...
Katılımın her seneden daha yüksek olduğu 9. Readers’ Choice Ödülleri oylaması kapanalı saatler oluyor aslında ama sonuçları duyurmak için yarına kadar beklemekte bir mana göremedim. Hem...
Pride ayının her dakikasını ciddi geçirecek değiliz ya, işin içerisine biraz mizah katan bir animasyonla havamızı değiştireceğim bugün. İtirazı olan varsa şimdi konuşsun diyeceğim ama kimsenin...
Piyasadaki bağıra çağıra kuir ve azıcık ucundan homoerotizm koklatan bütün filmlere yaptığım gibi Carol’ı da ilk izlediğim günden beri birkaç temel özelliği sebebiyle The Talented Mr....
Mübarek Pride ayının son günlerinde yavaştan elimdeki kısaları tüketmeye başladım. İlginizin ilk günlerdeki kadar ayakta olmadığını bildiğimden elbet bir gün yolunuz düşer, hepsini sırayla izlersiniz diyerek...
Konuyla alakalı beyanlarımı sosyal medyada yaptım ama bir de buraya sıkıştırayım: Küçük yaşta izleyip beğendiğim çoğu filmi karta kaçınca tekrar ziyaret edişlerim hep hüsranla sonuçlanıyor. Yolu...
Twilight seyrimin ardından gizli bir Robert Pattinson saplantısı oluşturmam ve tabii Call Me by Your Name’in yeter artık herkes bilsin diye tutukluluk dönemimi geç de olsa...
Her sene dizileri bittiği gibi yazacağım, biriktirmeyeceğim diye ısrar ediyorum ama olmuyor, olamıyor. Umarım önümüzdeki sezonda sözümü tutmayı başarırım. Yavaştan yaz aylarında başlayan televizyon projelerini yazmak...
Günün Kısası bölümüne duyulan ilgi giderek azalsa da ben caymadım ve Haziran sonuna kadar da paylaşımlarıma devam edeceğim. Bugün kısacık süresine ziyadesiyle gerilim sığdıran Waffles var...
Her yazıda Yan Odadan Filmler’den bahsetmem de biraz can sıkmaya başladı, farkındayım. Ancak yarışma sayesinde aradan çıkardığım film sayısını gördükçe hayret etmelere doyamıyorum. Pride Boy’un bugünkü...
Nasipte bir Pier Paolo Pasolini filmi hakkında 400 kelimelik yazı karalamak da varmış. Canım Pride, sen nelere kadirsin… Öncelikle haddimi aşma ihtimalime karşı ufak bir uyarıda...
Artık seçki, devam etmek, gün, bölüm, konuk kelimelerini o kadar fazla kullandım ki kendimden nefret etmeye başladım ama olsun! Tatlı mı tatlı, 2009 tarihli bir kısa...
Netflix sahalarında seyirciye ulaşan Mudbound’la başarılara imza atmış ve anlatılmaya değer gördüğü daha nice öyküyü kendi sesiyle perdeye taşıyacağından pek emin olduğumuz Dee Rees’nin adını Pariah...
Seçim molası Günün Kısası bölümüne de uğradı tabii. Ama Haziran bitmedi ve hâlâ sizlerle paylaşmak istediğim 7 kısa film daha var elimde. Bugün New York’un hedonist...
Seçim heyecanıyla birkaç günlük ara verdiğim Pride Boy bölümü için tekrardan klavye başına oturdum. Artık günde ikişer, üçer yazı yazarak tamamlamaya çalışacağım BFI ürünü Tüm Zamanların...
Nihayet Günün Kısası bölümüne katılmak isteyen biri mail attı! Eski Yeşilçam filmlerini kurgulayarak videolar yapan Volkan Karanlık’ın filmi seçkinin en orijinal kısalarından biri olabilir. Mutlaka göz...
Oscar Boy’un en gurur duyduğum parçalarından biri Readers’ Choice biliyorsunuz. Film ve televizyon olmak üzere iki farklı mecrada sizin oylarınızla önce yılın en iyisi olmak üzere...
Looking beni Instagram köşelerinde Russell Tovey’nin paylaştığı her resme beğeni bırakmaya mecbur ettiği günden bu yana hangi projede yer alırsa alsın peşinden koştura koştura gidiyorum. Neyse...