19. yüzyılın Rus romanlarını andıran bir materyalden uyarlanmış Lady Macbeth, tiyatrodaki işleriyle tanınan William Oldroyd’un beyazperdede bir uzun metrajlı için kamera arkasına geçtiği ilk yapım olma...
12 Years a Slave ve Selma’yı fazlasıyla takdir etmiş, beğendiğini yüksek sesle söylemekten de çekinmeyen bir izleyici olarak Hollywood’taki değişim rüzgarlarının bilhassa siyahi sinemada pirüpak sosyal...
Ürün verdiği her janrda Avrupa’daki festivallerin altını üstüne getiren Claire Denis, yanına Juliette Binoche’u da alarak ekonomik ama yüksek profilli yeni bir çağdaş Fransız sineması örneğine...
Hell or High Water ile beklenmedik bir başarı elde eden senarist Taylor Sheridan’ın, 2001 tarihli Vile pek duyulmamış bir korku filmi olduğundan, ilk yönetmenlik denemesi muamelesinde...
Anne Hathaway’e yetenekleri sınırlı olduğu için değil de sırf Oscar’ı aldığında sahneye çıkıp “It came true.” dedi diye dünyayı dar etmemizin dördüncü yıl dönümüne girerken şunu...
Kostümlü dramalarıyla elde ettiği kayda değer başarı sonrası kendine yepyeni bir yol haritası çizdi yönetmen Stephen Frears. Filmografisinin son çeyreği ödülden yana yüzü gülmeye müsait biyografilerle...
Süsten ve zorlamadan uzak anlatımın yeni kalesi Beach Rats, queer sinemanın daha önce sıkça gördüğü ben kimim, neyim, ne istiyorum sorgulamalarını karakterin eylemlerini anlamlandıran travmalarla birlikte...
Andy Samberg’ün Saturday Night Live’da yer aldığı dönemde ürettiği efsanevi Digital Short serisinden sonra koltuğu daha tuhaf bir mizahın izini süren Kyle Mooney almıştı. Beck Bennett’lı enstalasyonları...
Bunu daha önce deneyimlemediğimi söyleyemem, ama uzun zamandır ilk kez bir filmi yazarken “Çok kötü.” diye iki kelime bırakıp gitmek istiyorum. Sezon sonu hedefim olmasa öyle...
Öncelikle çok rahat bir itirafta bulunup bugüne kadar Poirot serisinden herhangi bir kitabı okumadığımı ve hatta kimin eli kimin cebindeye varan dedektif öyküleriyle geçmişimin Fox Kids’de...
Sulu, yağlı ve bilgisayar gerektirmeyen herhangi bir boya çeşidiyle icra edilmiş el işi animasyonlara olan zaafınızı anlayabiliyorum. Bilhassa Uzak Doğu’nun ürettiği bol hisli, az katarsisli yapımların...
1920’li yıllarda Amazon’a yaptığı ziyaretlerle Z isimli hayali şehrin peşine düşen İngiliz kaşif Percy Fawcett’ın gerçek hayat öyküsünü anlatıyor The Lost of City Z. Sade sinemasını...
Vizyonu rötarlı kovalamak, festivalin en sanal olanından yararlanmak âdetimdir. O yüzden ay olmuş Kasım, nereden çıktı Split izlemek demeyin. Türlü muzurluklarına hayranlık duyduğumuz kafası karışık yönetmen...
Haksızlık üzerine kitaplar yazdıracak kadar alçak sonuçlarla dolu Akademi tarihi bu yıl adalet kavramından ne kadar yoksun bir sistemin parçası olduklarını kanıtlarcasına Sally Hawkins’i Maudie yerine...
Epey sancılı bir ödül sezonu sonrası iyi bir kampanya nelere kadir dedirterek Oscar kazanan Brie Larson’ın, bağımsız film çevrelerinde adının duyulmasına yardımcı olmuş Short Term 12...
Kogonada’nın ilk filmi Columbus adını Indiana’nın 45 bin nüfuslu, modern mimarisi sayesinde ilerlemiş kamu sanatının zirve yaptığı minik şehrinden alıyor. Prömiyerini Sundance’de yapan, konumu kadar küçük boyutlu...
Bunalım yaşa değil, başa bakarmış. Beni otuza üç yıl kala, evlenip barklanmış ve hayatımdan memnun değilmişim gibi uçurum kıyılarına iten Brad’s Status, mürekkebini akıttığı her tekste...
Filmleri büyük bir çoğunlukla ellerindeki hikâyeyi heba ettikleri için eleştiriyoruz, ama bu yılın kayıbı en büyük tren enkazı olma şerefine erişen The Book of Henry’nin sorunları...
Korku filmlerine sırnaştım sırnaşalı izlediğim bir avuç öcülü patırtı arasında janrın cazibesini çözmeye çalışıyorum. Neyse ki arada önüme Happy Death Day gibi çok yenilikçi sayılmamakla birlikte...
Irk ve cinsiyet çeşitliliğini artırma maksatıyla koşulları eşitlemeye çalışan kurumlar listesine baktığınızda prestij sıralamasının zirvesinde HBO ile Netflix çıkıyor karşınıza. Her ne kadar isimleri televizyonla ilişiklendirilse...