Hakkında tek başına 400 kelime yazı yazmayı asla istemediğim filmler için yeni bir buluşma noktası yarattım, biliyorsunuz. Esasında olabildiğince az kullanmak istiyordum bu platformu; ama yine...
Yaş aldıkça iş yerindeki tempo sebebiyle bloga ayırdığı zamandan çalan hadsiz sinema yazarınız olarak, sezon başında bir hevesle yine izleyeceğimiz uyarlama filmlerin kitaplarını okuma kararı almıştım....
İncelikli bir fikre sahip olmak, referans verdiğin sinemacıları tanımak, tüm hikâyeni sırtında taşıyabilecek bir metafor düşünmek, kontrast estetikle kışkırtıcı imajlar yakalamak tek bir filmi iyi yapmaya...
İskoçya topraklarında 14. yüzyılda meydana gelen büyük savaşlar (yoksa dev soykırım mı demeliyim), hem sinemada hem de televizyonda pek çok projenin konusu olmaya devam ediyor. Hell...
Double Whammies adında, Hooters’dan bozma, Texas orijinli bir spor barının yarı çıplak kadın garsonları, onlara neredeyse annelik yapan müdürü ve tek bir zorlu iş gününe sığdırılmış,...
Beklentisizliğim sağolsun izledikten sonra salondan hoşnut bir şekilde ayrıldığım Green Book, bu senenin politik okuma yapıldığında sınıfta kalması sebebiyle çokça eleştirilen Oscar filmi olma özelliğini taşıyor....
2012 tarihli Barbara haricinde yeteneklerine vâkıf olmadığım Alman auteur Christian Petzold, zaman ve mekan kavramının ayarlarıyla oynayan, savaş psikolojisi etkisi altında birey olmanın buhranları üzerine fikir...
Tembelin Günlüğü’nün 2018 versiyonu 4 Film 400 Kelime’yi bu sene ikinci kez kullanmak zorunda kalacağım. Çünkü vizyonu çoktan terk etmiş, eleştirmenlerin doğru düzgün yüz vermediği birkaç...
Didaktikliği prensip bellemiş siyahi anlatıcılar Hollywood’taki güç değişiminden yararlanmaya devam ediyor. Angie Thomas’ın aynı adlı romanından uyarlanan The Hate U Give de yol haritası daha ilk...
Sokak başına iki diyetisyenin düştüğü, prostetik makyajın Instagram’ın keşfet sekmesinde vakit öldüren başlıklardan birine dönüştüğü, her ikonun hayatıyla ilgili detaylara tek tıkta ulaşabildiğimiz ve hatta videolarıyla...
Bu sinema yılı içerisinde izlediğim en nevi şahsına münhasır film olmaya aday Thunder Road, Jim Cummings beyefendinin 2016’da çektiği kısa filmin uyarlaması. Kamera önünde de deneyimi...
Inside Llewyn Davis’ten sonra dişe gelir bir filmle karşımıza çıkamayan Coen Kardeşler’in Netflix’te görücüye çıkan yeni projesi The Ballad of Buster Scruggs, altı parçadan oluşan bir...
Çocukluk yıllarının en karanlık dönemlerini, kafasını J.K. Rowling’in kitaplarına gömerek geçirmiş biri olarak Harry Potter evreninin beni ne kadar mutlu ettiğini kelimelerle ifade edebilmem mümkün. Hogwarts’tan...
Steve McQueen’in şiddet bağlarında noir havalarını oynadığı yeni filmi Widows, namlusunun ucuna bugünün Amerikası’nı yerleştirmiş, yönetmenin “yakışıklı filmler” kulübünü andıran filmografisinde ana akıma en çok yaklaştığı...
Ailesinin büyük bir kısmı aynı sektörde olduğu için çocukluğunu showroomlarda uyuyarak geçirmiş biri olarak modayı en iyi ben anlarım demiyorum; ama ucu faşona (espri) değen her...
Pixar’ın gayriresmî maskotu olarak Incredibles 2 hakkında fikir beyan etmenin de zamanı geldi çattı. Rakipsiz stüdyonun hata yapma lüksü yokmuş gibi davranarak müşkülpesentliğe mahal vermek istemesem...
15 dakikalık kısa film materyalini bir buçuk saate yayarak ödül üstüne ödül toplayan Pawel Pawlikowski, Ida’dan beş yıl sonra serüvenine Cannes’da En İyi Yönetmen seçilerek başladığı...
Hollywood kendini değiştirmek için üstün bir çaba sarf ederken film değerlendirme eylemine de yeni bir anlayış eklendi: Aman canım beyaz adamlar bundan yüz tane yaptı, bir...
Oscar sezonuyla yakından ilgilenenlerin haberi vardır; The Wife 2017 güzünde birkaç festivale uğramış ve ardından Sony Pictures Classics tarafından dağıtım haklarını alınmış, alelacele 2018’e ertelenmişti. Dahil...
Popüler kültüre mal olmuş isimlerin hayatlarını, aşk mektubu lezzetinde belgesellerde izlemenin keyfi de bir başka oluyor. ABD Yüksek Mahkemesi yargıçlarından, Notorious lakabıyla sosyal medyanın bir numaralı oyuncak...