Bir önceki filmi BlacKkKlansman ile kariyerinde geç de olsa Oscar’la buluşan usta yönetmen Spike Lee, uzun zamandır yaptığı, en politik diyemesem de, en hiddetli filmle karşımızda...
Netflix kitaplığının yeni üyeleri bir bir tüketilirken, yoğun bir döneme denk geldiği için pek ön plana çıkamayan The 40-Year-Old-Version, genç ve umut vaat eden hikâye anlatıcılarına...
Pek çok ülkede Amazon’un streaming servisi Prime dahilinde izleyiciyle buluşsa da bizimkine uğramayan Borat Subsequent Moviefilm, seçimlere 10 gün kala yaptığı dünya prömiyeri ile gündeme bomba...
Tempo probleminden başka bir şey muhteva etmeyen her filmi kült statüsüne eriştirildiği için benim yönetmenim olmadığını bildiğim Ben Wheatley, ellenmemesi gereken klasikler listesinden Alfred Hitchcock’un Akademi...
Yıllar içerisinde geliştirdiği kendine has sinema diliyle muhattaplarına film üretmeye devam eden Sofia Coppola, babasının adı sayesinde gelen şöhret çocuğu olma krizinin sularına Somewhere ile yaptığı...
Yaptığı son 20 diziden 19’u çöpü andırsa da tıpkı Arka Sokaklar gibi anlayamadığımız bir şekilde yerin yedi kat altına dizileriyle birlikte gömülmeyen Ryan Murphy, parmağını yalayıp...
Elimdeki yazmak için biriktirdiğim yazdan kalma filmler ve dizileri tüketerek önüme bakmak istesem de yığın sürekli büyüyor. Bu ay içerisinde 4 Film 400 Kelime’yi de haddinden...
LFF defterini bütünüyle kapatıyorum bugün nihayet ve uzun uzun konuşacağım son film de Ben Sharrock’un festival seyircisi tarafından oylanan ödülde ilk üçe giren harikası Limbo olacak....
Nomadland’in Altın Aslan ile buluştuğu son Venedik Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü’nü evine götüren New Order, orijinal adıyla Nuevo Orden, After Lucia’dan bu yana her filmiyle...
Bağımsız kanatta icra edilse de ana akımın kapılarını aralaması sebebiyle yüksek profilli oyuncuların teşrif ettiği kuir filmlerde, sırf ödül almak uğruna bu toplara giren heteroları görmekten...
Oscar yollarını aşındırmış The Secret of Kells ile Song of the Sea’nın yaratıcısı Tomm Moore, sahibi olduğu Cartoon Salon’un çatısı altında yeni bir animasyona daha imza...
Benim sanal festival maceramda izlememin hemen ardından malum yerlere de uğrayan Kajillionaire, hayata karşı “dik duruşlu” ebeveynlerin disfonksiyonel mevcudiyetlerini dünyaya getirdikleri bireylere aşılaması üzerinden var olmuş...
Londra Film Festivali macerası Cumartesi günü bitti ve ben tadı damağımda kalan 15 günlük serüvenin ardından yazmadığım bir düzine filme bunları kim eritecek şimdi diye bakınarak...
Belgesel ile kurgusal arasındaki sınırları ihlal eden bir önceki filmi The Rider sonrası Chloé Zhao’nun yeni projesiyle ilgili dedikodularda Oscar adını görmek hepimizi şaşırtmıştı sanıyorum. Frances...
Oscar’ın tarihi ve dolayısıyla tüm sezon 2-3 ay kaydığı için Ekim’de Netflix kitaplığındaki yerini almasına karşın bir yaz filmi muamelesi yapabileceğimiz The Trial of the Chicago...
Evlerimize kapanmış olsak da gündemi yalnızca pandemiyle dolu olmayan 2020, yaz başında polis şiddetinin doruğa çıktığı Amerika’da #BlackLivesMatter hareketinin ne acıdır ki 21. yüzyılda bile ihtiyaç...
Bağıra çağıra kuir olmanın tadına vardıktan sonra artık benliğinizle birlikte yazıya döktüğünüz düşünceleriniz de herhangi bir dolap kapağının arkasında saklanıp kalmadığından oto sansür uygulamak zorunda kalmıyorsunuz,...
Uluslararası film yarışında Polonya’yı temsil etmeye hazırlanan Never Gonna Snow Again, orta sınıfa has suçlululuk duygusunun iklim kriziyle de muhattap olduğu, ölümün bütün formlarındaki sağır eden...
Danimarka sinemasının taçsız prensi Thomas Vinterberg bir anlatıcı olarak sınırsız yeteneklerinin kuş bakışı manzarasını gösterdiği The Hunt sonrası, benim varlığından pek de şikayetçi olmadığım kostüm draması...
Keşif yapmak için üstün çaba sarf ettiğim ilk haftanın hatıralarından Farewell Amor, The Chi isimli HBO projesinde tanıma fırsatı yakaladığım Ntare Guma Mbaho Mwine’nin de yer...