HBO’nun son yıllardaki en iyi dizilerinden biri olan Enlightened’dan bu yana başıma gelmeyen bir şey oldu ve izlediğim dizilerden biri iptal edildi. Gerçi Boss ile Awake’de...
Sex and the City’nin Brooklyn versiyonu olarak yola çıkan, ama kısa zaman içerisinde kendine has tarzıyla aslında bambaşka bir perspektife sahip olduğunu kanıtlayan Girls dördüncü sezonunu...
The Daily Show, South Park, Workaholics gibi yapımlar sayesinde kendine has bir seyirci kitlesi oluşturan Comedy Central henüz büyük networklerle boy ölçüşecek noktaya gelemese de komedi...
Netflix’in yeni dizisi Bloodline’ı bitireceğim derken üzerine Mozart in the Jungle’ı da ekleyince geçtiğimiz haftalarda sezon finalini yapan Episodes’u yazmayı unutmuşum. Ama benim için pek çok...
Bu yıl 26 Nisan’da sahiplerini bulacak olan BAFTA TV Teknik Ödülleri’nin adayları belli oldu. Belgeselleri bir kenara atarsak Penny Dreadful 5, The Honourable Woman 4 adaylığıyla...
Az çok kitap okuma alışkanlığınız, kitap satan yerlerde mutluluktan kendinizden geçmek gibi bir özelliğiniz ve tabii dünyada ne olup bitiyor, neler meşhur neler değil diye şöyle...
Bundan 10-15 yıl sonra artık televizyon kanallarının yerini interaktif platformların aldığını, televizyonların tamamen bilgisayar fonksiyonu gösterdiği bir noktaya geleceğimize adım gibi eminim. Ülkemizde Digiturk bu konuda...
Geçtiğimiz haftalarda ATAS’ın büyük kural değişikliklerini açıklamasıyla birlikte herkes kafasındaki soru işaretlerine cevap aramaya başlamıştı. Drama ve komedi dizi dallarında 7’şer aday olmasına kimsenin sesi çıkmasa...
Üç yıldır House of Cards’ı büyük bir zevkle takip ediyor olmama rağmen Netflix dizinin 13 bölümünü birden aynı anda yayınladığı için bir türlü zamanında izleyip yazacak...
Dün Banana’yı anlatırken ufak bir giriş yapmıştım Russell T. Davies’in Channel 4 için yaptığı dizilere. Bu başarılı serinin en önemli halkasını konuşarak devam edeceğiz şimdi. Adını...
Queer as Folk, Torchwood ve en önemlisi Doctor Who gibi işleriyle bilinen Russell T. Davies bu yıl Channel 4 için üç dizi birden yapmak üzere kolları...
HBO bunu her sene yapıyor öyle değil mi? Sessiz sedasız bir dizi yayına giriyor. Henüz yeteri kadar tanıtılmadan ulaştığı ufacık kitleyi ele geçiriyor. Bazen Game of...
How to Get Away with Murder konuşmadan evvel söze Shonda Rhimes’dan girmek en doğrusu olacak sanıyorum. Shonda Rhimes dediğimiz kadın bizde Ay Yapım’ın arkasındaki isim Kerem Çatay’a denk...
Brooklyn Nine-Nine ile Altın Küre almasının ardından (ki dizi ilk sezonuyla büyük kategoride de galip gelmişti) hepimiz Saturday Night Live mezunu Andy Samberg’ün Emmy’ye de aday...
WordPress çatısı altında geçen beş yıldan sonra artık kendi blogumu rahatça hareket edebileceğim bir platforma taşımak istediğimden pılımı pırtımı toplayıp “self-hosted” denilen evrene katıldım birkaç hafta...
Son birkaç yıldır televizyonun lokomotif komedilerine arka arkaya veda etmeye başladık. Önce 30 Rock elveda dedi. Ardından çoktan gözden ve formdan düşen How I Met Your...
Pixar’sız geçen yavan bir dönemden sonra 2015 içerisinde başarılı animasyon fabrikası iki filmle birden yarışa hazırlanıyor. Bunlardan birisi de Inside Out. Kısa fragmanları daha önce yayınlanmıştı; ama ilk...
Sezon Günlükleri‘nde bugün yolumuza 2015’in güzel sürprizlerinden biriyle devam ediyoruz. Yine pek sevdiğim komedyen Graham Norton’ın talk show’unda keşfettiğim bir dizi var elimizde: Catastrophe. Bir zamanlar...
Esasında Netflix’in daha evvel yayınladığı House of Cards’ı izleyip bitirmek ve yazmak gerekirdi; fakat her zaman olduğu gibi komedilere zaafım devreye girdi. Arka arkaya bizi dizi...
Yeni siteye geçtiğim gibi sizlerle 88. Akademi Ödülleri’nde yarışması muhtemel filmleri yazdığım Oscar Boy’un artık klasikleşmiş derlemesini paylaştım. Bu yıl vizyon tarihi bir anda öne çekilen filmleri...